Yanlız ben nükleer karşıtı değilim. Piyango falan çıksa kendi nükleer santralimi kuracağım ben. Öyle bir hayalim var. Bir deniz kenarı arsa lazım ama soğutma falan için.

Ben nükleer sevmiyorum. 🙂
Sabaha kadar anlatsınlar, şöyle zararsız böyle zararsız, kıt kafalı amcalar gibi ikna olmam.
Binde bir ihtimal dahilinde bile bir sürü insanı öldürecek, sonraki nesilleri tehlikeye atacak bir mevzunun riskine girmem.
Gireni başta Sinop'ta olmak üzere Bayburt üzerinden Hakkari'ye kadar kovalarım. Belki de ters yöne gider İzmir'den denize dökerim 🙂
Bana ne faydasından vs.
Gerekirse rüzgar enerjisiyle yaşarım, ama yaşarım.

Film yayılmalı. Greenpeace ya da başka bir organizasyon...

Şimdi böyle konuşmak kolay, nükleer olmasın demek de kolay. Peki alternatifin nedir Kezzap?

Bundan sonrası genele hitaben Kezzo, özel olarak sana demiyorum.

Rüzgâr enerjisi. Peki, rüzgâr enerjisinin ufak çapta iklim değişiklikleri yaptığı yönünde (büyük çiftliklerde) ilk araştırma bulguları gelmeye başladı. Yani öyle tamamen de zararsız değiller. Tabii fosil yakıtlar ve nükleer yanında masum sayılır yine. Biz sallamıyor olsak da dünyada çok büyük bir kitle rüzgâr enerjisi kullanıyor. Peki 2100'e kadar yapılacak yatırımlar dahil, 2100 yılında rüzgâr enerjisi toplam kullandığımız enerjinin ne kadarını karşılayacak? %10. Nükleer enerji 2009'da dünyanın enerji ihtiyacının %15ini sağlamakta idi. Dünyada şu anda 437 nükleer reaktör var (55i inşaa ediliyor)*. Oluşan kaza sayısı ise oldukça az ve neredeyse tamamı insan hatası*.

Bu kadar akıllıysanız, nükleer olmasın da gerisini sikerim diyorsanız evinizin sigortasını söktürün ve öyle yaşamaya başlayın.

Ben nükleer olsun yuppi demiyorum, ama hükümeti de nükleeri düşündüğü için suçlayamıyorum, diğer yenilenebilir enerji kaynakları çok büyük yatırımlar karşılığında düşük miktarlarda enerji sağlıyorlar, ama çevreyi daha az kirletiyorlar. Denklem bu. Hepimiz de "ucuza, hemen şimdi!" modeliyle yaşadığımızdan kimseye bok atma hakkımız da yok. Daha çok depolama alanı, daha hızlı internet, daha kaliteli kamera, daha iyi bir bilgisayar, daha fazla kişiye ulaşan filmler diye yırtınırken dönüp nükleere hayır demek ufak çaplı bir ikiyüzlülüktür.

Ha bana kalırsa Türkiye'de reaktör kurulmasın, kesin patlar, güvenim sıfırın da altında, zaten eğer planlanan yeri değişmediyse bir hocamın dediğine göre fay hattı üzerine yapmayı planlıyorlar. Espri mi yapıyordu, ciddi miydi bilemiyorum.

Kimse kusura bakmasın. Bazı yaşam standartlarını hak olarak görüyorsanız onları elde etmek için fedakarlık yapmak zorundasınız. Kürk giyip hayvan hakları savunamazsınız yani.

Ben dangozum bu konularda biraz, buna benzer bir açıklama gelecek diye de yukarıda "kıt amcalar gibiyim" diye de belirttim. 🙂

Fikrimi söyleyeyim. Daha hızlı internet mi, insan yaşamı mı dersen, insan yaşamı derim. Sadece benim internetimi kapatmamla olmaz bu iş bunu bildiğimden böyle ucuz anarşist kahramanlıklara da girmiyorum.
Çünkü internetimi kapatsam muhakkak o "nükleer enerjiden" geçen bir şeyle temas içinde olacağım hayatta.
Kendimizi kandırmanın alemi yok.

Ben insanoğlunun yaratıcı gücüne inanıyorum.
Önüne ilk gelen "olası zararlı" şeye her seferinde atlamasına rağmen ardından zararsız bir şekilde kendisine fayda sağlayan şeylere ulaşabiliyor.
Söylediğim bunun olabilmesi için bir felakete ihtiyacın olmaması.
Yarın öbür gün bir nükleer santral patlasa, bilmem kaç bin kişi ölse, sakat kalsa (nasıl bir sonucu olacağını bilmiyorum doğrudan ama okuduklarımdan buna benzer şeyler olabileceğini biliyorum) hemen birileri "alternatifleri" düşünecek belki de.

O alternatifleri düşünmek için böyle bir şeyin gerçekleşmesine gerek yok.
Ama birilerinin bu kadar beklemeye zamanı yok. Mesele de burada kopuyor.
Galiba The Dude'ün de işaret ettiği gibi bu noktada çuvaldızı kendimize de batırmamız gerekiyor.
Aslında sorun, devamlı kontrolsüz bir şekilde büyümeye ihtiyacı olan sistemin kendisinde ve onun içinde yaşamaya alışan bizlerde. (Bu bizin içinde başta sistem-karşıtları var. Çok çelişkili bir durum.)

