Valla toker.... Dikkatini çekerim, bu ve benzeri filmler için hiçbir zaman kötü demedim, demiyorum, diyemem. İyi değil derim ama kötü diyemem. 🙂 Dediysem de çekinerek demişimdir aslında inan ki. Benimki aslında sızlanma. İtiraf ederim açıkça yani. BU belki de bir tarz meselesi. Filmlerden çıkarsama yapmakla ilgili bir sinemasever beklentisi, içgüdüsü var diye düşünüyorum. Bende var, kesin. Hemen her sinemacı gişeci de olsa başka birşey de olsa insanlarla iletişim kuruyor bu yolla ve ben "birileri benimle iletişim kurmaya çalışıyor da ben neden onu anlamıyorum arkadaş?" diye canımı sıkıyorum. Ve çoğu zaman fark ediyorum ki kişilerin iletişmek istedikleri şey net değil sanki. İşte o zaman da "yahu, madem iletişmek istediğiniz şey net değil neden anlatıyorsun ki, kuyuya neden taş atıyorsunuz birader?" diyor gibi oluyorum. Dediğim gibi, benimki temelde bir sızlanma. "Sızlanma birader, ne anlıyorsan o işte" dersen eyvallah deirm, susar otururum k.çımın üstüne. 🙂 Ama benim de, kuyudaki taşları çıkarmaya yeminli biri olaraktan "arkadaş, ne anlatıyorsun sen?" diye sormaya hakkım vardır herhal? 🙂 Nİyet hep iletişmek nihayetinde.