aynen öyle. hepbirlikte yapıcaz bunu inşallah 😀
aynen öyle. hepbirlikte yapıcaz bunu inşallah 😀
inşallah..ben de ders çalışmaya başlayım artık 🙂
onucuncu de senaryo yağdıracaktı siteye bak aklıma geldi şimdi, ule siteyi açmasamıydım ki ales bitene kadar, aklıma takılıyor yahu 😀
neyse açmamış sayayım kandırayım kendimi 😀
bizim film senaryodan bayağı bi şaştı gerçi ama olsun son halini bulamadık 😀
olsun abi neticede her film senaryodan başka bi şey oluyor, onu görmek için bile faydalı bu tarz bi paylaşım bence...bir de filmlerin daha sonradan yayınlanan senaryoları filme göre tekrardan yazılıyormuş, onlar kötü işte bence, ilk senaryo en iyisidir 😀
Filmi izledim başta 20 dakika olduğunu görünce kaygılandım biraz aslında bi 5 dakika daha kısa tutulabilirmiş sanki.. Renk konusunda bazı yerler iyi olsa da özellikle bir sahnede temperature değeri çok soğuk yani aşırı mavi olmuş pek hoşuma gitmedi açıkcası. En büyük eksik bence sesti, kısa filmlerde dublaj kesinlikle olmamalı gerçekten dublaj yapılmış filmleri izleyince midem bulanmıyor değil... Onun dışında gayet güzeldi 1-2 sene öncesine kadar gitarist olmak istediğim için başlığı görünce direk daldım zaten 😀 Ama emek verildiği belli oluyor elinize emeğinize sağlık ileride çok daha iyilerini çekeceğinize inanıyorum. Senaryo ise vasat olmaktan 2 tık daha iyiydi. Daha tek bir film çekmiş biri olarak eleştirmek belki bana düşmezdi ancak aklımdan geçenleri söylemek istedim. Tekrar emeğinize sağlık...
İlk kısa filmim Umutsuz;
http://www.filmfabrikasi.com/forum/filminizi-paylasin/umutsuz-kisa-film-t15545.html" onclick="window.open(this.href);return false;
film aslında 60 küsür dakika tuttu biz 20 dakikaya zorla indirdik, bazı sahnelerde klip havası var, diyaloglar kesilmiş özellikle. Herkese hitap eden bir film değil dediğin gibi. Biz atacak sahne bulamadık daha fazla kısaltamadık yani, tonlar filmin havasına ve atmosferine göre seçildi soğuk olsun diye uğraştık özellikle, Dublaja mecbur kaldık çünkü ses kayıt aletimiz yoktu o zamanlar. Çok şey öğrendik bu filmden ve özgün bir film ile başladık film çekmeye diye düşünüyoruz. teşekkürler yorumun için önderkul.
İlk film çok önemli zaten eminim Onur Ünlü bile ilk filminde çok büyük hatalar yapmıştır ama önemli olan bu hataları görüp diğer filmlerde en aza indirmek. Bu tarz forumlarda filmi paylaşarak yorumlar sonucu hareket edilmesi de önemli bir diğer unsur bizim göremediğimiz bir çok şeyi diğer arkadaşlar görüyor bizde hatalarımızı minimuma indiriyoruz elimizden geldiğince...
İlk kısa filmim Umutsuz;
http://www.filmfabrikasi.com/forum/filminizi-paylasin/umutsuz-kisa-film-t15545.html" onclick="window.open(this.href);return false;
Ben ilk filmimi, çevrede çekim yapacak imkanım olmadığı için, animasyon ile yaptım. ilklerin ne kadar zorlu olduğunu bilirim, ben de senaryodan şaştım, çünkü animasyon olunca, birçok sahneyi törpülemek zorunda kaldım, ne duyguyu anca, mesajı tek karede saklayan sahnelerde gösterebilmiştim.
İlk filminiz, bence oldukça başarılı, şahsen aynı anlatımı sekiz dakika da yapmak mümkün, açıkçası ben bazı sahneler de daha kaç dakika kalmış diye baktığım oldu. Üzerine alınma, iyi yapılmış filmlerde de yaptığım oluyor, bu filmin o sahnelerinde heyecan düştüğünü gösteriyor, ya da bana sonrasını izlemem için vaat vermediğini gösteriyor.
Biliyorsunuz ki, bir film önceden tahmin edilebilirse, o film için çok kötü birşeydir, hatta izlenmeden kapatılmasına sebep olur, gerçeklikten sapmakta mantık boşluğu bırakacatır, bu çok tavsiye edilecek şeylerden değildir.
Demek istediğim, lanet meselesinin açılması, filmin ortalarına alınabilirdi. Çünkü, bir gitaristin, mücizevi birşekilde nasıl müzik yaptığıyla şaşkın olacaktık ve cevap aramaya başlayacaktık.
Müzikten para kazanmasını bir ihtiyaca bağlayabilirdin, sevgilisi bir sahnede çıkıyor ve sonra adam yalnızı oynuyor.
Yani sayılacak daha çok şey var, umarım kırıcı ve kıskanç bir dil kullanmıyorumdur, çünkü yorumu kişi yaptığı şeyi, diğer insanların üzerindeki etkisini göstersin diye yazıyorum. Bu konuda biliyorsun ki, bir hiçbirşey bilmeyen insanın yorumu bile önemlidir.
Çekim için söyleyeceklerim,
Her çekimi senaryo da belirtmişsin, ben hiç öyle bir yol kullanmam, çünkü çekim yapmadan önce ortaya ne çıkacağını asla kestiremezsiniz, ortamın içine girmediğiniz sürece ölçüyü asla tutturamazsınız. Bu yüzden senaryoda olayların akışında, görmek istediğiniz partları yazıp, çekimi oyunculuğu çekim anına bıraksaydınız. Ben plan kurma taraftarı değilim, senaryo da kurguyu yazma taraftarı da değilim. Çünkü plan,çekim anındaki güzelliği farketmenizi engelleyebilir.
Bir dahaki çok daha iyi olacaktır ve olabildiğince zamanı dar tut, çünkü uzun sahne senin için anlamlı olabilir, ama bu işin yüzde 99 seyircidir, onlar sıkılacaktır. Film için bir diyalog yazdığında, bunu yazmasam da anlam bozulur mu diye hesap et, süreyi uzatmaktan kaçın, flashbacklerden kaçın. Film çok karanlıktı.
Saygılar.
Dedklerinde haklısın, izleyip yorum yaptığın için teşekkür ederim. Bazı sahnelerden vazgeçemedik, çıkaramadık, çıkarırsak olmayacağını düşündük. Diyalog çok azdı zaten. Göstermeye çalıştık her şeyi. Çekim senaryosunu kafamızdakini kağıda dökmek amaçlı yaptık, ki ona rağmen şartlara göre değişti çekimler. Ayrıntılı yazmadığımız zaman o anda düşünmek zorunda kalıyoruz, oyuncular ve ekip ne yapacağını bilmediklerinden bir kaos oluşuyor. O yüzden bırakın çekim senaryosunu, keşke storyboard da olsaydı. Herşey hazır olduğunda işi değiştirmek kolay olur diye düşünüyorum.
dostum ben bu filmi 60 dakika nasıl çekebildin ona takıldım. 60 dakika. tamam fazla fazla çektik tüm çekimler 60 dakikaydı montajda 20 dakika kurguladık desen neyse de, filmin kurgulanmış hali önce 60 dakikaydı sonra 20 dakikaya düşürdük dediğinde hat karıştı bende. bu konuyu 60 dakika nasıl çektiniz yahu?
dostum ben bu filmi 60 dakika nasıl çekebildin ona takıldım. 60 dakika. tamam fazla fazla çektik tüm çekimler 60 dakikaydı montajda 20 dakika kurguladık desen neyse de, filmin kurgulanmış hali önce 60 dakikaydı sonra 20 dakikaya düşürdük dediğinde hat karıştı bende. bu konuyu 60 dakika nasıl çektiniz yahu?
o müzikle anlatılan kısımlarda da diyaloglar vardı. Biz zaman hesabını yapamadık, aklımızdaki her şeyi baya baya anlatalım diye uğraştık, halbuki gerek yoktu çoğuna, sonra kısaltalım dedik, zaten dublaja almamız gereken bazı kişiler gelmedi, sonra da tamamen kestik o kısımları müzik yaptık, anlatmaya çalıştık. Atıf Yılmaz'ın bir filmi varmış benzer bir konu uzun metraj. Gitarist i çektikten sonra öğrendik byle bir filmin olduğunu filmin adı "arkadaşım şeytan" benzer bir konu fakat bence gerçekten harika bir film "arkadaşım şeytan"
uzunla kısa arasında gittik geldik diyorsun yani. aslına bakarsan konu uzun konusu olabilir. ama kısa anlatımı ile uzuna kayarsan iş sabır taşı çatlatan bir şey olacaktır burası aşikar, sizinki de öyle olmuş anladığım kadarı ile. filmin genel ambiansı iyiydi ama bir yerde kendinizle çelişmişsiniz, hem müziğin maddi ve egoist bir meta olmadığını vurgulamışsınız, hem de bunu tetikleyen olguya 'lanet' yakıştırması yapmışsınız.
o kişi için lanet olabilir. Eğer gitarist maddi ve egoist düşüncelere girmemiş olsaydı, bunların hiçbirisi olmazdı belkide. Buradaki lanet, bir piramide girip oradan mumyanın bilekliğini çaldığında başına musallat olan lanet gibi. Eğer çalmasaydı bileziği sorun olmazdı. Zaten bu şapkalı arkadaş da izliyor ilk önce, kime satarım bu laneti diyerekten. Aslında konumuz güzeldi de, biz daha güzel anlatabilemedik diye düşünüyorum. esinlenme vs yok özgün birşeyler yapalım dedik. Neyse ikinci filmimizi de çektik adı "iz" o tam tammına 3 dakika 30 saniye 😀 çok şey anlattığına inanıyoruz. Kurgusunu yapıyoruz şu sıralar 4-5 gün içinde forumda tartışırız onu da. Gitarist bizim bütün amatörlüğümüzle giriştiğimiz ve altından kalkmak ile kalkmamak arasında kaldığımız bir proje oldu. Görüntü yönetimi bence iyi, senaryo orta, oyunculuk yer yer parçalı bulutlu, bazı yerler eh. onun dışında kötünün iyisi oldu ama beklediğimizi vermedi ama elimizden geleni yaptık gerçekten... Tecrübe oldu o bize kar 🙂
yok canım, tecrübe - deneme filminden çok daha öte bir iş var ortada orası kesin. diyalogları saymazsak tabi. lanet dediğinde insanın aklına ister istemez 'illet' gibi bir şey geliyor ve burada lanet kelimesi ciddi manada sırıtıyor zira sizin bu lanet, genci müziğin ruhuna aykırı davranmaktan alıkoyuyor ve lanetten ziyade iyiye sevkeden bir aktivite oluyor, hal böyle olunca da "nasıl bir lanet yahu bu" dedirtiyor 🙂 lanetten ziyade görevi devretmek gibi bir olgu var aslında.
ben kısanın illaki kısa olması gerektiğini düşünenlerden değilim. kısa film mutlaka kısa olacak, olayı şak diye anlatacak diye bir şart yok. filmi yapanın kişisel tercihine kalmış bir şey bu. eğer sıkmamayı becerebiliyorsan kısan uzunca da olabilir örnekleri bolca mevcut. kısaya metaforları dayayıp anaforda boğarak izleyiciyi anlamamakla suçlamadıktan, sahneleri uzattıkça uzatıp "ha ebenin" dedirtmedikten sonra dakikaları saymanın gereği yok.
Film genel anlamıyla güzel ama sesler ne yazık ki kötü olmuş. Gerçek dışı, dalga olmayan bir yerde dalga sesi geliyor. Açık bir alanda seste reverb olmaz ama konuşmalarda reverb var. Umarım sesleri kendine sound engineer diyen biri yapmamıştır. 🙂
Ses hakkında daha profesyonal bir yardım almak isterseniz, yardımcı olurum...