Forum

Sen ve Diğerleri
 

Sen ve Diğerleri

15 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
3,145 Görüntüleme
(@fturac)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Yazan ve Yöneten: Ferhat Turaç
Görüntü Yönetimi: Murat Temel
Oyuncular: Sercan Yılmaz-Ebru Bingöl
Ses-Kayıt: Ali Ertaş-Orhan Eymur
Kurgu&Mix: Agah Körpe

Şimdi sizden ricam, "bir adamın şevki nasıl kırılır, bir film nasıl dövülebilir" onu gösterin bana. Şevkimi kırın, ince ince tüm eksikleri yazın. Olumlu yanları da yazabilirsiniz tabi arada 🙂

Filmi dövün, sonra ben acındırmasını yapıcam zaten 🙂 İyi seyirler.

Fikir, en büyük sermayedir.

 
Gönderildi : 16/12/2014 5:05 pm
(@coldscream07)
Gönderi: 0
 

senaryo çok tırt 😀 ev sahneleri çok amatörce çekilmiş ( örneğin 42.saniyede aks kuralını bozmuşsunuz. ) ama enazından dış mekan çekimleri daha düzgün. sesler güzel alınmış. ne kullandınız acaba mikrofon olarak ? elemanın oyunculuk vasat ama kızın oyunculuğunu beğendim. daha kaliteli bir senaryoyla daha güzel işler çıkarabilirsiniz. elinize sağlık diyorum devam edin bu şekilde 🙂

 
Gönderildi : 16/12/2014 6:28 pm
(@burak929)
Gönderi: 12
 

Bank, sigara-bira, sepya ton, uyanarak başlama, ben efekt biliyorum numaraları, müzik dayamaları, neresinden tutsan elinde kalacak kadrajlar-renkler, müsamere tadında senaryo. Yeterli şartlar sağlanmış gözüküyor!

Diyelim ki bu videoyu (rica ederim film demeyin!) birkaç kişiyi ikna edip toplayıp çektiniz, sesleri aldınız, oturdunuz farklı görüntüleri bir araya topladınız, son olarak da paylaşılmaya değer görüp yorum bekler duruma geldiniz. Buraya kadar ne ekibe ne ekipmana ne de yorum beklediğiniz izleyicilere böyle bir videoyla hiç saygı duymadığınızı gösterdiniz. Keşke kendinize olan saygınızı da biraz olsun ayakta tutabilseydiniz. Başkalarına saygı duymayabilirsiniz; ama kendinize saygınızı kaybetmemelisiniz.

Kendinize biraz olsun saygı duyabilseydiniz; vaktinizden çaldığınızı, boşa kürek çektiğinizi fark edebilirdiniz.

 
Gönderildi : 16/12/2014 6:40 pm
(@alfred-hitch-chicken)
Gönderi: 0
 

Burak929'un yorumunun sebebi, fturac arkadasimizin belki de 90 dakikada anlatabileceği bir olayı 9 dakikaya sığdırmaya çalışmasından kaynaklı. Belki de videodaki (!) mesajı anlayamamasından ve -yeterince çekilmez olan- anlayışsızlığı sebebiyle "imkansızlıkları" gözardı etmesinden kaynaklanıyor da olabilir. Filme gelecek olursak, ilk işin olması sebebiyle illa ki eksiklikler olacaktır. Deneme yanılma yöntemiyle düzeltilebilir eksiklikler. "Hiçbir şey yaşamamış gibi çekip nasıl gidebiliyorsunuz?" sözü ise tam anlamıyla uğruna 2-3 film çekilebilecek bir soru. Tabii yaşamayan, dert edinmeyen insanların anlamasını bekleyemem. Gelecek filmlerinde başarılar dilerim kardeşim, geliştire geliştire aynen devam ! 🙂 Başarılar..

"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN

 
Gönderildi : 16/12/2014 7:50 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
 

Bank, sigara-bira, sepya ton, uyanarak başlama, ben efekt biliyorum numaraları, müzik dayamaları, neresinden tutsan elinde kalacak kadrajlar-renkler, müsamere tadında senaryo. Yeterli şartlar sağlanmış gözüküyor!

