Forum

Fasülye Tarlası
 

Fasülye Tarlası

26 Gönderi
12 Üyeler
0 Reactions
4,838 Görüntüleme
(@tmmchn)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

O abinin ses tonu gerçekten kulağa çok hoş geliyor.İnsanın sürekli dinleyesi geliyor.Çok samimi bir ses melodisi var.Müşfik Kenteri andırdı bana.

Bu dediğinin aynısını kendisine ben de söylemiştim, hayır benzemiyor demişti. Ses tonu beni de çok etkiliyor fakat 2-3 saat dinlenildiği zaman bünyede bir hipnotize etkisi yaratabiliyor, mesela ben çekimlerden sonra tripodu kaybettiğimi farkettim. Nerede bıraktım, nasıl almadım onu bile hatırlamıyorum, neyseki kamerayı kurtardık 🙂

 
Gönderildi : 25/09/2009 1:02 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Musfik Kenter'le bence de alakasi yok. Bu abi apayri.
Bence iyi yetenek.

 
Gönderildi : 25/09/2009 1:10 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Şu videoda yüzünü görene kadar ben sesin tmmchn'a ait olduğunu iddia ediyordum. Benziyorlar ciddi şekilde.

Abinin buradaki performansını yaralayan tek şey devamlı göz ucuyla sana bakması. O gerginliği de atarsa acayip şeyler olacak sanırım. Bu Batman'deki Riddler gibi falan izleyen herkesi hipnotize edip köle yapabileceksiniz.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 25/09/2009 1:55 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Bana sanki ilginç bir şekilde, aslında abi kendini anlatıyor gibi geldi. Bu sahnenin bir öncesi varmış da, aslında yanındaki arkadaş bu konuşan abiye -aslında tarlanın sahibi- toprağın verimli kullanılmasından bahsetmiş; abi de tuhaf bir sessizlik ve reddedişle dinledikten sonra -kendinden kopuş, bütün uyumsuz geçmişinin fasulye tarlasına da yansımasından büyük pişmanlık duyarak- kendi kişiliğinden çıkıp, dinleyen arkadaşın önceki sahnedeki rolüne soyunmuş gibi geldi. Öyle tuhaf ve sakin bir şekilde anlatıyor ki, sanki kendinden bahsediyor. Bravo diyorum, daha ne diyeyim.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 25/09/2009 3:37 pm
(@jupiter)
Gönderi: 0
 

Musfik Kenter'le bence de alakasi yok. Bu abi apayri.
Bence iyi yetenek.
Benzerlik,ses tonu açısından demek istemiştim.O da andırdı yani.Hani çağrışım yaptı.Tabii ki tiplerin alakası yok..Ama hani o kadife bir ses tonu var ya.Hikaye anlatmaya,masal anlatmaya çok uygun bir ses tonu.Dinleyeni alır gider işte öyle bir şey.Yoksa Müşfik Kenter ile bu oyuncunun hiç bir benzerliği yok.Ben ce de oldukça yetenekli biri. 🙂

 
Gönderildi : 26/09/2009 3:52 pm
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

Filimin havada falan kaldığı yok (öf çok fena girdim). Sizlerin de farkettiği gibi bu bir kurmaca değil durum trajedyası (ben uydurdum). Bu iki kişi arasında geçebilecek ve her zaman karşımıza çıkabilecek olağanüstü doğal bir dialog (aslında monolog). Fakat biz bunu bir filmde gördüğümüz zaman bu nasıl anlam yaratmak diyoruz. Çünkü gözümüz .ötümüz başımız her birşeyimiz alışmış bir film başladığında "olayların gelişmesi"ne. Yok arkadaş öyle yağma! Az konuşan karakter aslında bizi simgeliyor. Duygularımıza tercüman oluyor ve aslında biziz. Bizim en yavşak tarafımız. Masada dinliyormuş gibi oturup sonra da sıkıldığını -güyya- belli edip dikkati başka yere çekmek amacı. ama o kadar yaratıcı bile değil! Muhabbetin kimi yerlerinde sıkıldınız ama merak ettiniz değil mi devamını? Kendiniz söylüyorsunuz? Kapatamadık. Niye? En sonunda ne diyor az konuşan? Canım fasulye istedi. Fasülyeci var mı yakınlarda? İşte samimiyetsizliğin, dahası karşısındaki insanı bu derece umursamazken ondan feyz alıp olayı en basit insan modeli seviyesine çeken adam. Işık mışık yalan dolan bunlar, on numara film. Tolga'nın tarzını kendi tarzıma çok yakın bularak kendisini tebrik ediyorum (yakın bulduğumdan değil bu filmi yaptığından) ve çalışmalarının devamını diliyorum...

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 24/10/2009 12:24 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Filimin havada falan kaldığı yok (öf çok fena girdim). Sizlerin de farkettiği gibi bu bir kurmaca değil durum trajedyası (ben uydurdum). Bu iki kişi arasında geçebilecek ve her zaman karşımıza çıkabilecek olağanüstü doğal bir dialog (aslında monolog). Fakat biz bunu bir filmde gördüğümüz zaman bu nasıl anlam yaratmak diyoruz. Çünkü gözümüz .ötümüz başımız her birşeyimiz alışmış bir film başladığında "olayların gelişmesi"ne. Yok arkadaş öyle yağma! Az konuşan karakter aslında bizi simgeliyor. Duygularımıza tercüman oluyor ve aslında biziz. Bizim en yavşak tarafımız. Masada dinliyormuş gibi oturup sonra da sıkıldığını -güyya- belli edip dikkati başka yere çekmek amacı. ama o kadar yaratıcı bile değil! Muhabbetin kimi yerlerinde sıkıldınız ama merak ettiniz değil mi devamını? Kendiniz söylüyorsunuz? Kapatamadık. Niye? En sonunda ne diyor az konuşan? Canım fasulye istedi. Fasülyeci var mı yakınlarda? İşte samimiyetsizliğin, dahası karşısındaki insanı bu derece umursamazken ondan feyz alıp olayı en basit insan modeli seviyesine çeken adam. Işık mışık yalan dolan bunlar, on numara film. Tolga'nın tarzını kendi tarzıma çok yakın bularak kendisini tebrik ediyorum (yakın bulduğumdan değil bu filmi yaptığından) ve çalışmalarının devamını diliyorum...

Erkan bu söylediklerinin hepsini biz de anladık.
Fakat bunları nasıl bir anlam içinde değerlendirmemizi istiyor yönetmen, buna dair bir şey yok filmde.
Bu adam kim, ilişkileri ne, havada olan bu, yoksa içerik değil...

 
Gönderildi : 24/10/2009 12:37 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

Abicim bunların bi önemi yok ki. O adamların kim olduğunu ne yapacaksın. İlişkilerinin ne olduğundan bize ne? Evet çok yukarda kalıyor film (havada değil yukarıda) ama sonuçta bize izletme zevki ve bir "his" veriyorsa geriye kalan şeyler kuru felsefeden öteye gitmiyor işte. Bütün bunları yönetmen bilir; bilmelidir ama biz bilmesek de olur. Bana sorarsan öyle de olmalıdır.

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 24/10/2009 12:58 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Şöyle anlatayım derdimi:

Benim her fırsatta dillendirdiğim üzere en sevdiğim kısa filmlerden biridir mış gibi...
Şimdi o filmdeki dialog sahneleri ile bu filmi bir tutuyorum.
Sen de sanırım kendi sinemamla özdeşleştiriyorum derken benzer bir şeyi kastediyorsun.
Katılıyorum.
Beni benden alan güzel bir monolog vardır bu filmde de...
Fakat senin filmini başka bir boyuta taşıyan, anlamca zenginleştiren bir son sahne daha var.
O karakterlerin çöpçü olması...
Bu bence çok daha güçlendiriyor filmi.
Bu filmde oldukça iyi ve dolu bir monologu güçlendirecek bir şeylerin eksikliği var diyorum.

Yoksa kötü bulmuyorum ve seninle benzer fikirler paylaşıyorum bu filmle ilgili.

 
Gönderildi : 24/10/2009 1:28 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 0
 

Evet aynen öyle kendi sinemama (öyle birşeyim mi var?) yakın bulmamın nedeni budur. Fakat belki de biz çok yukardan konuşuyoruz; yönetmenin bizim düşündüğümüz gibi bir derdi de yoktur. Eğer öyleyse bu film daha da güzel...

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 24/10/2009 2:18 am
(@tmmchn)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Yorumun için teşekkürler Erkan. Güzel moral oldu, mutlu etti. Kezzap, Dude tarafından yapılan filmin daha belirli bir hikaye eksenine oturması gerektiği eleştirilerine ben de katılıyorum. Şu ana kadarki süreçte kısa film yapımında neyi bilmediğimizi bile bilmiyorduk, şimdi neleri bilmediğimizi aşağı yukarı kestirebiliyoruz. Artık biraz daha planlı ve konu etrafına oturan bir şeyler yapmaya çalışacağız.

 
Gönderildi : 27/10/2009 6:48 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: