[vimeo] http://www.vimeo.com/16054592 [/vimeo]

Şu an diğer sekmede filmin açık, az sonra izleyeceğim. 🙂

Şu an diğer sekmede filmin açık, az sonra izleyeceğim. 🙂

İzlemedim, yarına bıraktım. "Ses sorunu çözüldü, tekrar yüklendi, artık konuşmalar duyuluyor" gibi bir mesaj görmedikçe de izlemesem daha iyi, anlayamayacağım filmi çünkü. Naaptın verbal? Konuşmalar yok kanka?

ben çok rahat izledim... vimeo nun takılmaları ve görüntü aksatmaları dışında bir düzensizlik olmadı...

ek olarak; araba içindeki sohbette ses düşük ve hikayenin gösterime girdiği anda ani bir yükselme var...

ilk yüklendiği haldeydi bu sesler. sonra kıstım arttırdım da,bir daha da vimeo'ya yüklemeye üşendim. çok da duyulmadığı veya abartı olduğunu da düşünmedim aslında.

Color correction Magic Bullet Looks ile mi yapıldı? Warm spot focus tarzı bir efekt mi seçtiniz? Kenarlar blurlu olmuş baştan sona.

Color correction Magic Bullet Looks ile mi yapıldı? Warm spot focus tarzı bir efekt mi seçtiniz? Kenarlar blurlu olmuş baştan sona.
evet.

En azından kendi içinde gerilimi olan bir film. Sonuna kadar kendini izlettiriyor. Ama iyi bir son olmamış bence.. takiplerde geçen atlamalar enerji katmış.. elinize sağlık...

dürüstçe söylüyorum: ben anlamadım ne olup bittiğini bu filmde.

Güzel ve farklı bir deneme olmuş. Beğendim Alp. Tebrikler.

Senaryo matematiği diye bir şey varsa, denklemdeki karakterlerin yerleriyle ustaca oynadığınız söylenebilir. İki kurmaca karakter. İki de, iki kurmaca karakter tarafından kurulan karakter. Ve öykünün sabiti de aç adam. Filme ismini veren çikolatalı pastanın istendiği yer de, -zamansal olarak- gerçeklik adına ipucu verdiği için önemli.

Biraz karmaşık olduğunu kabul etmek lazım. Bu yüzden ortalama seyirciye hitap etmiyor. Kendine özgü bir seyirciyi/anlayışı davet ediyor kendi evrenine. Doğru okumak için yamuk bakmanın gerektiği durumlardan biri. Burada sorulması gereken, "filmi çözümlemek elzem midir; bir sır, numara, üç kağıt, hinlik, ya da sürpriz yumurta barındırıyor mu" yoksa kendimizi akışa bırakmak yeterli midir? Kurmaca olduklarının farkında olmayan iki karakterin, iki kurmaca karakter yaratmalarının sebebi de, belki kendi kurmacalıklarından şüphelenmeleridir, kim bilir? Belki Alpgiray da kendinin aslında var olmadığından, kendinin kurmaca olma ihtimalinden korktuğu için böyle bir filme girişiyor. Savunmayı/normal yaşantıyı bırakıp, saldırıya/film çekme geçiyor. Elbette her türlü eylem durağanlıkla karşılaştırıldığında risklidir. Ortaya bir şey koyuyorsanız, her türlü etkiye, eleştiriye, saldırıya açık hale geliyorsunuz demektir. Alpgiray bunu, kurmaca olduklarını bilmeden kurmaca karakterler yaratan ilk nesil karakterlerini ön safa koyarak savuşturuyor. Tabi bu savuşturma esnasında bu iki karakter telef oluyor. Yedekte duran, kurmaca karakterlerce oluşturulan, ikinci nesil karakterler ise ayakta kalıp filmi ustaca savunuyorlar. Bu yüzden de film de belirleyici olan bu karakterler belki de. Filmde ilginç bir döngü var. Müziğin başladığı yerin, filmin bittiği yerden devam eden kısmı olduğunu gördüğümüzde buna inancımız artıyor. İkinci nesil kızın kıyafeti değişmiş iken, ikinci nesil erkekte aynı kıyafetin olması bilinçli bir tercih olsa gerek. Belki de bu yüzden ikinci nesil erkek hiç var olmadı. Bütün bunlar kızın kurguladığı bir gerçeklik de olabilir. Yanındaki erkek arkadaşı dahi hiç var olmamış, kendi kurmacası olabilir. Kendince oluşturduğu bir intikam hikayesi, erkeklerden nefret eden bir tipin kurguladığı bir simülasyon olabilir. Bütün bu ucu açıklığı, sarmal bir şekilde yayıp uçlarını birleştirmek ustaca bir iş gerçekten.

Görselliğin ve kurgunun, efektlerin, müziğin iyi olduğunu, sırıtmadığını kabul edersek, yönetmenlik de başarılı sayılırsa, geriye senaryo üzerine düşünmek kalıyor. Eylem kurguda ve görüntüde bazı yenilikçi denemelere girişmiş, en azından senaryodaki çeşitliliğe uygun hareket etmiş diyebiliriz. Yine de, kareden dondurmalarda bir altmetin yoksa, kendi adıma sırıttığını söylemeliyim.

Bu film hiç çekilmeseydi daha mı iyi olurdu? Cevabımız hayır ise elbette iyi bir film diyebiliriz.

ses'e hiç bişey diyemiyorum . zaten kötü ve kısık olduğu ve boğuk olduğunu biliyoruz.

ama arkadaş'a bi destek vereyim 🙂

Türk Sineması bile ses'i çözememiş, bu arkadaş nasıl çözsün yahu 🙂

ses'e hiç bişey diyemiyorum . zaten kötü ve kısık olduğu ve boğuk olduğunu biliyoruz.

ama arkadaş'a bi destek vereyim 🙂

Türk Sineması bile ses'i çözememiş, bu arkadaş nasıl çözsün yahu 🙂

Sesi çok kafaya takmayın. Sessiz sinema dönemini anımsayın. Bir yerde okumuştum. Bir akademisyendi sanırım. "Sessiz sinemada çığlık atan birini göstermek, şimdiki olduğundan daha fazla etkilidir" diyordu. Ben bazen sesi tamamen kapatıp seyrederim bazı şeyleri. Bu filmin sesle ilgili bir problemi yok. Anlatılmak istenen şeye güçlü bir şekilde yoğunlaşıldığında, tersine, problemmiş gibi görünen şeyler bu amaca hizmet edebilir bile. Yeter ki siz atmosferi oluşturun.

Abla 5 gündür açım be 🙂 ama sakallar tıraşlı

Tebrik ederim. Bende tarif edemesem de güzel hisler uyandırdı.

Acaba ne ile çektiniz ve objektif vb kullandınız mı? Ya da neler kullandınız?

ses'e hiç bişey diyemiyorum . zaten kötü ve kısık olduğu ve boğuk olduğunu biliyoruz.

ama arkadaş'a bi destek vereyim 🙂

Türk Sineması bile ses'i çözememiş, bu arkadaş nasıl çözsün yahu 🙂

Sesi çok kafaya takmayın. Sessiz sinema dönemini anımsayın. Bir yerde okumuştum. Bir akademisyendi sanırım. "Sessiz sinemada çığlık atan birini göstermek, şimdiki olduğundan daha fazla etkilidir" diyordu. Ben bazen sesi tamamen kapatıp seyrederim bazı şeyleri. Bu filmin sesle ilgili bir problemi yok. Anlatılmak istenen şeye güçlü bir şekilde yoğunlaşıldığında, tersine, problemmiş gibi görünen şeyler bu amaca hizmet edebilir bile. Yeter ki siz atmosferi oluşturun.

Bu filmin sesle ilgili bir problemi var hegel, yani en azından bence var. Bahsettiğin açıdan da bakabiliriz ama burada insanlar birbirine bir şey anlatıyor ve ne anlattıkları da önemli konu açısından. Bu konuşmalar anlaşılmayınca da heves kırılıyor biraz tabi. Aslında çok basit bir iki işi var filmin o açıdan. Sadece ses mixi doğru yapılmamış o kadar. Genel olarak da seviye çok aşağılarda bırakılmış. Hadi genel olarak aşağıda bırakılmasına tamam, son çıktı alınmadan halledilir diye olabilir de bazı yerlerde müziğin altında kalmış sesler. Genel olarak bence Alpgiray'ın ileriye gittiğini gösteren bir film bence.