beyler şöyle bi baktım tek yorum yapılmayan filmler benim gönderdiğim filmler.. niye ki..?

Gözden kaçmış olabileceği gibi, isminin altında yazan Mesajlar: 7 ibaresi yüzünden de olabilir. Şahsen buraya gelip, filmini koyup, çekip giden, hiçbir film hakkında kendi yorum yapmayan, forumdaki paylaşım ortamına girmeyen kişilerin filmini izlemeyi, izlesem de yorumlamayı pek tercih etmiyorum.

haklısın böyle olabileceği benim de aklıma geldi.. Yazmayı sevmediğimden kaynaklı.. Bi de burda ki herkesin böyle düşünme ihtimali de küçük geldi galiba...

Tabi şöyle bir boyutu da var, onu da belirtelim, kimse izlemek, yorum yapmak, hatta "benim filmimi neden yorumlamıyorsunuz ki?" sorusuna cevap vermek zorunda da değil.

Bunları hatırlattıktan sonra filmini izlediğimi birazdan yorumlayacağımı söyleyeyim.

Filmini eleştirirken kullanacağım anahtar kelime "yapay" olacak.

Filmde yapay olan birçok öğe var:

1) Birçok film için genel olarak söylüyoruz, özel bir sinematografik tercih değilse bu tarz "ağır" konuları gündelik hayatın yaşandığı o baklava desenli koltukların halıların olduğu evlerde çekmek filme yapay bir hava katıyor. Bu tarz ortamlar vurgulamak istediğin saf bir realite ortamıysa anlam kazanır. Örneğin Demirkubuz'un filmlerinde bu tarz öğeler gözümüze batmaz, çünkü onlar zaten 3.sayfa hikayeleridir. Ama senin hikayen biraz daha sembolik, yani saf gerçekliğin ötesinde bir şeyler anlattığı için ortam yapay kalıyor.

2)Ortamdan kaynaklı yapaylık, kamera kullanımın ile daha da artıyor. Sanki evin içinde normal halinizi çeker gibi bir havası var. Oysa bu hareketli kamera sevdası özellikle sinematografik görüntü elde etmekte zorlanan kısa filmcilerinin baş belasıdır. Hem bu anlamda hem de sinemanın özü olması anlamında sabit çekimleri tercih etmeni öneririm.

3)Filmlerde dış ses her zaman için yapay bir öğedir. Bu sorunu ben kendi filmimde de yaşadım. Ben filmin görüntülerinin içine, sinematografik anlatımın içine yedirmeye çalışarak aşmaya çalıştım. Neticede dış ses kalite ve yorum anlamında beğenilmedi ama filmin anlatımı konusunda pek sırıtmadığı söylenildi. (Ben hala beğenmiyorum kendi filmimdeki dış sesi yine de) Ama seninkinde
zaten filminin sinematografik bir anlatımı olmadığı için sanki dışarıdan birileri bir şeyler söylüyor gibi geliyor. Emin ol, bir tek kelimesini bile hatırlamıyorum. O denli yapay.

4) Düşünen arkadaşın duruşu zaten bir hayli yapay.

5) Sondaki kan bir hayli yapay.

6) Ve filmin sonunda çıkan yazı içinse yapaylık bağlamında hiçbir şey söylemeye gerek yok zaten. Filmleri yazıyla açıklamak kötü oluyor genelde. Bunu ben de deneme çalışmalarımda sık sık yapardım, tek cümleyle de olsa.

Olumlu pek bir yön bulamadım filmde, bir iki plan hariç.

Çektikçe ve eleştirileri değerlendirip, bol film izledikçe daha iyi işler yapacağına eminim.

Kolay gelsin...

Tabi şöyle bir boyutu da var, onu da belirtelim, kimse izlemek, yorum yapmak, hatta "benim filmimi neden yorumlamıyorsunuz ki?" sorusuna cevap vermek zorunda da değil.

Bunları hatırlattıktan sonra filmini izlediğimi birazdan yorumlayacağımı söyleyeyim.

Gözden kaçmış olabileceği gibi, isminin altında yazan Mesajlar: 7 ibaresi yüzünden de olabilir. Şahsen buraya gelip, filmini koyup, çekip giden, hiçbir film hakkında kendi yorum yapmayan, forumdaki paylaşım ortamına girmeyen kişilerin filmini izlemeyi, izlesem de yorumlamayı pek tercih etmiyorum.

kezzap senin bu nokta atisi tespitlerini alkisliyorum. tamamen dogru olan seyleri soylemissin.

Yorumlar yerinde katılıyorum...Teşekkürler.

Şİmdi saat sabahın 5'i iki kere izledim ama birşey anlamadım.Büyük ihtimalle sorun bende birde uyuduktan sonra gündüz izleyip öyle yorum yapsam iyi olucak.Ama kötü olsa bile yinede daha iyi işler çıkacak bir potansiyel var gibi görünyor.Filmin sonundaki yazılar bence facia.Magazin programlarında insanın beynine gümleyen az sonralar gibi.Bir filmde nekadar çok yazıyla anlatım yapıyorsan seyirciyi okadar aptal yerine koyuyorsun anlamına geliyor.Tabi bu benim fikrim.

fİLM DİKKATLİ İZLENDİĞİNDE ANLAŞILIR..
Filmde anlatılmak istenen soyut bir olaydır ve bu tek somut bir örnekle anlatılmaya çalışılmıştır.
O örneği, o soyutluğa vurmak/vuramamak anlaşılmasını zor kılabilir...

yazılara gelirsek, olabilir...

güzel çalışma ama kamera daha az titreseymiş ve konu göze sokulmamaya çalışılsaymış daha da güzel olurmuş diye düşünüyorum. Bu arada kartların bir önemi var mıdır yoksa papazdır, valedir... rastgele mi kadraja girmiştir ?

Kartları elinde tutan arkadaşın şansı:)