Öncelikle hasan kardeşime forumu tavsiye ettiği için teşekkürler.
Bu film ikinci kısa film denemem. Teknoloji ve sağlık konulu IC 2006 Indiada yarı finalist. finale kalırsam En iyi ilk 6 film arasında türkiyeyi temsil edicek. Açıkcası sinematography dışında pek elle tutulur bir yanı yok ama imkanlar bukadarına el verdi.
Trv 22e minidv handycam ile çekildi.Filmin linki:
http://81.214.24.162/team_ottomans.zip
Kamera arkası fotoları için aşağıdaki linki tıklayın:
Öncelikle hasan kardeşime forumu tavsiye ettiği için teşekkürler.
Bu film ikinci kısa film denemem. Teknoloji ve sağlık konulu IC 2006 Indiada yarı finalist. finale kalırsam En iyi ilk 6 film arasında türkiyeyi temsil edicek. Açıkcası sinematography dışında pek elle tutulur bir yanı yok ama imkanlar bukadarına el verdi.
Trv 22e minidv handycam ile çekildi.Filmin linki:
http://81.214.24.162/team_ottomans.zip
Kamera arkası fotoları için aşağıdaki linki tıklayın:
http://www.sinandinc.com/ic2006
filmi ne zorluklarla çektini biliyorum sinancım...
eline sagl1k. başarılar. yolun açık olsun kardesim.
elinize sağlık bayağı güzel olmuş
filmi izlemedim ama kamera arkası fotoğraflarından çekim sürecinin baya meşakkatli olduğu belli oluyo...
Zaman ayırıp baktığınız için teşekkürler arkadaşlar.
Aşağıdaki adresdede rakiplerimizden Kanadalı takımın yaptığı kısa film var. Geçen senede finallerde vardılar, üçüncü olmuşlardı ama bu sene aşmışlar resmen. Ne diim ben resmen hayran kaldım. İlginç bir tad olsun zamanı olanlar baksın. 17mb küçük versyonu:
kardes bende indirip baktim.ama bukadar kisami yoksa kisa bir wersiyonunumu werdin?bu arada zonguldaktami cekildi bazi yerler tanidik geldi.neyse steady cam tarzi olan yerler cok iyi olmus elinize saglik umarim dereceye girersiniz 😉
yaa ewt ya baya kısa 5 dk. Sölemedim baya bi kişi ulan bukadarmıydı boşuna kotay doldurduk die sövmüştür:)
Aynen tamamını zonguldakta çektik, liman arkasında. İzmirde burdaki şartlar dolayısıyla biyerden biyere gitmek bile zor olduğundan daha kolay olur die bikaç günlüğüne yuvaya dönüş yaptık çekimler için..
cok begendim, kamera acilari sahane olmus,cogu sahnedeki kadraj super, onden cekimlerde biraz requem for a dream havasi sezdim (biraz etkilenmissiniz sanirim) arac cekimlerinde de martin scorsese tadi aldim,ama alinti gibi degilde basarili bir kolaj gibi duruyor.
muziklerde gayet hos, acikcasi kalbur ustu bir film,uzunlugu da tam yerinde, ne fazla uzatip sikiciliga dusmus nede kisa kalip hicbirsey anlatmamis, olanlardan kendi sonucumuzu cikarmamiz gerek ki buda kisa film icin normal birsey.
acikcasi yine daha once konustugumuz pamuk prenses 2 gibi pro kadrodan cikmis bir yapimdan cok daha iyi olmasi sevindirici. Ellerinize saglik gercekten emek harcandigini belli eden bir calisma.
kanalturk unde kisa film yarismasi var eger bir engel yoksa onada katilmanizi tavsiye ederim.
rakip takimin filmini de indiriyorum seyredip yorum yaparim.