Diyelim ki bu videoyu (rica ederim film demeyin!) birkaç kişiyi ikna edip toplayıp çektiniz, sesleri aldınız, oturdunuz farklı görüntüleri bir araya topladınız, son olarak da paylaşılmaya değer görüp yorum bekler duruma geldiniz. Buraya kadar ne ekibe ne ekipmana ne de yorum beklediğiniz izleyicilere böyle bir videoyla hiç saygı duymadığınızı gösterdiniz. Keşke kendinize olan saygınızı da biraz olsun ayakta tutabilseydiniz. Başkalarına saygı duymayabilirsiniz; ama kendinize saygınızı kaybetmemelisiniz.

Kendinize biraz olsun saygı duyabilseydiniz; vaktinizden çaldığınızı, boşa kürek çektiğinizi fark edebilirdiniz.

O halde şöyle bir "saygı düzeyi grafiği" yapabiliriz.

x: Filmin kalitesi
y: Yönetmenin kendine duyduğu saygı

Bu nedir ya:)

 
Gönderildi : 16/12/2014 8:31 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
 

Kamera hareketlerinde sıkıntı var özellikle iç çekimlerde. Hatırı sayılır sayıda kısacının düştüğü hatalardan biri zoom olayı. Yapmamak lazım bence. Zoom yerine (varsa) slider kullanmakta fayda var.
Kadraj, kadraj içi yerleşim, kompozisyon gibi fotografik bileşenleri iyi okuyup uygulamakta fayda var. Sonuç olarak sinemanın görsel yönünün güçlü olası gerektiğine inanılır.
Dinlenmeden, tam gaz devam.

 
Gönderildi : 16/12/2014 8:41 pm
(@amuhundo)
Gönderi: 2
 

Bank, sigara-bira, sepya ton, uyanarak başlama, ben efekt biliyorum numaraları, müzik dayamaları, neresinden tutsan elinde kalacak kadrajlar-renkler, müsamere tadında senaryo. Yeterli şartlar sağlanmış gözüküyor!

Diyelim ki bu videoyu (rica ederim film demeyin!) birkaç kişiyi ikna edip toplayıp çektiniz, sesleri aldınız, oturdunuz farklı görüntüleri bir araya topladınız, son olarak da paylaşılmaya değer görüp yorum bekler duruma geldiniz. Buraya kadar ne ekibe ne ekipmana ne de yorum beklediğiniz izleyicilere böyle bir videoyla hiç saygı duymadığınızı gösterdiniz. Keşke kendinize olan saygınızı da biraz olsun ayakta tutabilseydiniz. Başkalarına saygı duymayabilirsiniz; ama kendinize saygınızı kaybetmemelisiniz.

Kendinize biraz olsun saygı duyabilseydiniz; vaktinizden çaldığınızı, boşa kürek çektiğinizi fark edebilirdiniz.
Kim ilk filminden harikalar yaratabilmiş de, "boşa kürek çektiğinizi fark edebilirdiniz" diye bir cümle kullanıyorsun? Saygıdan bahseden bir insanın, bu denli saygısızca yorumlar yapabilmesi oldukça ironi değil mi?

Filmin anlatmak istediği şeyi anlamadan, filmi anlamadan, ne şartlarda çekildiğinden haberdar olmadan (hiçbirimizin haberi yok) bu kadar saygısızca bir yorum kabul edilemez. 19 yaşında bir adam ilk filmini yapıyor, çok zor bir şey anlatmaya çalışıyor ve bunu 9 dakikaya sığdırmaya çalışıyor. Sen kalkıp da "boşa kürek çekmişsiniz" diyorsun. Senin gibilerinin sinemayla ilgilendiği bu dünyada, gerçekten sinemacı olmak istemiyorum.

Filme gelince. Benim aldığım mesaj, videonun açıklamasında da yazdığı gibi "neslin tüm aşklarını özet geçen ve neslin gençlerinin yaptıkları hataları göz önüne alan" bir film olmuş. Ufak tefek hatalar var, her filmde olduğu gibi. Ancak bence bu kadar dar bir ekiple ve iyi olmayan oyunculuklarla çok iyi bir film olmuş. Tebrik ediyorum, başarılarının devamını dilerim.

