Üzerinde durulması gereken, eli yüzü düzgün bir film. Ben de adam akıllı seyredip bir şeyler yazmak istiyorum en kısa zamanda. İlk görüntüler bana Terry Gilliam filmlerini anımsattı. Ayberk, biraz forum içi sabıkalı olduğundan filmleri hak ettiği önemi görmüyor olabilir. Yine de kendine has bir tarzı var; kabul etmek lazım. Kışkırtıcı, şaşırtan bir sinemacı. Ama daha yolun çok başında. Bu filmde dolu dolu bir 20 dakika vaat ediyor.

Forumun eski isimlerinden yorum yazan 3. kişi falansın sanırım hegel. 🙂 Gerçi Özgür geçenlerde izleyip yorum yazacağını söylemişti, kurguyla uğraşıyormuş o da işi zor. Noldu bilemiyorum vakit bulamamış olabilir. Ben inatla burda paylaşmaya devam ediyorum filmlerimi. Çünkü benim sinemaya olan ilgim bu forumun ilk hali olan kkymn forumuyla başladı. Kadir sayesinde yani. Kadir yapıyorsa, biz de yapabilirdik çünkü. 🙂 Hem bize neyin nasıl yapılacağını anlatmaya çalıştı hep. O yüzden ismi değişse de bu foruma olan sempatim değişmedi. Sevilmesem de, atılsam da öyle bir anlamı var yani. Hala daha bu denli kapsamlı bir forum görmedim Film Fabrikası'ndan başka. Tabi keşke biraz daha objektif olsa, görüşlerine değer verdiğim insanlar da izleyip yazsa.

Bir de üzüldüğüm bir istatistik var. Sizinle paylaşayım:
# Top URLs (Loads / Plays)
# facebook.com (322 / 271)
# filmfabrikasi.com (277 / 106)

Ayberk ufaktan bana da sitem etmiş :), açıklamadan duramadım o nedenle. Bilenler bilir, forumda beğenmediğim filmlere yorum yapmıyorum bu filmi de pek beğenmediğim için bir şey yazmadım. Ayberk o yorumları kaldırabilecek biri ama ben yüzyüzeye saklıyorum.

Yazmışken bidıl (Özgür)'ı da sıkıştırayım hadi, bildiğim kadarıyla filmi izledi, en azından başını izledi çünkü bana o izle dedi, belli başlı 2 3 başlık dışındaki başlıklara bakmadığımdan bu filmi de kaçırmıştım çünkü.

"Sıradan bir yaşamı olan adamın, elinde olmadan belaya bulaşması ve bütün düzeninin altüst olması" konusu, Hollywood'da sık işlenmiş bir konudur. Örnekleri oldukça çoktur. Burada konunun sıradan olması önemli değil, ama bu kadar örneğin arasından farklı bir şey ortaya koymak da oldukça güç. Bu film de bu anlamda sıradan bir film olmuş. Film, oyunculuğun dışında teknik olarak da kotarılamamış. Yer yer kadraj seçimleri; yer yer ışık ve renk; filmin genelinde de kurgu sorunu var. Örnek vermek gerekirse; 12.05'deki başlayan, Kemal ve anlatıcı arasında geçen konuşamlardaki kamera hareketi pek hoş durmuyor. 4.00-4.10 arasında aks atlaması var ve Kemal "Bir saniye... Bayan!" dedikten sonraki geçişte jestlerde devamlılık hatası var. Yine son sahnede Mahmut Toyota ile geliyor, ama araba içi görüntülere geçildiğinde direksiyondaki Mitsubishi simgesi göze çarpıyor (zamanında kurgu ile haşır neşir olduğumdan bunlar bu kadar gözüme çarpıyor). Ses işçiliği de öyle çok iyi değil. Dip sesler yer yer kulak tırmalıyor; ama yine de katlanılabilir bir ses işçiliği var. Bir de 3.16'da setten birisi gülmüş ve o ses de kayda girmiş. Senaryo da, dediğim gibi sıradan ve yer yer de tutarsız bulduğum noktalar var. Örneğin; Süleyman'ın konuşmaları mahalle delikanlılarının konuşmalarını andırıyor, ama öyle bir ortamda (blues çalan bar) takılan ve öyle bir dış görünüşü olan adamdan çıkacak sözler değil onlar. Diğer bir tutarsız bulduğum nokta da, acelesi ve hayati tehlikesi olan bir adam neden hızını yavaşlatacak olan dalgıç giysisiyle ve yürüyerek buluşma yerine gider?

Bütün bunların dışında şunun da hakkını yememek gerek; filmin konuşma metinleri oldukça doğal yazılmış ve sırıtmıyor. Yerli kısa filmlerde pek görmediğim ve kotarılması zor bir işi başarmışsın. Ayrıca film de yirmi dakika olmasına karşın oldukça akıcı ve kendini izlettiriyor. Genel olarak filmini beğenmedim, ama izlediğim diğer iki filmine göre de iyi bir film çıkardığını söyleyebilirim.

Eylem: Çekim hatalarını paylaşınca yaz, filmi koyunca yazma zaten. 🙂

Mr. Badii: Eleştirilerin çok yerinde, teşekkür ederim. Farkında olduğum tüm eksiklik ve hataları sıralamışsın nerdeyse. Bu bahsettiğin tüm sorunların ya mecburiyetten ya da imkansızlıklardan ortaya çıktığını tahmin ettiğini umuyorum. Yani bir daha aynı filmi çekecek olsam bu bahsettiklerinin hiçbiri olmaz. Konunun Hollywood'da çok işlenen bir konu olması dışında. Çünkü bu filmi özellikle klişeler üzerinden çekmek istedik, bilinçi bir tercih. Kendimizden bazı şeyler katsak da bir Hollywood filmi yapmayı hedefledik. Zaten bu yaptığı eleştiriler de 6 kişi, 1 handycam ve tripod ile 10 gün içerisinde çekilen bir filmi sanki Hollywood filmi izliyormuşçasına izleyip, profesyonel filmlere kıyasla yaptığın eleştiriler gibi bana kalırsa. Bu da en azından ulaşmak istediğimiz noktaya yaklaştığımızı gösteriyor.

Bu daha ilk denemeydi. İlk kez 20 dakikalık baştan sona diyaloglu ve bol aksiyonlu bir film çektim. Bu hataların olmasına seviniyorum çünkü tüm hatalarımı, kimi zaman sizin yorumlarınızın da sayesinde, görebiliyorum. Kendimi geliştirmem, düzeltmem gereken birçok şey olduğunu öğrendim. Hep bahsettiğim üzere kısa filmlerimi şimdilik deneme tahtası olarak görüyorum. Bu film de o anlamda bana en çok şey katan film oldu. Çünkü hiç bu kadar zorlayıcı bir projeye girişmemiştim. Artık kendimi çok daha profesyonel işler yapmaya hazır hissetmeye başladım. Belki 1-2 film sonra "bu filmimde her şey istediğim gibi oldu" diyebilirim. Eleştirileriniz de teknik konularda değil tamamen filmin içeriği ve kalitesi ile ilgili olur. Yani filmim kötü olacaksa, bu benim yeteneksizliğimden olsun. 🙂

. Belki 1-2 film sonra "bu filmimde her şey istediğim gibi oldu" diyebilirim.)

öyle bir şey yok:D
Onu dersen bir daha film çekemezsin.

Çekerim çünkü istediğim gibi film sadece 1 tane değil. Seven'ı çekti diye Fight Club'ı çekmesin mi fincher?

Ya ben Özgür'den yorum bekliyordum, yorum yapmadan askere mi gitti? 🙂

Olabilir. Son zamanlarda çok yoğun çalışıyordu.... Foruma bile giremiyordu doğru dürüst.

O zaman dönüp de yorum yazana kadar umarım yeni filmimi çekmiş olurum. 🙂

Çok beğendim bende uzun metraj olabileceğine katılıyorum.
Başarılar.. 🙂

Teşekkürler mert42. Bir gün uzun metrajlarla da karşınıza çıkmak dileğiyle. 🙂

Şerefsiz bir insan şikayet ettiği için link kaldırılmış. Ben de kendi hesabımdaki linkle değiştirdim. Hayatınız boyunca karaktersiz insanlarla karşılaşmamanız dileğiyle.

ellerinize sağlık sıkılmadan izledim.çok başarılı.

Hiç sıkılmadan baştan sona ilgiyle izledim. Özgün bir senaryo olmasa da filmin akıcılığı ve özellikle oyunculuğu, klişe senaryoyu göz ardı etmeye yeterdi. Zaten klişeler mizahi bir unsur olarak kullanılmıştı.

Yukarıda sayılan nedenler dışında bence filmin tek eksiği ışık ve renk sorunuydu. Gündüz çekimlerinde güneşin ışığı yerde patlıyordu, yerin dokusu tamamen kaybolmuştu.

20 dakikalık güzel bir seyir yaşattığın için teşekkür ederim. Önceki filmlerine ulaşabileceğim bir site var mı?

Başarılarının devamını dilerim.
Esenlikler.