Mezuniyet projesi için çektiğimiz kısa belgesel film.. Çekimi, kurgusu ve yönetimini Kubilay Altuğ ile birlikte üstlendik.
550D ile çekildi. 50mm 1,8 lens kullanıldı -ki ışığın az olduğu bazı yerlerde 1,8in dezavantajını göreceksiniz.
Çekimde de seslendirmede de dandik bir mikrofon kullanıldı ne yazık ki, bunun da dezavantajı çevre sesleri ve cızırtı.. Seslendirmeyi bir stüdyoda tekrar yaptırma gibi bir ihtimal var şu sıralar..
Muhabir
Salih Gürül
Kamera
Fahrettin Çakır
Kubilay Altuğ
Seslendirme
İskender Şişman
Prodüksiyon
Cengizhan Dağatan
Fırat Aksu
Yapım-Yönetim
Fahrettin Çakır
Kubilay Altuğ
[vimeo] http://www.vimeo.com/12308848 [/vimeo]
öncelikle gerçekten başarılı bulduğumu söylemek isterim. shoulder pad mi kullandınız ?? bi de 550d de ses sorununu gerçekten nasıl halledeceğiz , özellikle çorlulu ali paşadaki çekimde gerçekten cızırtılar vardı dandik mikrofondan mı kaynaklandı bilmiyorum ama diğer yorumlardada rode videomic lerle pek de başarılı olunmadığı söyleniyor.
Söylemeden geçemiyecem sabahları okula giderken aşağı nuruosmaniyeye kahve dünyasına iner bir iki dal sigara içtikten sonra okula gittiğimiz çok olmuştur 🙂 kahve dünyasını görünce hemen yazıyım dedim. cağaloğlulu çoğu öğretmenin de ellerinden starbucks ya da kahvedünyası bardakları eksik olmaz onlar için ayrı bir havası vardır okul içinde ellerinden düşürmezler .. 🙂
Teşekkürler..
Shoulder pad yok, tamamen elde çekim. Sadece röportaj bölümlerinde tripod kullanıldı.
Çorlulu Ali Paşa Medrese'sindeki röportaj kısmında mikrofondan çok ortamda bulunan sesin çok çok fazla olması etkiledi. Yani oradaki cızırtıların çoğu mikrofondan değil, gerçekten ortam sesinin ve mutfakta bulunan ocağın ve bilimum aletlerin cızırtıları. 🙂
Not: Özellikle Amerika'da starbucks severlerin fantezisi haline gelen kahve bardağı ile sokakta dolaşma ve gidilen mekana starbucks karton kahve bardağı ile gitme eylemini şiddetle kınıyorum. 🙂
Kahvesever olarak ben çok beğendim. Kahrolsun Starbucks ve işbirlikçileri.
Belgesel çok güzel fakat röportaj yaptığınız kişilerin sesi tek taraftan geliyor...
gerçekten çok başarılı ... bence röportajlar konusunda bir tereddüt duymana gerek yok arkadan gelen sesler ayrı bir güzellik katmış ayrıca röportaj yapılan iki kişininde sesleri oldukça mikrofonik ve çok doğallar ..yalnız söylemeden edemiycem anlatıcının sesi biraz tiz kalmış ..daha canlı bir anlatım yapılabilirmiş..
Herkese teşekkürler.
Röportaj bölümlerinde sesin tek kanaldan gelmesinin sebebi yine başıma bela olan 'dandik' mikrofon. Film, anlatıcı seslendirmesi tekrar yapılacağı ve doğal olarak ikinci kez kurguya gireceği zaman röportaj bölümlerindeki sesi de çift kanala yaymayı düşünüyorum.
Anlatıcının (İskender Şişman) sesine güveniyorum ben açıkçası. Profesyonel olarak bu işi yapıyor zaten. Sadece yanlış zamanlama ile uygun yerde kayıt alamadığı için şimdilik böyle bir kayıtla idare ediyoruz. Pek de kötü sayılmaz.
Bir başka kısa film projeme de büyük katkısı geçmişti. (bkz : http://www.vimeo.com/8857485 " onclick="window.open(this.href);return false;)
kontrast filmini izledim dediğin gibi orda çok iyi .. hatta aynı kişi olduğuna inanmak zor ..buarada bu işle aktif olarak ilgileniosun sanırım tüm filmlerin o sitedekiler mi daha öncede denemelerin var mı..
Benim de hoşuma gitti. Sadece ses düşük ve kalitesiz bu rahatsız ediyor biraz. Zaten sanırım sesin düşük olma sebebi de kalitesiz oluşu ile doğru orantılı.
550D gerçekten çok iyi sonuçlar veriyor. Sanırım ben de şansımı bu makineden yana kullanıcam. 🙂
Kurguyu ve renk düzenlemesini ne ile yaptın?
Başarılar...
Tebrikler güzel olmuş. Görüntüler çok iyi. Kısa metraj belgesel için konunun ele alınışı gerçekten iyi olmuş. 10 küsür dakika ve sıkmıyor. Gelecekte belgesel konusunda bir şeyler yapmak istiyorsanız size iyi bir referans olacağını düşünüyorum. Başarılar.
@bloded, vimeo'dakilerin haricinde de çekmiş olduğum kısa filmler mevcut. Oradakilar bu seneye ait filmler.
@WareZ, Kurgu Premiere'de, renk düzenlemesi Magic Bullet Looks ile yapıldı.
Teşekkürler..
Kahve bağımlısı olduğumdan olsa gerek, bu belgeseli eleştirmek istemedim. Ancak söylemden geçemiycem kamera hareketleri, kadrajlar çok rahatsız ediciydi. Genel resim göremedim neredeyse, mekan anlatılıyor mekanın elle tutulur bir genel çekimi yok (Var bir iki tane kamera sürekli sarsıntı halinde ve kötü bir kadrajlama ile).... Sürekli alan derinliği yaratılmak için adeta takla atılmış. Halbuki çok naif bir belgesel için bu tarz atraksiyonlara hiç gerek yok diye düşünüyorum.
@hayaksi aynı şeyi mi izledik acaba diye merak ettim açıkçası.
a. Kamera hareketleri ve kadrajlar çok rahatsız edici demişsin. Benim izlediğim belgeselde kamera hareketi neredeyse hiç yoktu. Kadrajlar ise genelde detaydan oluşuyor ve gayet hoş.
b. Kamera sürekli sarsıntı halinde demişsin. Bir başka arkadaş ise shoulder pad kullanıldığını düşünmüştü. Yani sarsıntı aslında senin söylediğinin aksine çok az, bu yüzden shoulder pad kullanıldığını düşündürüyor.
c. Genel resim konusunda katılıyorum sana. Daha fazla olabilirdi. Olmalıydı
Kahve bağımlısı olduğumdan olsa gerek, bu belgeseli eleştirmek istemedim. Ancak söylemden geçemiycem kamera hareketleri, kadrajlar çok rahatsız ediciydi. Genel resim göremedim neredeyse, mekan anlatılıyor mekanın elle tutulur bir genel çekimi yok (Var bir iki tane kamera sürekli sarsıntı halinde ve kötü bir kadrajlama ile).... Sürekli alan derinliği yaratılmak için adeta takla atılmış. Halbuki çok naif bir belgesel için bu tarz atraksiyonlara hiç gerek yok diye düşünüyorum.
Adam haklı beyler, net göremiyorum şu an dünyayı.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Türk kahvesi belgeselinde senin de kabul edeceğin üzere mekan tanıtımından ziyade kahve kültürünün tanıtımını yapmak amaçtı. Yani aslında mekan röportaj için araç, röportaj ise kahve kültürünü tanıtmak için araç.. Kahve kültürünü tanıtmak ise asıl amaç. Mekanlara çok fazla takılmaya gerek olmadığını (en azından olmazsa olmaz olmadığını) düşünüyorum bu yüzden.
Evet haklısınız daha fazla genel plan daha güzel sonuçlar doğurabilirdi ama belgeselde çektiğimiz mekanları bilenler orada istenildiği gibi çekim yapılamayacağının farkındadır. Kalabalık başlıbaşına dert.. Öyle tripod kurup, "yok bu kadrajı sevmedim, kamerayı bu şuraya alalım" diyemiyorsunuz yani. Bu yüzden mekanları dışarıdan değil daha fazla içeriden almaya özen gösterdim. 550D'yi yeni aldığımdan dolayı lens kısıtlılığı yaşıyorum şu sıralar. Bu yüzünden iç çekimlerde 50 mm kullanmak zorunda kaldım. Çünkü elimdeki diğer lens (kit) kapalı yerlerde genelde düşük ışık olduğundan (ki çok fazla düşük olmamasına rağmen) fazla gürültülü görüntüler veriyordu.
Büyük çoğunluğu detaylardan ve röportajlardan oluşan belgeselde, hangi kadrajın kötü durduğunu merak ettim açıkçası. 🙂
@the Dude,
inci tarzına fazla sardın. Biraz ekşi tarzı yorum beklerim belgesel için. 🙂
Eleştiriler için teşekkürler..