Forum

"Eksi ikiyüz&q...
 

"Eksi ikiyüz" Kısa Film

19 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
4,648 Görüntüleme
(@techo)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Haziran ayında İzmirde 2 günde çektiğimiz kısa filmimiz eksi ikiyüz.

Süre : 12 dakika
Ekipman : Canon HV30, Rode Videomic

Oyuncular :
Emre AKATA, Deniz Aşkar AYGÜN, Zeki TUFANTEPE, Damla BAKIM, Barış TUFANTEPE, Harun KIRCI

Film :
[vimeo] http://www.vimeo.com/6106209 [/vimeo]

Sahne arkası fotoğrafları ve filmin sayfası : http://www.techofilm.com/eksi-200

Filmin Çekim Hataları :
[vimeo] http://www.vimeo.com/6287191 [/vimeo]

Techofilm

 
Gönderildi : 17/09/2009 11:18 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Daha filmi izlemeden yapacağım yorumun ilk cümlesinin şu olmasına karar vermiştim:
İki yüzün ayrı yazılması gerektiğini belirttikten sonra yorumlarıma geçiyorum.

Filmi izledikten sonra inanılmaz üzülerek belirtmek zorundayım ki (techo'yu sevdiğim için çok üzüldüm) filmin tek düzgün yanı adı olmuş. Bu kadar da kötü bir film beklemiyordum. - leri sayacak olursam baştan sonra tüm film demek zorundayım. Bunu espri olarak veya kıllığına demiyorum. İyi diyebileceğim tek bir şey yok filmde ve bu beni cidden çok üzdü. Filmin techo'dan gelmesi ise şaşırttı.

Benim bu filme notum (-)1 ya da (-)2 olabilir anca (Özgür Bakar esprisiyle bitireyim dedim).

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 18/09/2009 12:34 am
(@techo)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Yorumun için teşekkür ederek başlamak istiyorum Eylem. Filmle ilgili bir kaç detay aktarma gereği hissettim.

Filmi çekmeye karar verdiğimizde (doğrusu İzmir'deki arkadaşlarımın zorlamasıyla oldu bu) benim dönüş yapmama 3 gün vardı ve ordaki arkadaşlarım gitmeden mutlaka bi film çekmemizi istiyorlardı. Kararı verdiğimiz günün gecesinde (saat 01:30 sıraları) yaklaşık 45 dakikada hikayeyi ve diyalogları yazdım. Kesinlikle senaryo bile ham haliyle beni tatmin etmemişti çünkü üzerinden geçilmesi gereken bir sürü yeri vardı. Tek tutar yanı anafikirdi ki geliştirmeye her ne kadar niyetli olsam da bunu yapamadım çünkü ertesi gün ilk çekim günümüzdü. 2 gün boyunca toplamda 4-5 saat kadar çalışabildik ancak ve hiç bi ön hazırlık yapamadık.

Daha fazla detaya girip sizleri sıkmak istemem. Velhasıl-ı kelam filmin düzenlemesi bittiğinde çok içime sinen bi iş çıkmadı ortaya. Sebep budur ki film yaklaşık 1 ay önce bitmesine rağmen siteye bugün ekledim.

Bu yazdıklarım arkasına saklandığım şeyler değil yanlış anlaşılmasın, film eğer olmadıysa bu tamamen benim şahsi beceriksizliğimdendir.

Bu 4. filmim oldu ama hala budur diyebileceğim bir film çıkmadı ortaya. Buna rağmen yazmaya ve çekmeye devam...

İzleyen herkese şimdiden Teşekkür ederim.

Techofilm

 
Gönderildi : 18/09/2009 1:20 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Valla ben de ahbapla aynı fikirdeyim. Ve bu yüzden film üzerine konuşmak istemiyorum.
Benim esas hoşlanmadığım ve karşılaşmaktan neredeyse bıktığım şey şu ki: herhangi bir filmin çok kısa sürelerde, çok zor ve kısıtlı şartlarda çekildiğini duymak/dinlemek.
Bu da uzunca bir konu aslında, techo için söylemiyorum, sadece onun filmi üzerine konuştuğumuz için konu irdeleniyor. Bir filmin hangi şartlarda çekilip çekilmediği hiçbir şekilde filmin iyiliği ve kötülüğü için bahane, gerekçe olamaz. Bu konu, izleyicinin filme yaklaşımını pozitif ya da negatif yönde etkilemek için kullanılamaz/kulanılmamalıdır. Kaba bir ifade kullanmak istemiyorum ama bir filmin ne şartlarda ve ne kadar sürede çekilip çekilmediği çok çok az ilgi alanım dahilinde.
Ve genelde bu açıklamalar film üzerine negatif yaklaşımlar gösterilince yapılır. Aslında tam aksine ben çok iyi örnekler üzerine bu konuyu merak ederim.
Özetle:
1- Yeterli zaman, enerji ve olanağınız yoksa film çekmeyiniz.
2- Çektiyseniz başka amaçlarınız vardır demek ki, bize sunmayınız bu filmi.
3- Sunduysanız gelecek fikirlere eşsiz bir genişlikle yaklaşınız.
4- Filmin başarısız bulunması durumunda buna herhangi bir gerekçe (süre, şartlar vs.) göstermeyiniz.

Hiçkimse, beğenilme ve takdir edilme amacı olmadan birşey sunmaz, birbirimizi kandırmayalım. Yaptığımız bir işe "kötü" dendiğinde bu hepimizin zoruna gider. "İyi" dendiğinde hepimizin ruhu okşanır. Lütfen hem izleyici için hem kısacı için bu bağlantı yapısını bozmamaya çalışalım.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 20/09/2009 1:24 pm
(@techo)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Yormun için teşekkürler Görkem.

Birincisi ben filmin kısa sürede çekildiğini söylerken bunu arkasına sığınmak için söylemedim ve ekledim

Bu yazdıklarım arkasına saklandığım şeyler değil yanlış anlaşılmasın, film eğer olmadıysa bu tamamen benim şahsi beceriksizliğimdendir.

İkincisi ben filmime harika süper falan da demedim çünkü öyle olmadığını biliyorum ki ilk başta siteye sunmadım filmi yaklaşık 1 ay kadar sonra sundum ve asıl amacım filmimin izlenmesiydi.

Üçüncüsü evet beğenilmek herkesin hoşuna gider fakat ben film çekerken yazarken çok eğleniyorum ve film çekmekteki asıl amacım bu, bu saatten sonra sinema sektörünün her hangi bir yerinde yer almak gibi bir niyetim yok.

Dördüncü olarak ben de hiç bir şey anlatmayan, saçma, dakikalarca bir adamın oturduğunu gördüğümüz kısalar izlemekten bıktım fakat film çekmeye çalışan birisi olarak başkalarının çektiği kısaları izlemek hoşuma gidiyor, filmi paylaşmamın bir diğer sebebi de bu.

Son olarak derseniz ki kardeşim biz senin çektiğin filmleri izlemek istemiyoruz, emir telakki eder ve bir daha siteye film eklemem.

Techofilm

 
Gönderildi : 20/09/2009 8:59 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Son olarak derseniz ki kardeşim biz senin çektiğin filmleri izlemek istemiyoruz, emir telakki eder ve bir daha siteye film eklemem.

İşte bu olmamış techo. Herkes benim uzun bir süredir filmlere yorum yapmadığımı bilir. Sebebini yine bir film başlığında anlatmıştım. Filmi çekenler filmlerine yorum ve eleştiri istese de daha ilk eleştiride hemen savunmaya geçiyorlar. Oysaki baştan yazmalılar. Eleştirin bu filmi demeliler. Yerden yere vurun demeliler, senden sinemacı olmaz, sen bu işi bırak vs. gibi ağır sözleri bile "istemeliler" aslında.

Sen film koyacaksın, insanlar da acımasızca eleştirecek. Ha, sen 2 eleştiride alınırsan bir daha kimse eleştirmez filmlerini. Ve sen de nasıl geliştiğini göremezsin, yanlışlarını bulamazsın.

İşte ben bu savunma mekanizması yüzünden eleştiri yapmıyorum. Ve film çekenlere diyorum ki; bana muhtaçsınız kardeşim, benim eleştirilerime muhtaçsınız (burada "ben" izleyiciyi temsil ediyor). O yüzden patron sen değil, benim. Benim her eleştirimi dinleyeceksin. Kızmayacaksın. Sineye çekeceksin. Ve bu işi gerçekten seviyorsan bu eleştiriler senin yoluna taş koymayacak. Aksine seni daha da işine düşkün yapacak.

vs.

Sözlerim sana değil bu genel yargılaraydı. Her filmcide bulunan savunma mekanizmasınaydı. Eğer bu mekanizma kırılırsa filmlere şu an geldiğinden 20 kat daha fazla eleştiri gelir. Buna emin ol.

Ve umarım alınmamışsındır (bak gördüğün gibi bu savunma mekanizması yüzünden en sona bunu koymak zorunda kalıyorum, insanları kırmamaya çalışıyorum vs. Ama bunu ne kadar devam ettirebilirim. Elbette ettiremem ve filmlere yorum yapmayı asla istemem şu anki gibi).

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 20/09/2009 9:59 pm
(@techo)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Benim son sözüm yapılan olumsuz eleştirilere değil(ki filme eleştiri alamadım henüz), filme eleştiri gelsin amenna, sonuna kadar okur, irdeler, hataları düzeltmeye çalışırım. Ama her iki mesajda da filmle ilgili geliştirici her hangi bir yorum göremedim ve nihayetinde hakkatten benim filmlerimi izlemek FF'dekileri rahatsız ediyor hissiyatına kapıldım.

Filmi eleştirin yerden yere vurun, filmi ekleme amacım bu, yoksa harika olmuş süper mesajları almak değil.

Anlat bana de ki konu çok saçma, kamera açıların berbat, kullandığın müzikler işe yaramaz. Şöyle olmalı böyle olmalı de sabaha kadar okurum ben yazdıklarını. Ama sen dersen ki "zamanın yoksa film çekme kardeşim" ben o zaman izleme derim sana. İnsan sevdiği işi yapmaktan gocunmaz, istirahatlerinde oturur, düşünür, yazar, çeker ve karşılığında filmle ilgili en ufak bir yorum alamaz aksine başka şeylerden bahsedilip senin için söylemiyorum sözünü duyunca istenmediğini hissediyor.

Ben de uzunca süredir yayınlanan filmlere yorum yapmıyorum sebebi de filmi beğenmemem ve çeken kişileri geliştirici yönde bir şey yazamayacak olmamdır.

Kişi izlediği filmi beğenmediyse ve bir katkısı olmayacaksa sırf egosunu tatmin etmek için taşlamamalıdır bence. Zira film başlı başına göreceli bir kavramdır, özneldir, kimi yere göğe sığdıramazken aynı filmi yerden yere vurur başkalarınca.

Sözün özü şayet yorumlar daha sağduyulu yapılsaydı benden öyle bir söz duymazdınız. İnsan bir süre sonra hakkatten siteye yarardan çok zararı olduğunu hissediyo. E insanların göz zevkini bozduğunu düşünen birisinin de "bu kadar rahatsız oluyorsanız film eklemiyeyim bir daha" demesi halen bana çok normal geliyo.

En son olarak kimseye en ufak bir kırgınlığım yok, zamanında ufak tefek tartışmalar yaşadığımız insanlar da dahil. Ben hala nerdeyse her gün siteye girip yorumları okuyorsam burda bulunan insanlardan dolayıdır.

Sözlerim herhangi birini incittiyse (ki en son istediğim şey budur) affola...

Techofilm

 
Gönderildi : 20/09/2009 10:31 pm
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

techo: "Şöyle olmalı böyle olmalı de sabaha kadar okurum ben yazdıklarını. Ama sen dersen ki "zamanın yoksa film çekme kardeşim" ben o zaman izleme derim sana."

valla adam haklı :).
valla kimse filmi eleştirmemiş,
techo'yu tanımam etmem ama öğrenme heveslisi birisi olduğunu görüyorum,
adam burada somut elle tutulur birşeyler istemiş.
misal ben filmi tamamen izleyemedim bağlantım kötü fakat daha başında cep telefonunu çekme işini beğenmediğimi söyleyebilirim. ışıklar dağılıyor kalite kötü :(. after effects ile oraya görüntü konabilirdi :=).
neyse.
"olmamış bu film" demek adama birşey katmaz ki :=) bu aynı bir öğrenciye
"o iş öyle yapılmaz, ama nasıl yapıldığını anlatmayacağım sen git bütün olasılıkları dene ben içinden bu olmuş derim" demek gibi bişey 🙂
velhasıl, şu türk hastalığını da görüyoruz burada, bol bol hıncal uluç var anlaşılan burada. daha yeni başlıyorum bende.
burada "olmamış hacı" diyenlerin kadın versiyonları
günlerde;
-"va bacım senin bu dolmada heç olmamış"
+aaa o niye kamuran hanımcım
-vallaha bilemedim bişey eksik heralde olmamış onu da bilemedim
der
veya iş yerinde sunum yaptığınızda patronun
-"olmamış bu değiştirelim sunumu"
+neyi olmamş patron?
-olmamış işte.
demesi gibidir
örnekler çoğaltılır.
beğenmeyin arkadaş da , nedennini söyleyin.
burada adama resmen öğüt verilmiş.
"zamanım yoksa çekme"
çeksen de gönderme!!!!!!!!
hayda, o niye ?
ben şimdi çok kısa zamanda mükemmel bir kompozisyon çıkramazmıyım ?
sokaktan çevirdiğim iki kürt çocuğu, kürt sorunu üzerine bi salıversem, iki söz söyletsem, süper düper bir özet çıkartsam mesela ?
yahut, bir yaşlı amcaya, "yaşlanmak aslında gitmek korkusuyla başlar, bir ikindi vaktinin ne kadar çabuk geçtiğini düşününce ihtiyarlar insan" diye bi konuşturuversem ?
gitsem bulsam öğrencileri, devrimcileri,türbanlıları yoksulları
"bu ülkede aslında sorsanız panzerlere taş atan kürt çocuklarına, okullara giremeyen türbanlı öğrencilere, yoksul mahallelerde belediye ile çatışan, oğlunun boğazına bıçak dayayan insanlara sorsanız, nedir sorun diye, adım gibi biliyorum yok sayılmak diyeceklerdir" diye bir giriş yapıp ordan yürüyüp gitsem 20 dk da ?
yahut
"umut, pek çıtkırıldım bir kelimedir, çabuk kırılır beli. hele birileri "hiç umut yok mu?" diye sormuşsa, daha kötüye gider işler" diye girsem, araya nazım hikmet'ten imgeler sokuversem mesela ? sosyal içerik katıversem ?

ne biliyim gidiversem kadın sorunun üzerine
"kutsal kitaplar bile bahsetmemişise kadınlardan, bir bildiği vardır göklerin" diye erkek egemen kültürü tek cümlede özetlesem.
"peçete koleksiyonu yaptığımızdan beri kadınız, oğlan çocuklarının yere çivi atarak oynadığı oyunu anlamaya çalıştığımızdan beri de..." diye bir yazı ile girse
diyalogların olmadığı ama bu kültürü, erkek egemnliği, insanın gözelrine sokan bir kısa filmciği sizin o "zamanın yoksa çekme kardeşim" diyebileceğiniz, kısa zamanda çeksem koysam ?
olamaz mı yani ?
sizin o limitlerinizi aşamaz mı insanlar ?
fakir düğünündeki o şaşalı renkleri olan elbiselerin arkasındaki isyanı gösteriverse 5 dakikada size? olmaz mı ?
çocukların üzerine gitse,
"bütün çocuklar bir kez olsun anne ve babalarını cezalandırmak için ölmeyi düşünmüşlerdir ve nedense hep ağlamışlardır bu düşün sonunda" diye bir konuyu işleyiverse kısa zamanda

imkansız mı yani bunların hepsi =?
sizin alt limitlerinize uyamayacağı için olamaz mı ?
(ehae ne dolmuşum bende , daha record tuşuna basmadık mübarek şey* kesildik)
şey: adını bilmediğim, ünlü çok muhalif film eleştirmeni.

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 21/09/2009 2:20 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

"zamanım yoksa çekme"
çeksen de gönderme!!!!!!!!
hayda, o niye ?

Mesajımda bunun cevabını yaklaşık olarak vermiştim, tekrar vereyim:
"Zamanın yoksa çekme" çünkü bu iş sıkı ön çalışma ve sabırlı bir çekim süreci gerektirir. Kişi bunu sağlamıyor ya da sağlayamıyorsa ortaya özenli bir iş çıkarma amacında değildir. BU durumda da iyi bir işe imza atmak neredeyse olanaksızlaşır.
(Çeksen de gönderme:) Madem özenli ve iyi bir iş ortaya çıkarma kaygısı yok kişinin, bizim izlememizi neden istiyor? Amaç izleyiciye iyi bir film izletmek değilse nedir? Kişi eğlendiyse bu durum, izleyiciyi neden ilgilendirsin? İzleyiciyi de eğlendirmek istiyorsa filmi değil filmin ekim belgeselini koyması daha mantıklı değil mi?
şimdi çok kısa zamanda mükemmel bir kompozisyon çıkramazmıyım ?

Hayır, çıkaramazsın. Asla çıkaramazsın demiyorum, belki o yetenekte, o beceri ve azimde birisindir, bunu bilemem. Ama bunu hiç uğraşmadan, çalışmadan, hemen yapamazsın. Hiçkimse yapamaz.
çevirdiğim iki kürt çocuğu, kürt sorunu üzerine bi salıversem, iki söz söyletsem, süper düper bir özet çıkartsam mesela ?
yahut, bir yaşlı amcaya, "yaşlanmak aslında gitmek korkusuyla başlar, bir ikindi vaktinin ne kadar çabuk geçtiğini düşününce ihtiyarlar insan" diye bi konuşturuversem ?
gitsem bulsam öğrencileri, devrimcileri,türbanlıları yoksulları
"bu ülkede aslında sorsanız panzerlere taş atan kürt çocuklarına, okullara giremeyen türbanlı öğrencilere, yoksul mahallelerde belediye ile çatışan, oğlunun boğazına bıçak dayayan insanlara sorsanız, nedir sorun diye, adım gibi biliyorum yok sayılmak diyeceklerdir" diye bir giriş yapıp ordan yürüyüp gitsem 20 dk da ?
yahut
"umut, pek çıtkırıldım bir kelimedir, çabuk kırılır beli. hele birileri "hiç umut yok mu?" diye sormuşsa, daha kötüye gider işler" diye girsem, araya nazım hikmet'ten imgeler sokuversem mesela ? sosyal içerik katıversem ?

ne biliyim gidiversem kadın sorunun üzerine
"kutsal kitaplar bile bahsetmemişise kadınlardan, bir bildiği vardır göklerin" diye erkek egemen kültürü tek cümlede özetlesem.
"peçete koleksiyonu yaptığımızdan beri kadınız, oğlan çocuklarının yere çivi atarak oynadığı oyunu anlamaya çalıştığımızdan beri de..." diye bir yazı ile girse
diyalogların olmadığı ama bu kültürü, erkek egemnliği, insanın gözelrine sokan bir kısa filmciği sizin o "zamanın yoksa çekme kardeşim" diyebileceğiniz, kısa zamanda çeksem koysam ?
olamaz mı yani ?

Olamaz. Çünkü yeryüzünde hiçbir fikir ortaya iyi bir film çıkarmanın garantisi değildir. Çünkü sinema, çıkış noktalarından, fikirlerden ibaret bir sanat değildir. Ki bu söyleidklernin hiçbiri bir kompozisyon teşkil etmiyor. Kompozisyon bambaşka birşeydir, ayrı bir uzmanlıktır.

o limitlerinizi aşamaz mı insanlar ?sizin alt limitlerinize uyamayacağı için olamaz mı ?

Bu çok ağır ve haksız bir yergi. BUradaki hiçbir üye kendi algı gücünü, beceri seviyesini ve tecrübe düzeyini bir seviye olarak görmez. BU kişiler, diğer üyelerin fikirlerine ihtiyaç duyduğu, yardımlarını istediği kişiler her zaman yardıma hazır kişilerdir. Eğer kendilerini bir seviye gözeterek sunsalardı bu kadar yardımcı yapıda olmazlardı. The Dude'la herkes takışır ama onun açıklamalarından da aynı kişiler faydalanır. Tartışmaya çoğu kişi yatkın ama aynı kişiler ondan faydalandığını itiraf ediyor mu? Hayır.

Ve konu asla kişiselleştirilmesin lütfen. Biz burada techo'nun işini yerdik. Sence diğer işinde bizden fikir isteyecek olsa ona yardım etmez miyiz? "Sizin limitleriniz" gibi bir ifade kullanarak kabul eidlemez bir yorum yapmışsın çünkü böyle birşey yok. Emin ol ki senin bir grup olarak gördüğün kişiler kendi aralarında o kadar çok fikir ayrılığındalar ki bir grup oluşturmaktan çok taraf oluşturuyorlar. Ama bunun kişisel ilişkilere, saygıya, dostluğa engel olmasına izin vermiyoruz. YAni bir işi, filmi başarılı bulmak bulmamak ayrı birşeydir, o işin sahibine tavır almak ayrıdır. Ortada böyle bir yaklaşım varmış gibi davranmayın lütfen. Çünkü böyle birşey yok.

Ve son birşey daha: Sen "olmamış bu film deyip geçmişsiniz, fikir vermemişsiniz, açıklamamışsnız" demişsin ya yaklaşık. Bunu da açıklayayım: Örneğin bana (ve birçok arkadaşa da) birçok başka arkadaş yardım için, fikir sormak çin geliyor. Bende bilgimin izin verdiği yardımı yapıyorum, yine yaparım. Evet, o seviyede yaparım. Ama film çekildikten, bittikten, karşıma geldikten sonra "şunu şöyle yapsaymışsın keşke" demem çoğu zaman. Yazan yöneten zaten birşeyleri düşünmüş, kararlaştırmış ve uygulamıştır. Yardımımı istemiyor ki? Yardım edilecek bir durum değil ki bu.... Birkaç film eleştirisi yazmış biri olarak film eleştirisinin ne olup olmadığını az çok bilirim. Ama bu film için konuşulması gereken şeyin bu olduğunu düşünmüyorum.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 21/09/2009 3:55 pm
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

Öncelikle filmle ilgili görüşlerimle başlamak istiyorum. Açıkçası ben de başarılı bulmadım filmi. Oyunculuklar ve ses (sanırım dahili mikrofondan dolayı) başarılı değildi. Açılar konusunda da çokça sıkıntılar mevcut bana göre. Işık da daha iyi kullanılabilirdi sanırım. Fakat tüm bunlardan daha önemlisi yine benim hiç hoşuma gitmeyen bu "büyük oynama" durumu senaryodaki. Dünyanın tamamen karanlıkta kalması üzerine bir film çekmek, hele ki 2 günde çekmek pek mantıklı gelmiyor bana. Bu tür işleri Hollywood'a bıraksak daha iyi değil mi? İmkanları kısıtlı olan bir kısa filmci ancak böyle konuların parodisini yapabilir kendi çapında diye düşünüyorum. Ciddi yapmaya çalıştığı zaman mutlaka basit ve komik duruma düşüyor ister istemez. Yani senaryo iyi olsaydı saydığım teknik eksiklikler de o kadar önemli olmazdı bana kalırsa. 3D olayları ise fena değil, daha iyi olabilirdi elbette.

Şimdi burdaki tartışmaya gelirsek. Ben istisnasız herkesin film çekmesi ve bunu herkesle paylaşması taraftarıyım. "Bize izletme kardeşim"cilere sonuna kadar karşıyım çünkü zorla izletilmediği gibi, izleyen kişi de bunun için bir ücret ödemiyor. Zaman kaybı korkunuz varsa da izlemeyiverin.

Eleştirme konusuna gelirsek "yerin dibine geçirilme"ye varsa bile saygı çerçevesindeki her türlü eleştiriye açık olmalı filmciler diye düşünüyorum. Ancak "olmamış", "b.k gibi", "öğk" gibi yorumları gereksiz buluyorum. Eleştiri ancak yapıcı olduğunda faydalıdır. Techo'nun bahsettiği üzere gerekçeleriyle açıklanmadığı sürece olumsuz eleştirinin moral bozmak dışında bir faydası olmadığı gibi olumlu eleştirinin de popo kaldırmak dışında bir getirisi olmuyor zaten. Yani "süper olmuş bilader" gibi bir yorum da "iğrenç olmuş" kadar faydasız benim gözümde.

Peki diyelim saygı çerçevesinde adam gibi eleştiri yaptık fakat filmi yerden yere vurduk. Orası olmamış, burası olmamış, şu eksik, bu yanlış dedik. Filmi yapan şahıslar buna karşı kendi düşüncelerini ya da açıklamalarını yapıyor diye neden rahatsız oluyorsunuz ki? Her insan neyin neden olduğunu açıklama ihtiyacı duyabilir. Madem birileri eleştiri yazma hakkına sahip, diğerleri de yaptığı işi savunma ya da kendi düşüncelerini yazma hakkına sahip olmalı.

Zamanın, paran ya da teknik altyapın yetersiz olsa da film çekmek istemek neden kötü olsun ki? İnsan elindeki imkanlarla en iyisini yapmaya, kendini geliştirmeye çalışıyor. Kısa filmi ne olarak görüyorsunuz bilmiyorum fakat ticari kaygısı olmayan ve tamamen kişisel bir sevda, bir hobi bana göre. Profesyonelliği hedefleyenler için ise bir deneme tahtası. Tabi çektiği filmle ödül alıp para kazanmak isteyenler falan da olabilir, o da onların tercihidir. Fakat ne olursa olsun izleyicilerden, kendisi izleyiciye gösterdiği kadar saygı görmeyi hakediyor. Elbette "yuh artık bu da film diye paylaşılır mı?" diyeceğimiz şeyler de çıkabilir. Yaptığı işe saygısı olmayan insanlar da olabilir. Sanırım bunu anlamak o kadar da zor olmasa gerek. Kimi eksikleri olsa da yaptığı işe saygı gösterip emek harcayan fakat imkanları yetersiz olan kişilere sonuna kadar destek olmak gerekiyor bence.

Son olarak, "çekmesin demiyoruz kardeşim, çeksin ama kendi izlesin bize izletmesin" diyenlere de başta dediğim gibi istemiyorsanız izlemeyin demek istiyorum. Niye paylaşıyor o insan bunu sizle? Çünkü kendisi güzel bir şeyler yaptığını düşünüyor, elindeki imkanlarla eğlenceli ya da izlenmeye değer bulduğu bir iş çıkarttığına inanıyor. Kendi emeği var ortada sonuçta. Bunu başaramamış olması bir suç değil. Tam tersi eğer sıradan izleyiciden öte bu işten biraz da olsa anladığına inanan kişiler isek, kendi görüşlerimizi paylaşmalı, eksikleri olabildiğince anlaşılır şekilde söylemeliyiz. Söylemeliyiz ki o kişi de bir sonraki işinde daha özensin, daha geliştirsin kendini. Bir daha bu kadar eleştirmek zorunda kalmayalım biz de.

Ben bu filmi başta saydığım sebeplerle hiç beğenmedim, fakat kısa film konusunda sonuna kadar destekliyorum ve bundan sonra İzmir'de çekeceğiniz projelerde yardım isterseniz elimden geleni yapacağımı belirterek sözlerimi bitirmek istiyorum.

 
Gönderildi : 21/09/2009 11:46 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Amatör düşünüp profesyonel hareket etmek diye bir şey var Ayberk. Filmin amatörce olması veya kötü olması önemli değil. Film yayınlandıktan sonra sergilenen davranışlar da önemlidir. Sen filmi yerden yere vurulan kaç yönetmenin çıkıp da "ama paramız azdı, vaktimiz yoktu" dediğini gördün? Kötüyse kötüdür, nokta.

Buraya kadar olanları techo için değil genel için söyledim, bundan sonrasını techo da üstüne alabilir.

abap'a bir şey demiyorum, daha ilk mesajından tanımadığı insanlara laf atmaya çalışmak komik bir durum. Görkem'i ve beni daha iyi tanıyınca art niyet taşımadığımızı görecektir.

Ancak burada olay şurada bitiyor, filmi yapan kişi bir yerde benim hayatımdan bir süre alacak. Bu süre karşılığında bu insan bana bir şeyler sunmak zorunda ki ben de karşılığında vakit harcıyayım onun için.

"Bu film bok gibi" demek ile " - leri sayacak olursam baştan sonra tüm film demek zorundayım. " arasında fark vardır. Bu filmde tek bir iyi yan göremedim (hadi çok materyalistsiniz lafını dışarıda tutayım). Bu filmi eleştirmeye kalksam, gevezeliğimi de hesaba katarak en az 2 sayfa yazmam gerekir. Daha da kötüsü filmi tekrar ve hatta gerekirse tekrar izlemem gerekir ki bir işe yarasın. Bu film buna değer bir film mi? Bana göre değil. Ama eğer FF çatısı altındaysak daha önemli bir konu var, istediği kadar iyi ya da kötü olsun, birbirimize yardım etmek için buradayız. O nedenle iyi de olsa kötü de olsa eleştirilerimizi yazmak zorundayız.

Ama birader içimden gelmedi. Şimdi burada yazamayacağım sebeplerden dolayı eleştiri yazmadım. Çünkü yazarsam hem techo çok kırılacaktı, hem de benim saatlerim gidecekti.

Beğenmediğim hiçbir filme yorum yazmam. Bunu artık onlarca kez söyledim, sebeplerini de yazdım. Yukarıda da belirttiğim gibi bu film techo'dan geldi diye tepkisiz kalamadım. Ha birgün yüzyüze görüşürüz, ben saatler boyunca her bir karesinde gördüğüm her bir hatayı tek tek anlatırım ama açıkcası klavye başında saatlerimi harcamak istemiyorum zira bu filmin önemli hataları o kadar büyük ve bariz ki çok da yazma istemiyor. İki göz yetiyor.

Yani bizim de evin içinde birbirimizi kovaladığımız, merdivenlerden yuvarlandığımız, hayaletler tarafından saldırıya uğradığımız, Jack Bauer'ın fiziksel olarak ikiye bölünmesinin ardından tekrar birleşebilmek için yaptırdığı çipin peşindeki kötü adamları durdurmaya çalıştığı filmlerimiz var (evet böyle bir film çektik) ve ben bugün para kazandığım işin temellerini onları çekerken öğrendim. Ama bunları başkalarıyla paylaşmıyoruz (gerçi sonuncusu facebook'ta vardı).

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 22/09/2009 1:20 am
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

Eylem söylediklerinin çoğuna katılıyorum, zaten yazdıklarım da kişisel değil genel bir tavır üzerineydi. Fakat ben profesyonel olarak çalışan ve hakettiği parayı kazanan bir yönetmen ile kamerayı alıp arkadaşlarıyla bir şeyler üretmeye çalışan bir genci aynı kefeye koyup "film kötüyse kötüdür" çatısı altında birleştirmeyi çok yanlış buluyorum. Eğer filmi çeken insan eksik yönleri için çeşitli "bahane"ler buluyorsa, bir sonraki filminde bu eksiklerini kapatmaya çalışır herhalde. Ha eğer o kişi ısrarla aynı eksikleri yapıyor ve eleştirileri umursamıyorsa "paylaşmasın o zaman bizle" yorumuna belli oranda katılabilirim.

Eğlenmek için, kendini sınamak için, okula proje olarak teslim etmek için ya da 3-5 kuruş cep harçlığı edinmek için eksik ve yanlışları çok olan filmler çekilebilir ve olumlu/olumsuz eleştirileri duymak için paylaşılabilir bana kalırsa. Her amatör filmcinin imkansızlıkları vardır ve bunları söylemesinin sebebi gelen eleştirlerin bu sebepler yüzünden oluştuğunu açıklama ihtiyacıdır. Bunu hoş görmek gerekir bana kalırsa. "Film kötü işte" diye kestirip atmak hevesini kırıyor insanın. Senin paylaştığın ve böyle yorum alan film oldu mu bilmiyorum ama başına gelirse anlarsın diye düşünüyorum. "Ya ama ama..." diye kalıyor insan, açıklamadan rahat edemiyor. Bu kadar tepki göstermemek lazım bana kalırsa.

 
Gönderildi : 22/09/2009 1:34 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Aman sakın yanlış anlaşılmasın, kesinlikle ama kesinlikle çekilmesin ve paylaşılmasın demiyorum.

Sadece bize bahane sunulmasın diyorum. Ben de muhtemelen "ama ama" diye kalacağım koyduğumda ve içim içimi yiyecek, ama bunu paylaşmayı yine de doğru bulmuyorum. Techo hiçbir açıklama yapmasa daha değerli olurdu benim gözümde çünkü burada zamanla ve parayla hiç ama hiç alakası olmayan da onlarca hata da var. Bu da insanların geyiğine bile olsa film çekecek kadar teorik bilgiye sahip ve hâkim olmadıklarını gösteriyor.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 22/09/2009 1:42 am
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

O zaman seninle ilgili bir sorun yok zaten Eylem. Ben de şu son söylediklerinle aynı paralelde düşünüyorum. Zaman ve parayla alakası yok bence de temel hataların, zaten eleşirisini de yaptım. İnsan kendini tutamayıp açıklama ihtiyacı duyuyor işte, bu antipatik de gelebiliyor özellikle kendisi aynı duruma düşmemiş olanlara, haklısın

Çekmesin ya da paylaşmasın diyenler de var ama, asıl onlaraydı lafım.

 
Gönderildi : 22/09/2009 1:52 am
 abap
(@abap)
Gönderi: 0
 

ayberk güzel şeyler yazmış ;
the dude'a "hey wassup dude" diyerek bir cevap veriyorum.
abap'a bir şey demiyorum, daha ilk mesajından tanımadığı insanlara laf atmaya çalışmak komik bir durum. Görkem'i ve beni daha iyi tanıyınca art niyet taşımadığımızı görecektir.
🙂
komik duruma neden düşeyim ki ya allahım :=) inanamıyorum yazılanlara, bu yaştaki insanlar halen birilerine laf atayım, geri lafı iade edeyim tipi ergen çocuk tartışmalarına girmemeli.
ya arkadaş ben burda bi zihniyete karşı olduğumu söyledim, adamı tanısam noooolur tanımasam noooolur.
laf da atmam kimseye :=) atsam nooolur atmasam noooolur.
neyse, eminim buradaki birçok eleştirmen benimde çekimlerime bir çok eleştiri getirecke, eminim süper şeyler öğreenecem bu forumdan.
ehem öhm neyse, tekrardan okudğum makbet'in meşhur tiradını yazarak mesajı bitireyim.
güzel kitap, her türlü duygu var içinde :=) okumalı herkes.
son söz :
Yarın...Yine yarın...Yine yarın...
Sürüklenip gidiyor böyle bu boş bu yaşam,
Kayıtlı zamanın son hecesine kadar...
Yaşam dediğin yürüyen bir gölge,
Bir garip oyuncu;
Bir hışım sahnede dolanıp boy gösteriyor;
Sonra haber çıkmıyor zavallıdan.
Yaşam bir masal; kaçığın birinin anlattığı .
Şamata ve öfke dolu baştan başa;
Hiçbir anlamı yok.

love u shakespeare

hasta la victoria siempre

 
Gönderildi : 22/09/2009 3:10 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: