Neyini yakıyoruz? Her açıdan başarısız bir film.. Hem metafor yapmaya çalışıp hem de kör gözüme parmakçılığın anlamını hiç çözemedim..

Bir noktaya değinmek istiyorum ;

Kovboy sigarayı çıkarttığında müzik ve ritim arasında uyuşmazlık başlıyor.

Bazen şunu düşünüyorum ,

arkadaslar yazıyor gelen arkadas umarım uzun soluklu kalır forumda yazılar yazar vs.

sonra goruyorum bir baslık ve cektiğimiz filmi ekliyorum. yapılan eleştiri , eleştirenin seviyesini belli ediyor aslında.

sonra ne heves ne şevk kalıyor , yardımcı olmak istediğim kişilerin seviyesiz eleştirilerini goruyorum karsımda.

arkadasım alkışlıyorum super. hayatta basarılar sana. bu egoyla sinema yapacaksan çalışmalısın çok .

yorum için teşekkürler yinede.

Neyini yakıyoruz? Her açıdan başarısız bir film.. Hem metafor yapmaya çalışıp hem de kör gözüme parmakçılığın anlamını hiç çözemedim..

şanslısın parmakçık konusunda 🙂

Ben senin yaptığını nereden bilebilirim ki betasus? Netten bulunmuş bir kısa film gibi koyuyorsun, ben de hangi özelliğini beğenip de koydun diye düşünüyorum.. Desen ki ben yaptım, adam gibi oturur eleştiririm, yargısız infaz yapmadan önce bak bakalım ben insanların çektikleri filmlere yorum yapıyor muyum fazla? Yaptıklarımda da neler yazıyorum.. Senin filmde payın olduğunu bilsem çok daha farklı eleştirirdim..

İstiyorsan yine eleştiririm, ben Hepa değilim sonuçta her gördüğüne laf atayım, siteden biri çektiyse ve beğenmediysem hiç yorum yapmam, rica ederlerse de mümkün olan en yapıcı eleştirilerimi sunarım.

Dilersen filmine de yapıcı eleştiride bulunurum, senin çektiğini öğrendikten sonra daha uzun olur.

Ha tüm bunları geçtim, ben eleştirimde laf sokan aşağılayan bir taraf da görmedim. Bana göre her açıdan başarısız bir filmdi çünkü, yanına sebebini de yazdım, kuru kuru bırakmadım. Ha lafın bana değildiyse kusura bakma valla ben böyle parlarım biri sebepsiz laf dedimi :).

Neyse umarım anlamışsındır derdimi..

Ben naptım yahu şimdi..

kabak her türlü barışa patlıyor ya bayılıyorum 😀

Yok egigiayaf menapozda kesin, üstüne gelmeyin.

Filmin başlığında saçma sapan mesajlardan sonra film hakkında ufak deyinmem gerekirse, metaforlardan straforlardan hoşlanmadığım için filmi beğenmedim, çekimler gördüğüm kadarı ile kullanım ve tekniğe hakim olmakla beraber pratik yoksunluğundan dolayı sapmalar var.

Umarım daha iyilerini çıkartırsınız, ama deneysele kanım kaynamıyor..

Hani derler ya sevsem bin tane ödüllü deneysel çıkartırım, ama çok sığ geliyor nedense..

biz, filmler çekeriz ...

bu çekilenleri bir beğeni kazanmak ya da yarışmadan bir para gelsin diye yapmayız. kendi fikirlerimizi anlatmak , görüşlerimizi yansıtmak için yaparız bazı şeyleri.

beğeni görecelidir . beğenilir film ya da beğenilmez . daha doğrusu anlaşılır ya da anlaşılmaz.

bu izleyicinin kültürel birikimiyle orantılıdır bazı filmlerde.

Michael Haneke , "Funny Games " i neden 2. defa çekti ? o adam sokmadımı göze parmağı , yabancılaştırmayı ? anlatılmak istenen ve kimin bunu ne kadar anladığı.

USA , 2007 yapımıdır. Yönetmeni türk değildir.Uyruğunun anlatı yapısıyla bağlantısı olabilir mi mesela ? Neyse , izlensin diye konuldu film konuyu uzatmayalım.

(Çetin İnanç ' ı hepimiz seviyoruz . Selam Çetin Abi 🙂 )

Filmi izledim. Madde madde sahsi kanaatimi yazmak gerekirse:

1) Film gayet ilginc açılış ve kapanış jeneriğine sahip. Elinize saglik. Guzel olmus.

2) Filmin altinda su yazi yaziyor: Description: An American man being examinated by Europen Union . But they're not objectiveness, and they never thought about their own past...They all are offender!...

Madem tavrinizi ve dusuncelerinizi aktarmak icin gorsel bir arac olan sinemayi tercih ettiniz neden filmin ozunu alta yazmak gibi bir ihtiyac duydunuz. Korkarim ki siz de anladiniz ki film sizin kafanizdaki dusunceleri tam anlami ile vermiyor. Vurucu olamiyor. Gicik Amerikali tasviri karikatur gibi duruyor. Keza Kafkaesk bir dunyadan cikmisa benzeyen durusma ise bence seyircinin bam teline vurmaktan uzak. (Siz asagida yazmasaniz ben bu yargiclarin Avrupa Birligi'nden oldugunu nasil anlayacagim? )

3) Kanaatim su ki, buyuk hikayeler, mesajlar pesinde kosanlar genellikle kendi yarattiklari okyanusun icinde boguluyorlar. Amac devasa bir hikayeyi, konuyu kotu anlatmaktansa kucuk ama iyi hazmedilmis, calisilmis bir hikayeyi seyirciye ulastirmak olmali bence. Semih Kaplanoglu'nun Yumurta fimi buna bir ornek olabilir mesela. Ufak bir hikaye de cok etkili olabilir. Kisaca, film bence izleyeni derinden vuramiyor ve turlu kareler arasinda bir suru seyi iska geciyor.

Insallah ilerde cok daha iyilerini yapacaksiniz,

Kendinize cok iyi bakin,

3) Kanaatim su ki, buyuk hikayeler, mesajlar pesinde kosanlar genellikle kendi yarattiklari okyanusun icinde boguluyorlar. Amac devasa bir hikayeyi, konuyu kotu anlatmaktansa kucuk ama iyi hazmedilmis, calisilmis bir hikayeyi seyirciye ulastirmak olmali bence. Semih Kaplanoglu'nun Yumurta fimi buna bir ornek olabilir mesela. Ufak bir hikaye de cok etkili olabilir. Kisaca, film bence izleyeni derinden vuramiyor ve turlu kareler arasinda bir suru seyi iska geciyor.

Son zamanlarda şu forumda okuduğum en isabetli ve dolu film eleştirilerinden biri...
Bence bu eleştiriyi dikkate almalısınız...

aygun, benim filmlerim hakkında da eleştirilerini okumak isterim...