Yeni çektiğim kısa filmimi sizlerle paylaşmak istedim.
Nergiz ile Taner evlidirler ve mutlu bir hayat sürmektedirler. Bu mutlu ve huzurlu günler Nergiz’in birgün evden erkenden çıkıp gitmesiyle gelişen olaylar sonucunda zedelenecektir. Yaşanan bu durumda birçok olayı beraberinde getirecektir.
Süresi : 9 dakika 30 saniye.
[vimeo] http://www.vimeo.com/9311249 [/vimeo]
daha girişte kadının birden doğrulması devamlılık hatası gibi geldi. Tabi adam konuşurken doğruldu diyebilirsin.(söyleyim dedim:D)
ezan sesinin olduğu kadraj cok hoşuma gitti soğuk renkler falan ama birden ortam ısındı...
müzikler başarılıydı senaryo hoşuma gitmedi tabi bu da bir zevk meselesi.onun dışında emek harcanmış ve sonuna kadar da izleniyor.
Bu film hemen herşeyiyle "orta karar" bir film.
Ama herşeyiyle orta karar. Böylesine çok açıdan ve böylesine tamı tamına orta karar bir film izlediğimi hiç sanmıyorum.
Kötü değil ama iyi de değil. Aslında öyle değil ama sanki "tam olarak orta karar olması istenmiş" bir film. Kamera konumlandırmaları ve açıları ne kadar orta karar ise, oyunculukları da o derece orta karar. Sanki bu denge isteyerek yapılmış. Şaşırtıcı bir durum bu.
Ve tüm bu orta kararlık, çok net ve bariz biçimde, yönetmenin kısa film olgusuna, film yazma ve çekme olgusuna yaklaşımından, bu yaklaşımı hafife almasından ve yaklaşımının temelde zayıf olmasından ileri geliyor.
Uğur Atılgan, iyi bir film yapmak istemiyor. Uğur Atılgan sadece film yapmak istiyor. Kötü film yapmıyor çünkü yeteneği ve becerisi yeterince iyi. Ama iyi film yapmaya (bu filmi çekerkenki yaklaşımdan söz ediyorum, ilerisi için falan değil) da gerek görmüyor. Çünkü çok çalışması, incelemesi, araştırması, filmindeki herşeyi uzun uzadıya düşünmesi lazım. Bunu biliyordur herhalde. Ama yapmamış, çünkü ortaya kötü olmayan ve filmografiye eklenecek bir film çıkacak nasıl olsa.
Camide saldırıya uğrayan bir kadın evine o halde mi gelir? Ya da camide saldırıya uğrayan bir kadının eve geldiği andaki hali önemli, gösterilesi, sergilenesi değil mi? Uğur'a göre değil. Camiye gittim diye başka bir adamla sevişmeye gitmiş bir kadını bir koca, montu uzatıp dışarı mı atar? O oyunculuk, o hal ve tavır yeterli mi? Uğur'a göre yeterli. Neden? Çünkü hikaye o haliyle ilerliyor ya, yeter. İkna edici mi? İnandırıcı mı? Gerçekçi mi? Bunlar pek önemli değil. O sekansın öyle olması yeter çünkü hikayeyi ilerletmek için yeterli.
Oyuncular acaba abartılı mı oynuyor yoksa minimal mi? Hmm? Uğur'un bunu uzun uzadıya düşünmediği ya da düşündüyse de yönlendirmediği o kadar belli ki. Neden? Çünkü film ilerliyor.
Neden çiftin evleri bir kenar mahallede? Neden evleri bir fakir evi? Bir fakir evinde yaşayan bir çifte göre bu çift biraz fazla akıllı, eğitimli, çekici görünmüyor mu? Uğur Atılgan bunları senaryoda ya da mekan seçerken düşünmüş mü? Belki de gerek yok. Çünkü film ortaya çıkacak hangi mekanda olursa olsun.
Neden Uğur Atılgan genelde uzun planlar çekiyor? Neden tek bir tane bile (istisna çekimini saymıyorum) "görsel olarak güzel" kare yok? Neden her çekim sadece hikayeye hizmet ediyor? Neden genelde genel plan alıyor olayları? Neden birilerinin biryerlere gelişlerini ve oradan gidişlerini ısrarla, filmde belirli bir süre çalacak biçimde çekiyor?
Tüm bunlar yergi gibi görünebilir. Kısmen öyle ama kısmen de birer övgü. Belirtmeye çalıştıklarım, sinematografik olarak, olaya yaklaşım olarak yergi ama niyet ve heves olarak tam tersi. Çünkü bu adam illa film yapacak. Fİlmin her anında "bir film yapma" isteği, azmi ve ötesinde şaşırtıcı biçimde "rahatlığı" var. İyi ya da kötü bir anda bile. Kocayı canlandıran arkadaşın, yeterince iyi performans veremediği halde, bu kadar "rahat bir halde iyi performans verememe" halinde oluşu bile tamamen Uğur'un eseri. Yani hani "tutuk oyunculuk" vardır ya. Bu, "kötü"den farklıdır. O oyuncunun oyunculuğu fazla rahat. "Çok iyi oynuyormuş" rahatlığı var performansında. Kötü mü? Hayır. Ama iyi de değil. Fİlmin tamamı gibi. Vasat ama "rahat".
Çünkü bu film, cüretkarca, kötü de olsa iyi de olsa bir film yapma azminin, bir film yapma hevesinin eseri.
Neden böyle? Çünkü Uğur bu işi, masa başında yazarak, filmleri inceleyerek, kaynaklar karıştırarak, sinemacıları sömürerek değil bizzat yaparak öğrenmek istiyor. İyi bir film yapmak için çalışmaya gerek görmüyor. Film yaparak iyiye ulaşmak istiyor.
Uğur bir gün gelecek çok iyi bir film yapacak. Ama bunun kaynağı ve sağlayıcısı çok çalışması ve iyi hazırlanması olmayacak. Yeterince film çekmiş olması olacak.
Son söylediklerim övgü mü yergi mi? Orası Uğur'a kalmış.
Ama her şekilde takdir ediyorum çünkü yetersizliklerin, eksikliklerin sadece sinematografik olarak rahatsız edici. Tavır ve biyet olarak değil.
Eline sağlık, hızını arttırarak devam edersin umarım. Aynen takipteyim.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Öncelikle vermiş olduğunuz emekten ötürü kutlarım. Naçizane fikirlerim ise şöyle; karşılıklı kahve içme sahnesinde ışık çok fazla, oyunculuklardaki tekleme ve mimik sapmalarını iyice belirginleştirmesi de cabası olmuş. Filmin genelinde kamera sarhoş gibi bir o yana bir bu yana çok hızlı,kısa ve keskin hareketler yapmış; cidden göz yoruyor. Konuya ve örgüsüne gelirsek o konuda gerçekten tebrik etmek gerekli; kaldı ki biraz daha üzerine düşülse yüksek etki bırakabilirmiş. Müzikler de gayet başarılı olmuş. Yani az biraz oyunculuklardan, bunun yanında ışık ve kameradan notunuzu kırıyorum ( 7/10 ) . Yeni çalışmalarınızı da izleyip yorumlayabilmek dileğiyle...
la vita é bella
Bu film hemen herşeyiyle "orta karar" bir film.
Ama herşeyiyle orta karar. Böylesine çok açıdan ve böylesine tamı tamına orta karar bir film izlediğimi hiç sanmıyorum.
Kötü değil ama iyi de değil. Aslında öyle değil ama sanki "tam olarak orta karar olması istenmiş" bir film. Kamera konumlandırmaları ve açıları ne kadar orta karar ise, oyunculukları da o derece orta karar. Sanki bu denge isteyerek yapılmış. Şaşırtıcı bir durum bu.
........
Güzel ve uzun yazmışsın, bizim de fikirlerimize tercüman olmuşsun. Bu çocuklar senin değerini bilmeli. Açıkçası ben kısa film sevmiyorum ve seyretmek hiç içimden gelmiyor, birileri "mutlaka seyret" demedikçe. Üstüne bir de böyle uzun yorum yazmak. Gerçekten kutluyorum seni. Değerini bilmek lazım. Çoğumuzun yapmaya üşendiği şeyi sen bir görev aşkıyla yapıyorsun. Hatta bazı arkadaşların senin yorumunu alabilmek için, kendilerini adam akıllı sınatmak için bile kısa film çekmeyi düşündüklerini sezinliyorum.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Konuya ve örgüsüne gelirsek o konuda gerçekten tebrik etmek gerekli; kaldı ki biraz daha üzerine düşülse yüksek etki bırakabilirmiş. Müzikler de gayet başarılı olmuş. Yani az biraz oyunculuklardan, bunun yanında ışık ve kameradan notunuzu kırıyorum ..
Ben de exxexeex'in tam tersi düşünüyorum. Konu çok ilginç değil, içinde boşluklar var ayrıca oyunculuk açısından çok zor bir konu. Müzikler güzel ama filme uymamış. Konu ve oyuncular haricindeki kalan kısmı ise gayet güzel. Filminiz teknik açıdan gayet başarılı olmuş. Sesler çok temiz. Görüntüler de keza öyle. Bayağı bir emek harcadığınız belli oluyor, tebrikler. Biraz da teknik bilgi verebilir misiniz? Hangi kamerayı, ekipmanları vs kullandınız?
