Abi ben çok sevdim ya 😀 .. Çok samimi.. 54 saniyede çok iyi hissettirdi beni.. Tebrik ederim.. Başka bir şey demiyorum

Harika!
Tebrikler. 🙂

İzlediklerim arasında en iyi filmin.
Yarışmaya gidecek sanırım.
Şansın var bence.

Güzell 😉 Peki tam olrak ne zamana biter?

mobidik, Kezzap, netsoft teşekkürler yorumlar için. Tam olarak ne zaman biter bilmiyorum ama fazla birşey değişmeyecek zaten.

Çok güzel olmuŞ. Gercek bir düşünce kesitinin ekranan yansıması . konusmadaki kirliliğin karakterin ifadelerine uyumu bence cok basarılı.
Tebrikler...

Vimeoya da yazdım da.. 15 ve 16. saniye arasındaki atlama giderilebilirse çok daha iyi olur. Anlatım harika 🙂

İşlerin hep güzel, belirli bir kalitenin üzerinde ve kendine özgü ruh barındırıyor. Bu yönleriyle seviyorum işlerini. Ancak hiçbirinden belirli bir mesaj alamadım ben. Ama ortak bir tarafları var, hepsi bir delinin zırvaları gibi geliyor insana (bunu kötü anlamda demiyorum, karşımızda bir deli var ve bize kendi kafasınca bir şeyler anlatıyormuş, bize göre ise saçmalıyormuş gibi bir hava var). Bu bağlamda ben olsam tüm filmlerimde aynı oyuncuyu kullanır (gerçi ben kendi adıma bunları film sınıfına sokmuyorum), en sonunda ise tüm filmleri arka arkaya koyar ve çektiğim film sayısına göre bir kısa veya orta metraj film çıkarırdım. Deli Saçması falan derdim adına da :).

Geçenlerde kaydıraklıyılan'la bu filmlerinden bahsediyorduk "tmmchn'ın çekeceği ilk adam gibi senaryolu filmi merak ediyorum" dedim, o da "bence çekmesin, böylesi çok daha iyi" dedi. Ben katılamıyorum buna açıkcası, zaten dediğim gibi tüm filmler sanki tek bir filmin kesilmiş parçaları gibi..

Ben senin elinden daha bütünlüklü ve anlamlı bir şeyler bekliyorum artık. Çünkü o kadar bariz bir yetenek var ki ortada, patlamayı bekliyor sanki.. Ha bu filmlerin de belki benim çözemediğim, çok daha derin anlamları vardı, ama seyirciyle bunu fazla paylaştıkları söylenemez.

Bir de ne mesajı be abi, anlamadım :). Biz bu müziği 2005'te çektiğimiz geyik bir filmde kullanmıştık ama onun dışında bir bağlantı göremedim :).

İşlerin hep güzel, belirli bir kalitenin üzerinde ve kendine özgü ruh barındırıyor. Bu yönleriyle seviyorum işlerini. Ancak hiçbirinden belirli bir mesaj alamadım ben. Ama ortak bir tarafları var, hepsi bir delinin zırvaları gibi geliyor insana (bunu kötü anlamda demiyorum, karşımızda bir deli var ve bize kendi kafasınca bir şeyler anlatıyormuş, bize göre ise saçmalıyormuş gibi bir hava var). Bu bağlamda ben olsam tüm filmlerimde aynı oyuncuyu kullanır (gerçi ben kendi adıma bunları film sınıfına sokmuyorum), en sonunda ise tüm filmleri arka arkaya koyar ve çektiğim film sayısına göre bir kısa veya orta metraj film çıkarırdım. Deli Saçması falan derdim adına da :).

Geçenlerde kaydıraklıyılan'la bu filmlerinden bahsediyorduk "tmmchn'ın çekeceği ilk adam gibi senaryolu filmi merak ediyorum" dedim, o da "bence çekmesin, böylesi çok daha iyi" dedi. Ben katılamıyorum buna açıkcası, zaten dediğim gibi tüm filmler sanki tek bir filmin kesilmiş parçaları gibi..

Ben senin elinden daha bütünlüklü ve anlamlı bir şeyler bekliyorum artık. Çünkü o kadar bariz bir yetenek var ki ortada, patlamayı bekliyor sanki.. Ha bu filmlerin de belki benim çözemediğim, çok daha derin anlamları vardı, ama seyirciyle bunu fazla paylaştıkları söylenemez.

Bir de ne mesajı be abi, anlamadım :). Biz bu müziği 2005'te çektiğimiz geyik bir filmde kullanmıştık ama onun dışında bir bağlantı göremedim :).

Şu anda adam gibi bir konusu olan bir film benim için tam zamanı değil aslında. Neden dersen birincisi son zamanlarda konusu olan filmleri izleyemiyorum, zaten kafamın içinde bir sürü şey var bir de filmin içindeki konu, sıkıntı, anlam bana fazla geliyor. Böyle film çok uzun olmasın, biraz güleyim eğleneyim, sonra da geldiğim gibi boş boş çıkayım kafamı dağıtayım istiyorum. Bu durum kendi çekmeye çalıştığım filmlere de yansıyor. İzleyeni sıkmayan, çok uzun olmayan, içinde derin anlam da olmayan (gerçi Yerdeki Taş ta bir anlam olması lazım), izlerken biraz gülümsese yeten işler yapmaya çalışıyorum.

İkincisi ise adam gibi konusu olan bir filmi çekmek çok ciddi bir iş. Resmen bir iş yani, iyi senaryo olacak, iyi oyuncular olacak, ekip olacak, zamanın olacak. Beni aşan durumlar bunlar. O kadar insanı toplayacaksın, hem sen bir sürü zaman harcayacaksın, hem onlar zaman harcayacak sonuçta ortaya çıkan işin iyi olabilmesi için bu işte daha yenecek çok fırın ekmek var, yoksa diğerlerinin zamanına emeklerine yazık olur. Ben henüz kendimi bu durumdan uzak hissediyorum. Halen exposure ayarı nasıl olmalı, ters açı mı oldu , doğru açı mı oldu, kamerayı sağa çevirince görüntü sağa mı dönecek sola mı dönecek (adaptör), mikrofonu açtım mı, focus screena yeteri kadar zoom yaptım mı, çok mu zoom yaptım, tripodun ayaklarını iyice açıp kamerayı yükseltsem mi, yükseltmesem mi bunlarla uğraşıyorum ben. Özetle elimdeki ekipmana ve olaya tam hakim olamadım daha, halbuki bunları hiç düşünmeden yapabilmem, tüm mantığa hakim olabilmem lazım daha kalabalık kadrolu ve ekipli bir iş için.

İşte böyle dude, yorumun ve fikirlerin için teşekkürler ama mevcut tarzda 2 film daha çekmeyi planlamıştım, bu plana bozmadan devam edeceğim. ille de deli saçması olacak diye bir kural yok ama çok kısa ve bir filmin kesiti gibi olacaklar. Sonrasında biraz daha pişmiş olur isem ve kendimi hazır hissedersem daha anlamlı bir iş yapmayı deneyebilirim. Gerçi daha anlamlı bir şey yapsam ne olacak onu da bilmiyorum ya neyse. O zaman gelirse sen de yardım edersin artık 😉

Filmdeki müziği de yanlış hatırlamıyorsam Dinlediğiniz müzikler başlığına DJ iken çaldığım ilk şarkı diye göndermiştin, ben de tam o sırada kullanabileceğim bir müzik arıyordum dinledim ve çok hoşuma gitti.

Şimdi yazından benim dediğim şeyleri kötü niyetle dediğimi anlamışsın gibi bir şeyler çıkardım. "Adam gibi" derken senin bu filmlerine hakaret etmek gibi bir amacım asla yoktu, öyle bir şey anlaşılmadı umarım. Orada da eklediğim, belki benim çözemediğim anlamları vardır diye. Çünkü çevremde de gördüğüm bir şey var, kendim de yapıyorum sıkça, biz bir şeyi yaparken, çekerken, yazarken vs. altındaki anlamı da bildiğimizden, çok bariz bir şekilde anlatıyormuşuz, aktarıyormuşuz gibi geliyor, oysa olaydan habersiz 3. partilere bunları anlayabilmeleri, çözebilmeleri için ek bilgi sunmak zorundayız. Böyle bir şey olmuş olabilir, ya da ben tamamen bir öküz olabilirim, o nedenle o cümleyi ekledim.

Açıklama güzel olmuş, derdini anladık en azından :).

Daha uzun ve konulu filmler çekme konusunda ise haklısın. Keşke herkes böyle düşünebilse film çekmeden önce ama yine de biraz abartıyorsun. Zaten Ön Hazırlık aşamasında bu dediğin işlerin tamamı düşünülür, kadrajlar sette değil planlamada kurulur. O nedenle bu kadar büyütmemelisin kafada. Zaten film çek dediysek de 50 kişilik çek demedik ki. Örneğin bu delinin (ben taktım buna bana bunu andırdığı için :)) hikâyesini çekebilirsin, 1 2 oyuncu (bu filmlerde kullandıkların) 2 3 kişilik de bir kamera arkası ekibiyle tmmdır (rumuza gönderme). Tek gereken az çok düzgün bir senaryo. Hep dediğim gibi, ne anlattığından çok, nasıl anlattığın önemli. Aynı tadı, atmosferi ve ruhu yakalayabiliyorsan sorun yok. Ben her türlü koşa koşa gelirim (belki erken çıkar yürüyerek gelirim), hiç de gocunmam. Bu siteyi niye kurduk?

Evet ya, çalan Oi Va Voi, şimdi düştü hehe :).

Şimdi yazından benim dediğim şeyleri kötü niyetle dediğimi anlamışsın gibi bir şeyler çıkardım. "Adam gibi" derken senin bu filmlerine hakaret etmek gibi bir amacım asla yoktu, öyle bir şey anlaşılmadı umarım. Orada da eklediğim, belki benim çözemediğim anlamları vardır diye. Çünkü çevremde de gördüğüm bir şey var, kendim de yapıyorum sıkça, biz bir şeyi yaparken, çekerken, yazarken vs. altındaki anlamı da bildiğimizden, çok bariz bir şekilde anlatıyormuşuz, aktarıyormuşuz gibi geliyor, oysa olaydan habersiz 3. partilere bunları anlayabilmeleri, çözebilmeleri için ek bilgi sunmak zorundayız. Böyle bir şey olmuş olabilir, ya da ben tamamen bir öküz olabilirim, o nedenle o cümleyi ekledim.

Açıklama güzel olmuş, derdini anladık en azından :).

Daha uzun ve konulu filmler çekme konusunda ise haklısın. Keşke herkes böyle düşünebilse film çekmeden önce ama yine de biraz abartıyorsun. Zaten Ön Hazırlık aşamasında bu dediğin işlerin tamamı düşünülür, kadrajlar sette değil planlamada kurulur. O nedenle bu kadar büyütmemelisin kafada. Zaten film çek dediysek de 50 kişilik çek demedik ki. Örneğin bu delinin (ben taktım buna bana bunu andırdığı için :)) hikâyesini çekebilirsin, 1 2 oyuncu (bu filmlerde kullandıkların) 2 3 kişilik de bir kamera arkası ekibiyle tmmdır (rumuza gönderme). Tek gereken az çok düzgün bir senaryo. Hep dediğim gibi, ne anlattığından çok, nasıl anlattığın önemli. Aynı tadı, atmosferi ve ruhu yakalayabiliyorsan sorun yok. Ben her türlü koşa koşa gelirim (belki erken çıkar yürüyerek gelirim), hiç de gocunmam. Bu siteyi niye kurduk?

Evet ya, çalan Oi Va Voi, şimdi düştü hehe :).

Tam tersine iyi niyetle yazdığını düşünüyorum. Hakaret falan da algılamadım öyle bir tarzı da yoktu zaten mesajının. 5 kişilik ekip için bile biraz daha pişmem, biraz daha planlı çalışıyor olabilmem lazım diyeyim sen anla artık.

işte bu 1 dakikalık bir kısa filmdir, çok beğendim!

geçen h.sonu kaydıraklı ve düd ile birlikte tavla kitabı üzerine konuşmuştuk. ben açıkcası filmden hiçbir şey anlayamayan tek kişi ben miyim diye serzenişte bulunmuştum 🙂 ama işte bu film tam benim aradığım anlamda bir kısa film. çok kuralcı mı yaklaşıyorum bilmiyorum ama bu bir dakikalık ufak dalgalanmadaki tüm hissiyatı, çıkışı, tepesi ve inişiyle bize veriyor "yerdeki taş". bir "an" filmi. süfer.