Aklimdaki dolasan dusunceler sunlar Ercin:
1) Suresi kisaltilmali bence. Kadrajlar genelde sorunsuz ama yakin, orta plan derken bir TV izleme sahnesi bile uzadikca uzuyor. O sahnede ne olacagi az cok onsezisi olan seyirciye asikar. 15 tane TV programi gostermenin gereksiz oldugunu dusunuyorum.
2) Renklerin daha dolgun ve canli olmasi icin yapilabilecek birsey var mi? Genelde solgun ve donuk bir renk dokusu var filmin. Kasitli olarak mi yaptin?
3) Oyunculuklari kotu buldum. Simdi SDU'nun ana sayfasinda gezinirken,gosteri sanatlari (performing arts) bolumunun oldugunu gordum. Bir sonraki filmin icin 5-6 hafta evvelden bir afis hazirlayip (A4) bolumun duvarina asman ve ilgilenen oyuncularla deneme cekimleri yapman sence de yararli olmaz mi? "Oyuncular" ile calisman bence sana da cok sey katacaktir. Guclu bir oyuncu, kameraya yakisan surat hakikaten isini kolaylastiracaktir.
4) Filmin derdini cok teneffus edemedim. Ali Baba'nin dedigi gibi "karsi cinse" endeksli bir mutluluk tablosu(zlugu)nu olgunlasmamis bir meram olarak nitelendirmek istiyorum. Bir sekilde duygularini disa vurmakta zorlanan gencin hikayesini "farkli" bir sekilde anlatmaliydin. Var olan sahne ve diyaloglar ile cok zor ve kanirta kanirta ilerleyen bir ritmi var filminin.
Arada bir tekrarladigim ve kendime uyguladigim teknigi tekrardan belirtmekte zarar gormuyorum: Yazdigin senaryoyu senin gibi sinema ile ilgilenen arkadaslarina gonderip, nesnel bir gozle okumalarini istedin mi? Onlardan -kamerayi eline almadan once- yapici elestiri almanin cekimler sirasinda sana katkisi olabilecegini dusundun mu?
Ellerine saglik, kolay gele ...
1.Planların uzun ya da kısa olması benim hissetmemle alakalı. Nedensiz kesiyorum ve nedensiz uzatıyorum.
2.Renkleri bilerek öyle yaptım. Aslında daha da gri bi renge büründürmek istiyordum ve hatta siyah beyaz yaapcaktım ama son kurguda değiştirdim, böylesi daha çok içime sindi.
3.Oyunculuk mevzuusunda haklısın, çalışıyorum bu konuda kendimi geliştirmek için.
4. Kıza dayanmıyor aslında, en sağlam eleştiri bu işte. Ben de kendimi çok eleştiriyorum . Mevzuyu destekleyecek sağlam metaforlar yaratmalıydım. Ama lütfen kıza dayanıyor diye basite indirgemeyin.
Teşekkürler Bayram..
Abi benim takıldığım noktaları söyliyerek başliyim.
Detay planların çok olduğunu
Bazı planların uzun tutulduğunu
Filmde kullandığın müziği filme hiç yakıştıramadığımı
Başlangıç ve bitişteki görüntünün donma olayının videonun takıldığını düşünmemi sağladığını belirtim.
Sevdiğim noktalar ise
Kadrajların özenli olması
Tv sahnesi
Otobüs sahnesi (ali sevmemiş ama ben çok sevdim =) )
4. Kıza dayanmıyor aslında, en sağlam eleştiri bu işte. Ben de kendimi çok eleştiriyorum . Mevzuyu destekleyecek sağlam metaforlar yaratmalıydım. Ama lütfen kıza dayanıyor diye basite indirgemeyin.
Teşekkürler Bayram..
Basite indirgemek olur mu Erçin? Ben cidden eleştirmek için yazdım, farklı açılardan bakıldığında nasıl görüldüğünü anlaman için yazdım. Filmin şu andaki hâlinde görünen şey bu gerçekten. Varoluş sorunu gibi görünen meseler kıza indirgeniyor. Cidden. Ama ben, ekstra çekimlerle değil kurgu ile bunun üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Senin filmin olduğu için özellikle eleştirilerde sert olmaya çalıştım. Senin de bunun nedenini anladığından eminim.
4. Kıza dayanmıyor aslında, en sağlam eleştiri bu işte. Ben de kendimi çok eleştiriyorum . Mevzuyu destekleyecek sağlam metaforlar yaratmalıydım. Ama lütfen kıza dayanıyor diye basite indirgemeyin.
Teşekkürler Bayram..
Basite indirgemek olur mu Erçin? Ben cidden eleştirmek için yazdım, farklı açılardan bakıldığında nasıl görüldüğünü anlaman için yazdım. Filmin şu andaki hâlinde görünen şey bu gerçekten. Varoluş sorunu gibi görünen meseler kıza indirgeniyor. Cidden. Ama ben, ekstra çekimlerle değil kurgu ile bunun üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Senin filmin olduğu için özellikle eleştirilerde sert olmaya çalıştım. Senin de bunun nedenini anladığından eminim.
Ali ben de şöyle düşündüm aslında.
Varoluş sorununu kıza indirgeyen Erçin değil, karakterin kendisi, o nedenle bunu ciddi bir sorun olarak görmedim.
Erçin, gerçekten emek harcamışsın, "paylaşımın için teşekkürler" dilinde olacak ama emeğine sağlık 🙂
açıkcası, film bittiği anda kafamda net bir resim çizilmiş değildi. somut bir olay anlatımı zaten söz konusu değil, bir durumun resmedilişi var. ancak giriş ve gelişme ile takip ettiğim anlatım son anda farklı bir kulvara yöneleyazarken bitti. yani filmin ilk yarısında karakterin varoluşuna, izlenişine dair bir derdi paylaşırken ikinci yarıda bunu duygusal bir yalnızlığa çektik sanki? (yani böyle anladım)
zaman bazından ilerleyelim. ilk girişteki performans beni de rahatsız etti, dış ses performansı da biraz garip gelse de tarz olarak seçildiğini düşündüğüm için kendimi alıştırdım. filmin en çok hoşuma giden sahnesi (biraz daha kısa olabileceğini düşünsem de) mutfaktaki bölüm. buradaki genel kadraja o tekrarlardan sonra geçtiğin anda garip bir haz yaşadım 🙂 devam eden planlarda ışık azlık (ayna sahnesi gibi) ve fazlalığı (patlayan tek tük yerler, tv sahnesindeydi sanırım) dikkatimi çeken görsel unsurlar oldu. ayrıca pan yaparken exposure sabitlersen filmden çıkıp kendimizi kameranın exposure dengesini otomatik yaptığını düşünürken bulmayız 🙂 diğer arkadaşların da bahsettiği binadan çıkış sahnesinde zaten yakın plana geçilmeden önceki yere paralel olmayan kadraj beni rahatsız etmişti. çünkü filmin genelinde sakin bir görüntü kullanımın vardı ve sanırım o kadraj tek başına vermek istediğin dinamizmi taşıyamıyordu. o kadrajla ilgili karın ağrım şiddetini henüz arttıramadan yakına geçince bir anda ortam toz duman falan oldu.. 🙂 tabi bu kısım biraz öznel bir görüş, herkesin kendi tercihi.. ben hissiyatımı dökmeye çalışıyorum.
ayrıca önceki filmin aldananlar'da <konuşma> <geniş plan es> <konuşma> <geniş plan es> .. şeklindeki kurgu stilini bırakmış olmana sevindim 🙂 kadrajlarından gerçekten hoşuma gidenler oldu, tek tük sevmediğim yerler olsa da.
tekniği bir yana bırakıp filmin derdine dönersek, başta dediğim gibi, ben sona doğru kaybolarak bitirdim filmi. ayrıca örneğin bu geri sarma kısmını anlamadım.. çünkü filmin başında bir izlenişten bahsetmiş karakterimizi de televizyonda görmüştük, ama filmin sonuna geldiğimizde ben o kısmı unutmuştum bile.. yani sanırım bilgi sürekliliği eksikti. ayrıca azcık geri sarıp neden tekrar oynattık ? bir şeyi düzeltmedik sanki ? bir de karakterin izleyiciyle konuştuğunu sonradan düşündüğüm sahneyi izlerken görmediğimiz bir karakterle konuşulduğu izlenimine kapılmıştım (anlaşılması zor bir cümle, ama öyle). belki de kamera konumundan.. yani biraz karışmış sanırım burada işler.. ya da ben mi karıştım şimdi 🙂
genel olarak gerçekten uğraşılmış ve emek verilmiş bir çalışma. ama biliyorum ki esas anlatmak istediğin bu ortaya çıkan filmden çok öte bir yerlerde.. bunlar güzel adımlar, hep birlikte devam 😉 (seçim lafı gibi oldu..)
[service]
paso unavailable..
[/service]
cehalet mutluluktur
4. Kıza dayanmıyor aslında, en sağlam eleştiri bu işte. Ben de kendimi çok eleştiriyorum . Mevzuyu destekleyecek sağlam metaforlar yaratmalıydım. Ama lütfen kıza dayanıyor diye basite indirgemeyin.
Teşekkürler Bayram..
Basite indirgemek olur mu Erçin? Ben cidden eleştirmek için yazdım, farklı açılardan bakıldığında nasıl görüldüğünü anlaman için yazdım. Filmin şu andaki hâlinde görünen şey bu gerçekten. Varoluş sorunu gibi görünen meseler kıza indirgeniyor. Cidden. Ama ben, ekstra çekimlerle değil kurgu ile bunun üstesinden gelebileceğini düşünüyorum. Senin filmin olduğu için özellikle eleştirilerde sert olmaya çalıştım. Senin de bunun nedenini anladığından eminim.
Biliyorum Ali, iyi yaptın. Tabi ki haklısın ve güzel bi noktaya değindin.. Kağıt üstünde ben seyircinin anlatmak istediğim şeyi anlayacağını düşünmüştüm ama senaryo film haline dönüştürüldüğünde feci derecede değişebiliyor. Anlatmak istediğin anlamlar basit kaçabiliyor, ha bunu yeni tecrübe ediyorum. Biraz kızgınlık var da kendime, eleştiren arkadaşlara değil tepkim. Yanlışlar ve hatalar tabi ki söylenecek. Böyle gelişecez. Tekrar sağol Ali.
Erçin, gerçekten emek harcamışsın, "paylaşımın için teşekkürler" dilinde olacak ama emeğine sağlık 🙂
açıkcası, film bittiği anda kafamda net bir resim çizilmiş değildi. somut bir olay anlatımı zaten söz konusu değil, bir durumun resmedilişi var. ancak giriş ve gelişme ile takip ettiğim anlatım son anda farklı bir kulvara yöneleyazarken bitti. yani filmin ilk yarısında karakterin varoluşuna, izlenişine dair bir derdi paylaşırken ikinci yarıda bunu duygusal bir yalnızlığa çektik sanki? (yani böyle anladım)
zaman bazından ilerleyelim. ilk girişteki performans beni de rahatsız etti, dış ses performansı da biraz garip gelse de tarz olarak seçildiğini düşündüğüm için kendimi alıştırdım. filmin en çok hoşuma giden sahnesi (biraz daha kısa olabileceğini düşünsem de) mutfaktaki bölüm. buradaki genel kadraja o tekrarlardan sonra geçtiğin anda garip bir haz yaşadım 🙂 devam eden planlarda ışık azlık (ayna sahnesi gibi) ve fazlalığı (patlayan tek tük yerler, tv sahnesindeydi sanırım) dikkatimi çeken görsel unsurlar oldu. ayrıca pan yaparken exposure sabitlersen filmden çıkıp kendimizi kameranın exposure dengesini otomatik yaptığını düşünürken bulmayız 🙂 diğer arkadaşların da bahsettiği binadan çıkış sahnesinde zaten yakın plana geçilmeden önceki yere paralel olmayan kadraj beni rahatsız etmişti. çünkü filmin genelinde sakin bir görüntü kullanımın vardı ve sanırım o kadraj tek başına vermek istediğin dinamizmi taşıyamıyordu. o kadrajla ilgili karın ağrım şiddetini henüz arttıramadan yakına geçince bir anda ortam toz duman falan oldu.. 🙂 tabi bu kısım biraz öznel bir görüş, herkesin kendi tercihi.. ben hissiyatımı dökmeye çalışıyorum.
ayrıca önceki filmin aldananlar'da <konuşma> <geniş plan es> <konuşma> <geniş plan es> .. şeklindeki kurgu stilini bırakmış olmana sevindim 🙂 kadrajlarından gerçekten hoşuma gidenler oldu, tek tük sevmediğim yerler olsa da.
tekniği bir yana bırakıp filmin derdine dönersek, başta dediğim gibi, ben sona doğru kaybolarak bitirdim filmi. ayrıca örneğin bu geri sarma kısmını anlamadım.. çünkü filmin başında bir izlenişten bahsetmiş karakterimizi de televizyonda görmüştük, ama filmin sonuna geldiğimizde ben o kısmı unutmuştum bile.. yani sanırım bilgi sürekliliği eksikti. ayrıca azcık geri sarıp neden tekrar oynattık ? bir şeyi düzeltmedik sanki ? bir de karakterin izleyiciyle konuştuğunu sonradan düşündüğüm sahneyi izlerken görmediğimiz bir karakterle konuşulduğu izlenimine kapılmıştım (anlaşılması zor bir cümle, ama öyle). belki de kamera konumundan.. yani biraz karışmış sanırım burada işler.. ya da ben mi karıştım şimdi 🙂
genel olarak gerçekten uğraşılmış ve emek verilmiş bir çalışma. ama biliyorum ki esas anlatmak istediğin bu ortaya çıkan filmden çok öte bir yerlerde.. bunlar güzel adımlar, hep birlikte devam 😉 (seçim lafı gibi oldu..)
[service]
paso unavailable..
[/service]
Eser, senin filmler hakkında yaptığın yorumları çok seviyorum. Bu üslubundan olsa gerek. Ayrıca gerçekten çok iyi okuyorsun filmi. Seni rahatsız eden yerleri çok iyi anladım. Çok teşekkür ederim.
Film boyunca gerçek hayatla hayal ettiği hayatın arasına sıkışmış bir karakteri anlatmak istedim aslında. Geri sarmamın en önemli nedeni de seyircinin kafasında, karakterin o an da kurduğu hayali daha da somutlaştırmaktı. Gerçek ve kurgu arasında sürekli bocalatmak istedim karakteri ama malesef o hissi seyirciye geçirmeyi başaramadım.. Zaten sıkıntı da burda, kızıyorum kendime de bunlar iyi şeyler; hataları görebiliyorum.
Abi benim takıldığım noktaları söyliyerek başliyim.
Detay planların çok olduğunu
Bazı planların uzun tutulduğunu
Filmde kullandığın müziği filme hiç yakıştıramadığımı
Başlangıç ve bitişteki görüntünün donma olayının videonun takıldığını düşünmemi sağladığını belirtim.
Sevdiğim noktalar ise
Kadrajların özenli olması
Tv sahnesi
Otobüs sahnesi (ali sevmemiş ama ben çok sevdim =) )
Müzik bayağı konuşuldu, bazıları beğeniyor bazıları nefret ediyor. Detay planlarının çokluğu ve bazı sahnelerin uzunluğu da konuşuldu. Başlangıç ve bitişteki donma olayı Eser'in de söylediği gibi kendimce oluşturduğum bi üslup. Ben etkisinin daha fazla olacağını düşünüyordum ama görünüşe göre rahatsızlık verdi.
Sağolasın yorumun için Firarcım.
Erçin, tek kişilik dev kadro gibisin:)
Başta belirtmek isterim, kadrajları çok ama çok beğendim.Eline sağlık, böyle sınırlı alet ile böyle güzel bir film çıkartman çok güzel.Tebrik ederim.
Hikaye her ne kadar basit gibi dursada dış ses filmi ayakta tutan dramatik kısımlardan.Belki banyo sahnesi biraz daha detaylı çekilebilirdi ve dış seslerin bulunduğu ilk sahnede sabit bir donuk kare yerine anlatımı güçlendiren enstantaneler güzel olabilirdi.Sonu biraz sönük bitse de, bu ara izlediğim başarılı kısa filmlerden diyebilirim.Eline sağlık tekrardan, daha iyilerini bekliyoruz.
*our AC-130 in the air
emegine sağlık oncelikle ..
ben filmi izledim ..ileri atlamak zorunda kaldım birkac sahnede .. izleyici olarak sıkıldığımı soyleyebilrim ama yanlıs anlama filmine kotu diyemem cunku benim tarzım değil hani elton john veya jazz da bana sıkıcı gelir ama iyi müzik derler...
detay cekimleri severim o yuzden hos kareler vardı bence .. kadrajlara birsey diyemem gercekten cok ozenli bence bir yonetmen içi iyi bir ozellik olsa gerek ....
eskiden anlatıcı fikrine bayılırdım ama artık cok sıkıcı ve kolaya kacmak gibi geldi..ağır metinleri filme yedirmek birnevi ama film o zaman cok boğuluyor hele birde goruntu donunca cidden sıkıldım...
yeni calısmalarında basarılar ...
Erçin, tek kişilik dev kadro gibisin:)
Başta belirtmek isterim, kadrajları çok ama çok beğendim.Eline sağlık, böyle sınırlı alet ile böyle güzel bir film çıkartman çok güzel.Tebrik ederim.
Hikaye her ne kadar basit gibi dursada dış ses filmi ayakta tutan dramatik kısımlardan.Belki banyo sahnesi biraz daha detaylı çekilebilirdi ve dış seslerin bulunduğu ilk sahnede sabit bir donuk kare yerine anlatımı güçlendiren enstantaneler güzel olabilirdi.Sonu biraz sönük bitse de, bu ara izlediğim başarılı kısa filmlerden diyebilirim.Eline sağlık tekrardan, daha iyilerini bekliyoruz.
Hepa, çok sağolasın.
Beğenmiş olman benim için çok iyi.. Önerilerini dikkatle okudum, üzerlerine düşünüyorum.
emegine sağlık oncelikle ..
ben filmi izledim ..ileri atlamak zorunda kaldım birkac sahnede .. izleyici olarak sıkıldığımı soyleyebilrim ama yanlıs anlama filmine kotu diyemem cunku benim tarzım değil hani elton john veya jazz da bana sıkıcı gelir ama iyi müzik derler...
detay cekimleri severim o yuzden hos kareler vardı bence .. kadrajlara birsey diyemem gercekten cok ozenli bence bir yonetmen içi iyi bir ozellik olsa gerek ....
eskiden anlatıcı fikrine bayılırdım ama artık cok sıkıcı ve kolaya kacmak gibi geldi..ağır metinleri filme yedirmek birnevi ama film o zaman cok boğuluyor hele birde goruntu donunca cidden sıkıldım...
yeni calısmalarında basarılar ...
İleri atlaman benim için çok kötü ama söylediğin iyi oldu. Filme kötü de diyebilirsin sorun değil ayrıca. Görüntüyü dondurup, karakterimi konuşturmaya bayılıyorum, benim için çok ayrı bi haz. Filmin karakteriyle başbaşa kalmak hele ki o kameraya bakarken... Daha samimi olur ve seyirciyle adamım daha yoğun hisler paylaşabilir diye düşündüm. Biraz uzun oldu tabi bunun farkındayım.
Sağolasın zaman ayırıp izlediğin ve yazdığın için.
"dugun" basliginin altina "Sanmak" tan sonra film cekmeye ara verdigini yazmissin, bu durum beni uzdu ve nasil bir film ki bu insanin icindeki yaratma askini sondurdu diye dusundum, acip filmi izledim az once ve bunu soylemene bir anlam veremedim. bence film cok basarili. hepimiz bazen hayatimiz filme cekiliyormus gibi yasariz. kalabalik bir caddede yururken bazen kulagimiza taktigimiz kulaktiktan gelen muzik yaratir bunu bazen de zihnimizin yaraticiligi.
Filmde begenmedigim yalnizca iki nokta var. biri diger herkesin dedigi gibi, muzik tercihi, o sahnede daha farkli bir muzik kullanilsaydi kesinlikle daha etkileyici olabilirdi.
Digeri ise oyunculuk. oyuncunun karakterle kendini butunlestirememesi ne yazik ki filmin her yerinde ortaya cikiyor, ornegin cok gundelik bir konusma olan anneyle telefonda konusulma sahnesindeki konusmanin yapayligi uzaklastiriyor seyirciyi, kendini karakterle butunlestirmis biriyle cekseydin eminim daha etkileyici olurdu.
Bunun disinda ben bir sorun goremedim, hatta aksine cok begendim. Hic bikmadan oturup izledim.
klise olduguyla ilgili konuya da gelicek olursak, mesela elemanin hatunla carpistigini hayal ettigi sahneyi ben gercek sandim, dedim ki tamam bu yuzden klise diyorlar ama sonra bunun hayal olmasi ve baska birine carptiktan sonra "ne bakiyorsun, gerizekali" lafini duymasi, bence klise oldugu elestirilerini anlamsizlastiriyor. elemanin yatakta oturmasi klise deniyorsa o zaman bundan sonra hic yatakta oturan kisi cekilmesin sonucta hepimiz yatagimizda otururuz, hepimiz yatagimizda aglariz, hatta benim gibiler yataginda icer de...
tek soyleyebilecegim tebrikler, kesinlikle cok begendim.