son bir kisisel elestiri(genele): uzulerek goruyorum ki kan,silah,barut,olum,mafya gibi ornekler fazlasiyla yogunlasmis kulturumuzde (halbuki biz dunyanin hosgoru sultani diye adlandirdigi mevlana gibi insanlarin memleketindeyiz) ozellikle kv dizisi sonrasi bu etkinin arttigi suphe goturmez bir gercek (kravatsiz yakasi acik takim elbise giyen sizin filmin kahramani da sanirim etkilenmis)
uzuldugum su ki,keloglan gibi,nasreddin hoca gibi guldurerek toplum elestirisi yapanlar,karacoglan,dadaloglu gibi agresif ama naif sistem elestirisi yapanlar, mevlana,yunus emre,haci bektasi veli gibi insanlari sagduyu ve sevgiye cagiranlar bu ulkenin ozuyken, nedense fight club seyredip sistem elestirisi yapmaya calisan, south parktan guldurerek toplum elestirisi almaya calisan, kv seyrederek kahramanlik yaptigini sanan bir toplum olusmus. en garibi ise ozendigimiz yabancilar (konu icin hollywood) kan,barut gibi seyler kullansa da en az onun kadar, paylasimci kopekler,cikolata fabrikalarinda geziler, cocukluk hayallerinin kahramanlari baliklar gibi orneklerde veriyor. bizde ise tektiplesme basladi.
yanlis anlamasin bunlari bu film icin soylemedim,sadece ardarda seyrettigim filmlerin hepsinin tektiplesmeye baslamasi bende bu hisleri uyandirdi,paylasmak istedim. Umarim bizde de mukemmel zenginlikte bir kulturun oldugu hatirlanir ve buna yonelik isler yapilir.
rakip takimin filmini simdi seyrettim ve biraz once yazdiklarimin bir saglamasi gibi oldu, herkese mutlaka indirip seyretmelerini tavsiye ederim, iste bahsettigim yenilikcilik ve yaraticilik buydu.Bizim tektip ve kendini tekrar eden urunlerimizin yaninda gercekten yaraticilik dehasi gibi duruyor.Herseyiyle cok iyi,bilmiyorum baska aday varmi ama benim gorusum odulun bu filme gitmesi gerektigi yonunde.
Cunku muziginden cekimlerine,atmoferinden isigina kadar hepsi bir butun olmus.Ayrica teknoloji ve saglik konusuna daha ilginc ve yakisan bir yonden deginmis.
ama teknik yonden sizin filmle onlarinkini karsilastirmak abes olur,cunku birkere hdv kullanmislar,ayrica 35mm adaptor kullanmislar (yada direk 35mm kamera kullanmislar ama 720p lik versiyonun sitede olmasi hdv ihtimalini kuvvetlendiriyor)
yani zaten sadece bu ikisinin maliyeti 7000-8000 dolar civari, sizinki ise gayet mutavazi sartlarda yapilmis bu yuzden karsilastirmamak gerek.
sizin filmin arti ve eksileri:
artilari
1- sinematografi cok iyi
2-kullanilan acilar iyi secilmis
3-atmosfer hos
4-mutavazi imkanlarla cekilmesine ragmen cok iyi sonuc vermis
eksileri
1-Yaraticilik fazla degil(hatta yok)
2-sartlardan kaynaklanan goruntu sorunlari var (depth of field yok,renk doygunlugu yok,isiklandirma yok)
3-konuyla zoraki iliskilendirilmis gibi,yani aslinda bir mafya filmi cekilmis ama 'ya konu saglik ve teknolojiydi dimi? hadi birseyler katalim' gibi olmus (elestiri icin kusura bakmayin)
rakip filmin arti ve eksileri:
artilari:
1- cok yaratici
2-kendine has bir anlatim dili gelistirmis
3-acilar ve planlar cok tahrik edici ve yenilikci
4-teknik imkanlar yuzunden sinematografi cok ustun
5-konuyla direk ve hos bir yonden baglanti kurmuslar.
6-muzikleri,cekimleri,renkleri ve atmosferiyle butunleyici bir film olmus
eksileri:
1-dedigim gibi kamera acilari ve cekim teknigi tahrik edici (yani surekli titresim gibi birsey her elestirmenin begenecegi birsey degil)
2-bazi planlarda bilerek veya bilmeyerek depth of field ozelligi amatorce kullanilmis
baska da pek kusuru yok gibi.
hepinize basarilar umarim adil bir degerlendirme olur ve hakeden kazanir.
Bu kadar zaman ayırıp yaptığın eleştiriler için öncelikle teşekkürler.Hepsine fazlasıyla katılıyorum.
Silah, mafya vs konusunda sölediklerinin farkına bizde kanadalıların filmini seyredince vardık.Ve aslında baya pişman olduk. Adamların filminde herşeyi güzelliklerle yansıtırken bizim filmimizde içki,sigara,silah tüm kötü temalar var. Ama bunun en büyük nedenide daha önce üzerinde çok uğraştığımız senaryoyu çekmek için yaptığımız çekim planlarını çekimden 2 gün önce aksilikler yüzünden iptal etmek zorunda kalmamız. Sonrasında 2 gün içinde senaryo diyemicemiz bişey çıktı ortaya. Açıkcası şunları çeksek güzel olur mantığıyla hareket etmek zorunda kaldık. Oyüzden senaryo fakiri zorlama bir film oldu.
Rakiplerin pek çoğunun filmleri gayet başarılı, bu linkini verdiğim benimde en çok beğendiğimdi. Her nekadar bahane olmasada iki filmin arasındaki büyük uçurumda rakiplerin imkanlarının çok iyi olmasında ve dünyanın en iyi üniverstelerinden birinde sinema öğrencileri olmalarının büyük katkısı var. Yani benim gibi sinema eğitimi olmayan bir mühendislik öğrencisinin yapabileceği, her nekadar sınırları zorlasamda diğerlerinin yanında eksik kalıyor.
Tabi yukarıda bahsettiklerimin hiçbiri bahane değil hiç bir şekilde,yeteneği olan adam sonuçta fotoğraf makinasıylada harikalar çıkarır...
o kadar karamsar olma 🙂 ne yazik ki sinema baska sanat dallarina pek benzemiyor,ozellikle su son on yilda, yani istedigin kadar yetenekli ol imkanlarin iyi degilse iyi isler ortaya koyman zor.Zaten o yuzden bastan soyledim teknik bakimdan sizin onlarla karsilastirilmanizin abes oldugunu.
adamlar direk sinema aparatlari (hdv+35mm adaptor) kullanarak maca bir sifir onde basliyorlar zaten.Ayrica yurtdisindaki sinema okullarinin kalitesini yasamis biri olarak cok cok iyi bilirim.
Birde su varki bizim toplum pek hazir degil boyle seylere, abd de yuz kisinin gectigi sokakta cekim yaparsin ancak biri gelir bakar digerleri kafasini bile cevirmez bizde en izbe kosede bile cekim yapsan birileri gelip cekimi bozar kameraya bakar vesaire.Ayrica halkimiz genelde yardimsever de olsa konu kamera gibi birsey olunca birden isteksiz olur, mesela sen sokakta cekim yaparken kamerayi gorunce yuzunu kapatir veya direk geri doner tabii sahne butunlugu bozulur. Daha pekcok ornek var boyle.
Demek istedigim bizde sinema yapmak her acidan gercekten daha zor.
dedigim gibi rakip karsisinda pek sansiniz olmasa da tek basina incelendiginde filminiz kalbur ustu ve profesyonel gozuken bir is,yani cekimler ve kadrajlar kesinlikle profesyonelce.o yuzden eger o yarismada kazanamasanizda kesinlikle pesini birakmayin.Ozellikle renk dokusu ve isik olayina da hakim olabilirseniz (biraz daha teknik imkan gerekiyor isik gibi) cok cok iyi isler yapabileceginize eminim.
Ama umarim bir sonraki isiniz daha kansiz ve silahsiz olur 🙂
ve genelde resmi makamlarin umrunda olmaz boyle seyler ama turkiyeyi temsil ederek cok iyi bir is yapiyorsunuz ulke tanitimi icin,tesekkurler.
Sonuçlar açıklandı ve kanada,amerika,tayvan,polonya ile finale kaldık. Temmuzda final ayağında orda türkiyeyi temsil edicez. Dv-art seninde dediğin gibi kanadanın şu filmine bakıldığında pek şansımız yokmuş gibi görünüyor ama işin güzel yanı finale kalan takımlar orada tekrar yarıştırılıyor. Ekipmanları orda adamlar kendi veriyor ve belirttikleri konuda 36 saat içinde 1 dklık bir filim çekip editleyerek bitirip onlara vermeni istiyorlar. Orada bu açıdan şansımız olabilir.
Aslında bu yarışma hakkında ayrıntılı bilgi vermek istiyorum. Bu seneden geçmiş olabilir ama seneye girmeyi düşünenler olabilir diye diorum, Çünkü türkiyede bu yarışmadan kimsenin haberi yok benim dışımda sanırım:D Yani busene benden başka türkiyeden giren 1 gurup daha vardı onlarada geçen sene ben haber vermiştim:D
Yarışmanın sponsoru microsoft. Hersene düzenleniyor ve finalleri hersene farklı bir ülkede yapılıyor ve yarışmanın konsepti sponsorundanda belli oldğu gibi teknoloji. Yarışma 6 dalda yapılıyor ve bunlardan biride kısa film. Busene 6 dalda yarışmaya dünya çapında 180 ülkeden 50000 kişi katıldı. Finale kalanlar busene hindistanda düzenlenen finallere katılacaklar.
Yarışmanın kısa film dalında ön eleme için sadece storyboardunu gönderiyorsun ve storyboardlar arasında dünya çapındaoylama yapılıyor. Eğer ilk 30a kalırsan filmi çekip yolluyorsun ve juri arasından ilk 6yı seçiyor. İlk 6ya kalanlar finaller için osene hangi ülkedeyse oraya gidiyor ve "36 hours gerilla film making" dedikleri maratonda tekrar yarışıyor. Uçak biletlerinden konaklamaya tüm masraflarını karşılıyorlar. 5 yıldızlı oteller yeme içme geziler adamlar sana mükemmel bir 1 hafta yaşatıyo. Geçen sene japonyadaydı finale kalıp o deneyimi yaşadım ordan biliyorum:)
Katılımiçin tek şart üniversitesi öğrencisi olman ee tabi ingilizceyi iyibilmekte şart olmasada şart gibi bişi. Ödül 8bin dolar çok büyük birpara değil ama yaşanacak deneyim gerçekten harika.
Bideorda senin ilgilenen ekip felanda süper. Mesele bizim başımızda john manulis die bi eleman vardı adamın hollywoodda film şirketi var. Anlattığına göre bu southparkı felan bu arkadaşlarıyla keşfetmiş vs.. Sizi seçen juride çok sağlam. Altta geçen senenin jurisi tabi bu hersene değişiyor:
juri üyelerinin biyografileri ::
Philip Lee - China
Philip Lee earned his BA in film directing from Nihon University in Japan. He has a diploma in Management of Executive Development from the Chinese University of Hong Kong. Philip received his MFA from the American Film Institute (AFI) and has been awarded its Mary Pickford Foundation Scholarship for Outstanding Producing. A student Emmy award was presented to him for his AFI thesis film A CORNER IN GOLD. Philip was featured in the first Kodak Worldwide Emerging Filmmakers Showcase at Cannes, France in 1998.
He is a Candidate of Doctor of Business Administration (DBA) program at The Hong Kong Polytechnic University. His research thesis is about the strategies that would lead the Hong Kong Films to be more competitive in the international market place.
Philip also has served as production manager on the Asian portions of many Hollywood films and television production projects, including DRAGON: THE BRUCE LEE STORY (1993), M. BUTTERFLY (1993), NOBLE HOUSE and AROUND THE WORLD IN EIGHTY DAYS . Philip was Associate Producer of Chen Kaige's FIRST EMPEROR AND THE ASSASSIN. In 1998, he associate produced Ang Lee's awards winning martial art epic, CROUCHING TIGER, HIDDEN DRAGON. He also line produced Zhang Yimou's latest film project, HERO. In 2003, he was Associate Producer of LARA CROFT TOMB RAIDER: THE CRADLE OF LIFE.
He was the Consultant to the Chinese Civilization Education Trust for producing THE DRAGON'S ASCENT project, a co-operative venture containing an integrated package of documentary films, CD-ROM, website and a book, with Cambridge Needham Research Institute in England and the Chinese Academy of Sciences in China. The project showed the huge unrecognized contribution over the last four thousand years that Chinese science has made in the creation of our modern world and launched worldwide in the year 2000.
Martin Brown – Australia
Martin grew up in Tasmania, initially working in the area of theatre production, he then moved to Sydney where he worked in production and design, co-producing Baz Luhrmann's feature WILLIAM SHAKESPEARE’S ROMEO + JULIET (1996). He served as the Producer of MOULIN ROUGE (2001). Martin has recently established Martin Brown Films, a company devoted to developing and producing films for the international market. The company also provides world class production services to international film projects seeking to shoot in Australia. He is currently working on THE LAST MAN, featuring Ewan McGregor, about an Australian special forces troop stuck behind enemy lines in the waning days of the Vietnam War.
Lisa Henson
Lisa Henson joined Warner Bros. as a production assistant in 1983. She played a role in such Warner Bros. fare as the LETHAL WEAPON series, BATMAN (1989BATMAN RETURNS (1992), NEW JACK CITY (1991) and FREE WILLY (1993). Henson eventually rose to the position of Executive Vice President.
Her appointment to president of Columbia Pictures was made August 9, 1993. Aggressive, ambitious and forthright, Henson's appointment as head of production at Columbia made her the youngest such executive in Hollywood.
Henson entered into a producing partnership with Janet Yang in Manifest Films Company. She's the eldest child of Muppets inventor Jim Henson.
Mitchell Goldman
Mitchell Goldman directed movies such as ODE TO ELAINA (2004) and GEORGE’S DILEMMA (2002). Goldman project consulted for 2003’s MONSTER, a film based on the life of Aileen Wuornos, a Daytona Beach prostitute who became a serial killer.
Charles B. Wessler
Charles B. Wessler produced a number of comedic films such as STUCK ON YOU(2003), DUMB & DUMBERER: WHEN HARRY MET LLOYD (2003), SHALLOW HAL (2001), ME, MYSELF & IRENE (2000), THERE’S SOMETHING ABOUT MARY(1998), DUMB & DUMBER (1994), and IT’S PAT (1994). Wessler assisted in the production of STAR WARS: Episode VI- RETRUN OF THE JEDI and STAR WARS: Episode V- THE EMPIRE STRIKES BACK. Wessler was a close friend of late actress Dominique Dunne from childhood.
LeVar Burton
After applying for and winning a scholarship to The University of Southern California, LeVar began working toward a degree in drama and fine arts. During his sophomore year he auditioned for his Emmy-winning role Kunta Kinte in the award-winning miniseries, "Roots."
Following "Roots," LeVar starred in a variety of television movies including the Emmy-nominated DUMMY, ONE INA MILLION: THE RON LEFLORE STORY, GRAMBLING’S WHITE TIGER, THE GUYANA TRAGEDY: THE STORY OF JIM JONES, BATTERED, BILLY: PORTRAIT OF A STREET KID, A ROOTS CHRISTMAS: KUNTE KINTE’S GIFT and the miniseries LIBERTY. Among his feature film credits are LOOKING FOR MR. GOODBAR, THE HUNTER with Steve McQueen and THE SUPERNATURALS.
As the president of Eagle Nation Films, LeVar is currently developing projects for film and television, some of which he will direct as well as produce.
LeVar has also directed several episodes of the modern “Star Trek” shows, including “Star Trek: The Next Generation”, “Star Trek: Deep Space Nine”, “Star Trek: Voyager” and “Enterprise”. LeVar's directing duties on “Voyager” included starring and directing in the 100th episode of the show — "Timeless." As of November 2003 Burton holds the record for the most number of Star Trek episodes directed by a Star Trek actor. He has directed more than two-dozen episodes for every one of the four “modern era” Trek series.
In “Star Trek: The Next Generation”, LeVar Burton plays the blind Lieutenant Geordi La Forge. LeVar featured in all four of the “The Next Generation” films, including the latest, "Star Trek Nemesis."
LeVar presently serves as host and series producer of "Reading Rainbow," the highly acclaimed, long-running Emmy Award-winning series on PBS. A 1990 recipient of a star on Hollywood's legendary Walk of Fame, LeVar is also proud to be a member of the cast of "Captain Planet," an animated series designed to empower children to be environmentally responsible.
YArışma hakkında ayrıntılı bilgi isteyenler
http://thespoke.net/ICReg/ImagineCup.aspx
adresinden yararlanabilir. ayrıca tüyo isteyenlere elimden geldiğince yardım ederim . Finallerde 2. senem artık tüm numaraları öğrendim:D
Hadi meydanı boş bırakmayalım eminim seneye içimizden orda türkiyeyi en iyi şekilde temsiledicek birsürü adam çıkıcak.
oncelikle gercekten tebrik ederim,finale de ulastin,birde odul gelirse cok iyi olur.Aklinda bulunsun ordaki cekimlerde hem bizim kulturumuzden esintiler tasiyan,hemde daha yaratici bir is cikarirsan odul alman isten bile degil,
zaten ilk mesajimda da soylemistim kadrajlarinin ve goruntulerinin cok iyi oldugunu,sadece konu hos degildi,simdi yeni film cekilirse (1 dakikalik) dedigim taktigi izlemen senin acindan (ve ulkemiz acisindan:) ) cok cok yararli olur,
ayrica bu kadar bilgi verip bizide haberdar ettigin icin tesekkur ederiz,ellerine saglik, onumuzdeki yil bende bill gates in ne kadar adi ve tekelci kapitalist bir adam oldugu uzerine film cekeyim bakalim finale kalabilecekmi 😀
sunu tekrar belirteyim ki eger orjinal konu,bizden esintiler ve yaraticiligi birlestirebilirsen odulu kazanirsin,sinematografinden suphem yok zaten.
hadi hayirlisi.
bu arada daha izlememis arkadaslar daha ne bekliyorlar anlamiyorum? bakin bir turk bizi temsil ediyor,acin seyredin elestiri yapin,destek verin.
notum ise 10 uzerinden 7 (aslinda 8 verecektim ama dedigim gibi konu hic hosuma gitmeyen bir tarzda)
bana sony trv ile film çekilir mi diye soran arkadaþlar oluyor.
Direk bu filmin linkini vericem.
ilk baþta çok canavar girdi ama tabiki canavar girmek kolay.
Araba ile çok þýk görüntüler vardý ama görüntünün þýk olmasý onun filme girmesi için hiç yeterli deðil. Hatta hiç alakasý yok.
Senaryo çok çok kýsaydý. Daha doðrusu boþtu. Yani daha da doðrusu öðeleri çok azdý. Ve gerçekten bu kadarçok uðraþ verilmiþ (ýþýklar, vucut aparatlarý, deniz kenarýna jeneratör taþýmalar, ambulans ayarlamalar, kan ladýrýp gerçek kan ile çekim yapmalar falan...) e þu emeðin 100 de biri ile de senaryonuza bir ufak incelik bir ufak espiri katsaydýnýz. Sonunda bir ufak jest bir þaþýrtmaca ne bileyim biþey yaw...
Kedi uzanamadýðý ciðere pis dermiþ gibi oldum farkýndayým. Ben aslýnda burda oturup foruma biþeyler yazacaðýma bu filmlerden ders alýp sinematografiye aðýrlýk veren filmler çekmeliyim...
KKYMN
Gerçekten kadir senin dediğin gibi senaryo tamamen boş ve dv-art ında dediği gibi yaratıcılık 0. YAni aslında ortda bir senaryo anlatılan bir hikaye yok. Bu benim 2. kısa film denemem ama açıkcası şurda finale kaldı dedikten sonra merak eden birine bu filmi gösterirken öle göğsümü kabartarak bak bunu yaptım diyemiyorum çünkü ben objektif olarak dışardan kendimi değerlendirsem buna kısa film değil düşük kalite bir muzik klibi derdim heralde. İlk fimim bundan da kötüydü bu konuda:) YAni aslında bu gösterilen emeğe ve özene rağmen başarısızlıkla sonuçlanmış bi çalışma oldu farkındayım. Bu şekilde olmasında en önemli faktör kısa film çekmek için çekilmiş değilde sırf bu yarışma için hazırlanmış olması birazda. Değerlendirmede sinematografi ve teknik %50 olduğu içinde finale kalabildi sanırım yoksa normal bir yarışmada hiç şansı olmadığını bende biliyorum:)
Görüntüler üzerinde bukadar uğraşmak yerine önce sağlam bir senaryo üzerine kasıp sonra olması gerektiği gibi onu hayata gerçirmeye çalışmam lazım. bana ne çekicez sorusunu soran arkadaşlarıma şöle bi konu var ben onu en kral görüntülerle anlatırım gerisini merak etmeyin diyen zihniyeti değiştirdiğimde benimde övünülebilecek bir kısa filmim olur heralde:D
Aklımda bisenaryo var. GErçi kısa filmi için biraz uzun bişey. Çoğu boş dairelerden oluşan çok katlı bir apartmanda yan yana dairelerde kalan ünversteli bir genç ile tek çocuklu bir ailenin öyküsü. Çocuk içe kapanık, yanlız kendi dünyasında yaşayan ama zeki ve güçlü bir karaktere sahip bi tip. O daireye taşındıktan sonra yan trafta yaşayan ailedeki şiddete her gece kulak misafiri oluyor. Sonradan adamın kendi küçük kızına cinsel tacizde bulunduğunu, anneye işkence yaptığını öğreniyor. Anne ve kıza yardım etmeye çalışırken bir yandanda kadına olan acıma duygusu aşka dönüşüyo. Polis vs çocuk kimsenin doğur dürüst yardım etmemesinden sonra eleman anne,kıza tek yardım edebilecek insanın kendisi olduğunu düşünmeye başlıyo ve adamı öldürmeye kara veriyo, ardında kendii içinde bi savaş başlıo. Aslında modern bi suç ve ceza uyarlaması olucak daha kabasını kağıda anca döktüm ama heralde 4-5 ay sürer bişeye benzemesi. Konu biraz ağır ve tehlikeli bişi altından kalkabilirmiyim bilmiyorum siz nedersiniz.
Bir yandanda dv-artın hidefination ve 35mm aparatıyla ilgili sözleri kulaklarımda yankılanıyo. Artık bu handycamlarla iyi görüntü elde etmek için boğuşmak ölüm gelio. Acaba gerçektende otarz bir ekipmanla 7-8bin dolara sinema görüntüsü kalitesine yaklaşmak mümkünmü? Gerçi kanadalıların filmi baya mükemmeldi ama sinemadan çok reklam görüntüsü tadı var gibiydi.