Bilal'in jarmusch dan alıntısı harika..

Filmdeki cigara içme ve kafalar iyi olduktan sonra edilen muhabbetler gerçeğe yakın..Başlardaki üst üste yaplıan tepe çekimleri birz gözüme eğreti geldi.Bunun dışında çok keyifli olmuş, beğendim..

Abi şarkıyı istiyorum. Yollayabilir misin? Çok beğendim. Açıp dinliyorum paso.

Ben müziği dün geceden beri 1500. kere dinliyorum. Winamp yalama oldu.

Bilal'in jarmusch dan alıntısı harika..

Filmdeki cigara içme ve kafalar iyi olduktan sonra edilen muhabbetler gerçeğe yakın..Başlardaki üst üste yaplıan tepe çekimleri birz gözüme eğreti geldi.Bunun dışında çok keyifli olmuş, beğendim..

filmde bazı açıların zorlama olduğunu bizde kabul ediyoruz..bazı hiç olmayacak hatalar yapmışım..teknik olarak...hem kamera hemde geriye kalan birçok şeyde şimdikinden daha acemiydik..(şimdide acemiyiz ama zamanla gelişiyor bişiler işte)..fakat filmin kavramsal içeriğine kalıbımı basarım..o derece yani

ilginç ve güzel bir film olmuş eline sağlık.

Filmin kavramsal içeriğini 🙂 ben de sevdim, ki bu tarz insanlarla böyle ortamları paylaştığım için söylüyorum bunu. Böyle baktığımda hoş bir kesit olmuş onların hayatından.. Hani böyle bir ortamla hiç karşılaşmamış olsaydım, açıkçası bahsettiğin kavramsal içeriği anlayamayabilirdim. Bunu daha az keserek çok daha iyi anlatılabilirdin bence. Sürekli denemeye çalıştığın planlar içeriğe göre fazlaca bocalamış. Ayrıca elinde çok yetenekli adamlar varken, neden bu kadar kestin ki, bıraksaydın oynasaydı adamlar he..Tabii finaldeki tek planı ve şarkıyı bu söylediklerimden ayrı tutmak gerek, çok iyi olmuş.

edit: heh ancak toparlayabildim ne anlatmak istediğimi, yazının son hali budur.. 😀

enceksiyon, şu yukardaki kelamlara bi cevap ver artık be abii.. diğer başlıklara laf yetiştirip duruyon..

Harbiden ha!
Gözüm filminizi paylaşın'da kaldı. 🙂

abi ne soruıyosunuz? kısa kesmeliydin falan olayı mı?

şimdi filmin tekniği biraz gümbürtüye geldi orası bi gerçek..fakat ben kısa anlatımları anlık şeyleri seviyoeum..eskiz mantığı yani..üst açılar zorlama zaten onu dedim..adamların yüzünü göstermem gereken yerlerde artislik yapmışım biraz..aslında filmin temel olayı..godot'yu beklerken oyununu izleyenlerle (ve ya metni bilenlerle) izlemeyenler arasında nasıl bir fark oluduğuydu..ben o oyunu sahneye koymuş vede oynamış biri olarak insanlığın durumunu ortaya koymuş bir metin olduğunu düşündüğümden böyle bir anlatım seçtim...aslında tüm göstergeler feci derin..çok kafa yordumdu ben bu "bekleme" mevzusuna ..aslında anlatmak istemiyorum anlatınca hoş olmuyo...anlatıyımmı 🙂

siz biraz ilişkilerndirseniz afişle, beklemeyle loop (devirdaim) la, karakterler arasındaki ilişkiyle, içinde bulundukları durumla ilgili tartışsak biraz. ne gördünüz..ne düşündünüz..?

Ya ben çok kafa yordum, çok derin bu film deyip duruyorsun Erkan da sorun şurada:

Sen bu filmi kurarken bunlar hep kafandaydı ve hep kafanda olduğundan, filmi izlerken de onlar aklına geldiğinden "bu film bu duyguyu muhteşem veriyor, öte derin bir film yaptım" deyip duruyorsun. Önemli olan bunu senin bilmen değil, başkalarına verebilmen..

Bunu başkalarına verebildin mi, orada sadece cigara sarıp çeken 2 adamın boş muhabbeti mi var, yoksa çok daha ötesi mi, bunları sen önce kendine sor, sonra da dön bizlere sor. Filmin sonunda afişi gösterip bu ne lan demekle değil çünkü..

Suçlar gibi yazdım da ben böyle filmleri genelde anlamadığımdan sevmem. O nedenle yapabildin, yapamadın muhabbetine girmeyeceğim, dediğim gibi bu konulara kafam basmaz çünkü..

Seni Kezzap, payitaht, erçin gibi entel arkadaşlarıma havale ediyorum..

Aslında kısa kesmemeliydini soruyordum.Bu bence çok büyük bi sorun.Anlatacağın mevzuyu kafanda çok iyi hesapladığını biliyorum fakat nasıl anlatacağını ve ulaşacağın sonucun filmi ne kadar tutarlı bi hale getirebileceğini de hesaplayıp hesaplamadığını sormaktı benim amacım.Ben izlerken saniyelik plan kesmelerinden çok fazla rahatsız oldum açıkçası ve mevzuya yabancılaştım dolayısıyla üslubunun anlatacağın mevzuya uygun olmadığını düşünüyorum. Ha ben de çok planlı bir şeyler çekmeye çalışıp deniyorum bir şeyler. Mış gibi de senin için öyle sanırım.

Filmin kavramsal içeriğini anlayamadığımı itiraf etmeliyim ama bunu tek bi sebebi var o da "Godot'yu Beklerken" oyununu izlememiş olmam.Zira sen afişi bayağı bi afişe etmişsin zaten filmde, mevzunu oyunla ilişkilendirmeye çalıştığın bariz zaten.

Mış gibi'yi izlerken benim hissettiğim toplumun alt kademesindeki gariban diye tabir edeceğimiz çok çekmiş ve çekmekte olan dertli insanların yaşıyormuş gibi yaşamaları, cigara içip kafaları çektikten sonra absürtleşerek mış gibi yaşamaya devam etmeleri. Ben daha çok iki karakterin içinde bulundukları trajik durumu absürtleştirdiğini hissettim ve bunları oyun hakkında hiçbir şey bilmeden söylüyorum.Oyunu izlemiş olsaydım daha fazla yorum yapabilirdim naçizane sanırım.

Ya ben çok kafa yordum, çok derin bu film deyip duruyorsun Erkan da sorun şurada:

Sen bu filmi kurarken bunlar hep kafandaydı ve hep kafanda olduğundan, filmi izlerken de onlar aklına geldiğinden "bu film bu duyguyu muhteşem veriyor, öte derin bir film yaptım" deyip duruyorsun. Önemli olan bunu senin bilmen değil, başkalarına verebilmen..

Bunu başkalarına verebildin mi, orada sadece cigara sarıp çeken 2 adamın boş muhabbeti mi var, yoksa çok daha ötesi mi, bunları sen önce kendine sor, sonra da dön bizlere sor. Filmin sonunda afişi gösterip bu ne lan demekle değil çünkü..

Suçlar gibi yazdım da ben böyle filmleri genelde anlamadığımdan sevmem. O nedenle yapabildin, yapamadın muhabbetine girmeyeceğim, dediğim gibi bu konulara kafam basmaz çünkü..

Seni Kezzap, payitaht, erçin gibi entel arkadaşlarıma havale ediyorum..

Entel mi? Bunu kabul etmiyorum, asıl entel Bilal ile Fırat.. 😀 Hatta ben elle tutulur bi biçimde heybeliadalara gidip hakiki entellektüel Ali Ünal abimi görmüş adamım. 😀 Sonuç ise benim entellikle alakam yoktur,çok konuşuyorum biliyorum o da çenesizliğimden..Entel olmadığıma Firar, Bilal ve hatta Ali Ünal şahittir.. 😀

şimdi arkadaşlar..böyle lağubağli konuşmamın nedeni film aslında biraz eskidi tercihler bakış açıları değişti..kalıbımı basarım dediğim olayına çok takılmayın..sizler zaten az çok ne yapmaya çalıştığımı anlıyorsunuz..görüyorsunuz...ben orada TEKNİK KONULARIN yetersizliğine (benim yetersizliğime) dikkat çekmek istemiştimde sanki biraz yanlış ifade etmişim gibi oldu..yani şunu diyorum filmin kuramsalına eşşek gibi kafa yordum teknik zayıf...o dönem aşırı kurama yüklenmeye çalıştığım bi dönemdi..şimdi bunun hatalı bir yaklaşım olduğunu anlıyorum çünkü sinema sadece (sizlerinde -özellikle erçinin- belirttiğiniz gibi) teknik yapılardaki hataları filmin anlatılış biçimini olumsuz etkiliyor..bende tekrar söylüyorum kavramsal anlamda çok çalıştım ama teknik zayıf olduğundan seyirciye geçmeyen noktalar var...benim için çok önemli bir hocamda aynı şeyleri söylemişti hatta "bu güzel bi hikaye bunu bi daha çek" demişti...ben zaten olayın farkındayım..ne yarışma ne festivale gitti film...Benim sinemalarim.com da aylarca durdu bi sürü yorum geldi ağzımı bile açmadım bi tane yorumum yoktur... burası çok samimi bi ortam bide iyice kaynaştık samimi olduk sizlerle bilmiyorum..uslubum banada çok ciddi gelmedi şimdi..bir kusur işlediysemde kusura bakmayın...

enceksiyon..:)

ne yaptın abi..samimiyetine inanmasam yazmam zaten, biliyorsun sen kız ayağına yatarken forumda senle samimi mesajlarımız olmuştu, he he.. 😀

ben sevdiğim adamların filmleri gelince buraya tekrar tekrar izleyip ne söylerim de bi daha ki filmine faydalı oalbilirim diye kafa patlatıyorum, ondan bu kadar üsteledim..