Türkiye ve nükleer santral konusuna ise hiç girmemek lazım.
Bazı yerlerde evin balkonuna baz istasyonu yapılıyor bu memlekette 🙂
Hasta hasta, dakikası on kontöre konuşuruz artık. 🙂

mesele nükleer santral değil, ülkenin herhangi bir enerji politikasının olmamasında,
ayrıca o santral için kullanılacak, sarı pasta yı üretmedikten sonra zaten maliyet anlamında karı da yok .
çevreyi kirletecek, yok edecek vay efendim kurşunların içinde saklanacak, kurşun kendi içinde dalgaları yayıyor o yüzden zararı kalmıyor bıdı bıdı zırvalarına rağmen, bu çeşide ben de karşıyım, tamamen :=).
bu ülkede sanayiler tarafından kaçırılıan elektriği kurtarsak yeter zaten.

Bünyamin bıyık altından gülüyorsun lan şu an di mi 🙂
İşin bu noktalara geleceğini biliodun lan di mi 🙂

Güler tabii, adamın tartışma yaratmayan filmi mi var..

Ama şunu açıklasın, nükleer santrallerin üzerine atom bombası atmadığın sürece patlamaz kardeşim, senin filminde patlayan ne, bana bunu açıkla yönetmen, yaratıcı özgürlük de bir yere kadar :).

eylem yersiz yersiz sorular sorma lan aç wikipediadan bak birader 🙂 şimdi filmin açıklama bekleyen bölümleri konusunda ışık ve patlamalar konusunu madem eylem açıklamış, evet dışardan ekstra bir ark yaktık iyice patlasın diye çünkü yeterli değildi ışık. diğer konularda ben kendi adıma açıklama gereği duymuyorum çünkü biz yaptık geçtiyse ne ala geçemediyse hatalıyız demektir. özellikle araba ve oyunculuklar konusunda bir şeyler denedim ama sanıyorum yemedi. bir diğer mesele nükleer reaktör tartışamsı ki, başlığı piç etmişiniz (yönetim uyuma:)) ben bu konuda fikir beyan etmeyeceğim, filminde bir yargı ortaya koyduğunu düşünmüyorum olsun yada olmasın gibi. o nedenle bende fikrimi kendime saklamayı uygun buluyorum. yorumlarınız için teşekkür ederim.

Baktım, ondan diyorum zaten.
http://wiki.answers.com/Q/Why_ca n't_a_nuclear_power_reactor_explode_like_a_fission_bomb" onclick="window.open(this.href);return false;
http://wiki.answers.com/Q/Can_an_improperly_operated_nuclear_power_plant_explode_like_a_nuclear_weapon " onclick="window.open(this.href);return false;
http://answers.yahoo.com/question/index?qid=20090112101725AANsnFf " onclick="window.open(this.href);return false;

"An initial explosion is used to compress the nuclear material under a great pressure. This will squeeze the material until it reaches critical mass. At this point, it will explode releasing massive amounts of energy (nuclear explosion)."

dayı yazmış işte. ayrıca bana ne birader. ben örnekten hareket ederim. kıçımızın dibinde 15-20 sene önce oldu, kasabayı da gördüm. daha bilimsel açıklamaya ne hacet. eğer nasıl patlar diye bir film çekseydim o zaman bunun fiziksel nedenlerini öğrenir ona göre film yapardım 🙂

Baba yönetim uyumuyor da Selçuk o mesajı atınca şaşkaloza bağladım nükleer mevzularını yeni bir başlığa taşısak mı taşımasak mı diye :D. Film senin başlık senin, taşıyalım mı.

yok be abi takılıyorum, canınız ne istiyorsa onu tartışın 🙂

Tamamını okursan sadece okuduğun kısmın düşündüğün anlama gelmediği göreceksin lost'cum. Senin gördüğün şey de nükleer serpinti, patlama değil. Neyse, filme bakalım biz :). Lost'da da yumrukla Hidrojen patlatmışlardı zaten, takılmamak lazım bunlara.

gözüme takılanlar
1 araç kazayapıyor ve öylebir kaza yapıyorki çok zor kırılabilen ön cam kırılıyor ama nedense aracın önünde hiçbir çarpma hasarı yok. hayret

2 kız oyuncunun küçük ihtiyacını gördükten sonra daha net görülen giymiş olduğu pantolon param parça ama nedense cilet gibi bir ütü hala üzerinde, buda bana kadınlar her durumda bakımlımıdı düşüncesini hatırlattı,

3 ülkede müttiş bir nükleer patlaması oluyor ama her neyse harap olmuş bir evde elektirik var üstelikte süüüpeerr net çeken bir televizyo yayın yapıyor, arada bir gelip gitse neyse deriz ama. hayret ettirdi.

gözden kaçanlar galiba
ama gerisi itibariyle başarılı...

Mantık hatalarıyla dolu genel hatlarıyla yine beğenmedim..