Forum

CEDEL

132 Gönderi
41 Üyeler
0 Reactions
29.7 K Görüntüleme
(@desert333)
Gönderi: 0
 

Önümüzdeki hafta geliyor bu film bu arada... 😉

Süper oldu bu.

 
Gönderildi : 28/03/2015 5:00 pm
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
cedel'i beklediğimiz kadar 😀

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 28/03/2015 5:02 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Hehe. 🙂 Beklentiyle izlemeyin çok.
Ama kendim kaşındım bu kadar beklenirse olacağı bu.
Çok acayip uğraştığımız için beklemedik bu arada.
Hakkatten uğraşmaya vakit bulamadığımız için bekledik bu kadar.
Sıradan bir film. Sadece yapılış süreci iyi, bir de denemesi cesaret isteyen bir film. O kadar.
Denedik bir şeyler, öğrendik. Teknolojinin gerisinde de kaldı film biraz ama işte fakat güzel şeyler ifade eden bir film bizim için, uğraşanlar için...

 
Gönderildi : 28/03/2015 5:08 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

En baştaki mesaja ekledim filmi.

 
Gönderildi : 01/04/2015 12:19 am
(@mesuttekin)
Gönderi: 0
 

video gizli diyor

 
Gönderildi : 01/04/2015 12:24 am
(@mesuttekin)
Gönderi: 0
 

tamamdır,elinize sağlık,izleyelim:)

 
Gönderildi : 01/04/2015 12:25 am
(@lightshadow)
Gönderi: 0
 

konserve kutuları kapitalizmi simgeliyor sanırım 🙂 kapitalizmin zombileriyle mücadele edenler bir süre sonra konserve kutusu için birbirlerine silah doğrultup tetiği çekiyorlar.

her ne kadar zombi olayına kıl olsam da hikaye ve anlatım tekniği hoşuma gitti. tebrik.

“The first draft of anything is shit.” Ernest Hemingway

 
Gönderildi : 01/04/2015 1:15 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Zombi olayı teferruat zaten bu filmde gördüğünüz üzere, teşekkürler. 🙂

 
Gönderildi : 01/04/2015 1:28 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

güzel olmuş ellerinize sağlık. dış sesi kullanmayı sevmediğinizi sanıyordum bu arada 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 01/04/2015 1:34 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

O nereden çıktı ya, kesin geçmişte bir şeye demişimdir. 🙂

 
Gönderildi : 01/04/2015 1:42 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

evet geçmişte, gerçi onu bi belgesel için söylemiştin ama ben genellemiştim 😀

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 01/04/2015 1:57 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Uzun zamandır bir kısa hakkında yazmıyordum.
Filmin girişi beni umutlandırmıştı açıkcası, zaten çekilirken ve sonrasında da forumdan gizli gizli bakınıyordum.. Ama izledikten sonra beni feci şekilde hayal kırıklığına uğrattı. Giriş için Türkiye'deki kısa filmlerde rastlamadımız bir konu olması güzeldi ama bu tarz fan made/cosplay vb. yapımların prodüksiyon tasarım süreçleri her zaman sancılıdır ki filmde çokça gözüküyor. Şuan hali hazırda en temiz zombi yapımı Walking Dead bile prodüksiyon tasarımını çıkartınca kocaman bir balon olarak uçup gidiyor. Gerçeklikten aşırı derece uzak bir zombi yapımı ancak güzel bir şekilde anlatılır ise izlenebilir oluyor. Ama gerçekçiliği üst seviyede olunca XL1 ile bile çeksen tadından yenmiyor.

Filme gelince konu ve anlatım itibari ile güzel ama dış sesler bence başarısız, buna oyunculuğun da gerçekten kötü performansı da eklenince filmden kopartıyor. Anlatılmak istenen hikaye biraz daha detaylarla şekillendirilebilirdi mesela bebek arabası gibi öğeler daha çok kullanılabilirdi. 2 kişi üzerinden anlatılmaya çalışılırken yüzeysel hikayeler eklenilmiş. Benim dikkatimi çeken neden yüksek bir yerde iken kısıtlı cephane ile yerdeki zombileri öldürmesi vb. gibi reel olmayan aksiyonlar. Bu yine örneğini verecem ama 🙂 Walking Dead'de çok güzel işleniyor. Onda bile hastir lan he oldu denecek saçma ama yiyen sahneler bolca var. Diğer gözüme feci şekilde batan karakterin bir tanesinin açıklama yaptıktan sonra komando değil manav olabilme olasılığının daha fazla olması. Evet bu tarz filmler maliyeti yüksek detay ve işçiliği iyi olması gereken yoksa sırıtan yapımlar. Bu konuda zaten burdayız bu yüzden dolayı Bağımsız, düşük bütçeli filmler.. ama bir şekilde bunu hissettirmeden de gerçekten oyuncu ve tasarımı ile üst seviyeye atlayabiliriz diye düşünüyorum. Örneğin, komandonun tüfeği gözüne sokarak ilerlemesi ve kabzayı gengsta gibi tutması. Bana batan bunlar eğer bir komando isen ve bunu filmde gözlere sokacak ve zombi filmi olacak ise o tüfek patlayınca karşındakinden önce sağ gözü kopartır 🙂

Bitiş galiba stok eğer stok değil ise keşke orada çekseymişsin fena güzel bir mekanmış, filmden daha fazla yoğunlukta kapanış izliyoruz odalarda dolaşma vs. Bir sonrakinde bence daha temiz işler olacak eğer zombi filmlerine devam etmeyi düşünürsen. Makyaj ve kostüm çok önemli diye düşünüyorum tabi bir o kadar da özellikle bu filmde karakterler.

benim yorlamambu kadar.
oha çok yazmışım.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 01/04/2015 4:38 am
(@fulgura)
Gönderi: 0
 

Şimdi indirip izledim. Sonunda hayırlı ve geçmiş olsun.

Ukalalık modunda yazacağım; fularımı taktım, pipomu yaktım ve viskimi alarak bilgisayarın başına geçtim.

Ben ister Kezzap olsun ister Nuri Bilge Ceylan, yapabilirsem bir kişinin gelişmesini ve düşüncesi ve tekniğinin ilerlemesini izlemeyi tekil filmlerini izlemekten daha çok seviyorum ve merak ediyorum. "Bu adam ne yapıyor? Ne öğrenmiş bu sefer ve onu kullanmaya çalışıyor?" gibi sorular bende daha önemli. Bu film hakkında zaten bir süredir beklenti içindeydik ve aslında ne türden bir yaklaşımı olduğunu biliyorduk. O nedenle bunun nasıl yapılacağını merak ediyordum. Korkum, sosyal-ideolojik bir gidişatı olacağından emin olduğum bir filmin bunu yüzeysel ve göstere göstere yani popülist yapacağı yönündeydi. Olabildiğince entellektüel bir yaklaşım görürsem, yani Kezzap yapmaya çalıştığını "yeterince gömebilirse" bunu başarı olarak addederim dedim. Elbette burada durumu bilen biri olarak aslında artık şaşırtılmayı beklemiyorum ama şaşırabilmeyi bekliyorum. Bu noktada Cedel bence başarısız olmamış. Yani düşüncesini bu şekilde işleyeceğini beklemiyordum ve o düğümlenme anının yaklaşımını beğendim. Belki bunu gerçekdışılığa taşmadan (geri sarma ve alternatif anlatı kısmı) yapabilirdi ama nasıl yapardı onu bilemem. Zor bir nokta bu. Sonuçta bitince kafamda geri sarıp bir daha düşündüm. Gelmek istediği noktaya gelirken geçtiği noktalarda neden durduğunu, ne yapmaya çalıştığını sordum. O bebek arabası güzeldi, paralelleri olmalıydı, benzerlerini bekledim ki içsesli bir anlatının bence en kötü tarafı devamlı adamın yüzünü göstermektir. Oysa klişe bile olsa dönen araba tekerleği, ölmüş bir insanın eli, oyuncak vb gibi dağıtılmış nesneler bizi daha meşgul ederdi. Dediğim gibi klişe bunlar ama işe yarıyorlar aslında.

Konunun düğümlendiği/açımlandığı yere dönecek olursak, Kezzap dünyanın halini kendince özetlemiş. İtiş kakış dünyasında yaşıyoruz ve paylaşmayı öğrenemezsek sonuçta dünya zombilere kalacak. Oyun teorisini test edercesine, kendi varoluş kaygısını sorgulayan insanlara gerçek düşmanlarının ne olabileceğini düşündürtmeye çalışıyor adam, amatörce de olsa. Eğer o zombilerden birinin elinde Bond çanta olsaydı, ya da göbekli işadamı imgesi olsaydı, film o dakika gözümden düşerdi ve dediğim gibi bu noktada gömme görece başarılı. Çok orjinal değil belki ama adam istediğini yapmış. Seslerin içiçe geçtiği yer, ki modern insanın halet-i ruhiyesi olan kafa karışıklığı, biraz daha anlaşılır olabilirmiş. Beğenmediğim nokta ise hata-ceza gibi esasen dinsel bir formül çerçevesinde sonuçlanması. Muhafazakar gençlerin filmlerinde de benzeri yaklaşım var; günah olarak tanımlanan bir eylem yapıyorsun ve sonucu ilahi bir ceza olarak görülmek durumunda. Sosyalist ya da her neyse şeklinde tanımlanan görüşü bu nedenle takdir etmiyorum artık; kendi içine ahlakçı hatta dinsel bir görüşe dönüşmeye başladı. Bu nokta benim gözümde bu düşünce ekolünün en büyük handikapı; dünyaya bakışı ahlakçılık üzerinden ilerlemekte. Ha benim cevabım ve çözümüm nedir diye sorarsanız, viskimden bir yudum alır derin derin ufka bakarım çünkü bilmiyorum.

Buna karşın, bunu yaparken kullandığı teknikleri biraz sorunlu buldum. Açılış, ki daha önce görmüştük, bir Hollywood klişesi ve burada Kezzap bunu kasten bizleri içeri çekmek için yapmış olabilir. Fakat aralara dağıtılmış Film Riot türü stop frame efektlere ne gerek vardı anlayamadım. Stock olduğunu düşündüğüm slider iç mekanlar güzel ama görsel olarak yedirilmemiş. Renklendirme tutarsız, birden fazla görsel durum arasında gidip duruyoruz. Fragmante bir kesme var. Filmin gövdesi olan 550D çekimi ile bu diğer çekimler arasındaki atlamaların olası bir anlamsal katkısı yok bence. Çok daha temiz düşünüp efekt kısmını azaltabilirmiş ve öz daha belirgin olurmuş.

Zombiler makyaj açısından başarılı. Ölenlerden biri Görkem miydi? Kızlar iyiydi. Oyunculuklar amatör ve diyalog kısmı bazen dağılmış ama fazlaya kaçmadan belli bir çizgi üzerinde ilerlemiş. Komando arkadaş sorunlu. Çatıdaki dövüş sahnesinde de bir boşluk oluşmuş.

Doğru ya da yanlış ama bir gözlemim var. Bir filmin çekilme süreci o kadar yoğun ve yorucudur ki bazen bittikten sonra post aşamasında insan psikolojik olarak bu süreçten kopar. Yani kısmen çekimlerin ya da oyunculukların istendiği gibi olmaması, soğuma, zaman vb nedenler çekimi bitmiş filmi sündürür de sündürür. Bu nedenle de geri dönüp post'una başlanması gereken filmler "bir an önce bitsin" filmlerine dönüşüyor. Artık filmin sahibi o filmi aklen aşmış, o film çekilmeden önce bir hayaldi ama gerçek olunca artık akıl bir sonraki şeylere gitmeye başlıyor. Bu soğuma bazen projenin post aşamasında olabileceğinden daha kötü hale gelmesine yol açabiliyor. Belki Kezzap için de benzeri bir süreç söz konusu. Bu sadece bir tahmin/sezgi.

Filmin kötü olduğunu söylemiyorum ama iyi olduğunu söylemek için keşke daha çok madde olaydı. Zaten amatör filmleri artık çok bariz hatalar olmadıkça kötü olarak nitelemiyorum ben. Nerede durduğuna bakıyorum. Bunlara karşın bu filmi "film çekmeyi öğrenen" birinin yolundaki ileri atılmış bir adım olarak görüyorum. Başbakan filmine göre ideolojik yaklaşımı daha ilginç ama teknik olarak yalnızlıktan kaynaklanan zorlanma bariz. Belki bundan sonra yanında aklen ve teknik olarak da destek olacak insan sayısının biraz artması bu sorunlarını çözer ve malzemene daha iyi odaklanırsın. Benden de bu kadar, bardağı tazeleyeyim ve şömineye odun atayım. Fakirler bu gece elektrik kesilir de üşür müyüz derdinde, donsunlar bana ne.

Geçmiş olsun ve kolay gele. Zülfikar'ı bekliyoruz.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 01/04/2015 6:45 am
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

Komando olan arkadaşı çıkarıp yerine bir profesyonel konulduğunda bütün filmin bir tık yukarı çıkacağını düşünüyorum. Diğer arkadaş da diyalogda kotarırken dış seste bozmuş. Oyun gerektiren rollerde amatör olunca direk filmin çıtasını düşürüyorlar. Ama bunlara rağmen teknik açıdan seyircinin profesyonel olarak izleyeceği bir film gördüm ben.

Bazı efektler fazla ve rahatsız ediciydi ama vardır bir sebebi diye düşünüyorum. Bir zombi filminde marx'tan alıntı görmek hoştu. Fragman üzerinden Zülfikar'la kıyaslarsam aralarında büyük fark var gibi görünüyor. Zaten bu zombi işini şimdi ilk kez düşündüm de zormuş her aşaması ve şahsi fikrimce lüzumsuz da bir şey. Bence o kızlardan biri komando rolünü kotarırdı.

Youtube'da feci hit alır, orası kesin ama ne anlam ifade eder o da Kezzap ve film arasında.

 
Gönderildi : 01/04/2015 12:15 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Yorumlar için teşekkürler hepsine uzun uzadıya cevaplar yazmak lazım.
Sadece şu kadarını söyleyeyim herkesin "iş yapma-öğrenme" mantığı farklı. Bu film üzerine, Zülfikar üzerine, başbakan üzerine çok düşünmüş olsaydım bu filmlerin hiçbirini yapamazdım. Çok şey mi kaybederdi sinema. Yoo... Ama ben kaybederdim. Çünkü yaparak öğreniyorum ve esasında düşündüğüm şey bir film yapma biçimini örgütlemek. Bu film için 3 farklı şehirden insan geldi. Bence bu filmin kendisinden daha değerli.

Ben Fulgura'nın özellikle filmin hem entelektüel hem de biçimsel yönüne yaptığı eleştirilerin çoğunu haklı buluyorum.
Ama filmden önce de farkında olduğum şeylerdi çoğu, kimisini sonradan edindim.
Ben iyi diyebileceğimiz düzeyde, felsefe-siyaset-sosyoloji falan bilirim. Meslek icabı. (Fulgura bir bardak da bana koysana, fazla fular var mı ayrıca? 🙂 )
Dolayısıyla bu filmi Fulgura'nın da başarılı bir şekilde yaptığı gibi benzer noktalardan eleştiririm. JeanG'nin dediği gibi ne gerek var abi zombi filmi için bu kadar uğraşmaya. Orada bir tercih söz konusu. Ya pipomu alıp şöminenin karşısına geçip 🙂 felsefi anlamda çok düşünülmüş bir film yapmayı bekleyeceğim. Ya da kısmen tutarlı, eksik olduğum konularda beni eğitecek, zorlayıcı, insanlarla bir arada bir şeyler yapma güdüsünü örgütleyecek bir şeyler yapacağım. İkisi de tercih. İlki daha karizmatik. 🙂 Ama iyi ki yapmışım. Beklediğimden daha olumlu tepkiler aldım ve geliştim.

Zülfikar'da çıta aşağı düşecek mesela, ama orada da başka bir şey var ve o da başka bir şey gösterecek ve başka bir çıta koyacak.

Bunları yüksek lisans tezi, doktora tezi falan gibi düşünmek lazım. Masterpiece'e daha var. 🙂

 
Gönderildi : 01/04/2015 2:03 pm
Sayfa 8 / 9
Paylaş: