Tekerrür için elli tane tanımlayıcı kullansam hiçbiri "iyi" ya da "kötü" olmaz. Şusu iyi busu kötü denebilir belki ama filmi genel olarak değerlendirip "iyi" yada "kötü" bir film demenin olanaksız olduğu fikrindeyim kendi adıma.
Çünkü Tekerrür, "eksik" bir film. Ham meyve gibi. Erken koparılmış dalından. Henüz bir ergen. Yetişkin değil. Bir ergenin sahip olduğu herşeye, pozitif ya da negatif herşeye sahip. Hemen her ergen gibi cüretkar, yaratıcı. Ama plansız, sabırsız. Enerjik ve istekli. Ama hedefsiz, kontrolsüz. Bu proje, çekilmeden önce yaratıcılarıyla fikir alışverişinde bulunmak isteyeceğim, aklıma gelecek ilk iş.
Özenle kurulmuş bir "düzenek"le başlıyor. Atmosferini çok iyi kuruyor, izleyicisini içine çekiyor. Şık bir giriş sekansımız var. Fırtına öncesi sessizlik hissini rahatça veriyor. Peki bu gerilim dokusunun arkasından ne çıkıyor? Bizi geren "düzenek" patlarcasına boşalıyor mu? Hayır.... Kadının yaşadığı gerilim nerede boşalıyor? Nerede patlıyor? Eğer finaldeyse, arkadaşının fark ettirdiği şey, "o satırları kendisi yazmış" da ne olmuş? İzlediğimiz gerilimli gece, kadının yazarken hissettiklerinin fiziki temsili gibi. Tamam, iyi bir fikir. Peki finalde almamız gereken şey "bu kız yazarken yazdıklarını aynen yaşıyor dostlar. Yani cinayet yazsa birileri ölür"mü? Kadının yaşadığı gerilimin, yani "az sonrayı okuması ya da yazması"nın korkutuculuğunun kaynağı, anlamı nedir? "Meğersem kendi yazmış" (filmin yarısında fark ettim ama bu sorun değil) gerçeğinin hizmet ettiği ne var ortada? Kendisi yazmış da ne olmuş?
Peki neden? Nasıl'ı boşverdik, çünkü gerçekten bu tip öyküler için hiç gerekli değil. Neden yazmaya başlıyor? Neden küresel ısınma? Dünya ısınıyor, suyumuz tükeniyor. Bu doğru. Ama bu filmin vuruculuğu, asıl meselesi psikolojik bir çalkantı. YAni, ben öyle gördüm. Öncesi, sırası, sonrası durumunun küresel ısınma ile nasıl bir bağı var? Küresel ısınma gibi bir olgunun bu filmde hiç yeri yok bence. Çünkü bu tip toplumsal hatta global meseleler tespit, öneri, hipotez vs. gerektirir. Tarafsız bakış, inceleme gerektirir. Ama Tekerrür, bizi rahatsız/çalkantılı bir zihne sokmak niyetinde görünüyor. Bir arada düşünülmesi çok zor temalar bunlar çünkü bu tip psikolojik gerilim öyküleri daha çok öznel bakışa ihtiyaç duyar. İnceleyici, tarafsız olamaz. O zaman psikolojik gerilim değil, psikolojik belgesel olur.
Bir iki kez daha izleyip uzun uzun incelemek istiyorum, belki de yanılıyorum hissettiklerimde diye ama film çok garip bir tat bıraktı bende. Giriş seansındaki kesintisiz çekimdeki kamera kullanımı ve ışık kullanımları dışında filmin içeriğiyle hiç örtüşmeyen bir görselliği, özellikle kamera kullanımı olduğunu düşünüyorum ve bu da hepten karmaşık duygular oluşturuyor. Global bir meseleden meyil alıp sorunlu bir zihni incelemeye çalışan, bizi o zihne sokarken karakterinin bakşını değil halini görselleyen, minimalist kamerayla gerilim dokusu amaçlayan, ilginç, garip ve eksik bir film olmuş Tekerrür. Takdir ettim ama hoşlanmadım. İlgiyle izledim ama tekrar izlemek gelmiyor içimden.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
sevgili görkem öncelikle yorumun ve eleştirin için teşekkür ederim. Filmimin alt tabanını toplumsal bir sorun olan küresel ısınma almaktadır. Yalnız yaşayan ve bu konuya duyarsız olan bir kızın bir gece boyunca yaşadıklarını anlatan bir kısa film. Burada kızın yazdıklarını yaşaması olayı değil konu.kızın bu bir gece boyunca yaşadığı sıcaklık,su sıkıntısını çekmesi ve bunun üzerine bu yaşadıklarını kaleme almasıdır. Bunu yazarken ikinci boyuta geçiyoruz kızın bu yazdıklarını bir kitap haline getirmesi ve kendisi gibi birinin bu kitabı evine alması ve okuması hayali var. Bunu okurken de en büyük korkusu kendi yazdıklarını okuyan insanların aynı sıkıntıları çekmesi..bu üç boyutlu pskolojik karmaşa içinde hem toplumsal sorunu farklı bir açıdan yakalamak hemde senin değiminle çalkantılı bir pskolojik durumu gözler önüne sermek için yapmış olduğum bir kısa film..tabiki bu benim ilk filmim olması dolayısı ile bazı aksaklıklar yada teknik sorunlar mutlaka olacaktır..sevgilerimle..
İlk filmin olmasını önemli görmemeliyiz. Ben zaten hiçbir şekilde bunun bir ilk film olduğunu bilmiyordum ve "bu arkadaşın ilk filmiymiş, ona göre değerlendireyim" de dememişimdir şimdiye kadar. Kişiyi övebilirim bu şekilde ama filmi övemem. Arkadaşların, "ilk filmine göre iyi" gibi bir yorum alıp kendilerini iyi hissetmesinden de pek hoşlanmam açıkçası. (Sen böyle yapıyorsun demiyorum. Ama böyle bir yönelim var) Yani "bu ilk filmim" durumunu neredeyse hiç önemsemem. Çünkü hiçkimsenin, ilk filmini yaparken "burası istediğim gibi olmadı ama boşver, bu ilk filmim ne de olsa" dediğini sanmıyorum, diyorlarsa da bu hepten "ayıp" ve iyi niyeti suistimaldir gözümde. Evet, bu film bir ilk film olarak oldukça başarılı. Ama bu durum bizim hızımızı, eleştiriciliğimizi engellememeli.
Ve.... mesajında filmi açıklamışsın biraz. BUna karşı 2 net cevabım var:
1- Bırak film kendini anlatsın. (Çünkü....)
2- .... senin anlattıklarını film anlatamıyor ise başarısızdır, nokta!
Filminde anlatmak istediklerini sözle anlatma ihtiyacı duyuyorsan zaten filminle derdini anlatamamışsındır ve o film başarısızdır. Ve sen olanları açıklıyorsan da bu başarısızlığı kabul ediyorsundur. Bana göre Tekerrür başarısız bir film değil. Ben birşeyler anladım çünkü. Ne anladığıma yönetmen dahil kimse karışamaz. Çünkü bu iletişim, izleyicisiyle film arasındaki iletişimdir ve kutsaldır neredeyse. Hİç ama hiçkimse benim sanatsal üretimle iletişimime müdahale edemez. (Bir parça sinema yazarları bu konuda esnek davranılacak kişilerdir) Bırak ben ne anladıysam anladım, boşver sen. Birşeyler anlamışım, filminle bir iletşim kurmuşum ki dikkatle izleyip, önemseyip otutup üzeirne birşeyler yazıyorum. Ha.... Eğer yanlış anlıyorsam (ve gerizekalı değilsem) bu senin hatandır ya da eksikliğindir, kusura bakma. Ama emin ol bir film, yanlış anlaşılarak da bir başyapıt olabilir. Senin, anlatmak istediğini çok çok aşar izleyicinin filmden alacakları. Bunu kontrol edemezsin. Sen küresel ısınma için film çekersin ben senin filminden "bu yönetmen küçükken çok dayak yemiş" çıkarsamasını yaparım. Bunu boşver sen.
"Yönetmen" algıyı yönlendirebilendir. Ama "film" algıyı yönlendiren değildir. Algıya hitap edendir. Senin filmin ilginç, yaratıcı, cüretkar bir film. Ama içeriğini net biçimde sunamıyor. Ve sorunlu. Ben de buradan anlıyorum ki sen, böyle bir proje için yeterli güce sahip bir sinemacı değilsin. Bunları söylerken yanılıyor olabilirim. Yani sen ya da benim bu mesajımı okuyan bir arkadaş "Görkem yanılıyor" diyebilir. "Haklı"da diyebilir. Benim fikrim bu ama başka kişiler bu fikirde olmak zorunda değil. Belki de bu filmi çekerken senin yanında ortak bir yönetmen vardı ama ismi geçmedi jenerikte. Bunu bilebilir miyim ben? Hayır. Belki senin aklında bambaşka bir film vardı? Ben filmden gördüğümü yazarım (herkes bunu yapar yani) sinemacı da eğer önemsiyor ise söylenenlerden kendine çıkarsamalar yapar. Amatör sinemacı ise mutlaka söylenenleri daha çok önemser. Çünkü kendisini geliştirmeye daha çok ihtiyacı vardır.
Sıradaki filmin daha iyi olacaktır mutlaka. İyi çalışmalar....
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
şurda bu olmalıydı burda bu olmalıydı yorumlarına katılmıyorum. filmin yönetmenliğini üstlenen kişinin estetik kararıdır bu..
filmi çok beğendim ellerinize yüreğinize sağlık. ama sondaki yazı bendeki film etkisini öldürdü o dışında film gayet başarılı.
TRT reklamı da iyi kullanılmış 🙂
sevgili görkeme farklı yorumları için teşekkür ederim..onunkide bir bakış açısı tabi..yorumlarından keyif aldığım biri..tatii filmimi beğenmene sevindim..yorumun için teşekkürler...Trt de yayınlanınca mecburi logo kullanılıyor 🙂