Umarım beğenirsiniz, tez projemdi...
http://vimeo.com/28100542 " onclick="window.open(this.href);return false;
Sanırım FN klişeleri kullanarak o türü anladığınızı gösterme amaçlı bir çalışma. Klişeler yerinde tamam da efektler vb yanlış kullanılmış. Hareketli sahnede AE'deki ışığı öyle sabit tutmanızın bir anlamı var mı?
İngilizce herhalde Google translate usulü... Çok gerekli değilse neden İngilizce altyazı koyuyoruz? Gerekliyse neden İngilizce'de birşey ifade etmeyen şeyleri altyazı diye yazıyoruz? Anlamak zor ve yanlış anlamayın bir sürü amatör filmde durum bu.
Neyse elinize sağlık ama bundan sonra daha iyilerini bekliyoruz. Yeni ödeviniz bu... 🙂
Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.
Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.
Hikaye kısmını bilemiyorum ama görüntü yönetimi olarak noir'den çok uzakta bir iş çıkartmışsınız.
Tam Noir sayılmaz bundan dolayı, yani siyah beyaz yapmaktan öte açılar ve kadrajlarıyla bir film noir sayılabilir.O zamanın sinemasında geniş açı kavramı fazla yoktur.Siz de araştırdıysanız göreceksiniz ki elzemleri daha çok yakın planlardır veya çok uzak planlardır;
Aktüel kamera kullanımı yoktur ve genelde plan sekanslar kadraja sığdırılmaya çalışılmıştır.Başarılı bir iş ama noir değil, ama başarılı.
*our AC-130 in the air
Genel olarak gayet güzel bir proje olmuş. Araya giren anlık flashback görüntüler Lost Highway'i anımsattı. 🙂 Bu aralar zaten bu tür işlerle ilgileniyordum iyi denk geldi.
Noir görüntü olarak, klasik noir'den çok, yeni film noir'i örnek aldığımız için açılar ve görüntüler daha modern, ing. altyazı olarak ise, bir yarışmaya yetiştirmek için alelacele çevrildi, sonradan düzelteceğim hataları...
Bunların dışında sağolun gençler, izlediğiniz ve yorum yaptığınız için, umarım beğenmişsinizdir.
gençler? me gusta
*our AC-130 in the air
Lafın gelişi canım = D Hepimiz genciz
Karakterin, Humphery Bogart'tan çalmaya yeltenmesi, bu amaca hizmet eden duruşlarla iğreti bir Lucky Luke'a dönüşmesine yetmiş. Ama bu durum, film boyunca "kara" jargonuna uyan anca bir iki caps gösterilebileceği gerçeğini değiştirmiyor. (merdivenlerden indiği sahne güzel bir film noir fotografı mesela.) Ti'ye mi alırsın, klişelerden mi bahsedersin bilmem ama filmin bir yere bağlanmayan yaş bir tahtaya bastığı da bir gerçek.
Katıksız bir erkek sinemasına her zaman tahammülüm vardır ama artık şu kısa film örneklerinimizin gediklisi
ayna sahnelerini (traş olma, yüz yıkama olayları vs) bir süre görmemeye ne dersiniz? (Bu sahnelerin kesinlikle yönetmenden çaldığını düşünüyorum) Flashback yönetimi de artık, siyah beyaz geriye dönüşler, kahverengi fonlar, patlama'yla dönüş, bulanıklaştırma tekniklerini bir kenara bırakmalı. . Zira, seyirci çok film izler oldu..
Kimse değinmemiş ama, park sahnesinde, klasik film noir'e hem gönderme yaparken, hafiften de dalga geçtik ve en sevdiğim kısım orası filmde.