İlk kısa filmim yorumlarınızı bekliyorum
bu arada ben kamera açılarını ayarladım 14 yaşındaki kuzenim kayda aldı
izleyiciyi şaşırtmak, yanıltmak, izleyiciyle dalga geçmek değildir.
“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway
Nasıl yani hocam anlamadım keşke neye istinaden böyle bir şey sölediğinizi yazsaydınız
Nasıl yani hocam anlamadım dediğinizi
filmdeki karakter hem intihar ediyor, hem etmiyor. önce seyirciye intihar ettiğini gösteriyorsun. sonra sanki bir rüyaymış gibi karakterin tekrar uykudan uyanıyor. uykudan uyanan karakter kendisinin intihar ettiğini görüyor. filminin adı da intihar etme eğilimindeki bir adamın ağzından çıkan bir sözü çağrıştırıyor. izleyici, karakterinin intihar etmesini beklerken, karakterinin aslında intihar etmemiş olduğunu gösteriyorsun. sonra tekrar şizofrenik bir atmosfer oluşturarak karakterin kendisini intihar etmiş gibi gösteriyorsun. bu izleyiciyle dalga geçmektir. izleyici, filmden net bir çıkarım elde edemediği durumlardan hiç hoşlanmaz. filmi izlemek, vakit kaybından başka bir şey değilmiş gibi gelir izleyenlere.
“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway
Ooo hocam sen çok yalnış gelmişsin bu bir deneysel film bu arada asıl amaç burda o karakterin ruhunun ölmesi ve ayrıca film her zaman bir şey anlatmaz sanatsal haz denen bir şeyde vardır dediğim gibi bu bir deneysel film (acilen Maya Deren izlemenizi öneririm)
Ooo hocam sen çok yalnış gelmişsin bu bir deneysel film bu arada asıl amaç burda o karakterin ruhunun ölmesi ve ayrıca film her zaman bir şey anlatmaz sanatsal haz denen bir şeyde vardır dediğim gibi bu bir deneysel film (acilen Maya Deren izlemenizi öneririm)
paylaşımınızın altına bu dediklerinizi ekleyebilirsiniz. "bu bir deneysel filmdir." ve "maya deren izleyenler yorumlasın." vb. gibi.
“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway
Hahaha bence biraz alıngan davranıyorsunuz ben sadece sizin düşüncenize katılmıyorum ve Maya Deren izlemenizi önerdim o kadar, bu sadece bir öneri polimiğe gerek yok teşekkürler düşünceniz için sağlıcakla kalın
@lightshadow sizin görüşünüze göre Shutter Island filminin hiç çekilmemesi lazımdı.
Program çekme hakkında bilgisi olan bana özel mesaj atabilir.
@lightshadow sizin görüşünüze göre Shutter Island filminin hiç çekilmemesi lazımdı.
Shutter Island seyirciyi kandırmıyor
Spoiler:
Hikayeyi karakterin gözlerinden görüyoruz. Yani Kandırılan izleyici değil karakterin kendisi.
lightshadowa göre seyirciye önce senaryoyu falan okutup izin alıp öyle çekmeliyiz galiba 🙂
Benim de zaten izleyiciyi kandırmak gibi bir amacım yok lütfen filmime yorum yapın
Yeşil ekran mı kullandınız son sahnede ? Rüya içinde rüya gibi olmuş hikaye de. Bir de yaşanılan olayların içinden çıkmak için rüyaya bağlanması artık bir klişe halini aldı. Ama tabii ilk filminiz, elbette klişelere yer olacak. Yeni filmlerinizde böyle klişelerle dalga bile geçeceksiniz bence. Yazarak ve çekerek ilerleyeceksiniz. Kimse ilk filminde mükemmel iş çıkartamaz. Hatta Peter Jackson'ın ilk filmini izleseniz anlarsınız beni. Önemli olan pes etmeden devam etmektir. Bol bol okuyun, farklı fikirler üretin, kendinizle dalga geçmeyi öğrenin ve hiçbir zaman maddi başarı gözeterek film çekmeyin. Şimdiden başarılar 🙂
"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN
İlk kez burada bir yorum yapacağım, bir hatam olursa şimdiden affola. Tamamen bir seyirci bakış açısıyla şunları söylemek istiyorum öncelikle; bence müzik son derece yanlış seçilmiş ve oyunculuk çok başarısız. Bu platformda şimdiye kadar izleyebildiğim filmlerin çoğunda zaten oyunculuk, oyunculuk denilemeyecek kadar berbat ve bu çok güzel bir iş yapılıyor olsa da beni ciddi anlamda rahatsız edecek cinsten bir berbatlık. Filmlerde klişelerin kullanılmasına karşı olmayan biri olarak, bu filmdeki cidden tatsızdı ve basit kaldı. Her filmde şaşırmayı esas alan ve bekleyen bir insan değilim ama burada demek istediğim, bazen bir yönetmen sizi o kadar şaşırtmaz ki, ne kadar şaşırtmadığına şaşırırsınız. Bu filmde bundan söz edilemez. Bahsedilen o sanatsal hazzı bulamamış olmaktan ayrıca yakınıyorum. Ruhunun öldüğünü yazmışsınız burada ama bir adamın Beethoven'a az önce çaldığı eserde ne anlattığını sorduğu zaman, Beethoven'ın cevap olarak o eseri tekrar çalması gibi, önemli olan sizin filmde ne anlatmaya çalıştığınız değil bizim ne anladığımızdır. Çünkü sanatçı zaten anlatmak istediği şeyi sanatının içinde var ettiği için sanatçıdır.
Bunun dışında çok önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Film hemen hemen beş dakika fakat bence bu film üç buçuk dakikadan fazla olmamalıydı. Demek istediğim, oyuncu(!) arkadaş böyle uyanırken, o sigarayı sararken ben acayip sıkıldım, filmi öne sarma ihtiyacı hissettim. Ruhunu kaybedecek bir adamın hayattan bezginliğinin hareketlerine yansıdığını söyleyebilirsiniz ama hepimiz bu bezginliğin bizi sıkmadığı aksine nefesimizi keserek bizi ekrana kitlediği filmler izlemiş ve izleyen insanlarız. Kim iyi bir filmi izlerken öne sarmak ister ki? Her anı kıymetli değil midir? Tabii bu benim tamamen şahsi fikrim.
Kendinize iyi bakın, saygıyla 🙂
Yeşil ekran mı kullandınız son sahnede ? Rüya içinde rüya gibi olmuş hikaye de. Bir de yaşanılan olayların içinden çıkmak için rüyaya bağlanması artık bir klişe halini aldı. Ama tabii ilk filminiz, elbette klişelere yer olacak. Yeni filmlerinizde böyle klişelerle dalga bile geçeceksiniz bence. Yazarak ve çekerek ilerleyeceksiniz. Kimse ilk filminde mükemmel iş çıkartamaz. Hatta Peter Jackson'ın ilk filmini izleseniz anlarsınız beni. Önemli olan pes etmeden devam etmektir. Bol bol okuyun, farklı fikirler üretin, kendinizle dalga geçmeyi öğrenin ve hiçbir zaman maddi başarı gözeterek film çekmeyin. Şimdiden başarılar 🙂
Yok iki ayrı videoyu çekip kesip birleştirdim yorumunuz için teşekkürler
İlk kez burada bir yorum yapacağım, bir hatam olursa şimdiden affola. Tamamen bir seyirci bakış açısıyla şunları söylemek istiyorum öncelikle; bence müzik son derece yanlış seçilmiş ve oyunculuk çok başarısız. Bu platformda şimdiye kadar izleyebildiğim filmlerin çoğunda zaten oyunculuk, oyunculuk denilemeyecek kadar berbat ve bu çok güzel bir iş yapılıyor olsa da beni ciddi anlamda rahatsız edecek cinsten bir berbatlık. Filmlerde klişelerin kullanılmasına karşı olmayan biri olarak, bu filmdeki cidden tatsızdı ve basit kaldı. Her filmde şaşırmayı esas alan ve bekleyen bir insan değilim ama burada demek istediğim, bazen bir yönetmen sizi o kadar şaşırtmaz ki, ne kadar şaşırtmadığına şaşırırsınız. Bu filmde bundan söz edilemez. Bahsedilen o sanatsal hazzı bulamamış olmaktan ayrıca yakınıyorum. Ruhunun öldüğünü yazmışsınız burada ama bir adamın Beethoven'a az önce çaldığı eserde ne anlattığını sorduğu zaman, Beethoven'ın cevap olarak o eseri tekrar çalması gibi, önemli olan sizin filmde ne anlatmaya çalıştığınız değil bizim ne anladığımızdır. Çünkü sanatçı zaten anlatmak istediği şeyi sanatının içinde var ettiği için sanatçıdır.
Bunun dışında çok önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Film hemen hemen beş dakika fakat bence bu film üç buçuk dakikadan fazla olmamalıydı. Demek istediğim, oyuncu(!) arkadaş böyle uyanırken, o sigarayı sararken ben acayip sıkıldım, filmi öne sarma ihtiyacı hissettim. Ruhunu kaybedecek bir adamın hayattan bezginliğinin hareketlerine yansıdığını söyleyebilirsiniz ama hepimiz bu bezginliğin bizi sıkmadığı aksine nefesimizi keserek bizi ekrana kitlediği filmler izlemiş ve izleyen insanlarız. Kim iyi bir filmi izlerken öne sarmak ister ki? Her anı kıymetli değil midir? Tabii bu benim tamamen şahsi fikrim.
Kendinize iyi bakın, saygıyla 🙂
Hahah yorumunuz için teşekkürler 😀