1967 yazıcaktım klavyem sürştü 🙂

Yazılarla anlatmaya çalışman olmamış; kızın lösemili olduğunu ve ömrünün az kaldığını da görüntülerle anlatabilmeliydin. Kısa süre sonra ölecek bir lösemili gencin bir başına sağlıkocağı bahçesinde bir bankta oturuyor olmasının sebebi ne olabilir? Şu olur bu olur diye bir açıklama getireceksen şimdi getirme; bunu filmde verebilmelisin ki izleyen bu soruyu sormasın. Ve votkayı sek olarak şişeden lıkır lıkır içmek ne çeşit bir kutlamadır; bilakis intihar eder gibi... Bir kadeh koyup yanında bir tabak mevsim meyvesi ile kutlasa daha hoş olurdu ve burada ismi geçen ürün daha bir sempatik , daha bir albenili gözükürdü. Dediğim gibi yazılar olmamış anlatım tarzı olarak; bir de yazı fontu da çok sallapati zaten :). Hiçbir zaman heves kırmak ya da hor görmek anlamında yorum yapmam; sakın yanlış anlama. Gözüme batan hususlar bunlar; naçizane fikirlerim böyle.

Yorumlarınız çok önemli. Teşekkür ederim, fakat eleştiri yaparken sadece kötü yönleri söylenmez. İyi yönleri de söylenir. Bazı fikirlerinz doğru bazıları saçma. Mevsim meyvesini nereden bulsun şimdi Sağlık Ocağından çıkan kız. 🙂 Ayyaşın birinden kapıyor işte şişeyi.

Şimdi bu film sonuçta o ismi geçen içki markasının bir etkinliği için yapıldı değil mi? Ayyaşın elinde olmasını bir daha düşün istersen. Ben mevsim meyvesiyle dediğime göre ayyaş da olmaz demek oluyor bu. Kaldı ki eleştiri yapılırken sadece kötü yanları söylenmez diye bir düstur yoktur. Bak buraları kötü, buraları düzelirse güzel olur deniliyorsa, kötü olarak söylenmeyen yerler güzel demek anlamına gelmektedir. Filmi izleyip yorum yaptığıma göre kıymet vermişim, fikirlerim ne kadar göreceli olsa da paylaşmışım.
Bir marka kendi ürünü adına kısa film etkinliği düzenliyorsa ve bunun için bir kısa film çekip, o markanın bir şişesini bir ayyaşın eline tutuşturuyorsam ve çok az ömrü kalan bir lösemili kızı koşturup o şişeyi (ki votka) lıkır lıkır başına diktiriyorsam kutlama amacıyla, 67 saniye sonra göktaşı düşecek olan bir dünyada hala tv kanalları canlı yayın yapıyor; stüdyolarda herşey normal zamandaymış gibi seyrediyorsa, kısa süre sonra öleceği teşhisi konmuş bir lösemi hastasının lülelüle sağlıklı saçları varsa ; işte ben buna saçma derim .

İlk filmim dicem ama bu birşeyi değiştirmez tabi. İnan ki 67 saniyeye birşey sığdırmak çok zor. Ama bunlar tecrübe tabi. Aklımda bir senaryo daha var şimdi. Haftayada onu çekmeyi düşünüyorum. Ondada yorumlarını eksik etmezsen sevinirim. Saygılarla

İlk filmin olması icabıyla ilk kez filmin eleştiriliyor tabi :). En önemli şey aklımıza gelen bir fikri filme çekmeye cesaret etmektir; hatalar illa ki varolacaklar. Hele ilk filmim diyorsan aklına bile gelmeyecek, daha önce duymadığın konu başlıklarında eleştiri alacaksın. Bu sana özel bir durum değil, hepimiz için geçerli. Benim kendi ilk filmime kendi yaptığım eleştirileri bir görsen bu adam kendinden nefret ediyor; yakında kendisinin katili olur derdin :). Devam etme konusundaki kararlılığını da takdir etmeden geçemeyeceğim, paylaşacağın her filmi merakla bekleyeceğim. Eminim ki kararlılıkla devam ederek kendi tarz ve olgunluğuna ulaşıp güzel filmler yaparsın.

bence hiç olmamış. biraz da dalga geçer gibi olmuş sanki. sırf yarışma için yaptığını söylemişsin ama bence böyle özensiz yapılacaksa hiç yapılmamasını tercih ederim(ben).

Haklısınız özensiz oldu. Ama yerel tvye gidip haber sundurttum be kardeşim.

video linki yenilendi http://www.dailymotion.com/video/xdeyjl_votka-1967-dunyanyn-son-67-saniyesi_news " onclick="window.open(this.href);return false;