renkler ve ışığı çok beğendim.kamera çok hareketli geldi bana,ara ara koparıyor.genel olarak iyi bir iş çıkarmışsınız.yanlız sesler çok iyi olmuş hiç rahatsız etmedi,hemen sorayım ne kullandınız seslerde.

Filmin tamamında steadicam kullanıldı. Sabit kamerayla çekim yapmadık.

Renk, forumdan Kezzap'ın maheretiyle oldu. Bereketi onun ellerinden çıktı.

Işık evin kendi ışığıydı, ekstra dan ışık kullanmadık...

Ses için Mustafa Küçük ekipmanlarıyla katıldı, kendisi ekipmanlarla alakalı bilgi aktarır buraya...

Bye

itici bir film bana kalırsa, kadın oyuncu hiç gitmemiş bu role, gülmeler, ortalarda koşuşturmalar çok yapmacık (radyoyla birlikte damat gülerken hariç.) , diyaloglar zorlama, bazı yerlerde renkleri hiç beğenmedim ve damat şarabı ararken hava karanlık dışarıda ancak kadını dışarıda gündüz görüyoruz. sahnelerin ışıklandırması birbirinden çok farklı belli bir tarzı yok ve kesmeler çok sırıtıyor birden nasıl geldik buraya dedirtiyor. konu ise zaten ayrı bir muamma doğaüstü olaylar olacakmış gibi ilerleyip çift kişilikli bireye dönüyor. birlikte olabilmek için öldürdükleri kadının rahatsızlığı olsaydı içlerinde vesaire hiç olmazsa anlayabilirdim ama bunu hiç beğenmedim.

Kapı açıldığında bir zaman farkı olduğu bariz görünüyor. Farkındaydık ama evi günlük kiraladığım için tekrar çekim fırsatımız olmadı. Tavsiyeleriniz ve yorumlar için teşekkür ediyorum...

ben de ışığın aks atlaması gibi kullanıldığı(6dk50sn) yeri beğendim
oraya kadar evin içi kahreverengi dışı mavi tonlardaydı, orada gerçeğe doğru yol alırken renkler değişiyor, hoş bi buluş bence
onun dışında senaryosu zayıf geldi bana da

Bye

söylemeyi unutmuşum, ilk 17 sn deki çekimde ev hep kadrajda tutulmaya çalışılmış sanki bu da stadicam'in o bana büyülü gibi gelen etkisini yok etmiş,
bir de gelinin küçük evin önüne geldiği yerde kamera sola çark edip sonra bi zincirleme ile kadının bakışına geçilmiş(sanırım adı zincirleme idi)
bence orada hareket uyumunu da gözeterek kesme kullansaydınız daha iyi olurdu,
ve söylemeyi unuttuğum diğer şey de ellerinize sağlık, ne çok şey unutmuşum,
ellerinize sağlık

Teşekkür ederim intercapiller...

Bana şu filmi hatırlattı biraz:

Merhaba arkadaşlar;
İlk öncelikle emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Hasan'ın ilk filmi olmasına rağmen gayet başarılı buldum. Sette bulunduğum için, en çok prodüksiyon işinde çok başarılı buldum Hasan'ı. Evet filmin noksanları olabilir fakat bunların ilerleyen başka filmlerde daha tecrübeli hala geleceğine inanıyorum.

Ses konusuna gelince; filmin daha kaliteli seslerin olduğu sekansları vardı. E tabiki sadece kaliteli ve sorunsuz ses yeterli kalmıyor. Aynı anda istenilen oyunun ve dramanın da yakalanması zor tabi.

Ses'de kullandığımız ekipman listesi:

-DPA 4070 ve 4060 Yaka mikrofonu
-Line 6 XD V70 L Kablosuz Mikrofon Sistemi
-NTG-2 ve FR 305 Shotgun Mikrofonlar
-Zoom R24 Kayıt Cihazı

Filmin izleme süresi 1 hafta daha uzatılmıştır...

Bana şu filmi hatırlattı biraz:

Hımmm...

Bu filmle tek benzerlik olsa olsa "mavi" kelimesidir... Konularımız bile tamamen farklı.

Ceket unsurunun karakteristik özelliği belki çağrışıma neden olabilir...

Merhaba.

Filmde emeği geçenleri tebrik ederim. Kadın oyuncunun filmle alakasız ve genel gerçekliğe pek uygun olmadığını düşünüyorum. Renkler güzel fakat benim bu forumda ve genel kısa filmlerimiz içinde gördüğüm bir sorun var ki o da : senaryo.
Bence bizim en büyük eksiğimiz bu. Bu kadar iyi ekipmanlar, fena olmayan oyuncular ve azim var fakat nedense iyi hikayeler, iyi senaryolar çıkartamıyoruz. Diyaloglar olmuyor, hikaye baştan yeterli değil ve ortada sadece azim ve inançla çokça da bilgi ve istekle çekilmiş bir film kalıyor. İyi bir senaryo bence bütün kısa filmcilerimizin sorunu.

Bu sorunun çözümünün de hayatın içine daha çok odaklanmış ve gerçeği yansıtan hikayeler ile halledebileceğimizi düşünüyorum.
Daha iyi filmlerinizi bekliyorum. iyi günler 🙂

Merhaba.

Filmde emeği geçenleri tebrik ederim. Kadın oyuncunun filmle alakasız ve genel gerçekliğe pek uygun olmadığını düşünüyorum. Renkler güzel fakat benim bu forumda ve genel kısa filmlerimiz içinde gördüğüm bir sorun var ki o da : senaryo.
Bence bizim en büyük eksiğimiz bu. Bu kadar iyi ekipmanlar, fena olmayan oyuncular ve azim var fakat nedense iyi hikayeler, iyi senaryolar çıkartamıyoruz. Diyaloglar olmuyor, hikaye baştan yeterli değil ve ortada sadece azim ve inançla çokça da bilgi ve istekle çekilmiş bir film kalıyor. İyi bir senaryo bence bütün kısa filmcilerimizin sorunu.

Bu sorunun çözümünün de hayatın içine daha çok odaklanmış ve gerçeği yansıtan hikayeler ile halledebileceğimizi düşünüyorum.
Daha iyi filmlerinizi bekliyorum. iyi günler 🙂

Aslında hikaye tarz olarak benim ilgi alanım dışında... Bu tür hikayelere uzak birisiyim lakin ilk yönetmenlik deneyimimde kendimi sınayabilmem için ortada gözden çıkarabileceğim bir senaryo olmalıydı. Senaryoyu sıradanlıktan kurtarmak için diyaloglarda değişik bir düzen kurdum... Seyirciye biraz yabancılaştırmak istedim ve çeşitli ipuçları koydum. Olayı direk göze batırmaktan ziyade diyalog ve oyunculukta olay çözümünü destekleyici unsurlar yerleştirdim.

Bu yüzden beklediğim değerlendirmeler hikayeden ziyade yönetmenlik üzerine...