Yardımcı Yönetmenliğini yaptığım yeni internet dizimiz. https://www.facebook.com/sifirbirdizi/ sayfasını beğenerek gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.
Ellerinize sağlık. İlk heyecanı kaybetmeden birkaç defa izledim. Çok daha büyük bir şeyin ilk büyük adımları gibi. Tebrik ederim.
Sakıncası yoksa ekibin nasıl çalıştığı hakkında veya sadece kendi çalışmanızla ilgili bilgi verebilir misiniz? (ekipmanlar, hikaye nasıl başladı vs.)
ben de çok beğendim, oyunculuklar samimi, ayrıntı çekimleri çok iyi.
Ellerinize sağlık güzel iş çıkmış. Sadece biraz öldürme sahneleri inandırıcı gelmedi ama detaylar ve doğallık fevkalade..
şöyle anlatayım. ekip adanalı ya da benim gibi bir şekilde adanada bulunmuş okumuş kişilerden oluşuyor. oyunculardan gözlüklü olan savaş benim yakın arkadaşımdır. bir gün beni aradı ve bir internet dizisi projemiz var az biraz para da bulduk masraflar için biletini alsak gelir misin dedi. hemen kabul ettim tabiki. ekipte görüntü yönetmenimiz dahil bir çok kişi bu şekilde başka şehirlerden toplaştık. hikayeler aslında bir şekilde gerçekten o mahallelerde bilinen tarz hikayeler olayların işleniş tarzları hep bu seviyede oluyordu o yüzden çok zorlanılmadı hikaye için. ben yardımcı yönetmenlik yapıyorum dizide. görüntü yönetmenimiz çekya'da sinema eğitimi almış adanalı bir arkadaşımız yönetmenimiz skyfall'da görev almış sinemacı bir arkadaş oyuncu arkadaşlarımız ajanslarda ve tiyatrolarda reklamlarda oynamış profesyonel seviyede eğitim ve tecrübesi olan arkadaşlar. bu şekilde mart ayında ilk bölümü çektik sonra 2 ve 3 çekildi 17 haziranda 4 ve5 çekilip ilk sezon bitecek. ekipman olarak kendi elimizdeki imkanlarla ve destek olan kişiler tarafından sağlanmış ekipmanlar. 3 tane mark 3 vardı sette ses ve ışık ekipmanları lens seti steadicam slider vesaire amatörün üstü profesyonelin altı bir envanterimiz var. ilk bölümü çektikten sonra destek veren kişilerin sayısı arttığı için 2 ve 3 daha rahat çekildi tabi. bu şekilde devam ettirmeyi planlıyoruz.
çağ üniversitesinde okuyordum ben de bir dönem. okul mersin ile adananın ortasında olduğu için yarı adanalı yarısı mersinliydi 😀 şuan boludayım ama izlerken aklıma adana geldi, kiremithane geldi, şakirpaşa geldi.. vallahi ne diyek kirve elinize sağlık 🙂
"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN
Uzun zaman sonra izlerken zevk aldığım bir amatör iş oldu. Helal olsun.
Yıllardır bir şekilde ifade etmeye çalıştığım şeylerin başında gelir. Hem teorisini yaparım, hem de pratiğini uygulamaya çalışırım.
Bu diziyi izleyince tüylerim diken diken oldu.
Hem Adana'dan ötürü, hem de işte öngördüğüm şeylerin gerçekleşiyor olmasından ötürü.
Bu ülkede bağımsız ve halka ait bir sinema kurulacaksa bu ne festivaller yoluyla olacak (underground festivalleri ayrı tutuyorum) ne de sinema (alternatif sinema gösterim biçimlerini ayrı tutuyorum) yoluyla olacak. Böyle kendi kendine üreten, ve kamuya açık paylaşan insanlar sayesinde olacak. (Tek dileğim var, ama sadece bir temenni, sanattan para kazanmamaya çalışın, kazanıyorsanız da kazandığınız parayı bir yandan da böyle işler geliştirmek için harcayın.)
Neyse önce genel bir giriş yapayım bu mesajla zaten detaylar üzerine yazarız çizeriz.
Tek bir tehlike var bu filmlerde. Varoş, kenar mahalle filmlerinde.
