😀 Ahahhahaaa. Çok uzatmışsınız ama abi. Yani uçak ve gemiyi anladık da bir de otobüs eklemişsiniz. 😀

Dış ses sorunu büyük ölçüde rahatsız edici. Emeğinize sağlık. Mithat abinin parmağı var bu filmde :D:D

Filmi çekmek için tek şansımız olan bir zamanda çektik, onda da rüzgarlı hava denk geldi. Ses yazılımıyla gürültüyü olabildiğince azalttık.

Filmin fikrini G.ü.m. Yapım'dan Murat Tümer'le beraber sohbet esnasında oluşturmuştuk, taa geçen sene. Kendisine selam ederim buradan. Çekmek de bu zamana, bana nasip oldu 🙂

😀 😀 Güzel olmuş güzel .Murat abi selamlar 😀

Güzel bir fikir üretildiğinde, çok harcama yapmadan ve büyük ekipler kurmaksızın da başarılı filmler çekilebileceği kanaatindeyim. Gençlik bu gerçeğe yoğunlaşmalı bence.

Tam olarak katilmadim bu fikre ve cevap verme ihtiyaci duydum. Cok harcama ve buyuk ekip gerektiren filmler vardir bir de dusuk butce ve az kisilik ekiple cekilebilecek filmler vardir. Turk kisa filmlerindeki kalitesizligin bilgi eksikliginden ve buyuk ekip kuramama, kurmaktan kacinma/korkma oldugunu dusunuyorum. Buyuk ekip kurmazsaniz bile buyuk ekipteki isleri tek basiniza yapmak zorundasiniz, herseye tek kisinin konsantre olmasi da zor, dogal olarak istenmeyen hatalar olacaktir. Ne anlattiginizdan cok, nasil anlattiginiz onemlidir. Ornek olarak Takva filminde havuzun basinda oturan adamin sopayla suyu dalgalandirdigi ve sudaki dalgalarin arasindan Erkan Can`in yansimasinin gorundugu sahne verilebilir. Burdaki anlatimi yazi dilinde veremzsin, bu gorsel bir anlatimdir, sinemanin gucu budur, sinema budur. Fikir degil isleyis onemlidir, islemek icin de ekip gerekiyorsa ekip kurulur, ekipman gerekiyorsa harcama yapilir, her film az kisiyle ve dusuk butceyle cekilemez kanaatindeyim ben de.

Oğuz Aral ekolünden kıdemli bir "çiçeği burnunda" çizer olarak senaryo konusunda ufak bir eleştirim olacak (Teknik konularda kesinlikle haddim değildir, ki haddimi aşarak; "ferah çekimler olmuş ve dış seste konuyu bütünleştirmiş gibi geldi" diyebiliyorum). Rahmetli "Laftan espri çıkarmak" konusunda çok hassastı. Belki o günlerden gelme bir takıntı, bu tip esprilere (Can Barslan stili) biraz çekingen bakmaktayım. Fakat genç nesil bu esprilere çok gülüyor (Oğlum da dahil).
Bir de G.Ü.M. eskiden Kandemir Konduk ve Müjdat ağabeyin kurduğu bir gruptu, sizler o oluşumun devamında mısınız?

Filmin kurgusu biraz sorunlu.
Oyunculukların başarılı olduğu söylenemez.
Senaryo biraz daha renklendirilip iyileştirilebilirmiş.
Biraz daha çalışılıp özenilseymiş sevimli bir film olabilirmiş.
Ama bu haliyle yetersiz.

Cok harcama ve buyuk ekip gerektiren filmler vardir bir de dusuk butce ve az kisilik ekiple cekilebilecek filmler vardir.

"çok harcama yapmadan ve büyük ekipler kurmaksızın da başarılı filmler çekilebileceği kanaatindeyim." cümlemi hatırlayacak olursak, ben "a olur ama b de olur" diyorum siz de "b olur ama a da olur" diyorsunuz. Yani fikir ayrılığında olduğumuzu düşünmüyorum 😀

-

Yorumlar için teşekkürler. G.Ü.M. yapımdaki arkadaşların bu filmle doğrudan alakası yoktur, Kandemir Konduk ile de bir alakası mevcut değildir 🙂

Tam olarak ayni seyi dusunmuyoruz. Anladigim kadariyla siz "Nasil" yerine "Ne" sorusuna yogunlasiyorsunuz, ben de "Nasil" sorusunun daha onemli oldugunu savunuyorum. Eray Dinc`in filmleri de, ozellikle Ikilem (basit bir konu ve farkli bir anlatim), buna guzel bir ornek olarak verilebilir.

Filmin kamera arkası görüntüleri eklenmiştir, sadece filmin Facebook grubu üyelerine özel bu kıkırdak sahneleri izlemek için buyurunuz:

http://www.facebook.com/group.php?gid=280833977725 " onclick="window.open(this.href);return false;

harbiden süper olmuş 🙂 tebrik ederim