Forum

ÇIKMAZ

27 Gönderi
12 Üyeler
0 Reactions
5,638 Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Filmin kurgusu ve görüntü yönetimi idare eder, iyi sayılabilir. Ancak bunlar dışında hemen herşeyi kötü ne yazık ki.

Oyuncu seçimi ve oyunculuklar bir kere baştan yanlış. Genç insanlarsınız bu filmi yapanlar, anlıyoruz. Ama olmaz yani. Hadi borç batağına düşmüş arkadaş neyse (aslında onun da bu kadar genç oluşu üzerine birşeyler olmalıydı filmde). Ama mafya tipler nasıl bu kadar genç olabilir?

Replikler ve oyunculuklar da kötü. Filmin başlarında çıkmazda geçen sekansta oyuncu bir ara kendini tutamayıp gülümsüyor sanki. Bu çekim nasıl kurguya alınır anlamak olanaksız? Oradaki hemen hiçbirşey mantıklı, inandırıcı, tatmin edici değil. Zaten genel olarak oyunculuklar çok çok zayıf.

Hikaye ve senaryo.... Daha geçen gün bir arkadaşla konuşurken aynı şeyi sordum ona. Her yazar ya da yönetmen, bir filme girişmeden önce kendisine bazı sorular sormalıdır. Ve bu soruların bazıları da tüm proje geliştirme ve sonlandırma aşamalarında kafasında dönüp durmalıdır. Bu genç arkadaşlar hiç mi bu gereklilikleri bilmiyor ya da düşünmüyorlar? "Bu hikaye ne anlatıyor?" ve "Ben neden bu hikayeyi anlatıyorum?" İkisinin de net bir cümle ile cevaplanması gerekir bu soruları. Bu filmi yapan arkadaş için cevaplayayım soruları: Bu film, parasını yiyecek olan kişilere hiçbirşey yapamayacak kadar güçsüz olan bir mafyayı (daha doğrusu bu mafyanın fazla genç adamını) ve bu mafyanın parasını yiyen gencin de bu mafyanın böyle zayıf bir organizasyon olduğunu fark edemeyip gereksiz paniklere girmesini anlatıyor. İşte şimdi yazar/yönetmene soralım: Sen neden bu hikayeyi anlatıyorsun arkadaşım?

Burak'ın, hedeflerini şaşırması, oyuncularını seçememesi ve yönetememesi, birçok anın resmen simülasyon olması, hikayenin zerre inandırıcılık içermemesi falan hep neden böyle bir hikaye anlatıp anlatmadığı ile ilgili sorunlar. Çünkü BUrak, sadece bir film yapmak için bu hikayeye ilgi duymuş. Filmdeki baş karakterin sorunları Burak'In umurunda değil aslında. Burak, bu tip organizasyonlar, sorunlar vs. hakkında en küçük bir bilgiye de sahip değil. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyor, bilemez. Diyeceksiniz ki e bu arkadaş zaten genç, bilemez. E o zaman gençliğin sorunları ile ilgili film çeksin. Kendi dertlerini anlatsın.

Bu film baştan sonra bir simülasyon. Hem de simülasyon kare. Simülasyon üssü 2. 2 şeyi gerçekmiş gibi göstermeye çalışıyor ama başaramıyor. Hem karakterinin yaşadıklarını anlatmaya çalışıyor ama başaramıyor. (Borç batağı vs) Hem de yönetmenin bu sorunları önemsediğini ve iyi bildiğini iddia ediyor ama bunu da başaramıyor. İkisi de doğru değil. Ne film, karakterinin yaşadıklarını bizimle paylaşabiliyor. Ne de yazar/yönetmen gerçekten bunları anlatmak istiyor aslında. Hem filmin kendisi gerçeklerin benzetimi, hem de yönetmenin tavrı gerçeğin benzetimi. Filmin karakteri ve filmin tamamı da yapay, yazar/yönetmen Burak'ın bize yaklaşımı da yapay.