Brezilya sineması çok iyi başlamışken bu hataya yavaş yavaş düşüyor.
Şimdi "suç" ile özdeşleşilen bu mahallelerde elbette "suç" meselesi üzerine gitmek gerekiyor.
Ama Brezilya sinemasında bu çoğu zaman "suç" öyküsünün "macera" yönüne doğru kayıyor. Yani bu filmler ele aldıkları konuyu birer macera öğesi olarak sürdürürse çok hayırlı olmaz. İlk başta böyle olacağını sandım, ama sizin de değindiğiniz "toplumsal adalet" sorununa vurguyu görünce rahatladım.
Bunlar toplumsal adalet sorunudur, bu vurguyu yapmanız çok önemli. Çünkü tarihsel olarak bakarsak da halktan gelen (devlet, aristokrat ya da üst sınıflar haricindeki kişilerden) her şeyin özünde temel mesajın "eşitlik ve adalet" olduğunu görürsünüz. Sizin üretiminiz de bence böyle olmalı.
Neticede ben her türlü desteğe hazırım.
Dilediğiniz konudan elimden geldiğince yardımcı olurum.
İlk bölüm itibariyle karakterler biraz silik kaldı. En büyük sıkıntı bu, karakterleri tanımamız lazım.
Fate'yi duymak isterim ilerleyen bölümlerde bir şarkısıyla. 🙂
Ceza dışında böyle bir rap yapabilen yok bence bu ülkede:
Adana çok zengin bir yer kültürel açıdan, çok büyük sanatçılar çıkardı zaten.
Öncelikle tebrik etmek isterim oyunculuklar, kurgu ve müzikler çok başarılı. Bir "Tanrı Kent" edası sezdim. Çok sert bir yapım olmuş. Güzel olmuş 🙂 Sanırım senaryo kısmı Adana'ya ithaf edilmiş.
Kesinlikle bu yazdıklarımı yıkıcı olarak değerlendirmeyin aksine kendi çapımda yapıcı olmaya çalışıyorum ve kendimce gördüğüm noktaları paylaşmak istiyorum. Tıpkı sizin gibi bende birşeyler üreten ve üretmek isteyen bir insanım. Yani üreten insanın ürettiği şeyi paylaştığı zamandaki hassasiyetini biliyorum ve o yüzden altını çizerek yıkıcı bir yorum olmadığını çok beğendiğimi sadece daha iyi olabilmesi adına kendimce gözlemlediğim yerleri olduğunu söylüyorum.
Bir kısa filme ya da uzun metraj filme yapılan yorumların çok sert olduğunu düşünen biriyim çünkü bir film bittikten sonra anca başka bir filmde toparlama veya aynı hataya düşmeme durumu oluyor. Ve bu durum o ekibi bazen negatif etkiliyebiliyor. Ama bir dizide bu durum daha farklı.
Sizin işinizde dikkatimi çeken olaylar şunlar. Baştaki bağımsız eylemlerde yani karakterlerin seyirciye ilk sunumunun yapıldığı yani nasıl birileri ile karşılaşacağımızın seyirciye tanıtıldığı kısımda biraz sıkıntı var. Sanırım orada bazı aksilikler yaşanmış.
Hanım ablamız arabadan inip koşar bir edayla karşıya gidiyor(Hızlandırma efektini söylemiyorum) fakat karşıya neden gidiyor orada ne var bilmiyoruz tamam bu kadarı rahatsız etmez tabiki fakat hemen ardından tekrar arabanın orada görüyoruz.(Çoğu seyirci camın içerisinde kadının karşıdan geri geldiğini fark etmeyebilir) o hızda giden birinin önemli birşey için gittiğini, kendinden emin olduğunu ve artık geri gelmeyeceğini çoğu seyirci düşünebilir tehlikeli bir durum. Bir izleyen olarak beni rahatsız etti.
Bir diğer takıldığım nokta ise plan yapıldığı bölümde aksiyona geçişin çok sert olması. Bu geçişteki sertlik bir amatör durum doğruyor. Yani o seslendirme devam edebilirdi ya da sonuçta karakterler hala seyirci için yeni... Görev dağılımlarında tekrar ve tekrar onların surat ifadelerini görebilir ardından söze devam ederken o planları anlatabilir ve o noktada daha yumuşak bir geçişle yedirebilirdi. Ne yazık ki o sahne havada kaldı. Tabiki kesinlikle bence... Bu durumun tabiki artısıda var o da şu hız katmış. Ama ben şahsen diğer kısımdaki aksiyonu güçlendirmek için o kısmı yavaş alıp kontrast oluştururdum. Tabiki tercih meselesidir.
Yapımınızda aksiyon ana sekansları oluşturduğundan bazı hız kesmeniz gereken yerlerde hız kesmemişsiniz. O oluşturabileceğiniz daha fazla kontrastın önünü almış. Yani aşk sahnesini daha ağır işleyebilirdiniz evet hızını keserdi ama seyirci için dahada yüklü bir durum olurdu. Ve annenin ağıt yakmasının anlamlı kılınması için anneyi daha önceden görmemiz daha doğru olurdu. Çünkü hazırlık sahnesi olmayan her ölüm etkisini azaltır. Haberde ağlayan annelerimizden farklı bir his uyandırmadı...(ayna cümle) Birde çocuğun vurulma sahnesinde o mekanu bilmeyen birisi için aks dengesi tartışılır.
Replikler çok doğal o minvalde insanlarla geçmişte tanıştığım için onları gördüm adeta. Çok başarılı yani. Gereksiz küfür yok.
Baştaki çay vurgusu ile sondaki ölüm çok hoş olmuş. Kanım çay gibi aksın durumu.
Kurbağa sesleri ve diğer sesler çok başarılı
Çok hoş detay çekimleri mevcut metafor dolu. Özellike uçurtmanın asılı kaldığı bölüm...
Adamın elindeki dürümle vurmasıda orijinal bir sahne olmuş. Yani dediğim gibi çok fazla yapılan doğru var ben bir izleyici olarak ve bu sektörde birşeyler üretmek isteyen birisi olarak tıpkı sizleride kendim gibi gördüğümden, gördüğüm düzeltilebilecek noktaları paylaştım. Kolay gelsin. Başarılarınızın devamını dilerim.
Öncelikle tebrik etmek isterim oyunculuklar, kurgu ve müzikler çok başarılı. Bir "Tanrı Kent" edası sezdim. Çok sert bir yapım olmuş. Güzel olmuş 🙂 Sanırım senaryo kısmı Adana'ya ithaf edilmiş.
Kesinlikle bu yazdıklarımı yıkıcı olarak değerlendirmeyin aksine kendi çapımda yapıcı olmaya çalışıyorum ve kendimce gördüğüm noktaları paylaşmak istiyorum. Tıpkı sizin gibi bende birşeyler üreten ve üretmek isteyen bir insanım. Yani üreten insanın ürettiği şeyi paylaştığı zamandaki hassasiyetini biliyorum ve o yüzden altını çizerek yıkıcı bir yorum olmadığını çok beğendiğimi sadece daha iyi olabilmesi adına kendimce gözlemlediğim yerleri olduğunu söylüyorum.
Bir kısa filme ya da uzun metraj filme yapılan yorumların çok sert olduğunu düşünen biriyim çünkü bir film bittikten sonra anca başka bir filmde toparlama veya aynı hataya düşmeme durumu oluyor. Ve bu durum o ekibi bazen negatif etkiliyebiliyor. Ama bir dizide bu durum daha farklı.
Sizin işinizde dikkatimi çeken olaylar şunlar. Baştaki bağımsız eylemlerde yani karakterlerin seyirciye ilk sunumunun yapıldığı yani nasıl birileri ile karşılaşacağımızın seyirciye tanıtıldığı kısımda biraz sıkıntı var. Sanırım orada bazı aksilikler yaşanmış.
Hanım ablamız arabadan inip koşar bir edayla karşıya gidiyor(Hızlandırma efektini söylemiyorum) fakat karşıya neden gidiyor orada ne var bilmiyoruz tamam bu kadarı rahatsız etmez tabiki fakat hemen ardından tekrar arabanın orada görüyoruz.(Çoğu seyirci camın içerisinde kadının karşıdan geri geldiğini fark etmeyebilir) o hızda giden birinin önemli birşey için gittiğini, kendinden emin olduğunu ve artık geri gelmeyeceğini çoğu seyirci düşünebilir tehlikeli bir durum. Bir izleyen olarak beni rahatsız etti.
Bir diğer takıldığım nokta ise plan yapıldığı bölümde aksiyona geçişin çok sert olması. Bu geçişteki sertlik bir amatör durum doğruyor. Yani o seslendirme devam edebilirdi ya da sonuçta karakterler hala seyirci için yeni... Görev dağılımlarında tekrar ve tekrar onların surat ifadelerini görebilir ardından söze devam ederken o planları anlatabilir ve o noktada daha yumuşak bir geçişle yedirebilirdi. Ne yazık ki o sahne havada kaldı. Tabiki kesinlikle bence... Bu durumun tabiki artısıda var o da şu hız katmış. Ama ben şahsen diğer kısımdaki aksiyonu güçlendirmek için o kısmı yavaş alıp kontrast oluştururdum. Tabiki tercih meselesidir.
Yapımınızda aksiyon ana sekansları oluşturduğundan bazı hız kesmeniz gereken yerlerde hız kesmemişsiniz. O oluşturabileceğiniz daha fazla kontrastın önünü almış. Yani aşk sahnesini daha ağır işleyebilirdiniz evet hızını keserdi ama seyirci için dahada yüklü bir durum olurdu. Ve annenin ağıt yakmasının anlamlı kılınması için anneyi daha önceden görmemiz daha doğru olurdu. Çünkü hazırlık sahnesi olmayan her ölüm etkisini azaltır. Haberde ağlayan annelerimizden farklı bir his uyandırmadı...(ayna cümle) Birde çocuğun vurulma sahnesinde o mekanu bilmeyen birisi için aks dengesi tartışılır.
Replikler çok doğal o minvalde insanlarla geçmişte tanıştığım için onları gördüm adeta. Çok başarılı yani. Gereksiz küfür yok.
Baştaki çay vurgusu ile sondaki ölüm çok hoş olmuş. Kanım çay gibi aksın durumu.
Kurbağa sesleri ve diğer sesler çok başarılı
Çok hoş detay çekimleri mevcut metafor dolu. Özellike uçurtmanın asılı kaldığı bölüm...
Adamın elindeki dürümle vurmasıda orijinal bir sahne olmuş. Yani dediğim gibi çok fazla yapılan doğru var ben bir izleyici olarak ve bu sektörde birşeyler üretmek isteyen birisi olarak tıpkı sizleride kendim gibi gördüğümden, gördüğüm düzeltilebilecek noktaları paylaştım. Kolay gelsin. Başarılarınızın devamını dilerim.
yorumunuz için teşekkür ediyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi size göre olan kısımlar ağırlıklı yorumunuzda. sahne ve karakter süreleri tamamen tercihe göre şekillenmiş durumda. Bu şekilde bir çok kişiden bir çok farklı yorum alabiliyoruz fakat dizinin bir karakteri olması için bir tarzı olması için yönetmenimiz ve genel olarak ekibimiz olarak bu dizilime ve süreye karar veriyoruz.
fakat özellikle açıklamak istediğim bir kısım var. Arabadaki soygun sahnesi jenerik için hazırlanmış bir mizansen gerçek zamanlı değil. Orada arabada yaptıkları ketenpereyi ve ekip üyelerinin ekipteki görevlerini kavrayabilmemiz için hazırlanmış bir sahne. Özgür'ün gücü, Savaş'ın iletişimi ve zekası, Cio'nun çevikliği, Seyit'in kurye misali görevi belli olsun diye hazırlanmış bir sahne. Yani sinemasal olarak bir anlam ifade etmesi gerekmiyor çünkü tam olarak filme de dahil değil.
Bende cok begendim kutlarim.
2. bölümün fragmanı gelmiş şöyle iliştireyim.
"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN
Buyrun bu da ikinci bölümü. Açıkçası ben çok sevdim. Seslerden sıkıntı var. Ama düzenlenmiş halini yeniden atacaklarını duyurdular.
Buyursunlar;
"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN
ben rts ögrencisiyim 3 yıllık bir after geçmisim var stajımı sizdemi yapsam ne 🙂