teknik anlamda çok sorun var be bunda sanki ilkersn :/ kan yapay duruyor mesela, kutu açıldığındaki efektte böyle, lambayı biraz daha doğal bir şekilde koyabilseydiniz keşke oraya, akkor bir ampülü bir dirençle çok az ışık vererek görüntüde bozulma yaratmadanda kullanabilirdiniz. hatta bu direnci kullanarak elektriğin gidip gelmesini sağlayıp anlamı derinleştirmek mümkün olabilirdi. kanın yapaylığı kapsülün üzerindede devam ediyor, altının delik olduğunu görüyoruz, yeme sahnesi üzerinde dahada durulabilirdi, kaldı ki sizin tarzınızla yansıtsaydınız o sahneyi çok güzel olabilirdi. başta bir kömürcünün sadece botları gözüküyor, hoşuma gitti ürkütücü bir hava katmıştı ancak sonradan yüzünü ve hafiften vücudunu göstermenizle baştaki ile birlikte görsel dilde ya bir uyumsuzluk yada çizgilerin kaybolmasına sebebiyet veren bir hata gibi anlaşılıyor.

işçinin lambayı kırmasında ise fikir olarak bir hata var bence, soma olayında madenciler bir süre konuştular ancak sonrasında çoğunluk ekmek kapımız kapanıyor üzerimizden oynuyorlar diye medyaya tepki gösterdi konuşmak istemedi. bir nevi ölüme göz yumdular. film hakkında bir kaç önerim var ancak buradan yazmak haddim değil özelden atarım onlarıda 🙂
ayrıca bu cesur iş için tebrikler.

Kan renklerini bir çok monitörde özellikle baktık hocam şimdi sen öyle deyince tekrar baktım, 1080p de sorun yok gayet kan rengi görünüyor bana hala, ki çift monitör çalışırım her zaman, tek sorun yoğunluğuydu açıkçası.
Diğer konular aslında bakış açısı hocam, anlatımsal öğeler ve metaforlar tamamen izleyicinin anlayışına kalıyor bir yerde.

Çok sağol yorumun için teşekkür ederim .

Cesurca ve etkili... Son iki yıl gözümün önünden geçti. Genel olarak başarılı buldum. "Gemicik", animasyon yerine başka bir yöntemle mi anlatılsaydı diye aklımdan geçti ama izlenilen filmin bir "derdi" olduğunu fark ettiğiniz anda anlatılana yoğunlaşıyorsunuz ister istemez. Bu yüzden animasyonun rahatsız etmediğini düşündüm.
Sonuç olarak, bir yönetmenin yeter ki anlatabilecek bir şeyleri olsun... 50 TL bütçeyle bile sizi ekrana kilitleyebiliyor.
Ellerine sağlık ve kutlarım...

Filmin atmosferini sevdim. Cok dusuk butceyle cok guzel bir is... guncel bir konuyu kendi anlatim tarzinla guzel islemissin... bir yönetmen inandigi dogrular icin ne olursa olsun her seyi goze alabilmesi gerekir. Bunu yaptigin icin ayrica kutlamak gerekir. Artik teknik acidan bir sey soylemiyorum:) her acidan basarili bir is

Filmi iki farklı yönüyle ayrı ayrı ele almak istiyorum. Birincisi Fabrikaya herhangi bir kullanıcı tarafından yüklenmiş bir film olarak;
Filmde seçilen planlar, ışık kullanımı ve görüntü yönetimi izleyiciyi filmde tutmayı başarmış. Oyunculuk ve yansıttığı görsel, siyasinin olduğu kısımlarda yer yer charlie caplin filmleri yer yer sin city i hatırlatıyor izleyiciye. Ben sevdim oyunculuğunu 🙂 Kanın yoğunluğu ve rengi biraz beni de rahatsız etti açıkçası. Özellikle yoğunluğu filmin içinden bir parça gibi durmuyordu. Renk konusuda insan, a Rh+ koyuluğu -Bordoya çalan kırmızı- arıyor kan deyince hemen. Siyasinin sandığa tapınışını farklı bir hareketle yansıtsaymışsın daha iyi olabilirmiş gibi geldi. ya da biraz değiştirerek. Oyuncunun film boyunca ki tek kusuru denebilir. Becerememiş bu kısmı 😀 7,5/10 gibi bir puan verebilirim forum standartlarına göre. Tebrikler
İkinci kriterim kendi filmlerin arasında olacak. Şimdiye kadar izlediğim filmlerin arasında en karşı tarafa geçmeyeni olduğunu söyleyebilirim. İsimsiz izlendiğinde filmin ambiyansı ve müzik seçimlerinden projede olduğun anlaşılabilir fakat standartın benim gözümde daha yükseklerde aga 🙂 Genel olarak toplamak gerekirse bence serkanoca nın da dediği gibi derdini gayet başarılı bir şekilde anlatmış, küçük bütçelerle neler yapabildiğini bu forumun kullanıcısına hissettirmiş. Eline koluna hayal gücüne sağlık. Başarılarının ve kendi içinde yükselttiğin standartlarının artmasını dilerim 🙂

İzleyiciyi çeken harika bir film olmuş emeğinize sağlık! Filmi bitirdikten sonra adı neydi yahu dedim fıtrat mıydı diye bi baktım ama kadermiş, fıtrat beklentisi yaratmış bende, (bu işin fıtratında varsa artık :p ) Kan rengi ve animasyonlara gözü takılıyor insanın ama izleyen konuya odaklanınca denildiği gibi çok takılmıyor nasıl devam edecek acaba diye. Tekrar tebrikler güzel iş:)

İlker abi her zaman olduğu gibi müziğe diyecek birşey yok. Pek sanmıyorum ama belki duygusallıktan ötürü proje ilker şener veya yağmur kayış imzalı olunca otomatik olarak müziği eleştiremiyorum. Müzik ve girişte her zaman iddialısınız. Onun dışında ufak tefek rahatsız olduğum bir kaç şey var birincisi hemen girişte ampulün direkt sandığa değil de hafiften sağa yatık olması. (Bu belki bir hata değil benim simetri takıntımdan kaynaklanıyor olabilir) 01.27 01.28 arası geçişte bir problem olmalı, herkesin bahsettiği kan yoğunluğunun inandırıcılığı baltalaması. Son olarak ise ekmeğin gerçekten yenildiğine inandıramadım kendimi. Olsa da olur olmasa da olur dediğim şey ise güneşin ampulün kırıldığı yerden doğmasını isterdim.
Olumlu yönlerine gelecek olursam film akıcı ve hızlı geçiyor nedensizce gerilim veriyor bana. Bunu artık psikolojik bir tarz haline getirdiğiniz belli ve sizin prodüksiyonunuz olduğunu bağırarak anlatır oldu diyebilirim. İnsan filmin ilk saniyelerinden itibaren anlamsız bir gerilime kapılıyor ve bunu bilinçli yaptığınızı diğer filmlerinizden bildiğimden sizin yönetim ve tarzınızı destekliyorum. Işık ve yansımalar hoşuma gitti yansımalara kendi gözümden 10 üzerinden 10 verebilirim. Diğer bir detay olarak yanlış anlamadıysam niyet sahnesi hoşuma gitti manalıydı.
Birde aklıma şey düştü ampul dışında eleştirilen herşey hızlandırmadan kaynaklı gibi geldi bana. Fakat o hızlandırma sizin tarzınız ve gerilim katan unsur. Hızlandırma meselesinin hem olumlu hem olumsuz sonuçlar doğurduğuna kanaat getirdim şimdilik. Üzerine düşünürseniz faydalı olur sanıyorum.

Özetle bu özeti yapmak bana düşmez fakat benim kanatim yolunuz doğru yol. Hatalar ise ufak tefek. Halledilebilir şeyler. Tarzınızdan ödün vermeden devam etmenizi isterim.

Arkadaşlar yorumlarınız için çok teşekkür ederim, Onurcum, aslında kanın yoğunluğuna çok takılmamak lazım, özellikle çok akışkan olmasın da istedik. SOLA doğru duruyordu özellikle sağa yatırdık. Müzik bilinen parçalarımızdan birisi elli tane projemizde kullandık dediğin gibi. Ekmeği yedim onur ağzım simsiyah oldu eti de yedim çiğ çiğ. kırıldığı yerden değil arkasından doğması da tercihti kısmen. Dediklerinin çoğunu ben hem çekimde hem de sonrasında düşündük kafa yorduk. Niyet sahnesini biz de sevdik sağolasın. Hızlandırma hem rahatsız edici hem de süreyi kısaltıcı bizim için, "İz" filminde de kullandık daha yerindeydi burada da gözüne batmış olabilir bazı kısımları ama baya incelemiş olmalısın ki çünkü çok ufak tefek hızlandırmalar var ekmek getirme sahnesi dışında.
Artık deneyseli kurmacayla birleştirerek yeni projelerimize geçmeyi düşünüyoruz, Diyalog yazımı ve güzel Türkçemizin sinematik bir repliğe yedirilmesi üzerinde çalışıcaz.

Güzel, farklı bir çalışma olmuş. Ama sanki biraz klişe mi olmuş ne?

Güzel, farklı bir çalışma olmuş. Ama sanki biraz klişe mi olmuş ne?

Klişe mi?

Bu artik etkisini yitirmiş bir fikir yada olay değil. Anlatim turu olarak da klişe değil. Nesine klişe dedin anlamadim... klişe artik hükmü kalmamiş ve çok fazla benzeri yapılmış şeyler için kullanılır.

Hem de demissin ki farkli olmus, hem klişe olmus ne demek ki bu...

evet kader puttur kardeşim.
güzel olmuş, çiğ et kısmını zorlanarak izlesem de beğendim genel olarak.
Ellerine sağlık.

Çiğ et kısmında filmden 10 sn koptum 🙂 gene farklı tarzda çok güzel bir kısa olmuş,ellerinize sağlık.

Bilgi paylaşırken bile siyasetin bir noktası oluyor illa ki! Neden diye bir sormak lazım..
Çok tuhaf gerçekten.

50 liraya bunu yaptıysan 1000 liraya devirirsin sen bu hükumeti dostum 🙂

İşin latifesi bir tarafa tebrik etmek istiyorum seni. Ellerine sağlık. Bence Türk korku piyasasına girmelisin. Adamı germeyi iyi biliyorsun.