Bu film hemen herşeyiyle "orta karar" bir film.
Ama herşeyiyle orta karar. Böylesine çok açıdan ve böylesine tamı tamına orta karar bir film izlediğimi hiç sanmıyorum.
Kötü değil ama iyi de değil. Aslında öyle değil ama sanki "tam olarak orta karar olması istenmiş" bir film. Kamera konumlandırmaları ve açıları ne kadar orta karar ise, oyunculukları da o derece orta karar. Sanki bu denge isteyerek yapılmış. Şaşırtıcı bir durum bu.
........
Güzel ve uzun yazmışsın, bizim de fikirlerimize tercüman olmuşsun. Bu çocuklar senin değerini bilmeli. Açıkçası ben kısa film sevmiyorum ve seyretmek hiç içimden gelmiyor, birileri "mutlaka seyret" demedikçe. Üstüne bir de böyle uzun yorum yazmak. Gerçekten kutluyorum seni. Değerini bilmek lazım. Çoğumuzun yapmaya üşendiği şeyi sen bir görev aşkıyla yapıyorsun. Hatta bazı arkadaşların senin yorumunu alabilmek için, kendilerini adam akıllı sınatmak için bile kısa film çekmeyi düşündüklerini sezinliyorum.
Çok teşekkür ederim Hegel övgülerin için. Burada herkes elindeki malzemeyi paylaşıyor, herkes birbirine yardımcı olmaya çalışıyor ve zaten bunu elimizden geldiğince yapmalıyız bence. Söyleyebileceğim en küçük birşey, yapacağım ufacık bir tespit belki birilerinin zihninde bir ampül yakar zihniyetindeyim.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
red_thermite , yorumların için teşekkür ederim. Orada devamlılık sorununun olduğunu düşünmüyorum seninde dediğin gibi adamın ağzından anlatılan bir hikaye zaten.
exxexeex , çok teşekkür ederim yorumların için. Bu forumda ilk tanıştığım kişilerden birisin hemen hemen bir iki gün farkla üye olmuştuk ve hemen hemen aynı adımlarla ekipmanlarımızı aldık. Bu yüzden senden yorum görmek ayrıca mutlu etti beni. Dediğin konularda ise filmi tekrardan inceledim ve bende hemen hemen aynı kanılara vardım. Sonraki projelerimde çok daha titiz olmaya çalışacağım.
hegel , sana tamamen katılıyorum. Görkem abinin yazısını sürekli tekrardan okuyup eksiklerimin biraz daha farkına varıyorum. Yaptığı şey gerçekten çok güzel ve yapıcı. Bizim gelişmemiz için çaba gösteren bir tavırda olmasıda bu işe dahada tutunmamızı ve çabalamamızı sağlıyor bence.
Görkem , çok teşekkür ederim Görkem abi. Yorumlarından sonra birebirdede konuştuk zaten burdan tekrar yazmıyorum onları. Zamanını ayırdığın ve bu şekilde ilgilendiğin için tekrardan apayrı bir teşekkür etmek istiyorum sana.
tmmchn , öncelikle teşekkür ederim. Kamera olarak Hv30 kullanıyorum. Ayrıca bazı sahnelerde Flycam kullandım. Ses kaydını Rode Videomic ile aldım , fakat müzikleri yapan arkadaşın üzerinde çalışmasıyla seslerinde kalitesini daha iyi duruma getirdik.
Eski kısa filmlere göre artık her kısa filmde bir kalite seziyorum, görüntü açısından. Bu kaliteli kamera seçiminden ileri geliyor. Ama ne yazık ki hala ses sorununu aşamadık. Ses ile görüntü ayrı mevzulardır. Bu şekilde müzik veya efekt bindirerek varolan ortam sesini yok etmiş oluyoruz. Ve bu haliyle "Flash Tv"deki gerçek kesitlere benziyor. Yanılıyor muyum?
"Boşa sallanan kürek dalga yaratmaz."
ya çok özürdileyerek başlamak istiyorum. biliyorum ben çokmu mükemmel filmler yaptım hayır. ama filmde hakikaten çok es geçilmiş ve film olsun diye yapılmış hatalar var bunları söylemek istiyorum ama kötülemek çin değil aksine ileride daha dikkatli davranılması daha hoş neticeler çıkarır ve gerçekçi kılar düşüncemden dolayı. öncelikle kış mevsiminde bir kadın sabah namazını kılmaya camiiye gidiyorsa bu sabah namazı saati genelde gün ağırmamış iken olması lazım değilmi?
2- bu zamanda sabah namazını içimden geldi deyip özellikle sabah vakitini seçerek camiye tek başına kimseye haber vermeden gidebilecek bir bayan varmıdır? eğer varsada bu camiide bayanlar bölümü neden ayrı değildir ve herhangi bir erkek tek başına elini kolunu sallayarak buraya girip kadının çantasını kurcalayıp üstüne de bir öpücük gerdandan nasıl alır 🙂
3 - bu adamdan kadın korkup kaçacağına neden peşine düşer
4- eter salisede insanı bayıltmaz ve kaçırma amacıyla maskeli adamlar tarafından üstünüze doğru gelidiğinde en azından bir çığlık veya eteri derin deriiin çekme isteği yerine 3 5 saniye koklamamak için direnmesi gerekmezmi. bu ne kaçırılmaya gönüllü bir kadındır. 🙂
5- kadının cesedine biraz daha kana benzer birşeyler sürülebilirdi mesela mısır şurupu yada sıradan bir öksürük şurubu dahi olabilirdi.
6- ne olur artık sonu şu organ mafyasına bağlanmış kısa filmler çekmeyelim artık arkadaşlar yaaa 🙂
umarım kendimce tespit ettiğim bu küçük detayları yapıcı eleştiri olarak tanımlayalım. yoksa ben daha henüz bunu bile yapabilirmiyim gösterebilmiş değilim. elinize sağlık kendini izlettirmesi +
hangi kamera ile çekildi bu film ?
İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;
hangi kamera ile çekildi bu film ?
tmmchn , öncelikle teşekkür ederim. Kamera olarak Hv30 kullanıyorum. Ayrıca bazı sahnelerde Flycam kullandım. Ses kaydını Rode Videomic ile aldım , fakat müzikleri yapan arkadaşın üzerinde çalışmasıyla seslerinde kalitesini daha iyi duruma getirdik
Görkem üstadım o kadar detaylı ve açıklayıcı anlatıyor ki her şeyi.Uzun yazılarını keyifle ve dikkatle okuyorum.Adeta ders gibi.İzleyip de dikkatimi çeken konuları hatta çekmeyenleri,tümünü anlatıyor.Çok güzel yorumluyor.Görkem ustanın yazıları filmlere bakışımı ciddi anlamda etkiliyor.Hani duygusal sıradan bir insanı ve bir şairi alıp,manzaranın karşısına koyarsın.Sıradan insan içinin kıpraştığını hisseder,coşar hislenir ama tarif edemez duygusunu,şair ise orada sıralayıverir dizelerini işte bizimki de o hesap.
Film kendini izlettiriyor.Sürükleyici olmuş diyebilirim.Acaba şimdi ne olacak? diye merak ediyor insan.İzlerken alttaki zaman çizgisini kontrol etme ihtiyacı hissetmiyorsam o film benim için sürükleyici demektir.(Kriterim bu..:) çok profesyonelce he he.. ) Görüntü anlamında çok teknik kısmın bilemem ama şahsen beni rahatsız eden bir kusur göremedim.İyi bir film izliyormuş hissi aldım.Ancak senaryo için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Sanki üzerinde biraz daha çalışılsa,daha iyi kurgulansa daha iyi olacakmış.Maalesef biraz eksik kalmış.Madem amaç bu insanları öldürüp organlarını almaktı bu kadar uğraşıya ne gerek vardı.Direkt kaçırıp işi bitirselerdi sorusu takılıdı filmin sonunda kafama.
Oyunculak açısından çok üst düzey performans beklentisi içinde olmadığımdan bu konu çok fazla gözüme batmadı.Bence yeterli.
Nihayetinde ürkütücü bir olay.Sıradan insanların başına gelebilecek bir konu üzerindeki gerilimleri sevdiğimden olsa gerek,merakla izledim.(Hitchcock tarzı gerilim).
Övgülerin için çok teşekkür ederim jüpiter. Elimden geleni yapmaya, yardımım dokunabilecek herkese ulaşmaya çalışıyorum işte. Uğur iyi filmler yapmaya aday gencecik bir arkadaşımız. Ve bunu başaracağına da güvenim tam. İzleyiciler ve kısa film severler olarak ilgimizi eksik etmemek yapmamız gereken tek şey belki de.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Uğur'a cesaretinden ve azminden dolayı teşekkür ederim, şimdi burada şu eksik bu eksik diye birsürü yazı yazabilirim ama inanıyorumki teknik ekip olarak, oyuncu olarak en profesyonellerlede çalışsam, senaryo üzerinde beş yıl çalışsam yinede eksikler bulunacaktır. Vizyona çıkmış en iddalı filmlerde dahi eksikler buluyoruz yada kendimizce yorumluyoruz.
Ama kolaymıdır en kısasından bir film yapmak ? Ekip toplamak, ekipman toplamak, senaryo yazmak, filmi çekmek... Ellerine sağlık Uğur'cuğum bir sonrakini sabırsızlıkla bekliyorum.