Geçenlerde Uğur Atılgan'ın son filmine birşeyler yazmıştım. Şüphe'ydi sanırım. Orada yazdığım birçok şey burada da geçerli.

"Para nerde?" "Bulamadım" sok bıçağı! Var mı böyle bir şey? Yok. Ama film ilerleyecek işte.

Haa.... Evet bu film kötü bir film. Ama bu kadar yererken "yapmayın film milm" gibi bir fikirde değilim asla. Görsel olarak da kötü işler çıkarmıyorsunuz zaten ortaya. Elinize sağlık. Ama bir anlamı yok çünkü emeklerinizin hizmet ettiği şeyler hep en yanlış şeyler.

Bu genç arkadaşlara gösterdiğim yaklaşımın temelinde hep iki şey var.

1- Ne anlatacağını iyi seçiniz. Yapay şeylere meyil etmeyiniz. Uğur organ mafyası üzerine film yapmış. Bu arkadaş da mafya/para/pul. Size ne dostlar bunlardan yahu? Sallayın gitsin. Yetti artık, milyar yıldır mafya filmi izliyoruz. İlk hoşlandığınız kızı gördüğünüz andaki hislerinizi anlatın. Annenizin size ilk bağırdığı andaki hislerinizi anlatın. Okulda kantinde başınıza gelen komik bir şeyi anlatın. İlk öpüşmenizi anlatın. İlk dayak yiyişinizi anlatın. Öğretmenlerinizin gerizekalılıklarını anlatın. Sizi anlayamayanları anlatın. Sizin anlayamadıklarınızı anlatın. Varsın kötü olsun bu filmler. En azından dürüst olacaksınız. “Derdimi anlattım, elimden gelen buydu” dediğinizde size an fazla “biraz daha özenseymişsin” denir. Ama en azından tematik olarak, içerik olarak gerçekten sizi izlemiş, sizi tanımış oluruz. Ki zaten dediğim gibi görsel olarak kötü değilsiniz, hepiniz gayet yeteneklisiniz, doğru projelere girişseniz harika işler çıkarırsınız siz. Ama bu yeteneği hep trip işlere harcıyorsunuz. BU konuda söylenecek daha çok şey var ama uzatmayayım. Ve: 10 tane kötü filminiz olacağına 1 tane iyi filminiz olsun.

2- Özen gösterin işlerinize. Oyuncu kendini tutamayarak çekimde gülümsemiş ve Burak da o çekimi kurguya katmış, bu nasıl bir iş yahu? O mafyanın adamı “gel buraya gel” diyor? Neden diyor? Kim yazmış bu repliği? O kadar fazla gereksiz, anlamsız replik, çekim, açı vs. var ki bu filmde. Her şey bir kez düşünülüp çekilmiş gibi. Elalem aylar yıllar harcıyor projelerine. Bu şartlarda nasıl ortaya iyi bir film çıkabilir ki?

Ve son olarak: Korku, gerilim, aksiyon, polisiye falan gibi türler sinema tarihinde hep yarı fantastik türler olarak var olmuşlardır. Şimdi hatırlayamadığım bir sinema kuramcısı şöyle diyordu: Ya gerçeğe çok yakın fanteziler ya da fanteziye çok yakın gerçekler sinemanın konusu olabilir. İşte eğer aksiyon, gerilim, korku vs. çekecekseniz bu temelde bir fantezidir ver sizin göreviniz bunu gerçeğe uygun göstermektir. Çünkü günlük hayatta böyle şeyler olmaz. Komedi, dram, melodram falan çekecekseniz de bu zaten gerçektir, her gün bunları yaşıyoruz, görüyoruz. İşte bunu da fanteziye yakın göstermelisiniz. Şimdi bu denklemde Burak’In filmine bir yer açmayı denerseniz anlatmak istediklerimi daha net görebilirsiniz.

Özetle…. Dediğim gibi. Burak da gayet yetenekli bir arkadaşımız. Bazı arkadaşların dediği gibi harika kareler yakalamış bazı anlarda. Kamera kullanabiliyor. Kurguyu biliyor. Bu konularda çok daha iyi olacak, kesinlikle eminim. Çok daha iyi işler yapacak, ben kefilim. Ama şu an için neyi neden anlattığını, neden bunlarla ilgilendiğini kendisi de bilmiyor gibi geliyor bana. Çünkü biliyor olsa 30 santimlik tahtada 1 metre ıskalamaz.

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 11/03/2010 1:20 pm
(@burakfilm)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filmin kurgusu ve görüntü yönetimi idare eder, iyi sayılabilir. Ancak bunlar dışında hemen herşeyi kötü ne yazık ki.

Oyuncu seçimi ve oyunculuklar bir kere baştan yanlış. Genç insanlarsınız bu filmi yapanlar, anlıyoruz. Ama olmaz yani. Hadi borç batağına düşmüş arkadaş neyse (aslında onun da bu kadar genç oluşu üzerine birşeyler olmalıydı filmde). Ama mafya tipler nasıl bu kadar genç olabilir?

Replikler ve oyunculuklar da kötü. Filmin başlarında çıkmazda geçen sekansta oyuncu bir ara kendini tutamayıp gülümsüyor sanki. Bu çekim nasıl kurguya alınır anlamak olanaksız? Oradaki hemen hiçbirşey mantıklı, inandırıcı, tatmin edici değil. Zaten genel olarak oyunculuklar çok çok zayıf.

Hikaye ve senaryo.... Daha geçen gün bir arkadaşla konuşurken aynı şeyi sordum ona. Her yazar ya da yönetmen, bir filme girişmeden önce kendisine bazı sorular sormalıdır. Ve bu soruların bazıları da tüm proje geliştirme ve sonlandırma aşamalarında kafasında dönüp durmalıdır. Bu genç arkadaşlar hiç mi bu gereklilikleri bilmiyor ya da düşünmüyorlar? "Bu hikaye ne anlatıyor?" ve "Ben neden bu hikayeyi anlatıyorum?" İkisinin de net bir cümle ile cevaplanması gerekir bu soruları. Bu filmi yapan arkadaş için cevaplayayım soruları: Bu film, parasını yiyecek olan kişilere hiçbirşey yapamayacak kadar güçsüz olan bir mafyayı (daha doğrusu bu mafyanın fazla genç adamını) ve bu mafyanın parasını yiyen gencin de bu mafyanın böyle zayıf bir organizasyon olduğunu fark edemeyip gereksiz paniklere girmesini anlatıyor. İşte şimdi yazar/yönetmene soralım: Sen neden bu hikayeyi anlatıyorsun arkadaşım?

Burak'ın, hedeflerini şaşırması, oyuncularını seçememesi ve yönetememesi, birçok anın resmen simülasyon olması, hikayenin zerre inandırıcılık içermemesi falan hep neden böyle bir hikaye anlatıp anlatmadığı ile ilgili sorunlar. Çünkü BUrak, sadece bir film yapmak için bu hikayeye ilgi duymuş. Filmdeki baş karakterin sorunları Burak'In umurunda değil aslında. Burak, bu tip organizasyonlar, sorunlar vs. hakkında en küçük bir bilgiye de sahip değil. İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyor, bilemez. Diyeceksiniz ki e bu arkadaş zaten genç, bilemez. E o zaman gençliğin sorunları ile ilgili film çeksin. Kendi dertlerini anlatsın.

Bu film baştan sonra bir simülasyon. Hem de simülasyon kare. Simülasyon üssü 2. 2 şeyi gerçekmiş gibi göstermeye çalışıyor ama başaramıyor. Hem karakterinin yaşadıklarını anlatmaya çalışıyor ama başaramıyor. (Borç batağı vs) Hem de yönetmenin bu sorunları önemsediğini ve iyi bildiğini iddia ediyor ama bunu da başaramıyor. İkisi de doğru değil. Ne film, karakterinin yaşadıklarını bizimle paylaşabiliyor. Ne de yazar/yönetmen gerçekten bunları anlatmak istiyor aslında. Hem filmin kendisi gerçeklerin benzetimi, hem de yönetmenin tavrı gerçeğin benzetimi. Filmin karakteri ve filmin tamamı da yapay, yazar/yönetmen Burak'ın bize yaklaşımı da yapay.

Geçenlerde Uğur Atılgan'ın son filmine birşeyler yazmıştım. Şüphe'ydi sanırım. Orada yazdığım birçok şey burada da geçerli.

"Para nerde?" "Bulamadım" sok bıçağı! Var mı böyle bir şey? Yok. Ama film ilerleyecek işte.

Haa.... Evet bu film kötü bir film. Ama bu kadar yererken "yapmayın film milm" gibi bir fikirde değilim asla. Görsel olarak da kötü işler çıkarmıyorsunuz zaten ortaya. Elinize sağlık. Ama bir anlamı yok çünkü emeklerinizin hizmet ettiği şeyler hep en yanlış şeyler.

Bu genç arkadaşlara gösterdiğim yaklaşımın temelinde hep iki şey var.

1- Ne anlatacağını iyi seçiniz. Yapay şeylere meyil etmeyiniz. Uğur organ mafyası üzerine film yapmış. Bu arkadaş da mafya/para/pul. Size ne dostlar bunlardan yahu? Sallayın gitsin. Yetti artık, milyar yıldır mafya filmi izliyoruz. İlk hoşlandığınız kızı gördüğünüz andaki hislerinizi anlatın. Annenizin size ilk bağırdığı andaki hislerinizi anlatın. Okulda kantinde başınıza gelen komik bir şeyi anlatın. İlk öpüşmenizi anlatın. İlk dayak yiyişinizi anlatın. Öğretmenlerinizin gerizekalılıklarını anlatın. Sizi anlayamayanları anlatın. Sizin anlayamadıklarınızı anlatın. Varsın kötü olsun bu filmler. En azından dürüst olacaksınız. “Derdimi anlattım, elimden gelen buydu” dediğinizde size an fazla “biraz daha özenseymişsin” denir. Ama en azından tematik olarak, içerik olarak gerçekten sizi izlemiş, sizi tanımış oluruz. Ki zaten dediğim gibi görsel olarak kötü değilsiniz, hepiniz gayet yeteneklisiniz, doğru projelere girişseniz harika işler çıkarırsınız siz. Ama bu yeteneği hep trip işlere harcıyorsunuz. BU konuda söylenecek daha çok şey var ama uzatmayayım. Ve: 10 tane kötü filminiz olacağına 1 tane iyi filminiz olsun.

2- Özen gösterin işlerinize. Oyuncu kendini tutamayarak çekimde gülümsemiş ve Burak da o çekimi kurguya katmış, bu nasıl bir iş yahu? O mafyanın adamı “gel buraya gel” diyor? Neden diyor? Kim yazmış bu repliği? O kadar fazla gereksiz, anlamsız replik, çekim, açı vs. var ki bu filmde. Her şey bir kez düşünülüp çekilmiş gibi. Elalem aylar yıllar harcıyor projelerine. Bu şartlarda nasıl ortaya iyi bir film çıkabilir ki?

Ve son olarak: Korku, gerilim, aksiyon, polisiye falan gibi türler sinema tarihinde hep yarı fantastik türler olarak var olmuşlardır. Şimdi hatırlayamadığım bir sinema kuramcısı şöyle diyordu: Ya gerçeğe çok yakın fanteziler ya da fanteziye çok yakın gerçekler sinemanın konusu olabilir. İşte eğer aksiyon, gerilim, korku vs. çekecekseniz bu temelde bir fantezidir ver sizin göreviniz bunu gerçeğe uygun göstermektir. Çünkü günlük hayatta böyle şeyler olmaz. Komedi, dram, melodram falan çekecekseniz de bu zaten gerçektir, her gün bunları yaşıyoruz, görüyoruz. İşte bunu da fanteziye yakın göstermelisiniz. Şimdi bu denklemde Burak’In filmine bir yer açmayı denerseniz anlatmak istediklerimi daha net görebilirsiniz.

Özetle…. Dediğim gibi. Burak da gayet yetenekli bir arkadaşımız. Bazı arkadaşların dediği gibi harika kareler yakalamış bazı anlarda. Kamera kullanabiliyor. Kurguyu biliyor. Bu konularda çok daha iyi olacak, kesinlikle eminim. Çok daha iyi işler yapacak, ben kefilim. Ama şu an için neyi neden anlattığını, neden bunlarla ilgilendiğini kendisi de bilmiyor gibi geliyor bana. Çünkü biliyor olsa 30 santimlik tahtada 1 metre ıskalamaz.

öncelikle değerlendirme için teşekkür ederim.

şimdi ben sebeplerimi açıklayayım; biz bu liseler arası kısa film yarışmasına katıldık. doğal olarak şiddet istemediler. o yüzden bıçaklanma sahnesini özensizce yapmamız gerekti. aksi takdirde elenecektik. oyuncular okul öğrencilerinden oluşuyor, bu yüzden kadromuz genç.

Oyncunun güldüğü yeri almam gerekti çünkü teslim tarihine kadar filmi çekip montajlamam gerekiyordu; fazla vaktim yoktu. o planı 5 defada çektik ve inan diğer 4 ü daha iyi değildi. o yüzden çok üstünde duramadım. evet bazı replikler zayıf, kabul ediyorum. sonuçta hala öğreniyorum.

Yarışmada oyunculuktan çok filmlerin çekim ve kurgusu değerlendirileceğinden oyunculuk üstünde fazla durmadık.

Hikayeye gelince, çok iyi değil, farkındayım. Sıradan bir gençlik sorununu işleseydim( okul, sevgili, aile baskıları vs) yarışmada şansımız çok olmayacaktı. Çünkü tüm yarışmacılar hemen hemen bu konuları işliyor.
Senaryo yazıldıktan sonra çok iyi olmadığını anladık ama yeni bir hikaye yazmaya vaktimiz yoktu.

Komedi yapsaydık çok temiz ses gerekecekti, her esprinin anlaşılması için(görsel komedi hariç). Ve büyük ihtimal çoğu yarışmacı komedi yapacaktı.

Ben bu filmde hikayeden çok çekim ve kurguya önem verdim. daha yolun çok başındayım ve süper bir senaryo çıkarmam zor. Deniyoruz; "birde böyle bir konu işleyelim bakalım nasıl olacak" diye. Her filmde farklı bir tür deniyorum. Yaparken öğreniyorum, yaptıkça pekiştiriyorum. Haa, ben bu filmi sırf yarışma için mi yaptım? Tabii ki hayır. Sırf onun için yapsam daha özensiz bir çalışma olurdu.
Tüm çekimi 4 gün içinde yapmamız gerekti ve çekim öncesinde gerekenleri yaptığımı düşünüyorum; okuma provaları, storyboard çizimi vs. Ama henüz dört dörtlük bir film çıkaramayız, daha öğrenmem gereken çok şey var; hata yapa yapa öğreniyorum.

Vakit ayırıp yorum yazdığınız ve eleştiri yaptığınız için çok teşekkür ederim tekrar : )

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 11/03/2010 5:58 pm
(@kaanyilmaz)
Gönderi: 37
 

Filme değerlendirme yapmıyorum.
Ancak elinizdeki oyunculara göre senaryo yazmanız daha iyi olacaktır.
Açık olmak gerekirse ben "çek-senet-gözlüklü eleman" unsurlarını gördükten sonra, ilerleyen sahnelere kadar karısı sandım kardeşini, üstüne birde yeşilçam tarzı replikleri duyunca ( bkz: hani eve geldiği sahne, kız kardeşi eve birileri geldi diyor. ) keşke yapmasaymış dedim.
Mafya değilde, serseri tipler olsaydı daha inandırıcı olurdu.
Gerçekten bu yaştaki gençlerin bu rollerde oynaması komik duruyor.
iLAN'ında belirttiği gibi kıyafet çok göze batıyor.
Bir kağıdı yuvarlamak yerine,cnbc'e tarzında sansürleme yapsan bile daha iyi olucaktı.
Son olarak, 10:58 de plan değiştikten sonra senkronizasyon hatası beliriyor, sesler tam oturmamış 1-2 saniye erken geliyor acaba bendemi bir sorun var diyip bir kaç kez baktım sadece orada böyle bir problem var.

Gördüklerim ve söylemek istediklerim bukadar.
Yarışmada başarılar.

birisi karanlıkları yaksın ve kapatsın bütün ışıkları.

 
Gönderildi : 11/03/2010 7:24 pm
(@burakfilm)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filme değerlendirme yapmıyorum.
Ancak elinizdeki oyunculara göre senaryo yazmanız daha iyi olacaktır.
Açık olmak gerekirse ben "çek-senet-gözlüklü eleman" unsurlarını gördükten sonra, ilerleyen sahnelere kadar karısı sandım kardeşini, üstüne birde yeşilçam tarzı replikleri duyunca ( bkz: hani eve geldiği sahne, kız kardeşi eve birileri geldi diyor. ) keşke yapmasaymış dedim.
Mafya değilde, serseri tipler olsaydı daha inandırıcı olurdu.
Gerçekten bu yaştaki gençlerin bu rollerde oynaması komik duruyor.
iLAN'ında belirttiği gibi kıyafet çok göze batıyor.
Bir kağıdı yuvarlamak yerine,cnbc'e tarzında sansürleme yapsan bile daha iyi olucaktı.
Son olarak, 10:58 de plan değiştikten sonra senkronizasyon hatası beliriyor, sesler tam oturmamış 1-2 saniye erken geliyor acaba bendemi bir sorun var diyip bir kaç kez baktım sadece orada böyle bir problem var.

Gördüklerim ve söylemek istediklerim bukadar.
Yarışmada başarılar.
teşekkür ederim. ses kayması oldu biraz. son montajda oldu galiba o ya da renderdan kaynaklı. abi-kardeş ilişkisine gelince, evet ilk başta karı koca gibi duruyor, filmi kaydettikten sonra yapılan test gösterimlerinde fark ettim : D
sigara konusuna gelince, oyuncu tiryaki gibi çekmiş ben sadece elinde dursun, ayrıntı olsun diye verdim. o çekimde günü son çekimiydi, yorgundum tekrar çekememiştik. malum, çekimden sonra dershanelerimiz oluyordu acelemiz vardı.

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 11/03/2010 7:36 pm
(@sakdeniz)
Gönderi: 27
 

Ben kurgu ve kamera kullanımı olarak beğendim. diğer filmlerine nazaran kendini geliştirmişsin.
Ses hataları bir önceki okulda gecen filmine göre cok daha az.
müzik secimlerin de daha iyi.
kurguda sorun göremedim kısacası.
ama genel kanıya katılıyorum mafyayı oynayan herkes mafya tipini canlandıramadı benim gözümde.mükemmel bir iş tabiyki ama eksiklerini düzeltme yolundasınç
oyunculuk zayıf tabiyki ama oyuncu arkdasta önceki filmlere göre daha iyi oynuyor.yani kendinizi geliştiren dinamik bir ekip görüyorum ben karsımda.
tebrikler

 
Gönderildi : 12/03/2010 4:55 pm
(@turkington)
Gönderi: 0
 

Bir sonraki filmini eklediginde (yada cektiginde) eger arada fark yoksa ve kendini gelistiremediyse o zaman sert elestiriler yapilabilir ama suan icin cokta yüklenmemek lazim.Nede olsa daha 17 yasinda bir lise ögrencisinin elinden cikmis bir film.

http://evrenulgen.com
http://twitter.com/evrenulgen

 
Gönderildi : 13/03/2010 5:16 am
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
 

Turkington sana malesef hiç katılmıyorum. Bende 17 yaşındayım ve lisede okuyorum şuanda. Ama bu şekilde bir tavır alındığında bu bize direk bahane oluyor. Gerekiyorsa yüklenilmeli ama bu yüklenilme Görkem abinin yaptığı gibi yapılmalı diye düşünüyorum.

 
Gönderildi : 13/03/2010 4:25 pm
(@turkington)
Gönderi: 0
 

Turkington sana malesef hiç katılmıyorum. Bende 17 yaşındayım ve lisede okuyorum şuanda. Ama bu şekilde bir tavır alındığında bu bize direk bahane oluyor. Gerekiyorsa yüklenilmeli ama bu yüklenilme Görkem abinin yaptığı gibi yapılmalı diye düşünüyorum.
Bu tavir sonuna kadar böyle gitmiycek tabiki bir sonraki filmde yapilacak yorumlar daha dogru olur.senin filmlerini izlemedigim icin bir sey diyemem ama ben bir sonraki filmini bekleyecegim agir elestiri icin

http://evrenulgen.com
http://twitter.com/evrenulgen

 
Gönderildi : 14/03/2010 2:49 am
(@burakfilm)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

olumlu olumsuz yorumlara gerçekten teşekkür ederim. hatalarımı görüyorum ama sanki filmin hiçbir elle tutulan yanı yokmuş gibi yazmışsınız sanki gibime geldi. evet, senaryo vasat, bunu biliyorum ama sanki hiçbir şey iyi olmamış diyorsunuz gibime geliyor belkide ben yanlış anlıyorumdur. tabii ki olumsuz yönleri var ve eleştireceksiniz ki eleştirmişsinizde, tekrar çok teşekkür ederim ama birazda çekim ve kurgu üzerine yorum almak istiyorum 🙂
bu arada uuratlgn kardeşim, "Şüphe"yi izledim. gerçekten başarılı buldum tebrik edrim. senaryo hafiften basite kaçsada çekim ve kurguyu beğendim 🙂

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 14/03/2010 4:39 am
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
 

Turkington sana malesef hiç katılmıyorum. Bende 17 yaşındayım ve lisede okuyorum şuanda. Ama bu şekilde bir tavır alındığında bu bize direk bahane oluyor. Gerekiyorsa yüklenilmeli ama bu yüklenilme Görkem abinin yaptığı gibi yapılmalı diye düşünüyorum.
Bu tavir sonuna kadar böyle gitmiycek tabiki bir sonraki filmde yapilacak yorumlar daha dogru olur.senin filmlerini izlemedigim icin bir sey diyemem ama ben bir sonraki filmini bekleyecegim agir elestiri icin

Bende bir sonraki filmimde senden gelecek olan ağır eleştirileri bekliyorum.

Ayrıca teşekkür ederim BurakFilm. Yarışmada bol şans.

 
Gönderildi : 14/03/2010 6:45 pm
(@burakfilm)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

http://www.vimeo.com/10376461 " onclick="window.open(this.href);return false;
bu da kamera arkası belgeseli. konuşmalarımızda biraz tutukluk var, acele çektik 🙂

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 24/03/2010 5:33 pm
(@burakfilm)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

silinen sahneler; http://www.vimeo.com/10607285 " onclick="window.open(this.href);return false;
çekim hataları; http://www.vimeo.com/10606869 " onclick="window.open(this.href);return false;

-Bir makara bitip de diğerinin başlayacağı an birinin düğmeye basması gerekir. O anda ekranın sağ üst köşesinde bir nokta belirir.
-Bu sektörde biz ona sigara deliği deriz.

 
Gönderildi : 02/04/2010 3:15 am
Sayfa 2 / 2
Paylaş: