Forum

İzmarit (Kısa Film)
 

İzmarit (Kısa Film)

30 Gönderi
12 Üyeler
0 Reactions
4,901 Görüntüleme
(@berkincelik)
Gönderi: 0
 

adam deneysel beyler

 
Gönderildi : 02/10/2011 1:38 am
(@pardon)
Gönderi: 66
Başlığı açan
 

adam deneysel beyler

Evet. Şuan "deneysel" ve her zaman "deneysel".

Ti'ye alınacak bi durum göremiyorum burada?

''üretim değil , tüketim fabrikasına hoşgeldiniz."

 
Gönderildi : 02/10/2011 1:56 am
(@mecayonur)
Gönderi: 0
 

düşe kalka yürümeyi öğrenecek Burak... deneye deneye keşfedecek... hepimizin bir zamanlar yaptığı gibi...

Shut your fucking bloody mouth!!!( çeviri: allah belanı versin! )

 
Gönderildi : 02/10/2011 2:17 am
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

Görkem'e şuku verdim, güzel yazmış. 🙂

Burak, görüntü yönetmenliği yapacağın filmin senaryosunu oku derim önce. Gerçi benim de oldu benzer bir deneyimim, senaryoyu bilmeden sete gittim sonra "bu ne ya?" dedim. Olur öyle şeyler arada ama senden üst üste anlamsız filmer izleyince acaba bu bir taktik mi diye düşünmeye başladım.

Yani seviyeyi o kadar düşürdün ki, yatağında uyanan genç adamla başlayıp aslında her şey rüyaymış ile biten film çeksen herkes helal olsun ilerleme var adamda diyecek.

 
Gönderildi : 02/10/2011 1:00 pm
(@pardon)
Gönderi: 66
Başlığı açan
 

Aslında şöyle bişey ki ;

Şuan ki eleştirilerin çoğu boş geliyor bana.

Cevap vermek gereksiz,çünkü bi gözlük var gözlerde ve gözlüğün kenarlarından gerçek dünyayı gören,ufak bir azınlık var sadece forumda.

Bir gün fırsat bulup hepinizin filmlerini izlemek istiyorum. Acaba "bukadar kötü film! olmaz" diyen "bazı" kişilerin nasıl filmleri varmış ilk zamanlar,merak etmiyor değilim.
Bana istanbulda ki bir yaşıtım örnek veriliyor.
Burada kaç kişi Ankara'da "gençlerin" Sinema yapıp,yapamadığından haberi var,merak etmiyor değilim.

Abilerim diyorum,abimsiniz. Ama bana sadece "seviyesiz" diyerek,çoğu kişi kendi seviyesini belirtiyor diye düşünmeye başlamadım değil.

Kaldı ki yeniden söylüyorum "yaptığım hiç bir iş'ten pişman değilim." kendimi geliştiriyorum. Ve şunu hatırlatmak istiyorum ;

Eray Mert,Tarantino,Ahmet Uluçay,Metin Demirhan vs... (bu örnekler çok uzayabilir) ilk çıktıklarında "mükemmel" etiketli kısa filmler yapmadılar.

Ve bu adamlar ilk filmlerini yaptığında 20'li yaşlardaydılar...

Herkes "mükemmel"etiketli filmler yapmak zorunda değil.

Evet,size göre (çoğunuza göre) ; yaptığım işler "kötü"dür.

Bence,bana göre "mükemmel" ...

Ve şunu unutmamak gerekli ;
yatağında uyanan genç adamla başlayıp aslında her şey rüyaymış ile biten film çeksen herkes helal olsun ilerleme var

Yukarıda verilen bu örnek ile zamanında "sevinç nara'ları atarak" "şaşkınlık ifadeleri ile filmin jeneriğinin" izlenilen filmleri de unutmamak gerekli.

Eminim ki bunlara da bi cevabınız mutlaka olacaktır. 🙂

Ama şunu unutmayın,sizler "yine eminim ki" yeşilçam'ın filmleri ile,klişelikleri ile. Fantastik filmlerine kahkahalar atan kişilersiniz.

ve "Klişe"
Nedir ki Klişe?

- Her "amatör" filmcinin aynı şeyi tekrarlamasımıdır?

İyi de Dünyada milyonlarca film çekildi,ve (şuan adını hatırlamadığım) ünlü bir yönetmen diyor ki ;

"Bundan sonra film çekmemize gerek yok,dünyada milyonlarca film var ve bugüne kadar çekilmedik hiç bir şey yok.Bundan sonra filmleri birbiri ile birleştirerek film üretebiliriz. ." (Bulama Film Yönetmeni idi,yanılmıyorsam)

"AA Bu Çok klişe olmuş!,of ya" gibi saçma ve gereksiz hatta hatta kaçamak ve son derece "amatörce" eleştiriler,bana gerçekten anlamsız geliyor.

--

"Çocuğa bak,çok konuştu. boş konuştu" vs. diyebilecekleriniz de var aranızda. Çok konuştum,ama "yine bana göre" boş konuşmadığımı düşünüyorum.

Ve şunları ekleyerek bitirmek istiyorum ;

Yukarı da gördüğünüz üzere "doğru" eleştirileri kendime aldım. Ve "söz" dedim.

Ve en iyisi bundan sonra "bazı" insanların "eleştiri" zincirlerine pek fazla bakmamak diye düşündüm.

Ha bundan böyle "ukala" diyebilirsiniz,inanın umurumda değil. Ben kendimi biliyorum,Beni bilen "gerçek ve doğrucu" insanlar da beni biliyor. Bu bana yeterlidir.

Çok konuştum,özür dilerim.

İyi Çalışmalar,
Sevgiler "Abilerim..."

''üretim değil , tüketim fabrikasına hoşgeldiniz."

 
Gönderildi : 02/10/2011 3:00 pm
 tute
(@tute)
Gönderi: 0
 

burak yanlış anlamanı, kırılmanı istemem ama haddim de olmayarak dostça bir tavsiyede bulunmak isterim. burdan görünen amatör olmasına rağmen profesyonel havalarına girmiş biri. yaptıkları iyi değil ama yaptığın şeylerin seni soktuğu hava usta bir yönetmen havası. eğer mütevazı olursan istersen dünyanın en kötü filmini çek insanlar tolerans gösterir. bence profesyonel ruhlu bir amatör olmaktansa amatör ruhlu bir profesyonel olmalısın.

 
Gönderildi : 02/10/2011 3:06 pm
(@pardon)
Gönderi: 66
Başlığı açan
 

burak yanlış anlamanı, kırılmanı istemem ama haddim de olmayarak dostça bir tavsiyede bulunmak isterim. burdan görünen amatör olmasına rağmen profesyonel havalarına girmiş biri. yaptıkları iyi değil ama yaptığın şeylerin seni soktuğu hava usta bir yönetmen havası. eğer mütevazı olursan istersen dünyanın en kötü filmini çek insanlar tolerans gösterir. bence profesyonel ruhlu bir amatör olmaktansa amatör ruhlu bir profesyonel olmalısın.

Tute (isminizi bilmiyorum özür dilerim) ; Herhangi bi profesiyonellik havası içerisine girmediğimi üstüne basarak söylüyorum burada ki çoğu kişiye,ve "eskiden" vardı bu evet. Haklısınızdır belki izleri de vardır.

Ancak hava atmak gibi bir niyetim yokken,insanlar beni "ukala" yerine koymaya çalışıyor.

Doğrucu ve dürüst birisi olduğumu düşünüyorum. Herhangi bir yönetmen havası atmıyorum gerçekten.

''üretim değil , tüketim fabrikasına hoşgeldiniz."

 
Gönderildi : 02/10/2011 3:32 pm
(@berkincelik)
Gönderi: 0
 

Burak dostum, sana bir "abi" tavsiyesi vermek istiyorum, belli ki çok hevesli ve çalışkansın, fakat şu egonu bir kenara bırak, sonra biraz düşün, gez, kafanı boşalt, bir süre film yapma, daha sonra ise yavaş yavaş aklında bir sinopsis belirecek, onu etrafındaki dostlarınla uzun uzadıya tartış, çünkü insan bazı şeyleri göremeyebiliyor, bundan sonra film yap.
Çok film yapmak, iyi yönetmen olmak değildir bunu unutma, umarım yardımcı olabilm,işimdir, saygılar = )

 
Gönderildi : 02/10/2011 5:49 pm
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

pardon;

Sanırım filmler buraya yüklendikten beri oluşan bazı gelişmeler ve ilginç bir iletişim sorunu gittikçe kontrol dışına çıkmaya başladı.

Baştan filmi ve mesajları bir daha dikkatle okudum ve genel olarak kimsenin sana karşı aslında aşağılayıcı bir tavrı olmadığını görüyorum. Bir arkadaşın yazdığı "yaptıklarının seviyeyi düşürdüğü" ifadesi kendisi biraz ağır gelebilse de esasen senin şahsına yönelik bir "seviyesizlik" suçlaması değil. Ben öyle görüyorum ama seni daha rahatsız etmiş olabilir, bu da anlaşılır. Sadece yapmış olduğun çalışma ile ilgili sorunlar üzerine sağlıklı bir tartışmanın kurulamamış olması ve bunca lafa rağmen hala filmdeki olayı çözemiyor olmamız. Bu konuda senden gelen yorumlar biraz daha net olsaydı belki hataların/sorunlar ya da olumlu/olumsuz yorumlar daha yerini bulurdu. Oysa cevap olarak verdiğin o toplumsal şiddet ile ilgli ifadeyi ben hala filmde göremiyorum ve kafamda tam oturtamıyorum.

Bu dert mi? Hayır. Onca yönetmenin filmini izliyoruz ve sonra "ne oluyor bu filmde ve ben neyi anlamıyorum?" diye burada konuşuyoruz. Bak NBC'nin son filmi üzerine olan konuda aynı konu yine hortlamış ve tartışılıyor. Yani onca yönetmene "daha anlaşılır" film yapmadığı için insanlar kızıyorlar, sana da kızacaklardır. İster FF sitesi olsun, ister youtube/vimeo olsun, isterse de vizyon olsun; bir çalışmasını dünyaya hediye eden adamın kayış gibi göğsü olmalı.

Senin filminde de anlaşılmayan birşeyler var ve herkes "acaba çok güzel bir mesaj sıradışı biçimde ya da değişik olarak verildiği için biz mi yakalayamıyoruz yoksa hakikatten anlatanın anlatmasıyla ilgili bir sorun mu var?" diye soruyor.

Filmin sadece GY'i olman seni anlatmak ile ilgili yükümlülükten kurtarmaz, aksine daha da sorumlu kılar. Tüm içeriğin görselliğine sen karar verdiğine göre "neyin" görüntüsünü aktardığını biliyor olmalısın. Sanırım ve aydemirse'nin esasen burada kastettiği GY'nin bir anlamda "kamerayı kullanan adam" dan ibaret olması. Anlattığın "ben GY idim bu nedenle karışmam mesaja falan vb" türünden açıklama bunu gösteriyor. Bu sık yapılan bir yanlış ama ölümcül bir yanlış değil. Profesyonel film dünyasında Yönetmen (Y) ayrıdır, GY ayrıdır, kameraman ve ekibi (K+E) ayrıdır. Genel kadro azaldıkça GY ve kameraman örtüşebilir yani genelde aynı kişi tüm o işleri yapar. Kısa filmcilerde bu Y, GY ve K+E zaten tek kişide buluşabilir ama bir filmde GY varsa Y'nin o işin görselliğinden pek sorumlu olmadığı anlaşılır. Yani film yönetmek isteyen ve elinde projesi olan onca kişi var ama iş kameraya gelince iptal olduklarını anladıkları için o işi başkasına bırakırlar genelde. Bu filmde benzeri bir durum olsa gerek. Konu ve içeriğe başkası karar vermiş, sen o kararı icra etmişsin. Biz de bu kararın ne olduğunu anlayamıyoruz ve anlamak istiyoruz ki verdiğiniz cevap ya bizi çok şaşırtacak ya da dediğim gibi sizin film ile ilgili bazı sorunlarınız olduğunu farkedip o yönde yardım edeceğiz. Bak yukarıda ilk yorumlardan olan mecayonur'un "senaryoyu görmek isterdim" ifadesinde yatan ironi aslında bu. Sana abilik edip kırmadan "olay nedir?" diye soruyor. Senden gelen cevaplarda ise aynı alttan alma yok ama bu nedenle ben yine sana kızmıyorum. Olsun.

Merak etme. İçeriği/Mesajı/Öyküyü berbat etmiş olsanız dahi yine "abilerin" sana yardım eder. Yeter ki otur ve "ya biz aslında şöyle oturduk ve şöyle şöyle bir durum olsun, adam tuvaletten çıksın, diğerlerinin yanına gelsin ve öyle bir bakış alışverişi olsun ki tüm bunu sadece bir pisuvaraın içndeki izmarit imgesinde özetleyebilelim dedik. Onu anlatarak aradaki konuşmada bahsi geçen gençler arasındaki kavganın bir anda nasıl konuşulamaz bir hale geldiğini anlatalım dedik" gibisinden bir açıklama yap. "Pisuvardaki izmarit, gençlerin dünyasında "bunu lafını ederseniz olacaklar var" ifadesinin görüntüsüdür" diye özetlensin. Bak ben anlamaya çalıştım ve kafamda "ya bu gençlerin anlatmaya çalıştığı özgün öykü bu mu acaba?" diye çaba gösterdim ve eğer buysa bence çok güzel bir konu/mesaj ve o zaman sana nelerin eksik olduğunu anlatırız, gider düzeltirsiniz ve ortaya süper birşeyler çıkar, biz de seni alkışlarız.

Olayı alınganlık ve anlaşılmayan genç sanatçı ve ukalalık tartışmalarına gömmeyelim. Sitenin varoluş nedenini ortadan kaldırmayalım. Ankara'da Yüksel Caddesi anlaşılmamış genç sanatçı bataklığıdır, bir tane de biz hediye etmeyelim aralarına.

Saygılar...

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 02/10/2011 6:29 pm
(@pardon)
Gönderi: 66
Başlığı açan
 

pardon;

Sanırım filmler buraya yüklendikten beri oluşan bazı gelişmeler ve ilginç bir iletişim sorunu gittikçe kontrol dışına çıkmaya başladı.

Baştan filmi ve mesajları bir daha dikkatle okudum ve genel olarak kimsenin sana karşı aslında aşağılayıcı bir tavrı olmadığını görüyorum. Bir arkadaşın yazdığı "yaptıklarının seviyeyi düşürdüğü" ifadesi kendisi biraz ağır gelebilse de esasen senin şahsına yönelik bir "seviyesizlik" suçlaması değil. Ben öyle görüyorum ama seni daha rahatsız etmiş olabilir, bu da anlaşılır. Sadece yapmış olduğun çalışma ile ilgili sorunlar üzerine sağlıklı bir tartışmanın kurulamamış olması ve bunca lafa rağmen hala filmdeki olayı çözemiyor olmamız. Bu konuda senden gelen yorumlar biraz daha net olsaydı belki hataların/sorunlar ya da olumlu/olumsuz yorumlar daha yerini bulurdu. Oysa cevap olarak verdiğin o toplumsal şiddet ile ilgli ifadeyi ben hala filmde göremiyorum ve kafamda tam oturtamıyorum.

Bu dert mi? Hayır. Onca yönetmenin filmini izliyoruz ve sonra "ne oluyor bu filmde ve ben neyi anlamıyorum?" diye burada konuşuyoruz. Bak NBC'nin son filmi üzerine olan konuda aynı konu yine hortlamış ve tartışılıyor. Yani onca yönetmene "daha anlaşılır" film yapmadığı için insanlar kızıyorlar, sana da kızacaklardır. İster FF sitesi olsun, ister youtube/vimeo olsun, isterse de vizyon olsun; bir çalışmasını dünyaya hediye eden adamın kayış gibi göğsü olmalı.

Senin filminde de anlaşılmayan birşeyler var ve herkes "acaba çok güzel bir mesaj sıradışı biçimde ya da değişik olarak verildiği için biz mi yakalayamıyoruz yoksa hakikatten anlatanın anlatmasıyla ilgili bir sorun mu var?" diye soruyor.

Filmin sadece GY'i olman seni anlatmak ile ilgili yükümlülükten kurtarmaz, aksine daha da sorumlu kılar. Tüm içeriğin görselliğine sen karar verdiğine göre "neyin" görüntüsünü aktardığını biliyor olmalısın. Sanırım ve aydemirse'nin esasen burada kastettiği GY'nin bir anlamda "kamerayı kullanan adam" dan ibaret olması. Anlattığın "ben GY idim bu nedenle karışmam mesaja falan vb" türünden açıklama bunu gösteriyor. Bu sık yapılan bir yanlış ama ölümcül bir yanlış değil. Profesyonel film dünyasında Yönetmen (Y) ayrıdır, GY ayrıdır, kameraman ve ekibi (K+E) ayrıdır. Genel kadro azaldıkça GY ve kameraman örtüşebilir yani genelde aynı kişi tüm o işleri yapar. Kısa filmcilerde bu Y, GY ve K+E zaten tek kişide buluşabilir ama bir filmde GY varsa Y'nin o işin görselliğinden pek sorumlu olmadığı anlaşılır. Yani film yönetmek isteyen ve elinde projesi olan onca kişi var ama iş kameraya gelince iptal olduklarını anladıkları için o işi başkasına bırakırlar genelde. Bu filmde benzeri bir durum olsa gerek. Konu ve içeriğe başkası karar vermiş, sen o kararı icra etmişsin. Biz de bu kararın ne olduğunu anlayamıyoruz ve anlamak istiyoruz ki verdiğiniz cevap ya bizi çok şaşırtacak ya da dediğim gibi sizin film ile ilgili bazı sorunlarınız olduğunu farkedip o yönde yardım edeceğiz. Bak yukarıda ilk yorumlardan olan mecayonur'un "senaryoyu görmek isterdim" ifadesinde yatan ironi aslında bu. Sana abilik edip kırmadan "olay nedir?" diye soruyor. Senden gelen cevaplarda ise aynı alttan alma yok ama bu nedenle ben yine sana kızmıyorum. Olsun.

Merak etme. İçeriği/Mesajı/Öyküyü berbat etmiş olsanız dahi yine "abilerin" sana yardım eder. Yeter ki otur ve "ya biz aslında şöyle oturduk ve şöyle şöyle bir durum olsun, adam tuvaletten çıksın, diğerlerinin yanına gelsin ve öyle bir bakış alışverişi olsun ki tüm bunu sadece bir pisuvaraın içndeki izmarit imgesinde özetleyebilelim dedik. Onu anlatarak aradaki konuşmada bahsi geçen gençler arasındaki kavganın bir anda nasıl konuşulamaz bir hale geldiğini anlatalım dedik" gibisinden bir açıklama yap. "Pisuvardaki izmarit, gençlerin dünyasında "bunu lafını ederseniz olacaklar var" ifadesinin görüntüsüdür" diye özetlensin. Bak ben anlamaya çalıştım ve kafamda "ya bu gençlerin anlatmaya çalıştığı özgün öykü bu mu acaba?" diye çaba gösterdim ve eğer buysa bence çok güzel bir konu/mesaj ve o zaman sana nelerin eksik olduğunu anlatırız, gider düzeltirsiniz ve ortaya süper birşeyler çıkar, biz de seni alkışlarız.

Olayı alınganlık ve anlaşılmayan genç sanatçı ve ukalalık tartışmalarına gömmeyelim. Sitenin varoluş nedenini ortadan kaldırmayalım. Ankara'da Yüksel Caddesi anlaşılmamış genç sanatçı bataklığıdır, bir tane de biz hediye etmeyelim aralarına.

Saygılar...

💡 Teşekkürler,Teşekkürler,Teşekkürler.

Gerçekten "iyi" yada "kötü" demeden,eleştirmek...

Filmi çözmeye çalıştığınız için çok teşekkür ederim.

Evet film de "bir adam gelsin,tuvalete girsin,arkasından dersten atılmış 3 lise öğrencisi tuvalete girsin ve ilk başta tuvalete giren herif hakkında atıp tutmaya (tek görsem ağzına sı.arım vs..) başlasınlar ve bi anda 1.adam tuvaletten çıksın ; bunlar görünce şaşırsınlar. Ve 1.adam'ın bunları döveceğini sansınlar. Ama 1.adam sadece pisuvara sigara atıp çıksın. bunlarda izmarite baksınlar,sırf korkularından pisuvara işeyemesinler (afedersiniz) - ve film bu korku ile bitsin. psikolojik/toplumsal bir baskıyı,korkuyu anlatalım"

dedik.

Ama bunu çoğu kişi sormak yerine "kötü film" dedi.

Bunu bırakıp film'de olan eksiklikleri konuşabiliriz abi...

''üretim değil , tüketim fabrikasına hoşgeldiniz."

