Tamamen kendi bilgisizliğimden soruyorum, taşradan o kadar sık film çıkıyor mu?
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Demek istediğini çok iyi anlıyorum, fikir olarak da yaklaşık olarak aynı şeyleri söylüyoruz aslında, ama olayı ekip ve ekipman işine getirdiğin zaman iş biraz farklılaşıyor. Şuan anadolunun bir çok kentinde sinema zaten okullarda okutuluyor. Ekip ve ekipman çok zor ulaşılan şeyler olmaktan artık uzaklar. Bu noktada belirtmek isterim ki belirttiğiniz imkanlara sahip birçok proje özlük ve nitelik açısından malesef yeterli değiller. Olay eldekilerle bir şeyler üretmekle ilgili.
Konuyu oryantalizme veya taşra sıkıntısına hiç getirmek istemiyorum ama birilerinin Ahmet Uluçay'ı bu çerçeveden anlamaya ve yorumlamaya çalışma tehlikesi azımsanmayacak derecede fazla olacağını düşünüyorum. Bu yüzden taşrada film yapılması yada İstanbul gibi metropollerde film yapılmasından çok -bu aynı zamanda yöresel tema olarak da düşünülebilir- filmin niteliğinin ve -veya- derdinin esas ölçüt olması gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç itibariyle bu ülkede birçok sinemacı alaylı, hepimiz bir şekilde bedeller ödüyoruz. Bu Ahmet Uluçay gibiler için gerçekten ağır, ama bir şekilde hepimiz aynı noktadan hareketle ilerliyoruz "sinema aşkı". Herneyse konuyu ister istemez dağıtmaya başladım o yüzden yazımı burada noktalıyorum, en azından kısa filmlerini ve "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak"ı tekrardan izlemem gerekli. Şuan yaşadığım şehrin dışında bir şehirde -Afyonkarahisar- olduğum için dvdyi tekrardan izleme şansım yok umarım hafta sonunda tekrardan izleyebilirim, belki o zaman somut verilerle zihnimdekileri anlatabilirim.