şşu anda izleyemiyorum(işyeri) ama afiş bana çocukluğumdaki tv programlarını anımsattı..iyi hissettm kendimi...ya da 80 li yıllar iğrenç sanat anlaşıyışı içinde yapılan farklı işleri...

Güzeldi, facebookta rastlamıştım.
Sanırım mendil satan bir kız vardı bi ara "gülümse" adı altında bir video, yine aynı eleman çekmişti.Onun eli yüzü düzgün, duygu sömürüsü olmayan versiyonu.Bu arada uzun metraj da çekmişler.Merak ettim açıkcası.

Ekip listesi birazcık daha uzasaymış benim adımda görünecekmiş 🙂

ya bu hakikaten guzel. "Icimi simsicacik yapti" deyimini herhalde bu film icin kullanmazsam carpilirim. Ellerinize ve yureginize saglik.

Filmin sonundaki "o kucuk sokak kizina" lafi bende gereksiz cagrisimlar yapti. Hasan (ya da Tolga) gunun birinde sokakta yasamin uzerine bindirdigi onca yuke ragmen hayata simsiki tutunan bir sokak kizi mi gordun de bu ucleme fikri dogdu? Oylesine merak ettim.

Calismalarinizda mutluluk ve basari dileklerimle,

facebooktaki yorumumu burada da paylaşayım;

öncelikle emeği geçen herkesin eline sağlık, oldukça güzel bir iş çıkmış. tabi ki jimmy jib ve steady cam gibi imkanlara sahip olmak kolay olmadığı için de şanslı bir yapım ayrıca. benim filmin geneline yakıştıramadığım tek yanı görüntü yönetimi, bunca imkan ve güzel bir anlatımın yanında daha iyi bir görüntü beklerdim açıkcası. 3. adımı da bekliyorum 🙂 tekrar tebrikler

Ben tam puan veriyorum, işin içinde bir de çocuk oyuncular var ki bu normal bütçeli bir yapım için bile zor iş. Herşey çok iyi kotarılmış. Sonuçta bende bir iz bıraktı.

Yapanların ellerine sağlık...

tacfilm: Senin filmin mi bu? Ne cevherler varmış aramızda, onore oldum : )

Arkadaşlar, bir yanlış anlaşılmayı düzelteyim. Jimmy jib kullanılan her film büyük bütçeli olmak zorunda değil. Alet gökten zembille gelmiyor. Bir tanıdığımız vasıtasıyla 200 YTL gibi bir paraya jimmy jib kullandık. "Bunca imkan varken..." ile başlayan eleştiriler için bu açıklamayı yapma gereği duydum. Neticede bu bir öğrenci filmi. Profesyonel bir görüntü yönetmeni ve ekipman kullanılmadı.

baco sağol, sınıf arkadaşım tolga'nın filmi. ben kameramanlığını yaptım benim emektar vx2100 ile...

filmin çok büyük bir bütçe ile çekilmediğini biliyorum. 2000 ytl gibi bir harcama yapılmış sanırım her şey için (mine ile konuşmuştuk). zaten ben imkan içerisinde yüzüyorsunuz ne biçim iş yapıyorsunuz gibi birşey de demek istemedim, yanlış anlaşılmasın. en azından bir bütçeniz vardı, steadycam ve jimmy jib gibi donanımları herkes kullanamıyor. mesela benim şu ana kadar hiç bütçeli bir filmim olmadı. bu yüzden sizi şanslı gördüm.
Neticede bu bir öğrenci filmi. Profesyonel bir görüntü yönetmeni ve ekipman kullanılmadı.
sonuçta filmin görsel yönetimi ile ilgili eleştri yapmamamızı sağlayacak nasıl bir durum oluşuyor onu anlamadım? dediğimi yineliyorum; elinizde -en azından kendi imkanlarıma nazaran- bazı teknik imkanlar vardı. keşke görüntü yönetimi de bu güzel anlatımın yanında daha da iyi olsaydı. ha iyi görüntü sadece imkan ile gelmiyor o ayrı.

İkimiz de aynı şeyi farklı yollardan dile getiriyoruz. Filmin görüntü yönetiminin eleştirilmesi normal, öğrenci işi. Ben bunu "yalnızca ekipman bazında" değerlendirdiğini düşünmüştüm. Şu durumda bir yanlış anlaşılma kalmadı. Teşekkür ediyorum.

Bu arada 2000 ytl gibi abartılı bir para harcanmadı. O belki festivallere ve özellikle yurtdışına göndermek için olan paraları kapsıyordur. Zira bir yurtdışı postalama en aşağı 40-50 euro(kargo ile). Yoksa filmde kameraya, ekipmana veya ekibe harcama yapılmadı. Dedim ya, öğrenci filmi... İlginize tekrar teşekkür ediyorum...

izledim çok beğendim ellerinize sağlık, darısı benimde başıma 😀

Çok az da olsa, içinde bulunduğum bir proje olmasından ötürü daha duygusal yaklaştığım bir film yıldızlar sönerken... Küçük kız, konakta ykm'nin oralarda dolaşırken bilet satmaya çalıştığı kişilerden biri de benim mesela :).

Devamlılık hataları ve bazı gereksiz kadrajlar hariç sıkıntım olmadı filmi izlerken. Evet, daha iyi bir görüntü yönetimi olabilirmiş benim de görüşüme göre. Gülümse'yi de izlemiş biri olarak, Tolga'nın hikaye anlatımını gerçekten başarılı buluyorum. Zaten belirtildiği gibi, çocuklarla çalıştığı halde bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olması da dikkat edilmesi gereken bir nokta. Başarılarının devamını dilerim bu ekibin.

Tebrikler

berkan'ın bahsettiği devamlılık hatalarından birisi benimde gözüme çarptı ama ben seviyorum bazen böyle şeyleri 🙂

bi de saatle güneş ışığının arasındaki orantıya takıldım biraz. Saat 7 olduğu halde neredeyse saat 3 teki gibi bir güneşin olması. Ama bu pek önemli değil. Eleştiri açısından değil sadece takıldığım için yazmak istedim.

onun dışında görüntüler, anlatım, hikaye (klasik [ki biliyorum illa özgün olmasına da gerek yok] olmasına rağmen) güzeldi gayet..

son olarak kız çok tatlı bunu da eklemek istedim 🙂

başarılar hocam...

ben teknik yönden eleştirmek istemiyorum ilgi ve bilgi alanımda o değil zaten...hikaye ve anlatımıyla ilgileniyorum...daha çarpıcı bişey beklemiştim...eğer sonunda buluşmaları ve saati kontrol etmeleri böyle bişeyle sonlanacaktıysa ne den uzun uzun yaptıkları işi izledik..neden simitçi top oynayan çocuklara takıldı kaldı...demekki biraz da olsa bizim içimizi acıtma yolunu seçerken ajitasyona kaçılmış...ben çocukların yaptığı işi bu kadar üstüne basıla basıla gösterilmesini, etkiyi kıran ve bu konuda etkilenmemizi zorlayıcı kılan bir öğe olarak buldum... yani fıkra mantığı asıl darbe sonunda ama etkileyici bir darbe değil..fakat tüm uğraşlarınız için sizleri kutluyorum...