Forum

korkuyu beklerken
 

korkuyu beklerken

18 Gönderi
7 Üyeler
0 Reactions
3,918 Görüntüleme
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

https://www.youtube.com/watch?v=

yorumlarınızı bekliyorum arkadaşlar ilk filmim bu senaryo yönetim kurgu başrol bana ait 😈

 
Gönderildi : 01/04/2010 1:45 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Bizden ziyade sen filmini nasıl buluyırsun peki? Bu daha önemli. Ona göre yorumlayalım bence.

 
Gönderildi : 01/04/2010 5:34 am
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

Çokca teknik yetersizlikler var, kurgu programından ve kameramdan memnun değilim, çok memnun kalmadığım için müzik kullanmadım , aslında bu filmim için çekmeden önce müzik bestesi yaptırmıştım, ama film vasat olunca onları ikinci filmimde kullanmak üzere saklıyorum ama her türlü olanaksızlıklara rağmen ilk filmim olması hasebiyle içinde iyi filmler yapabileceğime dair bir ışık olduğunu düşünüyorum iyimserlikle.

 
Gönderildi : 01/04/2010 2:59 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Yani eksikliklerini sen de biliyorsun demek ki. Ben filmi Oğuz Atay'ın hikayesinin ismiyle aynı olduğu için -onu uyarladığını sanarak- izledim. Bir yere kadar izledikten sonra da kapatamadım.

Öncelikle konu seçimin çok yanlış. Öyle olmadığı halde öyleymiş gibi gözüken bir olay var ortada. Hikaye bulamayınca o konulara yönelmenizi anlıyorum ama neden zorluyorsunuz onu anlamıyorum. Etrafta yüzlerce hikaye varken neden senden olmayan bir şeyi anlatmaya çalışıyorsun? Filmlerde başka şeyler de anlatılabilir: Kabloların birbirine her seferinde özlemle dolanmasını anlat, gitarının bir teli kopuk olduğu için bazı sesleri basamayan adamın gitarla ilişkisini imge olarak kullanıp, hayatta da çıkaramadığı bazı sesleri anlat -cesareti eksik olduğu için bir kıza açılamaz mesela: burada o eksik tel cesareti işaret ediyor- ve dahası Barış Manço'nun Ahmet Bey'in Ceketi'ni dinle, sonra bize ne anladığını kameranla anlat, Oğuz Atay'ın "Korkuyu Beklerken"de korkuyu nasıl beklediğini anlat, Jack London gibi bir köpeğin gözünden bize dünyayı anlat, kendini anlat, bendini anlat, derdini anlat, anlat oğlu anlat ama özenti mafya klişelerini biz dünyalılara lütfen anlatma. Bir de "kameranın yeri ahlakî bir tercihtir' demiş Godard. Bundan sonraki filmlerinde bunu da düşünerek yerleştir kameranı.
Sevgiler, saygılarla.

 
Gönderildi : 02/04/2010 1:51 am
(@jupiter)
Gönderi: 0
 

Videoyu zorla ve inatla sonuna kadar izledim.Konuyu anlamakta zorlandım.Tekrar baştan izleyecek sabrı gösteremediğim için atladığım noktalar olabilir,benim dikkatsizliğim olabilir düşüncesiyle herhangi bir mesaj yazmak istemedim.Sonra payitaht'ın mesajını okuyunca düşündüğüm şeylerin aynıyle onun tarafından ne güzel ifade edildiğini görerek mesajının temasına katıldığımı belirtmek adına bir iki cümle karalayayım dedim.

Her şeyden önce emek verilmiş ve zaman harcanmış olmasına hürmeten elinize sağlık diyorum.Burada takdiri hakeden tek şey cesaretiniz,attığınız adım ve bir şeyler deneme gayretinizdir.Oysa daha binlerce kilometre yürünmesi gereken bir yol var karşımızda.

Teknik açıdan eksiklikler olduğunu zaten kendiniz de itiraf ettiğinizden detaya girmiyorum.Maalesef çok fazla.Önemli olan sizin bunların farkında olmanız ve hevesinizin kırılmaması.Devamında daha güzel şeyler geleceğine inanıyorum.

Payitaht'ın belirttiği hususa değinmeden geçemeyeceğim.Aslında bu sadece sizin için değil bu yolda çalışma yapan tüm genç akadaşlar için geçerli.

Konu kıtlığına kıran mı girdi ki.İlle de bu malum hastalıklı konuda hikaye kurabiliyoruz.O kadar çok ilham kaynağı var ki.Çaydanlıkta demlenen çayın kokusunu bir de sizin filminizle hissetmek isterim mesela.Ahmetin,Mehmet'in anlattığı bisküvi yiyen çocuğu tanıyorum ama bir de sizin gözünüzden izlemek istiyorum.Yoksa güneşin altında yaşanıp da anlatılmamış bir hikaye kaldı mı acaba anlatılmayan.Hikayeler bitti,eskidi belki ama anlatanlar hep yeni.İşte güzellik burada.

Lütfen,dumanı ciğerlerine ciğerlerine çeken,damarları patlamış,iptila sahibi insanların sapık dünyalarını,ya da intaharın eşiğindeki karanlık ruhların yaşam sevincini tüketen kaoslarını değil daha kendimizden daha dertlerimizden konulara yönelelim.Belki zaman içinde onlarca hikaye anlatırsak belki biri ikisi bunlardan olabilir ama başlangıcı lütfen böyle karanlık konularla yapmaylım.Sevgiler,saygılar.

 
Gönderildi : 02/04/2010 2:30 pm
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

Yorumlarınız adına her ikinize de teşekkür ediyorum, hiç bu bakış açısıyla düşünmemiştim, ama etkileyici olabilmenin yolu filmlerde çokca intiharlardan, halüssinasyonlardan, kişilik bölünmelerinden geçiyor gibi geliyor sanırım çoğumuza. bu handikapa ben de düşmüşüm bunu görebildim sayenizde. Şu anda ikinci film için hazırlıklar yapıyorum, senaryosunu yazıyorum,inşallah bu yaz kamera kiralayıp daha ciddi bir şekilde yeni filmimi hayata geçireceğim, projeme çok inanıyorum, dediğiniz gibi yolun çok başındayız çoğumuz, Christopher Nolan fanatiği biri olarak onun da çektiği ilk iki kısa filmi hiçbiryerde yayınlamadığını sadece Doodlbug ı yayınladığını düşünürsek ilk iki kısa filminde bizlerle aynı hataları paylaştığını ve adı duyulan bir yönetmen olarak o filmlerinden şu noktada belki utanç duyduğunu ya da bilinçli olduğunu ve başarıya giden yoldaki birer basamak olarak bu filmleri gördüğünü düşünürsek kendine sakladığını söyleyebiliriz. Evet daha çok çok başındayız yolun, daha çok yolumuz var...

 
Gönderildi : 02/04/2010 3:09 pm
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

Rica etsem biraz da kamera açıları, çerçeveleme, oyunculuk, ışık kullanımı gibi konularda da yorum yapabilir misiniz. Yorumlarınızı çok mühimsiyorum ve başarıya sizler gibi ehil kişilerin yorumlarıyla gidebileceğimi biliyorum, teşekkürler...

 
Gönderildi : 02/04/2010 3:12 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Rica etsem biraz da kamera açıları, çerçeveleme, oyunculuk, ışık kullanımı gibi konularda da yorum yapabilir misiniz. Yorumlarınızı çok mühimsiyorum ve başarıya sizler gibi ehil kişilerin yorumlarıyla gidebileceğimi biliyorum, teşekkürler...

Ben zaten "-kameranın yeri ahlakî bir tercihtir- demiş Godard. Bundan sonraki filmlerinde bunu da düşünerek yerleştir kameranı." diyerek filmi eleştirmiştim görsel açıdan. Çok sorunlu içinden çıkamayız bu filmin. Ses geçişlerine de dikkat etmen lazım. Planlar geçerken ses atlıyor sürekli.

 
Gönderildi : 02/04/2010 6:34 pm
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

godard beyefendi en demek istedmiş anlaşılmıyor ben de kamerayı çok namüsait bir yere koymadım bu laf kamera açılarını yorumlamak için kullanılamaz

 
Gönderildi : 02/04/2010 11:47 pm
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

ilker canikligil'in dijital video ile sinema diye bir kitabı var
işine yarayabilir her türlü teknik açıdan.

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 03/04/2010 4:50 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Aslında Godard "Kameranın hareketi ahlaki bir tercihtir" ("Tracking shots are a question of morality." tracking shot'ın tam bir çevirisi bildiğim kadarıyla yok, takip çekimi de diyebilirsiniz, şaryo da vs. de ama hepsini kapsar) dedi ama Türkçe'ye nedense daha farklı ama daha anlamlı bir şekilde kazandırıldı.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 03/04/2010 5:15 pm
(@zepra)
Gönderi: 0
 

Aslında Godard "Kameranın hareketi ahlaki bir tercihtir" ("Tracking shots are a question of morality." tracking shot'ın tam bir çevirisi bildiğim kadarıyla yok, takip çekimi de diyebilirsiniz, şaryo da vs. de ama hepsini kapsar) dedi ama Türkçe'ye nedense daha farklı ama daha anlamlı bir şekilde kazandırıldı.
bunun aslı da "morality is a question of tracking shots"mış. luc mollet tarafından cahiers du cinema da söylenmiş. godard da bir kaç sayı sonra buna atfen "tracking shots are a question of morality" diye yazmış. tabi franszıca diyorlar bunu.

saçma yani.

- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.

 
Gönderildi : 03/04/2010 8:13 pm
(@celalsalik)
Gönderi: 30
Başlığı açan
 

ben nedense bu sözden maddesel bir anlam çıkaramıyorum, bazı derin mevzulara işaret etmeye çalışıyor olabilir Godard amca ama tekniksel açıdan bir anlamı yok bunun.. Tavsiyene teşekkür ederim ABAP, bakacağım o kitaba, teşekkürler...

 
Gönderildi : 03/04/2010 8:15 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Godard'ın değişinde olmayabilir ancak kameranın yeri ahlaki bir tercihtir "çevirisi" sinema üzerine söylenmiş en güzel sözlerden biridir. Kameranın yeri, aynı zamanda neyi gösterdiğini de belirler, ki bu da tamamen onu oraya koyan kişinin ahlakı ile alakalı bir şeydir. Haneke'nin Funny Games'i buna iyi bir örnek. Holivud da muhteşem örnekler sunar.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 03/04/2010 8:51 pm
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

demek isteneni biraz basitleştirmeye çalışayım ben, anladığım gibiyse :=)
çok duyarız mesela, "abi filmde kamera açıları çok iyiydi" diye,
aslında tek başına kamera açısı diye birşy yoktur, orada denmek istenen,
yani kompozisyonun kamera ile ilgisini belirleyen faktörler,
-kullanılan mercek
-kameranın konudan uzaklığı
-kameranın yüksekliği

bu 3'ü bir araya geldiğinde ancak bir açıdan söz edebilir. galiba bunlara biraz eğilmen gerekecek,
elindeki olanakların kısıtlı ise ona göre film çekmen daha yararlı olacaktır, kameran düşük ışıkta başarılı değilse, ona göre çekim yapsan sanki daha iyi olur.
ses kaydı güzel olmuyorsa, sesi fazla ön plana çıkarmadan müziklerle desteklenmiş bir kısa film denebilsin (unspoken örnek olailir )
içeriğini bilemem ama biçim yönünden sorunun var biraz, ışık ses görüntü gibi,
ben çok anlamam ama, okuyup ettiğim yerlerden edindiğim bilgiler ve bir izleyici olarak, söyleyeceğim bunlar olabilir :=)
dediğim gibi, bir kitap, teknik bir döküman okuyup, bu işlere başlamak çok daha güzel sonuçlar elde etmeni sağlayabilir.
yoksa gençler eğlensin tarzında bir film çıkar ortaya =).

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 03/04/2010 9:13 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: