Bir iki ufak bilgi: Kamera Vx2100 idi. Bir de nereden TSk olduğunu çıkardınız anlayamadım, oradaki insanlar polis. Araç da bir helikopter. Üzerinde kocaman ötesi bir pervane var, gerçi filmde görünüp görünmediğini hatırlamıyorum, polenler girerken görünüyordu sanki. Ben modelleri gördüğümden biliyorum, uçar yani o alet, aramızda uçak mühendisleri de vardı :D.
Bu arada TSK dünyada en ileri teknolojilere sahip ordulardan biri (ne yazık ki), geri olduğunu nereden çıkardınız anlayamadım. Sevmesem de öyle yani :).
Arkadaşlar eleştirileri bu seviyede tutarsanız çok sevinirim, eleştiri yapan iki arkadaşa da teşekkürler. Lütfen seviye düşmesin bu konuda.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Film efektler açısından çok iyiydi . Ancak ben senaryoyu pek yeterli görmedim . Çünkü filmden sonra içimde hep tarifsiz bir eksiklik ve bir " ee yani " vardı . Kısacası bir eksiklik hissettim . Ne kadar da kısa film olsa da senaryo kişiye bu eksikliği yaşatmamalı . Makyaj konusuna gelecek olursak çok iyiydi . Özge özberkin makyajını çok beğendim . Ancak bana görede Şevket çoruh yanlış şeçim Filmde ki polis karakterine daha iyi oturacak oyuncular yok değil . Şevket çoruhu neden seçmişler anlamadım ( umarım arka sokaklar dizisi sebebiyle değildir 😀 ) Özge özberkin oyunculuğuna gelirsek doğru tercih ancak özge özberk filmdeki karakterini sindirememiş
Sesler özellikle helikopterdeki adamın ilk sesleri hiç anlaşılmıyor altta ingilizce kısımlar olmasaydı hiç anlamıyacaktık ( sebebi ağzındaki şey olabilir ( yanılmıyorsam bir oksijen tüpünün ağızlığı ) ancak genede daha anlaşılır olabilirdi) helikopterde anladığım tek kısım küfürlü kısımdı ( ağzından çıkardığı için olsa gerek ) Ancak genede sesler daha iyi olabilirdi arka plandaki sesler konuşmalarla çok karıştı buda gene filmin anlaşılırlığını azalttı . Bu kadar iyi efekt seslerine sahip bir filmin dialog sesleride çok iyi olabilirdi .
İlk başta dediğim gibi senaryo bana yetersiz geldi belki de biraz daha uzatılabilir ya da ne biliyim bazı kısımları değiştirilebilirdi .
Son olarak kamera olayına gelmek istiyorum vx2100 le çekildiğini söyledi eglaia ancak ben kameranın yanlış tercih olduğunu düşünüyorum tamam vx 2100 kötü bir kamera değil ancak söylediğiniz üzere bu kadar büyük prodüksiyonsa ve bu kadar çok masraf yapılmışsa en azından kamera daha iyi bir kamera olabilirdi
Ayrıca kesinlikle böyle bir iddiam yok ancak film çok büyük bir prodüksiyon hissi ve bir ya da iki yıl uğraşılmış film hissi vermiyor insana . Tamam siz bu kadar zaman filmle uğraştık diyorsunuz çok büyük bir prodüksiyon diyorsunuz ki kesinlikle doğru söylediğinizi biliyorum ancak bunları hiç bilmeyen biri bunu filmde göremez ve sanki 2 günde çekilmiş gibi görünür . 🙁 ( kesinlikle benim iddiam değil sadece filmin prodüksiyon çalışmalarını bilemeyen insanlar böle düşünür diyorum çünkü onlar sizin bu işi normal bir terasta yaptığınız düşünür ve bu kadar çok uğraştığınızı bilemez )
öncelikle arkadaşlarında dediği gibi oyunculuklarda sıkıntı var gibi. Arka Planlarda bir hareketsizlik söz konusu sanırım arka planlar yapılırken sadece 2D planlar kullanılmış 3D gibi derinlik gerektiren objelerden yararlanılmamış nu yüzden kötü durmuş gibi. Ama özellikle uzay gemisi binanın yıkılması ve son sahnedeki yıkılmış binaların olduğu kısım sinema filmi kalitesinde ve kısa film yapımlarının üstünde sahnlere olmuş. Setin kuruluşuna baktığımız zaman gerçekten bayağı vakit harcanmış özellikle special fx lerde insan maketleri bile yapılmış. Çok hoş bir atmosfer ve ışıklandırma yapılmış. ama filmin sonuna doğru sahneler biraz kareanlığa bulanıyor gibi. Tabi şimdi yerimizden bunları söylüyoruz ama böyle bir işs kalkışmakta cesaret ondan dolayı ben filmi genel olarak beğendim. Senaryoya gelirsek kısa film için yeterli bir ilginçliği yok ama olsun görsellik senaryoyu unutturuyor. Sonuç olarak Ben filmi sevdim
Öncelikle efektlerden bahsetmek istiyorum.2D kullanılan efektler gerçekliği pek oluşturamamış.Binaların sanki fotoğraflardan yırtılıp yapıştırılması gibi bir hisse kapıldım.Ayrıca arada bir iki binada ışık kapanması gibi birşey olsaydı daha gerçekçi bir atmosfar oluşturulabilirdi.En azından şehirde yaşayanlar var gibi anlaşılırdı.Böyle çok yavan olmuş.
Diyalog sesleri gayet iyiydi bence.Anlaşılır olmuş.
Ses efektlerine gelince, biraz daha karmaşık şeyler konulabilirmiş.İnsanlığın yapay bitkiler ürettiği bir çağda şehir sesleri daha değişik olmalıydı diye düşünüyorum.Hovercraft tarzı aletin tasarımı değişik olabilirdi.Alttan üstten ateştir, gazdır çıkararak giden falan.
Özge Özberk'in makyajı harikaydı.
Oyunculuklar iyi olmuş.Özellikle Özge Özberk, sesi ve makyajıyla role oturmuş.Kurşun yediği sahneler hariç.
Şevket Çoruh iyiydi.Gayet samimi, sert ama tedirgin polis havasında geldi bana.Çok hazırlandığını kafa yorduğunu düşünmüyorum ama.Siz Amerikan filmlerindeki FBI ajanlarını bekliyorsanız birşey diyemeyeceğim.
5/10
Film aynı boşluk hissini bende de yarattı. Ben bunun nedeninin film gelmeden önce bu kadar konuşulması olduğunu düşünüyorum. Yani flash siteler, teaserlar, işte eglaia'nın verdiği set bilgileri vs. vs. insan ister istemez bir beklenti ediniyor. Hani yurtdışından da insanların katıldığı, makyaj ve set tasarımı olarak ciddi çalışılmış, 2092'de geçen bir film olduğu söylendi bize. Bunu sokakta kime sorsanız heyecanlanır. Ben sanıyorum ki bu gaza gelişim yüzünden filmden beklediğimi alamamış gibi oldum.
Filmin özeline inmeden önce kamera konusunda benim de bir fikrim olacak. Hakikaten gözüm bir HDV kamera + 35mm adaptör aramadı değil. Hatta şaşalı bazı şaryo,jimmy jib vs. haraketleri de bekliyordum. Kamera olarak VX2100 kötü olmamış; ama diğer arkadaşların da dediği gibi bence böyle bir prodüksiyon için 35 mm adaptör olmasa bile hiç değilse bir HDV kamera lazımmış.
Filmde doğanın öfkesinden bahediyor insanların medeniyetleşme adı altında dünyayı yaşanamaz hâle getirdiğini söylüyor. E o zaman ben filmin yarısını polislerin nasıl öldüğünü anlatarak değil parça parça farklı alanlarda dünyanın nasıl sömürüldüğüne verirdim. Yıkık şehir gibi mükemmel planlar hazırlanabilmişse bahsettiğim bu küçük görüntüler için de mesela çok büyük ve metalik tonlarda bir fabrika görüntüsü, işte ne bileyim hayal gücüne göre evlerine doğal gaz bağlatır gibi oksijen bağlatmış insanlar vs. Hani madem kısafilm çekiyor ve ince bir konuyu işliyorsunuz, bence efektlerle bezenmiş göz dolduran ama bir hafta sonra unutulacak bir dövüş sahnesinden çok aylarca unutulamayacak ve filmin ana temasını direkt destekleyecek sahneler koymak çok daha mantıklı.
Oyunculuklarda evet Şevket Çoruh olmamış diye düşünüyoruz. Ama bana o hovercraftokopter'in üzerindeki polis de buna göre eğreti durdu. Bunun nedeni kafamızdaki bilim kurgu filmleri imajı diye düşünüyorum; çünkü çoğumuz bu tür şeyleri görmeye alışık değiliz. Bu yönden bakarsak ve Şevket Çoruh'u o dönemde de alaturka bir polis olarak düşünürsek oyunculuk o kadar rahatsız etmemeye başlar.
Öte yandan Özge Özberk'in oyunculuğunu beğenemedim ben. Hakikaten orada neler olduğunun farkında değilmiş gibi bir hali vardı. Hani sanki bir güneş gözlüğü takıyordu ve biz göremesek de onun gözleri aşağıda, senaryodaydı. Makyajı güzel olmuştu; ama Şevket Çoruh'la "Siz insanlar kendinizi diğer tüm ırklardan üstün görürsünüz." muhabbetini yaptığında dedim ki keşke bu kadar göz alıcı olmasaydı da çarpık-çurpuk hatta yarı sürünen bir şey olsaydı. Hem o haliyle madem doğanın öfkesisin, doğanın bozulmuşluğunu da vermiş olurlardı.
Efektlere gelince, kesinlikle ortalamanın çok üstündeler. Ama yine de hovercraftokopter'i gördükten sonra insan o particle efektlerinin aciz kaldığını düşünüyor. Arkaplandaki şehirde hareketlilik o "yapay bitki" dışındaki bir kaç reklamla daha sağlanmaya çalışılmış; ama yine de belirgin bir durağanlık var. Depth of Field düşünülerek orayı toptan bir bulanık görseymişiz de sanki bizi daha olayların içine sokarmış film. Bir de neden bilmiyorum arkaplanda bir ulaşım aracı görmeyi bekledim. Ya da senaryoya amaçsız düşse de böyle havada başka hovercraftokopterler olsun ve şehrin çeşitli yerlerinde o yukarıdan dolaşan ışık hüzmeleri insin falan.
Son olarak filmin sonundaki yıkık şehir havası hakikaten güzel olmuş. Sondaki modelleme ve şehre bakışı falan; ancak orada ani bir değişim gözümü rahatsız etti. Lacivert renk ağırlıklı bir ortamdaydık tüm film boyunca, ve sonra birden sapsarı oldu. O ani geçiş önlenebilir miydi bilmiyorum; ama aynı yıkık şehre yağan yağmur eşliğinde lacivert yoğunluklu bir kurgu yapılsaymış da aynı etkiyi yaratırmış gibi geldi.
Tabii bıdı bıdı konuştum ben ve sırf kötü eleştiriler yaptım; ama bu demek değilki film kötü değil. Kesinlikle şu haliyle bile ağızda çilek tadı bırakan bir yapım olmuş. 10 üzerinden puan vermek gerekirse ben kendim olarak 3/10 verirdim; ama normal bir sinema seyircisi olarak 9/10 alırdı.
Merhabalar,
Ben Hakimiyet'in yönetmeniyim, Eglaia'nın haberdar etmesi ile bu forumdan haberdar olmuştum ve burayı takip ediyordum ancak yazılanlardan sonra sadece teşekkür etmek için üye olma ihtiyacı hissettim. Nette pek çok forum veya benzeri sitede Hakimiyet'e gelen yorumları takip ediyorum ancak gördüğüm en düzeyli, en özenli ve güzel eleştiriler kesinlikle burada filmin yayınını takiben yazılanlar. Gerçekten yapıcı eleştiri nedir konusunda ders niteliğinde gösterilebilir eleştirileriniz. Tekrar tekrar teşekkürler, kimi konularda bundan sonraki çalışmalarımda sayenizde daha farklı çalışacağımı söyleyebilirim.
Bu arada en çok sorulan soru olduğu için kamera konusuna bir açıklık getireyim istedim. Baştan biz de HD ile çekmek istemiştik ancak çevremizde ücretsiz kullanabileceğimiz bir kamera bulamadık. Bütçemiz de bazı beklenmedik sorunlardan ötürü eksideydi ve kamera kiralama şansımız olmadı. Başta ben de bunu bir dezavantaj olarak görmüş olsam da efekt çalışmasına başlayınca sevindim çünkü HD'yi hakkı ile işleyebilmek için gerekli bilgisayar donanımına da sahip değildik ve o da ekstra masraf gerektirecekti ki şahsen hala çekimin kimi borçları için para biriktirdiğim için onu da karşılayamayacaktık ve post prodüksiyonda pişman olacaktık 🙂
Tekrardan teşekkürler.
Yönetmenin de belirttiği gibi elindeki imkanlar düşünülünce ve böylesine iyi ve ünlü iki oyuncu kullanılınca birbirine zıtmış gibi duruyor ilk bakışta. Özge Özberk'i görünce Gora gibi birşey göreceğimiz hissi, hızla bilinçaltımıza ulaşıp uyuyan semenderi uyandırıyor. Oyuncular bu tür kısa filmler de destek amacıyla ücret almazlar. Bence oyuncular iyiydi, başta Şevket Çoruh. Teknik olarak imkanlar düşünüldüğünde göze batan pek birşey yok. Ama senaryo biraz daha özenli ve vurucu olabilirdi. Bence bu kısa ile kariyeriniz için ileri bir adım attınız. Düşük bütçe ile büyük işler yapmak ve iyi paralar kazanmak isteyen yapımcılar yakında kapınızı aşındırabilir. Ama lütfen bu durumda sağlam senaryo faktörünü birinci sıraya oturtunuz, tekrar başarılar, elinize, emeğinize sağlık. 3.5/5 verdim bende naçizane...
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Şimdi ne diyeceğimi bilemiyorum, bu film benim gerçekten dört gözle beklediğim, Türkiye'de bir çok şeyi değiştirebilir gözüyle baktığım bir projeydi. Ama ne yazık ki beklentilerimin çok çok altında ve o etkiyi yaratamayacak kıvamda.
Efektlere ve müziklere laf etmeyeceğim, ki bugüne kadar böyle bir prodüksüyon yapılmadığı için eleştirmem anlamsız olur. Zaten kendi çapında oldukçada iyiydiler.
Fakat filmi kötü yapan şey ne oyunculuk ne de efektler, sorun tamamen senaryo ve yönetimde.
Dialoglar çok yavan kalmış, benim en çok korktuğum şey gerçekleşmiş ve dialoglar sırıtmış, komikleşmiş. Rage of Nature'ın sesi nedir öyle? Biraz eko katılmalıydı, güçlendirilmeliydi, şu haliyle tamamen soğutuyor.
Anlatılmak istenen şey güzel fakat anlatım şekli kötü. Senaryo anlatmaya el vermiyor. Karakterler yok ortada, yüzlerini bile göremiyoruz neredeyse. Şevket Çoruh varda sadece adı var, kendisi nerede? Oyunculuklarıda öne çıkaracak bir senaryo olmalıydı.
Kamera kullanımıda ve sinematogrofide böyle bir tarz için çok daha farklı ve iyi olmalıydı ama kötüydü. Yani Babun ekibini takip etmesem ilk işiniz derdim, o kadar amatörce.
Biraz sert bir yazı oldu gibi ama hayal kırıklığım daha büyük. Ama yinede büyük bir adımdır, bir sonraki daha iyi olacaktır. Siz en azından farklı birşeyler yapıyorsunuz. Herkes saçma aşk, meşk, incik boncuk filmi yaparken siz böyle bir işe kalkıştınız. Dahada iyi olacak inşallah.
sevgili MADCAN.öncelikle böyle bi işe girebilme cesaretini takdir ediyorum.bunu bi saldırı olarak anlamazsın umarım.türkiyrde bir kısa filme bu kadar emek verilmesi heyecan verici bi olay fakat benim merak ettiğim şey sen bu filmiş yaparken neye güvendin
senaryoya mı yoksa efektleri yapanlara mı yoksa yönetmenliğine mi?? efektlerin en fazla standartlar kadar olcağını zaten sen en baştan beri biliyordun..senaryonun güçşüzlüğünü de sinema tutkunu birisi hemen anlar.yönetmnlik kısmı da zayıf geldi bana.yani bu kadar hevesli tutkulu insanlar biraraya gelmiş ve buna emek vermiş.bu filmdeki güvendiğiniz unsuru gerçekten merak ettim..eminim bir sonraki proje aynı tutkuyla çok daha başarılı olcak.
Tekrar selamlar,
Yine bu iki mesaj arasında yorum yapan herkese teşekkürler. Şimdi biber'in sorusuna cevap olarak yazacaklarım buradaki faydalı eleştirilere bir çeşit teşekkür benim için. Bunları sadece ekibim biliyor ve dışarıya duyurmuyorduk ancak buradaki samimi havadan ötürü yazmakta bir sakınca görmüyorum.
Öncelikle bir şeyi açıklığa kavuşturmam lazım. Filmi ne ben ne de ekipteki insanlar başarısız bulmuyoruz, tam tersine çok ciddi şekilde başarılı bulduğumuzu söyleyebilirim. Nasıl yani diyeceksiniz belki, o zaman ekipte tuttuğumuz sırrı açıklayabilirim. Bu film bir "kurtarılmış film". İki günlük berbat çekimlerden sonra çöpe atılması gereken görüntülerden ortaya çıkarıldı Hakimiyet. Yöneltilen bütün eleştiriler bununla ilgili çünkü aslında ne izlediğiniz senaryo aslında yazılmış olan senaryo, ne gördüğünüz planlar aslında storyboard'a çizilmiş olan planlar, ne de oyunculuklar aslında olacak olan oyunculuklar. Neredeyse tamamı sette kurtarılmış olan bir film gördüğünüz.
Bu noktada biberin sorusuna cevabım çıkıyor. Şahsen senaryoma da, yönetimime de güveniyordum ancak en önemlisi ekibime güveniyordum (kendimle ilgili güvenmediğim tek konu oyuncu yönetimim, bu konuda gerçekten çok kötüyüm ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum). Eğer her şey yolunda gitseydi çok farklı bir film izleyecektiniz. Fakat ben ve ekibimle ilgili bir sorun değildi bu planlarımızı bozan. İki günlük çekim planımız vardı ve çekim mekanını iki günlük ayarlayabilmiştik. Cumartesi sabahı 10da başlayacak olan çekim pazar akşamı 7de bitecekti. Böylesine büyük bir prodüksiyonda çekim öncesinde her şey dakika dakika planlanır, bizde de her şey bu plana göre ayarlandı, tüm çekim planları buna göre yapıldı ve yapılan plana göre istediğimiz gibi çalışmak için fazla fazla zamanımız vardı.
Ancak bizim ekibimiz dışından bize yardımcı olan bir ekip olan makyaj ekibi ne yazık ki aksini çekimden önce bildirmediği halde makyajı zamanında yetiştiremedi. Her açıdan samimi bir şekilde bize yardımcı olmak için hiçbir kar gözetmeden ciddi zaman ve para harcamış bir ekip kendileri ancak ne yazık ki cumartesi sabah 10da orada olması gereken makyaj pazar günü akşam bitebildi. Tahmin ediyorum ilk kez kullandıkları bir malzemeyle ilgili sorun yaşadılar, bekledikleri zamanlamayı tutturamadılar. Tahmin ediyorum çünkü o gerilimli çekimden sonra ilişkilerimiz biraz zedelendi ve bu konuyu konuşmadık.
Dikkat ederseniz Özge ve Şevket'in aynı kadrajda Özge'nin yüzünün göründüğü hiçbir plan yok, çünkü hepsini orada çekim planından atmak ve doğaçlama planlar uydurmak zorunda kaldım, Özge'nin makyajını bekleseydim çekim yetişmeyecekti yoksa. Şevket'in yanındaki polis'in ağzına bir diken giriyor, ancak nereden giriyor o diken? Bunu bile göremeyecek şekilde kırpıldı sahneler. Özge filmin sonunda Şevket'in üzerine yürürken bambaşka cümleler söylüyordu ve planlar farklıydı, yüzünü de görüyorduk. Fakat yine orada kurtarma amaçlı başka bir arkadaşın oyunculuğuyla çekildi o sahneler. Makyaj pazar günü bittiğinde Özge'nin sette sadece 10 dakikası kalmıştı, o aceleyle yüzünün göründüğü diyaloglarının bir kısmını aldık ve bir kısmını yine sette doğaçlama kırpmak zorunda kaldım. Kimilerine onun oyunculuğunun zayıf gelmesi de bu yüzden, ancak bana göre o 10 dakika içerisinde olabilecek en iyi performansı çıkarttı (kendisini yönetemedim bile, kendi kendisini yönetti).
Bunlar genel hatlarıyla filme gelen eleştirilerin kaynağı. Neredeyse doğaçlama ve post prodüksiyonda kurtarılmış bir film gördüğünüz. Bu yüzden de gelen eleştirilerin pek çoğunu doğru buluyorum, ancak o hataların olmasındaki sebep doğrudan bizden kopuk bir konu olduğu için de içim rahat. Filmin plana uygun kalan tek kısmı olan post prodüksiyonun da en çok övgü alan kısmı olması ve standart izleyicilerin genel olarak iyi yorum yaptığı bir film ortaya koymak benim için bu filmi başarılı görmeme neden. Bir dahaki projenin bundan on kat daha iyi olabileceğini bilmem de yine bu yüzden.
Mümkün olduğunca samimi bir açıklama yapmaya çalıştım. Umarım açıklayıcı olmuşumdur.
cevabın için teşekkürler.üzüldüm gerçekten.yeni çalışmaların umarım bu şekilde zorluklar içinde olmaz
bir çoğumuzun karşılaştığı bir sorun olmuş geçmiş olsun yine de gayet güzel bir iş çıkmış
genelde görüntü yönetmeninin ya da ışıkçının seti hazır etmesi uzun zaman alır ve çekimler aksardı uzardı bir de makyaj girince işin içine zaman tam bir problem olmuş.Geçmiş olsun kısa filmin çekilmez dertleri bunlar profesyonel işolsa altı üstü çekim bir gün uzardı ama kısa filmde olmuyor şimdilik
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
Bende aksaklıklara üzüldüm, filmi direk mahfetmiş.
Fakat söylemeden edemeyeceğim, tekrardan çekim yapmalıydın, tekrardan toplanıp baştan çekmeyi göze almalıydın. Böyle bir proje, hele hele yapımı uzun süren bir proje böyle heba edilmemeliydi. Milleti tekrardan sete sokmak zordur tabiki ama bunu yapmalıydın.
Göz göre göre batacak bir projeyi kurtarmaya çalışmak zor ve üzücü birşey, böyle önemli bir proje için ise gereksiz birşey.
Emeklerinize yazık olmuş resmen.
Elbette elimizde imkan olsaydı tekrar çekim yapabilirdim ancak böyle bir şeyi söylemesi yapmasından çok çok hem de çok daha kolay biliyorsunuz mutlaka 🙂
Yani orada tamamı aylar öncesinden günü gününe ayarlanmış onlarca insanı bir araya getirmek değil tek sorun; mekana kirası ayrı, ışığın bizim boyumuzu aşan kirası ayrı, sette yapılan harcamaları ayrı. Çekimden cepte nasıl ödeneceği belirsiz borçlarla çıkmışken tekrar çekimi düşünmek mümkün değil.
Ki zaten projenin battığını da emeklerimize yazık olduğunu da düşünmüyorum. Çıkan işten de, bu iş sırasında her konuda öğrendiklerimizden de, bu işin bize profesyonel sektörden getirdiklerinden de çok memnunum. Fakat bana kalırsa en büyük hatamız filmi çıkmadan önce duyurmak oldu. Aslında her ne kadar duyurmamız burası dahil 1-2 forumla sınırlı da olsa bir şekilde dilden dile yayılıp önceden beklenti uyandırması dezavantaj oldu. Sanırım bu beklentiyi de filmle ilgili bütçe ya da kadro ya da benzeri prodüksiyon bilgileri oluşturdu. Netekim genelde gözlemlediğim kadarıyla filmi bir şey beklemeden, önbilgisiz izleyenlerin yorumlarıyla bir beklentiyle izleyenlerin yorumları arasında çok ciddi farklar var. Neredeyse sosyoloji tezi yazabilecek kadar çok forum ve yorum incelemiş birisi olarak bunu paylaşabiliyorum 🙂
Filmi ilk kez duyanların büyük çoğunluğu izlediklerinde başarılı buluyorlar, ülkede bu tarz bir örnek daha olmaması düşüncesi kafalarında izledikleri anda canlanıyor ve buna göre yorum yapabiliyorlar. Bir şekilde filmi bekleyenlerde ise ters tepki yaratıyor bu konu. Türkiye'de benzeri yapılmamış bir film olduğuna dair o seyircinin kafasında kurmuş olduğu belli bir beklenti var ve bu beklenti tamamen kişinin hayalgücü ile sınırlı. Zamanı geldiğinde o beklentiyi yenmek film ne kalitede olursa olsun bence pek mümkün değil.
Kısacası şu filmle ilgili neyi baştan yapardın deseniz birincisi makyaj ekibinin işini yetiştirmesini sağlardım ikincisi ise filmi ilk kez nete koyduğumuz gün duyururdum. Şimdi izleyenlerin yüzde ellisi beğeniyorsa o zaman 70e 80e çıkardı (ama asla 100 olmaz tabi, öyle bir film yok 🙂 )
yok yok yinede güzel film. Ama bunun tipinde yapılan fanfilmler var sanırım Star Wars gibi hatta O filmden sonra iki ekibe ayrılıp İzmir FaN Film Sonun Başlangıcı adlı filmi yapıyor. Diğer tarafta kendi fan filmlerini ama yine Star Wars olarak tabi...
Star Wars Fan filmleri ile Hakimiyet filmi gerçekten efekt olarak Türkiye'deki en iyi örnekler. Ama starwars fanfilmleri saymazsak Hakimiyet kısa film alanında tek...(efektel olarak)