Vasiyet 2007 (hotfile) (kısa metraj)
Erol Çelik'in ilk kısa metraj filmi (9:25)
Vasiyet
Sinopsis
En iyi arkadaşlığı sorgulamak mı en kolayıdır, en iyi arkadaş için cesaretli olmak mı? Cesaret, öyle bir zaman gelir ki, anlamsızlaşır. Ortada bir vasiyet vardır ve bu öylesine ağır bir yük olmuştur ki en yakın arkadaşın sırtında, ömrünün sonuna kadar taşıyacağı bir sorumluluktur artık. Öyle bir vasiyettir ki, yapılması hem mümkün olmayan, hem bir töreymişçesine mecbur olunan.
Tam bu noktada aklı karışan bir gencin, en yakın arkadaşının bizzat kendisinden istediği son isteğin, destansı karmaşasının öyküsü anlatılır. Vasiyet yerine gelmeli, dostunun son arzusu için, onun sevdiği kadınına son bir ziyarette bulunulmalıdır.
Üç kişi arasında geçen çift kişilikli bir öykünün, karelere sığan kesiti. Buyurun.
__________________________________________________________________________
Vasiyet link
http://hotfile.com/dl/64844896/efaa3c8/Sequence_01.part1.rar.html " onclick="window.open(this.href);return false;
http://hotfile.com/dl/64849032/b4a3d1a/Sequence_01.part2.rar.html " onclick="window.open(this.href);return false;
http://hotfile.com/dl/64852783/a3078cd/Sequence_01.part3.rar.html " onclick="window.open(this.href);return false;
http://hotfile.com/dl/64854474/1c02660/Sequence_01.part4.rar.html " onclick="window.open(this.href);return false;
online izlemek için:
http://www.vimeo.com/4567734 " onclick="window.open(this.href);return false;
senaryo için
http://www.erolcelik.net/vasiyetsenaryo.html " onclick="window.open(this.href);return false;
Detaylı bilgi için
http://www.erolcelik.net/k " onclick="window.open(this.href);return false;ısafilmler.html
İLK KİTAP HEYULA
İKİNCİ KİTAP SATRANÇ VE ŞÖVALYE
Birçok açıdan kusuru olan bir film olmuş. Hikayelemesi ve kurgusu dışında iyi olduğunu düşündüğüm pek birşey göremedim. Kısaca inceleyelim:
Başroldaki, vasiyeti yerine getiren oyuncunun performansı böyle bir rol için hiç de tatmin edici sayılmaz. Hatta kötü bile diyecek kadar ileri gidebilirim. Bayan oyuncunun performansı bir parça daha doğal ve iyi ama bay oyuncular alenen filmi yaralıyorlar oyunculuklarıyla. Cahit'in durumu hali nedir öyle? İntihar edecek olan bir karaktere bakınız. "Arkandaki koltuk boş arkadaşım, yere oturmasan da olur" tepkisi normalse, görülebilecek en ikna edicilikten uzak intiharcı bu karakter olsa gerek.
Replikler hem iyi yazılmamış hem de akıcı, doğal okunmamış. Bayan oyuncunun kapıda "yok canım, ne sakıncası olacak, gel içeri" deyişi örneğin ne kadar doğal, gerçek. Ama vasiyetçinin kahveyi alıp konuşmaya giriştiği andaki kelimeleri, tonlamaları, duraklamaları o kadar doğallık dışı ki.... "Sakin ol, buraya tekrar Cahitle birlikte olmanı istemek için gelmedim!" Bu nasıl bir replik? "Sakin ol!" Kız hiç de panik halinde görünmüyor zaten. Ve neden sakin olmasın zaten? Parodi gibi. Öyle bir hal ve durumun komedisini yaparmış gibi. Zaten şu "10 dakika sonra gideceğim" tribine nerede rastlasam "9,45 kaldı!" falan diyesim geliyor. Gerçek hayatta kim kime istenmeyen konuşmalarla ilgili böyle birşey söylemiş?
Filmin kamera kullanımı son verece garip, anlam barındırmayan özellikte. Hatta daha da ötesi hatalı/kusurlu. Hemen örnek: 05:08'de vasiyetçi kadrajın ortasında, intihar eden çocuk sağda. Kadrajın solundaki devasa boşluk neden var? Oradan biri girecek sanki. Kapı açık ve bu açık kapı özellikle bırakılmış gibi. Kİm gelecek kapıdan? Neden böyle bir kadraj kullanılır ki? Resmen izleyiciyi yanlış yönlendiren, gereksiz bir anlama sürükleyen bir kamera/kadraj kullanıım bu. Bir hata/kusur bu. 05:18'de de aynı şey var. Neden? Neden böyle bir tercih söz konusu? Çünkü bu bir tercih değil, hata. Ya da buradan öyle görünüyor. Ve yine ortada 3 tane yönetmen var. Bu 3 yönetmenden biri kadrajlara baksaymış keşke. Çünkü filmleri genelde tek bir kişi yönetir ve o kişinin ilk bakacağı şeylerden biri "kadrajda ne var ne yok"tur.
Film neden trafikte başlıyor? Tahmin yürütelim: birini öldürme giden birinin o anki stresi, hali ya da durumunu belgelemek. Ama sorun şu: buradaki görsel tercihler hiçbir anlam barındırır özellikte değil. Neden böyle bir çabaya girilmemiş?
Yine 2 tane görüntü yönetmeni sözkonusu. Ama filmin ışık kullanımı, dokusu baştan hatalı. İlişkiyi bilerek isteyerek bitiren kızın evi, bir süre sonra intihar edecek olan bunalımdaki adamdan daha karanlık. Ve ciddi bir kırmızı ton hakim! Ne alaka? Ev neden loş? Neden kırmızı tonlar hakim? Neden puslu? Ama intihar edecek olan çocuğun ev aydınlık, parlak ve net. Kesinlikle tam tersi olmalı. Ha.... Daha geçenlerde "iyice biçimlendirilmiş görüntü yönetimine karşı olmak olanaklıdır" gib birşeyler yazmıştım örneğin. Ama bu filmdeki durum düşünülünce durum böyle değil. Çünkü kamera zaten anlamlı bir kullanım sunmuyor bari filmin renkleri, dokuları, netlikleri bir anlam barındırsın. Yok.... O da yok.
Bunlara karşılık.....
Filmin hikayelemesi gayet iyi hesaplanmış, gerilimi yeterince ayakta tutan doğru tercihlerle inşa edilmiş. Bana göre hikayesi de iyi değil ama senaryonun hikayelemesindeki/hikaye kurgusundaki bu doğru tercihler bu handikapı unutturmuş. Ve filmin kurgusu da gayet iyi. Çok az bazı anlarda, özellikle konuşmalarda sarkıyor gibi ama örneğin kadının kahveyi hazırlayıp getirdiği kısımda gayet itici bir kurgu söz konusu. Yani, basit bir an ve 2-3 kesme neticede belki ama kahveyi koyuşu çekim1, alışı kısacık 2, salona girişi 3. Estetik göründü. Konuşmaların arasında yakın çekim yüzdeki ifadelerin girmesi, repliklerin başlangıcı omuzdan, devamı genelden falan gibi uygulamalar bence ritim katmış, hoş olmuş.
Filmin hikayesine gelince: Bence buradaki "onu da arkamdan gönder" isteği hiç de anlaşılır, uygulanır bir istek değil. Ki zaten böyle anlaşılması zor bir eylemi odak alıp bir film yapıyorsanız olanlara yol açan duyguları, çalkantıları ayrıntılı biçimde işlemelisiniz. Yani atıyorum bir evlat, kendi babasını öldürecekse bunun duygusal arkaplanını iyice vermelisiniz. Vasiyet'de böyle bir çalışma olmadığı kesin. Burada bu adam yakın dostunun "..rospu" eski sevgilisini neden öldürüyor ki? Dostu istedi diye.... İntikam mı? Hayır. Çocuk ne demişti? "Peşimden gönder!" Kızın arkasından gideceğine mi inanıyor? "Tekrar bir araya gelseniz onu severmisin?" "Tabii ki" (Bu da ayrı bir hata. Herifin intihar etmesi, kadının onu tekrar sevmesi iin bir sebep midir?)
Yani diğer dünyada tekrar bir araya geleceklerine mi inanıyor? Kızın bir ..rospu olduğunu düşünüyorsa neden onu dostunun yanına göndersin ki? Hani bu hakaret kelimesi genelde zaten mecazidir, maaşlı çalışmıyordur o kadın tabii ki ama intiharcı gencin de fikri buna yakın. "Eğlencesi bitti benimle. Para da bitince.... Kendine başka oyuncaklar bulacak!" Yahu, maden ikiniz de bu kadının gayet maaşlı olduğunu düşünüyorsunuz, koyverin gitsin yani.... Çok mu aşık herif! Tamam. Nedir bunun intihar açıklaması: "Gönül bu, ota da konar b.ka da. Benimki yanlış yere kondu. Onuz yaşayamıyorum, bari asayım kendimi" Peki neden peşinden gelmesini istersin ki? Sen de inanmışsın onun kötü bir kadın olduğuna. Buna göre intiharcının intiharı, kadınını peşinden istemesi vs. gibi denklemler birbirini desteklemiyor. Tatmin edici durmuyorlar. Ve neden gidip kendin yapmıyorsun yahu? Git kadının evine. Her gün posta gazetesinde görülen 2. sayfa haberlerinden biri ol sen de. Sık kafasına hatunun. Sonra da kendi kafana sık. Sen sağ ben selamet! "Bana birşey olursa!" Bu çok yanlış! İntihar edeceğini bile bile kim neden böyle birşey ister ki? İntihar edeceği çok belli çünkü ondna başka ona birşey yapacak biri var mı? Ya da tüm bu denklemde kadından ..rospu diye bahsedilmeyecekti. Çünkü hikayeyi desteklemeyen bir ayrıntı bu.
Özet olarak gerek tematik gerek görsel olarak eksikli/kusurlu tarafları çok fazla olan ama hikayelemesi ve kurgusu ile kendini izlettirmeye çalışan ama neticede tatminsiz ve yetersiz bir film olmuş Vasiyet. Bundan sonraki çalışmalarınız mutlaka daha iyi olacaktır. Şimdiden iyi çalışmalar....
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Merhaba. Ben filmin yönetmeniyim.
Görkem Beyin yorumlarını inanılmaz başarılı buldum. Acımasızlığı beni sarstı ve haklılığı cesaretlendirdi.
film hakkında kendimi hiç savunmayacağım. Çünkü bu ilk filmimizdi ve 4 kişiyle deneysel tadda çektik.
Ama öyküsü hakkında biraz acımasız davrandığını düşünüyorum. Bu senaryo ilk kitabım HEYULA'dan alınmıştır ve gerçek bir olaya dayanır. Ha yansıtma konusunda eksikliğim olmuş olabilir. Sonuçta kendimizi eğitiyoruz bu filmlerle.
Şu aralar 5. kısa metrajımızı çekiyoruz ve daha fazla dikkat ediyoruz. Yakında burda paylaşacağım. umarım eksiklerimizi yavaş yavaş gideriyoruzdur.
Harika bir sentez ve açık yorumlarınız beni besledi teşekkür ederim.