 
Gönderildi : 02/10/2011 7:22 pm
(@onucuncu_1605504554)
Gönderi: 0
 

Açıklamalarından, senaryonun filme iyi aktarılmadığı ortaya çıkıyor.
Kısa filmlerde genelde amatörler oynadığından sinemanın temel kuralı olan "Anlatma, göster" ilkesi işe yaramıyor.
Bu yüzden filmde anlatmak istediğin veya vermek istediğin mesajı ya çok iyi bir korku ile (ki amatör oyuncularla bu zor) ya da çok iyi bir diyalogla (bu arada çok açık söylersende bu sitede mutlaka "kör göze parmak" olmuş eleştirisi de gelebilir.) vermen gerekir.
Dolayısıyla hiç bir senaryo olmadan da film çekebilirsin ancak, bu siteye yüklersen, çektiğin görüntüler herhangi bir konuyu işlemediğinden dolayı ağır eleştirilere maruz kalabilirsin.
Bu yüzden, herhangi bir siteye yüklemeyi düşündüğün kısa filmin, ilk önce senaryosunun çok iyi olmasına dikkat etmelisin.
Bence, şartlı evet :).
Senden daha iyisini beklemek adına, seni finallere taşıyorum.
Durmak yok, yola devam 🙂

Deccal, gördüm seni sobe.

 
Gönderildi : 03/10/2011 3:09 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Burak.... Senin beni ve kast ettiklerimi anlaman şimdilik pek olanaklı görünmüyor.
Biraz acıtıcı ve direk bir dille yazmam gerekiyor artık sanırım. Amacım senin canını acıtmak değil, konunun acı tarafını sana fark ettirmek.
Başkalarını bilemem ama ben senin için asla "azmetti ve başardı" demeyeceğim.
"Azmetmeden başarmaya çalıştı ve haliyle saçmaladı, alay konusu oldu" diyeceğim.
"İzleyicilerine o kadar işkence çektirdi ki artık ne çekse o zamanları unutturamaz" diyorum şu an.

Dikkatli ve özenli olmayan bir insan olarak o kadar faça veriyorsun ki senin üzerine inceleme yazsak olur yani. O facebook profil fotondaki karizman (bir ara kullandığın) seni zaten yeterince tanıtıyor. Tıpkı benim yazıdığım mesaja karşılık verdiğin cevaplar gibi.

"Size söz veriyorum abilerim" ne sözü yahu? "bereke bebeyegete diye bir çocuk vardı, söz verdi yapacak" Kime söz verdin Burak? Bize ne senin verdiğin sözden? Biz senden söz istemedik ki? Senin tek istediğin şey egonu beslemek. Film yapıp konuşulmak. Film yapamayıp konuşulmak. İyi film yapıp konuşulmak. Kötü film yapıp konuşulmak. Her şekilde "var olmak" istiyorsun. Bunu da şimdilik film yaparak sağlamaya çalışıyorsun. Beni sana taa başından beri anlatmaya çalıştığım şey bu. Bak yukarda berkincelik isimli üye ne demiş? Aynen katılıyorum onun söylediklerine….

Herkes önemsenmek, saygı görmek, egosunu beslemek ister. Bu yaklaşımda olmanı, hele hele yaşının gölgesindeyken garip bulmuyorum, anlıyorum. Hepimiz geçtik o dönemlerden. Ki 60 yaşında da aynı yaklaşımlarda bulunan insanlar yok değil. Bak sana ne diyorum: Ben senin yaşındayken sinema sanatını van damın döner tekmesinden ibaret sanıyordum. (Hadi bi de de lorean diyelim 🙂 ) Ve tabii ki rambonun bıçağından ve memelerinden. Sen benden, şundan bundan çok daha gelişkin olacaksın bizim yaşımıza geldiğinde. Bizi geçeceksin muhtemelen.

Ama bu motivasyonla, bu "karizmayla" kendini geliştirmekten çok kısırlaştırırsın. Çünkü dostumuz Mustafa Kenan’ın dediğin gibi, bu konuda en önemli şeylerden biri, kameranın arkasına hangi motivasyonla geçtiğiniz. Ve ne anlatmaya, neyi neden anlatmaya çalıştığınız? Bak, yine berkincelik’in mesajına dönelim: bir süre bırak filmi falan, kafanı boşalt, düşün diyor sana. Haklı. Çünkü sen şu an bir dert anlatmak, derdini paylaşmak için film yapmıyorsun. Egonu beslemekten öte bir yaklaşımın yok. Bunu derken, herkes egosunu besler üretirken, bunda bir yanlış yok. Ama eğer anlatacak bir şeyin yok ise, sadece egon için bu işe girişirsen (seninki böyle görünüyor işte) bir yere varman olanaksızlaşır. Önce, senin yapacağın işi izlememiz için, sen/kendin izlemeye değer bir içerik edinmelisin.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 04/10/2011 8:30 pm
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

Görkem'in tüm söylediklerine katılıyorum ve +1 diyorum. Benzer bir incelemeyi yazmaya başlayıp yarısında sıkılıp silmiştim. Görkem benden daha sabırlı çıktı her zamanki gibi. 🙂

 
Gönderildi : 04/10/2011 11:43 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Ayberk, ne yazdıklarını okumayı isterdim. 🙂

Ve son birşey Burak: Hakim olabildiğin, anlatırken kendine ait hissedebileceğin hikayelerle ilgilenmeye çalışmanı öneririm. Bak bizim Uğur diye çok sevdiğimiz ve önemsediğimiz bir kardeşimiz var. (Atılgan) Adamla tanıştık, 1-2 kez konuştuk bir süre önce. Şİmdi adam bize "iyi ki kulağımı çekmişsiniz" diyor. Ben de hep aynı şeyi diyorum: "sen bizi geçeceksin, bizden daha iyi olacaksın" ama iyi olabilmesi için nasıl davranması gerektiğini biliyor artık. İster bizden öğrensin (kısmen abisi konumundkai kişilerden) ister kendi fark etsin önemli değil.
Hakim olabileceği işlerle ilgileniyor ve sağlam hazırlık yapıyor. Şu an için onun filmlerini izlemeni ve gelişimini örnek almanı öneririm.

Dediğim gibi, amacım canını acıtmak değil, işin acı tarafını fark ettirmeye çalışmak. Bu canını acıtacaksa yapacak birşey yok. ama genç bir insansın, enerjiksin, üretkensin ve harika bir potansiyelsin. Bunu boşa harcama demeye çalışıyorum. BIrak bu ego kaygısını. Kendini küçült, projeni büyüt. Üret, yaz, çek, ne güzel. Dediğim gibi, umuyorum ki sen buradaki birçok üyeyi geçeceksin. Ama akıllı davranırsan bu gerçekleşir.... Nİyetimiz sana (ve senin konumundaki arkadaşlara) aklımızın yettiği kadar fikir vermek. Ve inan ki bir kazancımız yok....

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 05/10/2011 3:49 am
(@pardon)
Gönderi: 66
Başlığı açan
 

Ayberk, ne yazdıklarını okumayı isterdim. 🙂

Ve son birşey Burak: Hakim olabildiğin, anlatırken kendine ait hissedebileceğin hikayelerle ilgilenmeye çalışmanı öneririm. Bak bizim Uğur diye çok sevdiğimiz ve önemsediğimiz bir kardeşimiz var. (Atılgan) Adamla tanıştık, 1-2 kez konuştuk bir süre önce. Şİmdi adam bize "iyi ki kulağımı çekmişsiniz" diyor. Ben de hep aynı şeyi diyorum: "sen bizi geçeceksin, bizden daha iyi olacaksın" ama iyi olabilmesi için nasıl davranması gerektiğini biliyor artık. İster bizden öğrensin (kısmen abisi konumundkai kişilerden) ister kendi fark etsin önemli değil.
Hakim olabileceği işlerle ilgileniyor ve sağlam hazırlık yapıyor. Şu an için onun filmlerini izlemeni ve gelişimini örnek almanı öneririm.

Dediğim gibi, amacım canını acıtmak değil, işin acı tarafını fark ettirmeye çalışmak. Bu canını acıtacaksa yapacak birşey yok. ama genç bir insansın, enerjiksin, üretkensin ve harika bir potansiyelsin. Bunu boşa harcama demeye çalışıyorum. BIrak bu ego kaygısını. Kendini küçült, projeni büyüt. Üret, yaz, çek, ne güzel. Dediğim gibi, umuyorum ki sen buradaki birçok üyeyi geçeceksin. Ama akıllı davranırsan bu gerçekleşir.... Nİyetimiz sana (ve senin konumundaki arkadaşlara) aklımızın yettiği kadar fikir vermek. Ve inan ki bir kazancımız yok....

Teşekkür ederim görkem abi...

Önerileriniz ve eleştirileriniz bundan sonra kulağıma küpe olacak...

Tekrar teşekkür ederim...

''üretim değil , tüketim fabrikasına hoşgeldiniz."

 
Gönderildi : 05/10/2011 11:55 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: