erkan uzdur 'un çektiği enjeksiyon adlı kısa film'in bu karesinde, daha doğrusu bu fotoğrafın da, anlatılmak istenen nedir? Görsel olarak: Kadın ve adam birbirinden ayrı olarak yan yana oturmuştur. asıl adamın üzerine gölge düşürülmüştür: Asıl kız ise soluk bir güneşte bırakılmıştır. Burada ki Gösterge: Adamın ölmekte olduğunu üzerine düşen gölgeden anlıyoruz ( bunu film süreci boyunca görüyoruz) ve kadının bu hastalıklı güneşten sonra yeni bir hayat kuramayacağını anlıyoruz ( artık toplumun hastalıklı bir parçası olmuştur kadın; Çünkü toplumdan kendini atmaya çalışan hastalıklı bir adamla istemeyerek tesadüfen tanıştı ve üzerindeki güneş, tanıştığı adamın gölgesine denk gelince, oda kendine yeni hayatı enjekte edecek başka bir insanı bulacak, toplum dışına itilmiş kusursuz bi hayatı...) görsel olara burada aralarında gerçek bir bağı göremeyiz: Çünkü kadın üzerine vuran soluk bir güneşte başka tarafa bakar,adam ölümcül bi hölgede başka tarafa bakar ve aralarındaki sessel iletişimi acı bir tren sesi keser....Sonuç: Bu sahne profesyonelce düşünülmüştür: Olması gerektiği gibi... karanlıklarla aydınlıkların agonu gibi... olmicak düşlerin oldurulması gibi... FAtih selçuk...
Çok etkilendim, bravo..

zaten sinamann büyüsüde göstergeleri çözümlemektir. Yaratıcı, yorumlardan sonra, ben ne yapmışımda haberim yokmuş diyebilir. SAnatta: Anlatıcının olduğu kadar da okuyucunun, yani çözümleyicinin yarattığı anlam vardır: Örnek olarak, Melih Cevdet Anday ' a sormuşlar, Mikado'nun Çöpleri adlı oyununuzda, içerden gelen bebek sesi gerçekten var mıydı diye? M.C.A. demişki: Vallahi bilmiyorum:...

kucağındaki bebekle ilgili değil miydi o soru? bebek gerçek mi yoksa oyuncak mı? diye sormuşlardı. çünkü kadının kucağında bir bebek vardı? yanlış hatırlamıyorsam

şimdi bununla ilgili zrvlma derim. burdan bir patlarsam hoş olmaz. Sen sinemana bak yorumlara bak. orda anlat eğriyi doğruyu, sinemanla ilgili evet de hayır de yorumlara yorum yap kendini anlat.

😀 eyvallah..onu da sen anlatmıştın zaten..filmle ilgili yorumlara cevap yazmıyorum... herkes aldığını alır. gördüğünü görür.fakat bir şeyleri bilinçsiz yapmadığımı hatırlatmak isterim set ekibine...teşekkürler yorumların için....

O sahne Erkan'ın buluşudur bu arada. Dinamik odaklama olayı da benim katkım.

:fakat bir şeyleri bilinçsiz yapmadığımı hatırlatmak isterim set ekibine...

❓

Işığı bilinçsiz yaptın demedim ki, önceden planlamadın dedim sadece.

Işığı planladı önceden... Üzerinde bir hayli de düşündü...

Yau baco, hem her şeryi üstüne alınıyosun, bir de beni yanlış anlıyorsun :). Trenin önündeki sahneden bahsediyorum.

sevgili arkadaşlar ısrarla yapılan yorumlara cevap vermemeye çalışıyorum bunu sevmiyorum çünkü ama bazı şeyleri açıklamak gerekti:

öncelikle filmin yayınından sonra kendi eleştirilerime bakarsanız eğer, filmin neresini beğenmediğimi yazdım zaten.. yapılan bazı hatalar var. fakat şimdiye kadar (bunu söylemekten çekiniyorum) yapmış olduğum en bilinçli filmdir enjeksiyon... birçok şeyini hesaplamaya çalıştım. fakat sizlerinde bildiği gibi hesapta olmayan bazı şeyler çıktı ortaya. bazı yerlerde ışık imkansızlığı gibi. görüntü yönetimini beğenmediğime dair bir yorum yapmış özgür. o durumu da yine film üzerine eleştirimde belirttim: color correction kötü. bunu yapan arkadaşada yapım sırasında söyledim. adaptör kullanmamızdan dolayı bazı istediğim kadrajları alamadım alternatif düşünmek zorunda kaldım. genel olarak görüntü yönetiminden değil bazı aksaklıklardan şikayetçiyim. ilk sahnedeki ışık devamsızlığı. kızın elbisesinin patlaması gibi... bunlar görüntü yönetimi kusurları evet. ama görüntü yönetiminden tamamıyla memnuniyetsiz olamam çünkü story board ı ben çizdim zaten. yani kadraj seçimleri bana ait. biraz önce bahsettiğim kusurlardan şikayetçiyim... zaten bunu daha öncede ve her zaman ve her yerde belirttim. erkekle kızın yanyana oturduğu karanlık/ışık olayı tamamıyle hesaplanmış bir metafordur. çekim esnasında konuşmuşluğumuz var. kızın dolabı açtığı sahnede öyle. zaten senaryoda yazıyor. kızı öncelikle hastanede görecektik ama mekanı bulamadık. olsun ne değiştiki. ekibe hatırlatmak istediğim şey şuydu. başlıkta sanki bişeyleri tesadüfi yakalamışız sonradan kondurmuşuz gibi bir hava esti bir an çıkışım bunaydı. mümkün olduğunca ön çalışma yapıldı. sizlerin farkettiği şeyler farkedebilmeniz için yapıldı. anlatılmak istenen anlamı güçlendirmek için yapıldı. rastgele şeyleri yakalamayı severim ama tiyatroda! tiyatro benim için bitti. rastgele şeyleri yakalama süreci bittikten sonra filmin çekimine geçmeyi tercih ediyorum.

lütfen kimse alınmasın fakat film üzerine yapılan yorumlara açıklık getirmek benim hiç yapmak istemediğim bir şey. ekipten arkadaşlarında buna dikkat ederek yorum yapmasını istedim sadece. film artık bizden bağımsız bir yere taşıdı kendini.. bizim değil o artık başka birşey oldu. insanlar ne görüyorsa o dur. en doğrusu seyircinin anladığı şeydir. şimdi küsüpte "iyi lan yazmıyorum bir daha başlığa bişey açıklama da yapmıyorum" olmasın hepinizi seviyorum. dertlerim sıkıntılarım varsa da birşeylere dair içseldir sormayınız....

Ben ne diyorum, sen ne diyorsun be Erkan.

Neyse, başlık konusuna dönsün tekrar.

Nette denk geldim.. Paylaşılmamış sanırım..
Işık Üniversitesi GSF / Akademiart
Erkan Uzdur/Enjeksiyon söyleşisi:
http://www.akademiart.tv/top_video.asp?tip=1&program=7&video=70 " onclick="window.open(this.href);return false;

benim hazırladığım bir programdı bu
bilerek paylaşmamıştık 🙂

Kamera hareketlerin yüzünden mi? 🙂

Kamera hareketlerin yüzünden mi? 🙂

Ali program çekme sen 🙂 Videoların ne kadar güzelse bunun çekimi o kadar kötü 🙂 Erkan'a yazık olmuş.

Sunucu kız da sanki korkunç bir şey görmüş gibi bakıyor. 🙂