Hocam ortaya sağlam bir iş çıkacağa benziyor merakla beklemekteyim (: Kolay gelsin ..

son bir sahnemiz kaldı, samsunda havalar bir türlü düzelmediği için çekemiyoruz arkadaş. O sahne bitmeden dublaja da başlayamıyoruz. Ne biçim memleket burası anlamadım yaw. iki haftayı geçti güneş göremedik iyimi... sürekli bulut var sürekli yağmur var hep hava kapalı... Montajı çekilecek son sahne hariç bitirdik sayılır. ses kayıtlarına gireceğiz ama son sahneyi çekemediğimiz için giremiyoruz. Taksit taksit iş yapmayalım diye.
En iyi verimi almak için uğraşıyoruz ekip olarak. Umarım emeklerimiz boşa çıkmaz izlerken filmi istediğimiz duyguları yakalarız.
Destek olan tüm arkadaşlara teşekkür ederim 🙂

https://www.youtube.com/watch?feature=p ... x1-u72YhB8

ilker abi kızar mı ki?

Filmimizi ve kullanılan ekipmanları birinci başlıkta paylaştım arkadaşlar. İyi seyirler. Yorumlarınızı esirgemeyin. 🙂

her açıdan hoş bir film olmuş,iyi ki gitarist değilmişim hissi doğurdu 🙂 konunun esrarengiz olması güzeldi,ne olacak ne olacak acaba diye bekletiyor insanı,izleyici olarak en çok dikkat ettiğim nokta budur benim bir kısa filmi izlerken;temiz ve her açıdan uğraşılmış bir film olduğu açık,ellerinize sağlık nice başka kısa filmlere 🙂 cümleten 🙂

İlk sahnede devamlılık hatası peydah olmuş, elinde zincir sallarken arkaplanda ekranın 3te 2sinde gökyüzü görülüyor. Halbuki arkaplanda komple yani 3te 3ünde, dağların ve ağaçların olması lazımdı, çünkü genelden kadrajı gördüğümüzde oyuncunun yürüdüğü o alanda dağlar ve ağaçlar var. Büyük ihtimal bu ayrıntı planı sahneyi çektikten sonra genel planı aldığınız noktadan aldınız, o yüzden böyle algı kargaşasına sebep olacak devamlılık hatası meydana geldi 🙂

Filmin renkleri bana uyumsuz geldi. Bazı sahnelerde çok sıcak tonlar kullanılırken çoğu sahnede soğuk tonlar kullanılmış. Flashbackte sepya, bazı yerlerde siyah beyaz kullanılmış, bence bu çok rahatsız edici. Sinema perdesinde izleseydim gözlerimi yorardı bu kadar çok renk değişikliği, hatta başağrısı bile yapar çünkü bu kadar çok görsel değişim beyni yoruyor 🙂

Çoğu hollywood filminde tek renk filtresi yani bilinen adıyla color correction tercih ediliyor, günümüzde bu tanım anlamından farklı amaçlarla kullanılıyor, neyse konumuz o değil.

Örnek vermek gerekirse Matrix'in rengi yeşile çalıyor, iç mekan dış mekan farketmiyor, sahneleri tasarlarken bunu hesap ederek tasarlamışlar, mesela kapılar çoğu filmde sarı ya da kahverengi ahşaptan olur ama Matrix'te yeşil kapılar ve yeşil aksesuvarlar tercih edilmiş, Neo'nun düşürdüğü vazoya, kahinin duvarlarına kadar. Peki bunlar tesadüf mü? Değil tabiki. Bu, sıkı bi ön hazırlığın ve sanat ekibinin özverili çalışmasının sonucu.

Terminatör 2 filmi mesela, gündüz sahnelerinde sarı tonlar ağırlıklı olarak kullanılmış(çekimler bu renk hesap edilerek yapılmış, yani altın saatlerde, bu kanıya filmi izleyerek vardım), gece sahnelerindeyse tonlar maviye çalıyordu. Hatta afişteki Arnold'un portresinde bile bu soğuk ayışığı mavisi tonları kullanılmıştı, ayrıca bu ton bu karakterin sosyolojik konumunu seyirciye vermekte, dsiplinli, robot, duygusuz vs gibi. Yani renkler gelişigüzel belirlenmemiş.

Mesela 3 sene önce bi virüsün yayılmasını konu alan bi film izledim, renk dokusu full kırmızıdan oluşuyodu, iç dış mekan farketmiyor dayamışlar kırmızıyı. Dramatik yapıya hizmet ediyodu bu renk, virüsün rengini, kanı, hastalığı temsil ediyordu falan ama filmin tamamını izlemedim 25. dk'da kapattım, senaryosu çok kötüydü çünkü.

Yani demek istediğim filmin dokusu standart olur, sizin filmdeki gibi gelişigüzel ve bolca çeşitlendirmek abes kaçıyor. Siz bu filmde iç mekanlarda belli bi ton, mesela sarı kullansaydınız, dış mekanlarda mavi kullansaydınız daha iyi olurdu bence. Flashback'e geçişiyse sesle yapardınız şu "fuşşş" sesiyle 🙂

Görüntü yönetimi çok iyiydi, çoğu kadrajıda beğendim, tebrik ederim. Kurgu için aynısını söyleyemem, ben olsaydım en az 2 dk daha kısalırdı bu film. Bazı kurgu hataları yakaladım, istersen filmi yeniden izleyerek bu hataların saniyelerini sebepleriyle beraber yazarım.

Seslerde harici kayıt cihazı kullanmanıza rağmen tutarsızlıklara rastladım. Gerçi şu anki hoparlör patlak ve 2003'ten kalma. Hoparlörüm eski bile olsa farkettimki, arkaplan sesleri planlar arası geçişlerde büyük sorun teşkil etmiş. İşte bunun için ses tasarımcısıyla çalışmak lazım, dijital ortamda tüm sesin yeniden tasarlanması, dizayn edilmesi gerekirdi. Galiba sen kendin yaptın sesleride, çok çok kötü değil ama çok iyide değil. Derecelendirmem gerekse iyiden bir tık altta diyebilirim. Bu iyi'nin üstünde çok iyi ve çok çok iyi'de var. Uç bi örnek olacak ama mesela ben Matrix'in stereo versiyonunu torrentten indirdim 2 sene evvel, baştan sona stereo kulaklıkla izledim. Adamlar kusursuz bi ses işçiliği çıkarmışlar. Onun derecesi çok çok iyi'ydi misal 🙂

Işık işini iç mekanlarda iyi kotarmışsın tebrikler(çek okutma sahnesinde duvar köşegenindeki gölgeler gözüme battı, ışığı tepeden vurup alttan reflektör tutarak köşegenin altındaki çokgen gölgeleri yok edebilirdin ama görmezden geliyorum onu 🙂 ) Keşke dış mekan çekimlerini altın saatlerde yapsaydın. O zaman daha güzel görsel sonuçlar elde edebilirdin bence.

Müzikler çok iyiydi tebrikler. Çok beğendim hakkaten.

Senaryoya gelecek olursak, çok iyi değil, çokta kötü değil ama hani iyi de değildi 🙂 Fikir orjinaldi beğendim, lakin senaryoya iyi yedirilememiş gibi geldi bana, şahsi görüşümdür.

Türk filmlerinde yabancı kökenli kelimelerin kullanılması çok ama çok itici geliyor bana. Misal "lanet" 🙂 Ben olsaydım "bela" diye bahsederdim ondan, ya da Türkçe'mize daha uygun bi tanımlama kullanmaya çalışırdım, nihayetinde filmin anadili Türkçe.

Neyse lafı fazla uzattım, sözün özü filmi beğendim ben ama senaryo ve ses daha iyi olabilirdi. Senaryo hakkında detaylı konuşmamız için filmi yeniden izlemem lazım, şu an kafam çok dolu, kaçırdığım noktalar olabilir.

İlker, dostum, böyle uzun yorum yazdığım için kusura bakma, yardımı olacağını düşünerekten yazdım tüm bunları. İlerde iyi işler başaracağına eminim.

filmi ofiste izleyemiyorum ama eve gidince ilk işim bu olacak.
morpheus'un eleştirileri de çok kıymetli, teşekkürler 🙂

Nacizhane birkaç yorumum/tespitim olacak:

Artıları
- Renkler gayet iyi ( Fakat Morpheus'a katılıyorum. Tek ton olsa daha iyi olabilirdi)
- Gitaristi oynayan arkadaşımızın oyunculuğu bazı kısımlar hariç iyi
- Kadrajlar gayet düzgün
- Müzikler gayet iyi ki bu konudaki hassaasiyetini bilen birisi olarak müzikleri gayet iyi buldum.

Eksileri
- Dublaj kesinlikle 🙂 dublajı hiç sevmedim hiçte sevemeyeceğim. Umarım bir gün dublaj kullanmak zorunda kalmam
- Yanlış görmüş olabilirim ama gitarist arkadaşın telefonla konuştuğu sahnede sanki netlik kaçtı bir süre
- Gitarist ile konuştuğun sahnede şapkanın golgesi gitaristin yüzünü kapatmış
- Filmin süresi de bir dezavantaj gibi. Biraz daha kısa olabilirdi.

Özetlemem gerekirse ben filmi beğendim. Eline emeğinize sağlık. Takipteyim.

Morpheus yaz abi sen daha uzun yaz 🙂 okuyorum hepsini ve katılıyorum dediklerine.

Film bittikten sonra senaryoya göre tüm sahneleri montaja dahil ettiğimizde 60 dakikayı buldu. Kestik biçtik, replikleri de çıkardık bu kadar indirebildik açıkçası.
Renkleri çok düşündük çok araştırdık. Siyah beyaz yapmayı bile düşündük... Özellikle burada renk denemelerini paylaşmıştım fikir almak için. Yalnız gelişigüzel yapmadık hiçbirşeyi 🙂 Heykelinden sokak müzisyenine, renklerden odanın dekoruna kadar. Yani kafa göz dalmadık hiçbir şeye onu belirtmek istiyorum. Üzerine düşünülecek bazı şeyler koymaya çalıştık ve bağlantılar kurmak istedik bazı nesneler ve kadrajlar aracılığı ile.

Yeni projelerimiz var, elimizde 4 tane daha senaryomuz var sürekli yeni fikirler geliyor aklımıza yazıyoruz çiziyoruz. Ama bu film bize o kadar çok şey öğretti ki...
Yeni projelerimiz de bunun gibi içinde fantastik, gerçek dışı öğeler barındırıyor. daha kısa, 5 10 dk civarı olacak filmler genelde. Başlamayı düşünüyoruz yakında, bu filmden edindiğimiz tecrübeler ve değerli abilerimizden hocalarımızdan aldığımız bilgiler, tavsiyeler ve yorumların ışığında.
Ses konusunda haklısın, ben de beğenmedim aslında, kayıt aletini film bittikten sonra alınca sesleri de sonradan kaydetmek zorunda kaldık 🙂
Müzikler için teşekkür ederim daha güzellerini besteleriz inşallah 🙂

Gitaristi oynayan arkadaş tiyatrocu ve kamera önü oyunculuğu eğitimi alıyor. İnişli çıkışlı bir performansı vardı bencede, zaten o da forumda, gelip okuyacak dikkate alacaktır dediklerinizi. Mimiklerine hakim olamıyor adam bir türlü 🙂

Yorum yapan ve yapacak olan tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.

Gitaristi öğlen arası izledim, bir iki defa daha izleme ihtiyacı hissettim bitince 🙂
hikayeyi bildiğim halde zevkle izledim, bu ilk kısa filmin hayırlı olsun arkadaşım 🙂
İlkersn arkadaşımız bu iş için çokca uğraştı, emek verdi öncelikle bu emeğine sağlık 🙂
bu kısa film bence çok iyi ama çok daha iyi işler bekliyorum senden ilker, hikayelerini çekmeye devam et göreceğiz onları da 🙂

özel teşekkürlerde de adımın geçmesine çok memnun oldum 🙂 zaten az daha bitmese samsuna geliyordum 😀

Gitaristi oynayan arkadaş tiyatrocu ve kamera önü oyunculuğu eğitimi alıyor. İnişli çıkışlı bir performansı vardı bencede, zaten o da forumda, gelip okuyacak dikkate alacaktır dediklerinizi. Mimiklerine hakim olamıyor adam bir türlü 🙂

Yorum yapan ve yapacak olan tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.

Tiyatrocu demeyelim, atıldım zaten. 1,5 hafta sonra daha tiyatroyla ilgilenmeyeli 2 yıl olacak. Kamera oyunculuğu eğitimine filmden sonra başladım zaten. Son sahne de yeni başlamıştım galiba. Mimiklere hakim olamamak evet çok doğru 🙂 Kendi insiyatifimde değil sanırdım fakat kullanmamayı da öğrendim bi şekilde. İniş çıkışın sebebi benim aptallığım tamamen. Sahildeki sahne olsun, fa notasının gittiği sahne olsun sorunlu zamanlarıma denk gelmişti. Hatta filmin sonuna yaklaştığımızda ilker abiye iyi ki komedi çekmiyoruz yoksa hiç oynayamam demiştim, bu moralle. Benim çıkardığım en büyük ders, moralim bozuk olduğunda kafamdakilerle beraber oynamamdan kaynaklanıyor. Gitarın yere düştüğü sahnede kafam boş mevzularla doluydu. ilker abiyle devamlılık hakkında tartışıyorduk sonra yanlışlıkla gitara ayağım çarpmıştı bana bağırdı falan derken gaza gelip oynadım. İlker abinin en beğendiği sahne oldu da affettirdik kendimizi. En büyük dersten bahsederken, eğer ciddi performans gerektirecek sahneye hazırlanılacaksa kafadakileri kayıt komutunu almadan dışarıda bırakmak. Onu beceremedim ben. İlker abi iyi biliyor zaten yaptığım manyaklıklardan ötürü kendi kendimi buhrana sürüklüyorum. Yoksa ilker abinin yönetmesinden o kadar memnunum ki, oyunculuk kısmında yapılan bütün hatalar tamamen kendi aptallığıma aittir. Eleştiriler gerçekten güzel, işin derin kısmını anlamıyorum fakat yüzeysel olarak ilker abinin de çıkarımlarda bulunacağı yorumlar gelmiş. Daha fazla gelir umarım. Galiba forumun en genç üyesiyim. Tek tesellim de budur zaten, ilker abi de öyle der. Daha yaşım 18 yolun çok başındayızdır da zaman daha fazla geçmeden hatalarımızı tamamlarız inşallah.

Herkes çok sağolsun. Allah hepimizin yolunu açık etsin.

Aylardır süren bir çalışma sonunda son buldu gözün aydın ilker abi 🙂 Bir gün forumda bir konu açmıştım makina almaya karar verdiğim sıra ilkersn isimli bir üye canon 600d almamı tavsiye etmişti kendiside onu kullanıyormuş.Bende canon 600d aldım ve o günden beri kamera kullanımından ışığa sesten color correctiona aklıma takılan en ufak şeyi kendisine danışıyorum.O da sağolsun abilik yapıyor bana her şeyi ayrıntılarıyla cevaplıyor.Onda olan ekipmanların aynılarını alıp film çekebilmek için minimum ekipmanları tamamlıyorum.Bu sebeplerden dolayı gitarist filmini vizyona girecek filmleri beklemediğim kadar sabırsızlıkla bekledim bu ekipmanlarla bu kitaplardan gelen bilgilerle nasıl bir iş çıkacak diye düşünüyordum.İleride yapabileceğim bir iş olarak görüyordum.Filmi izleyince baya mutlu oldum.Keyifle izledim.Ufak tefek sorunlar var tabiki yukarıda arkadaşlarda uzun uzun bahsetmiş.Ama genel olarak keyif verici bir film olmuş.Türkiyede bu işlerin memleketi İstanbul biz İzmirde bile çok zorlanıyoruz.Adamlar Samsunda böyle bir iş çıkardı bunuda hesaba katmak lazım bence.Başarılarınızın devamını dilerim 🙂

Aylardır süren bir çalışma sonunda son buldu gözün aydın ilker abi 🙂 Bir gün forumda bir konu açmıştım makina almaya karar verdiğim sıra ilkersn isimli bir üye canon 600d almamı tavsiye etmişti kendiside onu kullanıyormuş.Bende canon 600d aldım ve o günden beri kamera kullanımından ışığa sesten color correctiona aklıma takılan en ufak şeyi kendisine danışıyorum.O da sağolsun abilik yapıyor bana her şeyi ayrıntılarıyla cevaplıyor.Onda olan ekipmanların aynılarını alıp film çekebilmek için minimum ekipmanları tamamlıyorum.Bu sebeplerden dolayı gitarist filmini vizyona girecek filmleri beklemediğim kadar sabırsızlıkla bekledim bu ekipmanlarla bu kitaplardan gelen bilgilerle nasıl bir iş çıkacak diye düşünüyordum.İleride yapabileceğim bir iş olarak görüyordum.Filmi izleyince baya mutlu oldum.Keyifle izledim.Ufak tefek sorunlar var tabiki yukarıda arkadaşlarda uzun uzun bahsetmiş.Ama genel olarak keyif verici bir film olmuş.Türkiyede bu işlerin memleketi İstanbul biz İzmirde bile çok zorlanıyoruz.Adamlar Samsunda böyle bir iş çıkardı bunuda hesaba katmak lazım bence.Başarılarınızın devamını dilerim 🙂
+1
evet diğer forumdaşlarımızın yorumlarını bekliyoruz filmle ilgili 🙂

Önemli bir vurgu yapmak istiyorum İki kişi yönettik filmi eleştirilerin yönü çoğul olursa sevinirim, Yapamamışsınız çekememişsiniz gibi 😀 Teşekkür ederim arkadaşlar.

Öncelikle elinize sağlık. Zor şartlar altında ve büyük bir azimle bu işe giriştiğiniz ilk saniyesinde bunu gösteriyor. İlk filminiz olduğu için kendi adıma eleştiride bulunmayacağım çünkü bariz noktaları arkadaşlar zaten yorumlarında belirtmiş. (Bir de nedense kendi çabasıyla film çeken arkadaşları eleştirmeyi pek sevmiyorum, yapıcı olmaktansa kırıcı olduğumu hissettiriyor bu benle ilgili, genel bir şey değil) Sadece oyunculuk benimde filme adapte olmamı biraz gölgeledi diyebilirim. Ancak arkadaşın yaşı henüz çok genç bu yüzden oldukça normal, sanıyorum günden güne kendini daha fazla geliştirecek ve oyunculuğa dair içinde yaşadığı sıkıntıları aşacaktır. Müziklere değinmeden geçemeyeceğim, bir başka konuda yazdığım gibi müzikler harikaydı. Umarım yolunuz açık olur ve çekeceğiniz kısa filmlerle uzun yollar alırsınız.