Filmi henüz bitiremedim ama dayanamadım fragmanını koydum.Ayrıca film ilk çalışmam olup özellikle kurgu bu siteden ve sizlerden öğrendiklerimle yapılmış olma özelliğini taşımaktadır.En kısa zamanda da tamamını bitirip buraya koyacağım
Yazan ve yöneten: Yalçın Ulutaş
Oynayan : ülker Uysal
Ses kayıt: Serkan Gündoğdu
Senaryo danışmanı :Dilara Tan
merhaba fragmanı izledim fakat görüntü kalitesi çok düşmüş.yada zaten düşükmüş.
umarım çalışmalarının karşılığını alırsın.en iyi sonuca ulaşırsın.
"...Bilgi Paylaştıkça Güzelleşir..."
"Aradığım şey şu ana kadar bulduklarıma denk olmamalı ki onlardan bir farkı olsun"
(Mutsuru Kanu)
Sanırım, ev içinde çekilen korku gerilim filmlerine bir örnek. Çok tasvip edilen bir şey değil bu. Filmin havasını bozuyor. Umarım yanılırım.
iyi bir oyunculuk izleyecekmişiz havası estirdi fragman.
bekliyorum filmi.
umarım emeğinin karşılığını tam olarak alırsın.
Fragmanı izledikten sonra sana gönderdiğim mesajda, bu filmin her zaman ki klişe korku film denemelerinden biri olacağından kuşku duyduğumu söylemeye çalışmıştım. Yanılmışım... Gayet güzel çekilmiş cidden derince düşünülmesi gereken bir mevzusu da var filmin. Çok tebrik ederim.
Teknik olarak hiç bir eksiklikten söz etmeyeceğim; görüntü kalitesi, ses,ışık vesaire... Ancak filmin çekim uslubu hakkkında konuşmak istiyorum. Gayet sağlam bir anlatım tarzıyla çekmişsiniz. Türün tüm klişelerini kendi tarzınızı da yansıtarak çok doğru bir şekilde uygulamışsınız. Fakat benim sana burda tavsiye edeceğim bir nokta var. Hani şöyle bi mevzu var; seyircinin dikkatini dağıtmamak ve sürüklemek için farklı açılar kullanmak gerek. Bunu yapmaya çalışmışsın, bence filmin geneli itibariyle bu çok sık yapılmış hatta bazen beni rahatsız dahi etti. Tabi ki uzun planlar kullanmayabilirsin bu senin tercihin ama kesme yaparken biraz daha serin kanlı olmanı tavsiye ederim. Bu senin için de zor ve riskli zaten. Bu kadar farklı açılardan çekmek ve devamlılığı sağlamak çok zor. Çünkü ister istemez devamlılığı kaçırıyorsun ve istemeden nahoş görüntüler çekebiliyorsun. Her neyse planı kesmek için her zman ciddi bir neden aramanı tavsiye ediyorum. Ayrıca iki planda zoom out yapmışsın, hani çocuk yatağın üstündeyken yüzünden kapı aralığına kdar sonra da kararma , harika olmuş.
Şimdi gelelim filmin o derin mevzusuna. İnsanların en büyük kabusu kendi korkularıdır, bunu yenmeleri gerek.. Bu filmi izlerken trapezunda arkadaşımızın karelerden film bulma oyununda sorduğu ve bilinmesinin ardından bize tavsiye ettiği onibaba isimli filmde de benzer temanın kullanıldığı aklımdan geçti filmi izlemedim ama aklıma kazınmış öyle.Burdan tüm forum ahalisine bu oyunun ardından filmler hakkında konuşmanın ne kadar faydalı olduğunu söylemek istiyorum. Neyse dağıtmayayım, galiba sen de bu filmden etkilenmişsin. Güzel bir metafor.. İlk önce klişe bir korku filmi izleyeceğimizden korkmamanın yegane sebebi de buydu. Hep yaratıklı, hayaletli, jason lu korku filmleri izlemek açıkçası hem sıktı ve hem de takdir ederseniz saçma gelmeye başladı.Beni yanılttın vallaha helal 🙂
Sonuç olarak filminin hem biçimi hem de özü bir korku filmi denemesine göre hiç de fena değil, başarılarının devamını dilerim..
Yorumun için teşekkür ederim.Teknik olarakçok düşük seviyede ekipmanlar kullanmak zorunda kaldım.Zaten ilk filmim olduğu için tamamen deneme amaçlı bir projeydi.Hayatımda seyretmekten haz almadığım tek film türü korku ve gerilimdir.Fakat anlatmak istediğim şeyi bu şekilde anlatabilirdim ilk filmimde de gerilim türünü denemiş oldum muhtemelende ilk ve son olucak.Sahne geçişleri konusundan son derece haklısın dediğim gibi çok büyük tecrübeler edindim en önemliside sık değişen görüntünün zor bir iş olduğunu ve düzgün yapılmazsa çok kötü sonuç vereceğini öğrendim.Sonra kesinlikle çok çok iyi bir mikrofon kullanmak gerektiğini ve bu kaydedilen sesleri çok fazla editlememek gerektiğini aksi taktirde sesin bozulduğunu öğrendim.Sarı ışıkta yapılan çekimin kötü sonuç verdiğini öğrendim.Beyaz ışık çok iyi sonuç veriyor.Zoom out zorda kalmadıkça kullanmayacağım bir yöntem olacak heralde ama o sahnelerde bence gerekiyordu.Filmin konusuna gelince sözünü ettiğin onibabayı izlemedim fakat çok fazla filmin etkisinde kaldım sonuçta.
Yorumun ve tavsiyelerin için çok teşekkür ederim.
filmin için tebrikler sequence.
filminin isminden ve fragmanından yola çıkarak acaba yaratık falan mı izliicem diye korkarken böyle bir film çıktı, tebrikler.
aslında kendi korkularımızı anlamak için çok fazla film izlemeye gerek yok. hangimiz çocukken ve hatta bu yaşlarımızda bile kanepenin ya da koltuğun altından çıkacak bir elin ayak bileğimizi tutuşunu hayal edip korkmadık ki. ya da hanginiz cin sohbetlerinden sonra tuvalete hiç korkmadan, koridordaki terliği cin sanmadan gidebildiniz ki.
"ben gittim" diyenler olacaktır. anlatmak istediğim insanın bütün korkusu kendisidir. herkes de biraz olsun paranoyalar ve şizofreniler vardır. mesela benim en büyük şizofrenim her gece mutfakta gördüğüm ve bazen ondan kaçtığım mutfak robotudur.
bak bunu bile bile yani onun sadece bir robot olduğunu bile bile ondan korkuyorum.
özetle bu filmde beni etkileyen şey gerçekçilik oldu.
tekrar tebrik ediyor yeni projelerinin ve başarılarının devamını diliyorum.
sonu çok hoş olmuş 😉 bağlamışsın olayı 🙂 elinize sağlık
"...Bilgi Paylaştıkça Güzelleşir..."
"Aradığım şey şu ana kadar bulduklarıma denk olmamalı ki onlardan bir farkı olsun"
(Mutsuru Kanu)
vimeoda yükeleme sorunu çekenler için youtube versiyonu
Part-1
https://www.youtube.com/watch?v=
Part-2