 
Gönderildi : 16/12/2014 9:27 pm
(@sentetix)
Gönderi: 0
 

Bank, sigara-bira, sepya ton, uyanarak başlama, ben efekt biliyorum numaraları, müzik dayamaları, neresinden tutsan elinde kalacak kadrajlar-renkler, müsamere tadında senaryo. Yeterli şartlar sağlanmış gözüküyor!

Diyelim ki bu videoyu (rica ederim film demeyin!) birkaç kişiyi ikna edip toplayıp çektiniz, sesleri aldınız, oturdunuz farklı görüntüleri bir araya topladınız, son olarak da paylaşılmaya değer görüp yorum bekler duruma geldiniz. Buraya kadar ne ekibe ne ekipmana ne de yorum beklediğiniz izleyicilere böyle bir videoyla hiç saygı duymadığınızı gösterdiniz. Keşke kendinize olan saygınızı da biraz olsun ayakta tutabilseydiniz. Başkalarına saygı duymayabilirsiniz; ama kendinize saygınızı kaybetmemelisiniz.

Kendinize biraz olsun saygı duyabilseydiniz; vaktinizden çaldığınızı, boşa kürek çektiğinizi fark edebilirdiniz.

Sakin ol şampiyon. Yıllardır burada sesimi çıkarmadan tüm başlıkları takip ediyorum elimden geldiğince bişeyler katmaya çalışıyorum kendime, ama ben bile bu denli ağır bir yorum yazmayı kendime hak görmüyorum. Sen hele bi dur bi sakin ol.İsmin ne cismin ne onu bi anlat bize. Olumsuz eleştirinin bile bi dozu var onu bi öğren. Şaheser yarattım gibi bir iddası yok zaten çeken kişinin. Hatalarla dolu olduğunu kendisi de biliyor. Adam zaman ayırmış uğraşmış bi şekilde. Görsel zeka, izledikçe teoriyi içselleştirdikçe geliştirilebilecek bir durum. Şu an görsellikle ilgili sesle ilgili hikayenin örgüsüyle ilgili göze batan bir sürü kusur olduğu bundan sonraki çalışmalarda da olacağı anlamına gelmez. Üstüne kata kata gidecek belki bu videoyu hazırlayan kişi. Sen ilk çalışma da bu adamın böyle hevesini kırarsan olmaz bu iş. Kimden ne çıkacağını asla bilemezsin. Sakin sakin sakin 🙂

Kafalar paylaştıkça güzelleşir. @beta

 
Gönderildi : 17/12/2014 12:09 am
(@burak929)
Gönderi: 12
 

" 'Bir adamın şevki nasıl kırılır, bir film nasıl dövülebilir' onu gösterin bana. Şevkimi kırın. Filmi dövün. " yazılınca ne zaman bir ilk film görsem eleştirmek için fırsat kolladığım şekilde eleştirmek istedim. Aklımdan geçenleri eğmedim, bükmedim. Hepsini şevkini kırmak için rahatça yazdım. 🙂 Yoksa ilk iş için birçok güzel detay var. Söylediklerimin arkasındayım. Benim mesajıma gelen eleştirilerden de sadece yorumumun kaba ve anlayışsız olduğuna katılıyorum; ama fturac'ın desturu var diye yaptım.

 
Gönderildi : 17/12/2014 3:16 am
(@fturac)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

@burak929. güzel kardeşim, orada "şevkimi kırın, ince ince tüm eksiklerimi yazın" yazıyor. "Saygısızlık yapın" yazmıyor. İlk filmim, ne ben yeterliyim, ne imkanlarım yeterli. O yüzden tüm eksiklerimi görebilmek için "ince ince tüm eksiklerimi yazın" yazdım. Acemiyim, göremeyebilirim, yardım istiyorum. Hırslanıp daha iyilerini yapayım istiyorum. Ama sana kalsa, bir daha ne senaryo yazayım, ne de film çekeyim. Pardon, video. O yüzden beğenmediğin kısımları ağır bir şekilde eleştirmeni isterdim. Şevkimin kırılacağı şekilde. Beni sevdama küstürecek şekilde değil. Ben sinema tutkum için, burada yazamayacağım hayatımdaki onlarca şeyden vazgeçerken, kendime duyduğum saygıdan, projelerimden, hayallerimden emindim. Herkesin saygı düzeyi ayrı, sen benim kendime saygı duymadığımı söylesen de, ben senin saygısızlığına da saygı duymaktan şeref duyarım.

@Coldscream07. sen de beni burak arkadaş gibi anladın diye düşünüyorum. Yoksa bir sinemacının, ya da en basitinden bir izleyicinin "senaryo çok tırt :D" diye bir yorum yapmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. "Tırt" nedir? Beğenmedim dersin, olmamış dersin, oturmamış dersin, "tırt" demek? Ne bileyim... Ayrıca aks kuralını yalnızca sokak sahnesinde bilinçli olarak kırdım. "Bir şeyler ters gidiyor" mesajı verme maksadıyla. Etraftakiler donuyordu çünkü.

@Alfred Hitch-Chicken. Beni anlayabildiğin ve saygı çerçevesi içerisinde yorum yapabilecek kapasitede olduğun için teşekkürler kardeşim.

@serkanoca. Sizin filminizde gördüğüm eksikleri çekinmeden dile getirmiştim. Siz de aynı şekilde bana yardımcı olmuşsunuz. Çok teşekkür ederim gerçekten. Birlikte nice başarılara inşallah.

@Amuhundo. Filmi gerçekten anlamışsınız. Bu beni mutlu etti. Kendime olan güvenimi yitirecekken, "bak insanlara anlatabilmişsin" dedirtti. Teşekkürler.

@skycal. Siz de filminizde ışık kullanmamıştınız ama, kadrajlar gayet temiz ve detaylıydı. Keşke ben de aynı başarıyı gösterebilseydim. Yorumunuz için çok teşekkürler. Tabii ki hepsinin farkındayım. Daha güzel işlerde eleştirilmek dileğiyle inşallah.

Bir de genel açıklama yapayım.

Senaryoyu elime aldığımda çok kararlıydım. "Çekilecek!" öyle ya da böyle... İyi ya da kötü. Sonuçta gözle görülür bir şey elde etmem gerekiyordu. Buna muhtaçtım. Çok ihtiyacım vardı. Birçok zorluk, satırlarla anlatamayacağım derecede şansızlık ve adilikler gördüm ama, çok kısa özet geçebileceğim inşallah.
Elimde tek bir ekipman ya da ekip yokken kafama koymuştum. "Çekeceğim" Önce yol arkadaşı aradım. Yıllarca setlerde çalışmış, profesyonel arkadaşlarım vardı, "tamam hallederiz o işi" dediler. İş ciddiye binince, cevap vermemeler başladı. Kısacası birkaç prof oyuncuyla görüştüm. 3 ay öncesinden anlaştım ama çekim başlayana kadar 4-5 kız, 7-8 erkek oyuncu değişti. Şaka değil. Hemen bir kamera, birikimlerimle aldığım kötü ekipmanlar ve tamamı amatör ekip. En büyük hatam ışık kullanmamaktır. El feneri de olsa, ev sahnesinde ışık kullanılmalıydı. Sahil sahnesinin tamamı 3 saatte çekildi. Eksikler olabilir, ama para, imkan ve vakit yoktu. Oldu oldu, olmadıysa yine de olmuş gibi davranmak zorundaydık. İşi gücü var herkesin, kimse bu işle ilgilenmiyor. Tamamen hatırım için oradaydılar. Sinema bir dert işidir bana göre, derdini anlatma sanatıdır. Benim de en büyük dertlerimden birisi buydu. Bu film. Burak kızacaksın film diyoruz ama... Neslin aşklarının, ilişkilerine olan bu denli saçma sapan bakış açıları. Nedir; "Sen ve Diğerleri?" Çocuğun gözündendir. Sırf çocuğun gözünden izlediğimiz belli olsun diye planlara bakış açısı koydum. Ayrıntı planları gereksiz yapmak istemedim. Kameraman arkadaşın da, benim de ilk işimiz. O yüzden zoom yapma falan gereksiz olmuş. İzledikçe fark ediyorum. Hata yapılmazsa görülmez ki zaten. Konuyu dağıtmayalım. Sen ve Diğerleri dedik. Neslin hemen hemen tüm gençlerinin şuan ki en büyük derdidir aşk acısı. Birisini hayatının zirvesine koymanın ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Çekip giderler, dur bile diyemezsin. "Anaaa, gidiyo dersin" :)) dermişim. Dur bile diyemezsin. Gereksiz yere hayatın mahvolur. Böyle, en azından benim gördüğüm bütün gençlik böyle. "Yaşını yaşa" dediler hep bana. "30 yaşında gibi davranma" diye şeyler duydum. Ama cıvıklığı hiç hazmedemedim. Bu nesilden olmayı da hazmedemedim. Keşke bir 20 yıl önce doğsaydım. O yüzden bunu çok dert edindim. Şu saçma sapan aşkların hazin sonlarını hiç çekemez hale geldim. "Bak böyle böyle yaparsan senin de hayatın o çocuk gibi donar" demek istedim. Anlatamadıysam, ne kadar imkansızlıklar ve oyuncu yüzündense, bi o kadar da benim acemiliğim yüzümdendir. Amaan, neyi anlatıcam. Senaryo çok "tırt" zaten...

Filmde kullandığım ekipmanlar:
Canon 600d
18-55 kit lens
İntro-X Mikrofon

Mikrofon çok kötü gerçekten. Sesin bu düzeyde beklenirden iyi olması, kurgucu abiden kaynaklanıyor. Deli Yürek'in 110 bölüm ses-mix'ini yapmış abiden. Hani şu "ben efekt biliyorum numaraları" yapan var ya. Heh o abiden. Çünkü ben efekt bilmiyorum. O yaptı, o biliyor. Dip sesi attı. Ortam seslerini tek tek yeniden ekledi. Alabildiğimiz görüntüyü en iyi şekilde sundu. Yoksa Rode'la çalışmak istiyorum bir daha ki filme inşallah.

İzleyen ve izleyecek olan herkese teşekkürler.

Fikir, en büyük sermayedir.

 
Gönderildi : 17/12/2014 4:59 am
(@coldscream07)
Gönderi: 0
 

@burak929. güzel kardeşim, orada "şevkimi kırın, ince ince tüm eksiklerimi yazın" yazıyor. "Saygısızlık yapın" yazmıyor. İlk filmim, ne ben yeterliyim, ne imkanlarım yeterli. O yüzden tüm eksiklerimi görebilmek için "ince ince tüm eksiklerimi yazın" yazdım. Acemiyim, göremeyebilirim, yardım istiyorum. Hırslanıp daha iyilerini yapayım istiyorum. Ama sana kalsa, bir daha ne senaryo yazayım, ne de film çekeyim. Pardon, video. O yüzden beğenmediğin kısımları ağır bir şekilde eleştirmeni isterdim. Şevkimin kırılacağı şekilde. Beni sevdama küstürecek şekilde değil. Ben sinema tutkum için, burada yazamayacağım hayatımdaki onlarca şeyden vazgeçerken, kendime duyduğum saygıdan, projelerimden, hayallerimden emindim. Herkesin saygı düzeyi ayrı, sen benim kendime saygı duymadığımı söylesen de, ben senin saygısızlığına da saygı duymaktan şeref duyarım.

@Coldscream07. sen de beni burak arkadaş gibi anladın diye düşünüyorum. Yoksa bir sinemacının, ya da en basitinden bir izleyicinin "senaryo çok tırt :D" diye bir yorum yapmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. "Tırt" nedir? Beğenmedim dersin, olmamış dersin, oturmamış dersin, "tırt" demek? Ne bileyim... Ayrıca aks kuralını yalnızca sokak sahnesinde bilinçli olarak kırdım. "Bir şeyler ters gidiyor" mesajı verme maksadıyla. Etraftakiler donuyordu çünkü.

@Alfred Hitch-Chicken. Beni anlayabildiğin ve saygı çerçevesi içerisinde yorum yapabilecek kapasitede olduğun için teşekkürler kardeşim.

@serkanoca. Sizin filminizde gördüğüm eksikleri çekinmeden dile getirmiştim. Siz de aynı şekilde bana yardımcı olmuşsunuz. Çok teşekkür ederim gerçekten. Birlikte nice başarılara inşallah.

@Amuhundo. Filmi gerçekten anlamışsınız. Bu beni mutlu etti. Kendime olan güvenimi yitirecekken, "bak insanlara anlatabilmişsin" dedirtti. Teşekkürler.

@skycal. Siz de filminizde ışık kullanmamıştınız ama, kadrajlar gayet temiz ve detaylıydı. Keşke ben de aynı başarıyı gösterebilseydim. Yorumunuz için çok teşekkürler. Tabii ki hepsinin farkındayım. Daha güzel işlerde eleştirilmek dileğiyle inşallah.

Bir de genel açıklama yapayım.

Senaryoyu elime aldığımda çok kararlıydım. "Çekilecek!" öyle ya da böyle... İyi ya da kötü. Sonuçta gözle görülür bir şey elde etmem gerekiyordu. Buna muhtaçtım. Çok ihtiyacım vardı. Birçok zorluk, satırlarla anlatamayacağım derecede şansızlık ve adilikler gördüm ama, çok kısa özet geçebileceğim inşallah.
Elimde tek bir ekipman ya da ekip yokken kafama koymuştum. "Çekeceğim" Önce yol arkadaşı aradım. Yıllarca setlerde çalışmış, profesyonel arkadaşlarım vardı, "tamam hallederiz o işi" dediler. İş ciddiye binince, cevap vermemeler başladı. Kısacası birkaç prof oyuncuyla görüştüm. 3 ay öncesinden anlaştım ama çekim başlayana kadar 4-5 kız, 7-8 erkek oyuncu değişti. Şaka değil. Hemen bir kamera, birikimlerimle aldığım kötü ekipmanlar ve tamamı amatör ekip. En büyük hatam ışık kullanmamaktır. El feneri de olsa, ev sahnesinde ışık kullanılmalıydı. Sahil sahnesinin tamamı 3 saatte çekildi. Eksikler olabilir, ama para, imkan ve vakit yoktu. Oldu oldu, olmadıysa yine de olmuş gibi davranmak zorundaydık. İşi gücü var herkesin, kimse bu işle ilgilenmiyor. Tamamen hatırım için oradaydılar. Sinema bir dert işidir bana göre, derdini anlatma sanatıdır. Benim de en büyük dertlerimden birisi buydu. Bu film. Burak kızacaksın film diyoruz ama... Neslin aşklarının, ilişkilerine olan bu denli saçma sapan bakış açıları. Nedir; "Sen ve Diğerleri?" Çocuğun gözündendir. Sırf çocuğun gözünden izlediğimiz belli olsun diye planlara bakış açısı koydum. Ayrıntı planları gereksiz yapmak istemedim. Kameraman arkadaşın da, benim de ilk işimiz. O yüzden zoom yapma falan gereksiz olmuş. İzledikçe fark ediyorum. Hata yapılmazsa görülmez ki zaten. Konuyu dağıtmayalım. Sen ve Diğerleri dedik. Neslin hemen hemen tüm gençlerinin şuan ki en büyük derdidir aşk acısı. Birisini hayatının zirvesine koymanın ne kadar yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Çekip giderler, dur bile diyemezsin. "Anaaa, gidiyo dersin" :)) dermişim. Dur bile diyemezsin. Gereksiz yere hayatın mahvolur. Böyle, en azından benim gördüğüm bütün gençlik böyle. "Yaşını yaşa" dediler hep bana. "30 yaşında gibi davranma" diye şeyler duydum. Ama cıvıklığı hiç hazmedemedim. Bu nesilden olmayı da hazmedemedim. Keşke bir 20 yıl önce doğsaydım. O yüzden bunu çok dert edindim. Şu saçma sapan aşkların hazin sonlarını hiç çekemez hale geldim. "Bak böyle böyle yaparsan senin de hayatın o çocuk gibi donar" demek istedim. Anlatamadıysam, ne kadar imkansızlıklar ve oyuncu yüzündense, bi o kadar da benim acemiliğim yüzümdendir. Amaan, neyi anlatıcam. Senaryo çok "tırt" zaten...

Filmde kullandığım ekipmanlar:
Canon 600d
18-55 kit lens
İntro-X Mikrofon

Mikrofon çok kötü gerçekten. Sesin bu düzeyde beklenirden iyi olması, kurgucu abiden kaynaklanıyor. Deli Yürek'in 110 bölüm ses-mix'ini yapmış abiden. Hani şu "ben efekt biliyorum numaraları" yapan var ya. Heh o abiden. Çünkü ben efekt bilmiyorum. O yaptı, o biliyor. Dip sesi attı. Ortam seslerini tek tek yeniden ekledi. Alabildiğimiz görüntüyü en iyi şekilde sundu. Yoksa Rode'la çalışmak istiyorum bir daha ki filme inşallah.

İzleyen ve izleyecek olan herkese teşekkürler.
teşvik etmeye yönelik faydalı bir yorum olsun istedim ama yanlış anlaşılmışım:) ''tırt'' lafını dalga geçmek amaçlı değil biraz espirili bir üslup kullanmak istediğimden yazdım zaten sonunada gülücük koymuştum ama saygısızlık olarak algıladıysan kusuruma bakma.. neyse başarılar diliyorum tekrardan. kolay gelsin.

 
Gönderildi : 17/12/2014 6:33 am
(@aleste)
Gönderi: 0
 

şevkimi kırın yanlış bir cümle bence orada anlaşalım. tabiki o yorumu yazan arkadaşta haklı sayılmaz o ayrı. sonrasında efekt mevzusu sese gönderme değil filmdeki sepya tonlara gönderme, o kadar abeski filmin başı komedi gibi geldi (charli chaplin filmlerine gönderme sandım hatta), komediden pek anlamadığım için yorum yapmayacaktım sonra meğerse iş ciddiymiş. ilk uyanma sahnesi komple klişenin önde gideni bayrak tutanı ve çok uzun, sesteki çok profesyonel arkadaşınız müziğin sahneleri bastırdığınının farkına varmamış anlaşılan, ama allah için diyaloglardaki ses çalışması süper olmuş, neyse en baştaki sahneden sonra izleyemedim zaten ben atladım bayağı, forumdaki çoğu kısaya dediğim gibi, sinema özel ilgi alanım olmasaydı o kadar bile izleyemezdim. imkansızlıklar olabilir ancak sağlam bir çekim öncesi çalışması ile aşamayacağınız şey yok burada. birde estetik algısı var tabiki ancak o eleştiri ile değişmez, seviyorsanız değişmeside gerekmez. subjektif olarak ben beğenmem sadece.

oh be 😀

 
Gönderildi : 19/12/2014 5:07 pm
(@fturac)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

şevkimi kırın yanlış bir cümle bence orada anlaşalım. tabiki o yorumu yazan arkadaşta haklı sayılmaz o ayrı. sonrasında efekt mevzusu sese gönderme değil filmdeki sepya tonlara gönderme, o kadar abeski filmin başı komedi gibi geldi (charli chaplin filmlerine gönderme sandım hatta), komediden pek anlamadığım için yorum yapmayacaktım sonra meğerse iş ciddiymiş. ilk uyanma sahnesi komple klişenin önde gideni bayrak tutanı ve çok uzun, sesteki çok profesyonel arkadaşınız müziğin sahneleri bastırdığınının farkına varmamış anlaşılan, ama allah için diyaloglardaki ses çalışması süper olmuş, neyse en baştaki sahneden sonra izleyemedim zaten ben atladım bayağı, forumdaki çoğu kısaya dediğim gibi, sinema özel ilgi alanım olmasaydı o kadar bile izleyemezdim. imkansızlıklar olabilir ancak sağlam bir çekim öncesi çalışması ile aşamayacağınız şey yok burada. birde estetik algısı var tabiki ancak o eleştiri ile değişmez, seviyorsanız değişmeside gerekmez. subjektif olarak ben beğenmem sadece.
Yorumların için teşekkürler aleste. "Şevkimi kırın, ince ince tüm eksiklerimi yazın" derken, filmde olumsuz bulduğunuz her şeyi yazarak filmi dövmenizi istedim. Yani bu filmi benim yaptığımı düşünürsek, oradaki hataları görmemi sağlamak şevkimi kırabilir öyle değil mi?
Şimdi müziğin filmi bastırdığını düşünmüyorum. İlk başta sıkılmak ve kapatmak izleyene kalmış bir şey. Ama hikayenin anlattığı, çocuğun orada çok ağır bir bunalım geçirdiği. Biz de o çocuğun gözünden izlediğimiz için onu daha iyi anlayabilmek için orayı öyle yapmak istedim. Kesinlikle ev sahnelerinin göze hoş gelmediğinr katılıyorum. Tamamen benim hatam, amatörlüğümden kaynaklı. İmkansızlıktan bahsetme sebebim, senaryoyu 17 sayfadan 6 sayfaya indirmemden kaynaklı. Çok daha değişik bir kurgu ve çok daha rahat anlaşılacak bir mesaj düşünüyordum. İmkansızlık, o kısım için geçerli. Yoksa ev sahnesinde ışık kullanmamanın imkansızlıkla hiçbir alakası yok. Tamamen benim yanlışımdır. Türk kısa filmlerindeki klasik uyanma olayına değinmiş herkes. Evet, filmi daha yazarken buna bu kadar eleştiri geleceğini biliyordum ve bile bile yaptım. Ben, hiç kısa film izlememiş bir insan değilim. Buna ne kadar uyuz olunduğunun, klişeleşmiş olduğunun farkındayım. Fakat, benim anlatmak istediğim hikayede çocuğun uyanması gerekiyordu. Sırf insanlar bıktı diye o sahneyi silip atmam, ya da kurguyu değiştirmem, bana doğru gelmedi. Herkes uyanmadan bıktı diye, b..kunu çıkardılar diye ben kalkıp da hikayeyi değiştiremem. Tabii ki göreceli kavramlar. Teşekkürler tekrar yorum için.

