Ben genel olarak kadrajları beğendim. Arada elde çekim olduğu için fazla sarsıntı var ama bu kısmı değerlendirme dışı sayıyoruz sanırım. Amacına uygun cekim olmuş.
Bunların dışında o kadar Ankara görüntüsünün içinde okulum da (DTCF) kadraja girer mi diye bekledim ama olmadı. Sağlık olsun.
Ellerine sağlık...
Evet arkadaşım beyazlar çok fena patlamış. Bir de ben buna hep rastlıyorum manuel lensler de gökyüzü doğallığını yitiriyor. Gerçi bu beyaz dengesi ve diyafram değeri ile de alakalı oluyor ancak mavinin az oldüğü yerlerde hafifden bir yeşillik oluyor. Hatta ağaçların uç kısımlarında gökyüzü varsa arka fonda yine kötü görüntüler oluşturuyor. Bu durumuda yine diyafram kısmak ya da üst tarafı ışık geçirgenliğini önleyen filtrelerden kullanmak gerekiyor.
Başarılar diliyorum.
tasmasız köpek dolaştırmayın yazısından sonra parka dolaşan insanları görmek güldürdü beni, 🙂 tabiki senin amacın o değildi 🙂 morpheus niye kamera elinde, tripod yok muydı? açıkçası sürekli sallanması kötü bir algı yarattı bende. Özellikle tiltler bina çekimi falan çok belli ediyor kendini. Müzik aynı tempo olduğu için, resim geçişlerini destekleyici bir özellik katmıyor. Bir sonraki resme geçince müziğin verdiği bir etki olmadığından, yeni kareden var olan beklentimi karşılamıyor. Örneğin müziğin ritmiyle değişen görüntü yok diyebilirim. Elindeki kameranın alan derinliğinden hiç istifade etmediğini görüyorum. Sonsuzda çekmişsin gibi. Bunların yerine mezopan yapıp, karşıtlığı yüksek bir kaç enstantane daha güzel dururdu. Biraz daha aşağı gelseydin, eski demirciler sitesinde bişiler çekseydin, iskitlerdeki fahişelerin sahipsiz köpekler nezaretinde yevmiye çıkarma telaşlarını uzaktan gösterseydin keşke :)) Sağlam teksture sahip doygun kadrajlar elde edebilirdin. Tabi bu görseldeki amacın bitrate değeri ışık falanmı bilmiyorum, ben içimden geçenleri söylemek istedim sadece. Hem sen etlikte, evimin karşısında ne hakla böyle bi film çekersin, benden izin falan da almadın :)))
"Su Akar, Yatağını Bulur."
Ankara Ankara Guzel Ankara
Merhaba Aslında Yönetmenlikte Yapabilirsiniz Siz:)
morpheus ne yaptın sattın mı omuzluğu .)
bu dslr ler ufak makineler olduğundan mıdır nedir, elle titretmemek çok zor...epey iyi çekmişsin sen aslında ama o bile rahatsız edici baksana...bir omuzluk ve tripot şart hakkaten...
is lensle çekiliyor ya. Ben memnunum o şekilde çekim yapmaktan. Bazı sahnelerde hareketli çekimler daha etkili oluyor tripotdan ziyade
Beyaz bölgeler patlamış bazı yerlerde. Ama gökyüzü normal. Bunun için nd veya polariza lazımdı sanırım. Onun dışında müzik güzel durağanlığa uygun ama hareketli kamera olunca müzikle bir zıtlık oluşturmuş biraz. Görüntü kalitesi iyi ama.
omuzluk lazım işte, ya da morpheusun yaptığı gibi boyun askılığı takılıyken gerdirerek çekicen ki onun da boyun fıtığı yapması olası 🙂 beline taksan bel fıtığı, o çekim türü sağlıklı değil yani 🙂
bence en güzeli pvc den omuzluk yapmak, şimdi bilader deniyor-o benden daha yatkın böyle yapım işlerine, bitince getirecek deniycez 😀
abi omuzlukla bir yere kadar Steadicam flycam falan olsa muazzam olur da onlar uçuk paralara. Omuzluk yaparsın bişeylerden yine. Ama is olmayan lenslerle omuzlukla çekim yaparken tir tir titrer bana kalırsa.
m42leri mi diyorsun tir tir titrer diye?
aynen hocam evet.
yanılmıyorsam morpheus bunları m42lerle çekti ve elde çekmesine rağmen öyle büyük bi titreme yok yani...ne diyorsun morpheus ilkersn in dediği şeye?
abi dediğin aletler çok pahalı...biz bu işten para kazanmıyoz ki hatta biz bu işe yeni koyulmuşuz, hemen her şeyi düzmeye kalkmak çok gereksiz henüz oynatacak oyuncuyu bile bulamıyorum ben...
Selçuk Aydemiri şahsen tanımasam da o filmden önce epey bir kısa film geçmişi var sanırım...
yani dediğin ilerde olabilir ama şuan için çok erken hocam ya...açıkçası ben kamerayı ve diğer aletleri kiralasam bile şimdi çektiğimden daha güzel bi şey çekemem, anca emek ve para boşa gider ve sinema hayatım başlamadan biter...en az 5 senem var onu yapabilmem için 🙂 (belki de hiçbir zaman, ama umarım bir gün olur)