Fikir, en büyük sermayedir.

 
Gönderildi : 19/12/2014 7:36 pm
(@aleste)
Gönderi: 0
 

rica ederim, uyanma kısmı dahildir ancak benim kastım sadece orası değildi. sigara sahnesi, bira şişelerinin göze göze sokulmasıda buna dahil. kapatmamın konunun sıkıcılığı ilede bir alakası yok sahneler gereğinden uzundu sadece, iki dakika boyunca bir anı, gencin sigara ve alkolle ilişkisinin gösterilmesi fazla. kaldı ki çocuğun uyanmasını çıkarsan hikaye değişmezdi, çıkarmamak istemeyebilirsin yanlış anlama ancak yukarıda söylediğin gibi hikayeyi değiştirmez. müzik konusuna dönersek, dramatize etmek için daha sinematografik düşünebilirdin. şarkı ne kadar duygusal olsa dahi bazen yetmeyebilir, yettirmek için sesi yükseltmek ise hemen hemen hiç işe yaramayabilir, durmaksızın iki dakika boyunca böyle devam etmesi ise müziğe karşı duyarsızlaştırır insanı. işin sonunda vermek istediğin etkiden tamamen uzaklaşabilirsin.

oh be 😀

 
Gönderildi : 19/12/2014 8:44 pm
(@fturac)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Dramatize etmek için müziğe abanmaya sonuna kadar karşıyım. Ancak gerek ışığın olmaması, gerek ev ortamı, gerek kamera, gerek lens, gerek kameraman, gerek oyuncu ve gerek benden kaynaklanan sorunlardan dolayı sinematik bir görüntü bile alamadım. O yüzden hiçbir şey verememektense, müziğe abandım. Yani en başta izleyiciyken eleştirdiğim bir şeyi filmi çekerken ben yaptım. Tükürdüğümü yaladım. Yani o konuda sonuna kadar haklısın aleste. Film havada kaldı ve böyle olacağını bildiğim için, -tecrübesizlikle alakalı- rüya kısmı olması lazımdı vurgulu vurgulu. Bu sayede anlatacağım şeyi -ne kadar 11 sayfasını silsem de- daha da kolaylaştırmış oldu. Yani birazcık tecrübe, birazcık da imkan olduktan sonra ne uyanma sahnesi gibi bir şey yapmayı düşünürüm ne de müziğe abanmayı. Tabi birazcik da ekip. Ama bu ortamda kesinlikle hikayeyi bu kadar kısmışken ve iyi bir goruntu alamamışken kesinlikle uyanmayı atamazdım ve müziği de kısamazdım. Sen böyle eleştiriler yap, ben sadece senden güç alıp daha iyilerini çekmeye motive olurum. Yeter ki didik didik yazılsın.

Fikir, en büyük sermayedir.

 
Gönderildi : 20/12/2014 12:36 am
Paylaş: