bir kaç planın birbiriyle bağlanmasında küçük sorunlar olduğunu düşünüyorum. bu da kameranın durduğunu yerin "özelliğini" kaybettirmesine neden oluyor.
rengi bozmanı bence yerinde bir seçim olmuş.
ışık ve kompozisyon oldukça başarılı. küçük oda, iki insan, bekleme vb. anlatıya hizmet ediyor. tek farklı düşüncem, bu filmin sağa sola ileri geri kaydırma hareketine ihtiyacı olduğunu "şiddetle" düşünmüyorum.
ses tasarım, sade ve sessiz. bu da hoşuma gitti.
bence en büyük problemi öyküdeki çatışma eksikliği. "beklerken", anlamını koruduğu anda hangi karakterin neyi beklediği sorusu çok önemli. üst metindeki doğurganlığı kullanarak alt metni besleyebilirdin. bunun eksikliği sanırım üst metnin docu-drama alt yapısına yakın duruşu. zaten bu handikap iyi yönetmenlerin elinde sıfıra yaklaşıyor.
daha önce buna benzer çok film seyretmeme rağmen bunun havası farklıydı. belki de sonda koyduğun yazıdandır, kim kıyaslayabilir ki aksini.
başarıların devamını diliyorum.

Güzel güzel. Daha da iyi şeyler çıkacak hissi var.

Bu yaşta bu çıkıyorsa ilerde ne çıkacak ben de merak ediyorum.

olm çok güzel olmuş lan. baya baya olgun bi dili var filmin. teknik hadiselerden çok anlamam ama tilt hareketi sanki biraz fazla kullanılmış gibi. onun haricinde ben çok beğendim. ellerinize sağlık. helal olsun.

amcaya da allah rahmet eylesin.

Renk kullanımı, sessin sakinliği, içten içe acı bir gerilim bırakıyor. Kamera hreketleri konusunda belki bir iki tanesi fazlaydı. Ama bu senin filmin ve ihtiyaçlarını sen daha iyi hissedersin. Herkes Kaplan yada Ceylan gibi kareler tercih etmek zorunda değil. Ben beğendim, umarım asıl göstermek istediklerinde beğenir.

Başınız sağ olsun.

çok iyi.
edit; soba yanmıyor.

Tıpkı karakalem çalışması gibiydi... Işık, filmi işlemiş resmen. Çok başarılı kullanmışsınız. Ben de bu aralar karanlık ortamda sarı ve beyaz ışığı kullanacağım bir film üzerine, metinsel çalışma yapıyordum. Örnek teşkil etti...

Ağacın gösterimi sırasında yukardan aşağı inen kamera hareketi beni rahatsız etti. Sarsıntılı olmuş. Buna benzer yerler de var.

05:40 hastanın ölümü verilirken yakın plandan uzaklaşma durumunda sesin yok edilmesine rağmen, hastanın boğazında ve dilinde hareket devam ediyor. Bu da, o andaki verilmek isteneni biraz şeee ediyor.

Hikaye biraz daha desteklenseymiş, çok ileri bir başarı elde edilirdi.

Kadının boş yatağa bakarak ağlaması, yola bakarak beklemesi duygusal temaya iyi hizmet etmiş.

Çok başarılı bir çalışma, elinize sağlık. Çok daha fazla övgüyü hak ediyorsunuz...

Güzel.. Emeğine, eline sağlık, ileride güzel şeyler çıkartacağın yönünde izlenim bırakıyorsun. Bunun dışında bazı yerlerde kontrast biraz fazla olmuş çok ufak oynamalar yapabilirsin. Tek hoşuma gitmeyen tarafı jeneriklerde kullandığın yazı karakteri.. biraz fazla canlı olmuş , daha ağır bir karakter ile yazarsan hoş olur ve bence yazıyı bembeyaz kullanma metal grisine yakın bi tonda kullan. Bir de kaydırmayı biraz fazla kullanmışsın sanki çok rahatsız etmiyor ama azalsa daha profesyonel bi hava katıcak. Başarılarının devamını dilerim.

Yahu arkadaşlar bırakın yok "kamera hareketleri şöyle olsaymış, renkler şöyle seçilseymiş" filmi beğendim ama yine de bi iki yapıcı eleştiri yapayım durumlarını... Aramızda kaçımız ölüm döşeğindeki bir akrabasını filmine malzeme etmeyi aklına getirebilir ya da en önemlisi buna cesaret edebilir.
Açıkçası ben çok sövdüm kendime filmi izlerken. Bence buradaki herkes de bir oturup düşünmeli "ben napıyorum" diye (sinema anlayışı bu tarz olsun olmasın)...

buak, sen çok farklı düşünüyorsun abicim, her ortaya çıkarttığın film bi köşesinden mutlaka "işte budur" dedirtiyor. Bu filmi de çok sevdim ve çevremdeki insanlara da fırsatını buldukça izlettireceğim. Ayrıca ailene de çok büyük saygı duydum böyle bir şeye hem izin verip hem de projede yer aldıkları için. Tebrikler.

Tabi teyzenin telefon konuşmalarının da yapay olduğunu da ekleyelim.

Film kullanıyor olduğu biçimin sinematofragik özelliklerinin oyunculuk hariç hepsini başarıyla yerine getiriyor diyebilirim. Bu açıdan oldukça başarılı. O nedenle bundan sonraki eleştirilerim filmin kendisine yönelik değil, türün kendisine yönelik olarak algılanmalı.

Filmi ileri sardırarak izledim ve buna rağmen filmin hissine, düşüncelerine ve biçimsel özelliklerine vakıf olabildiğimi düşünüyorum. Film bana sahip olduğu sürenin yarısına sahip olsaydı da aynı şeyleri verirdi. (Sıkıntı bunu kendi esiklik ya da hatam olarak değil, türün sıkıntısı olarak görmem.)

Neticede, nesnel konuşmaya çalışacak olursam, filme biçimi içinde puan verecek olsaydım 8 / 10 rahatlıkla verirdim (teyzeye yapılacak bir dublajla 9 da veririm), bu anlamda festivallerden ödülle dönmesini de çok mümkün karşılıyorum, ama filme kendi değerlendirme çerçevemde, yani türe yönelttiğim eleştirilerin filtresinden geçirirsek 5.5 / 10 verebiliyorum.

Tabi teyzenin telefon konuşmalarının da yapay olduğunu da ekleyelim.
Evet yapay ama burası da Türkiye Amerika değil bizde telesekreter adeti yok , bende birinin telefonuna sesli mesaj bırakıcağım zaman tıkanıyorum hele ki o tarz bir rolda bence güzel bile olmuş.

Filmin, teknik yönleri oldukça iyi. Özellikle; ışık kullanımı. Ama, senaryonun çok derinlikli yansıtılmadığını düşünüyorum; ölüm ve beklemek temaları yeterince iyi anlatılamamış. Ayrıca, gayet soğukkanlı bir film olduğunu da söyleyebiliriz. İlk gün 700 gibi bir izleyici sayısına ulaşmış bir filmin, seyirci nezdinde kabul gördüğünü söyleyebiliriz. Burak'ın diğer filmlerden farklı olarak bu sefer Kutay Denizler'le ortak çalıştığını da belirtelim. Kutay'ın filme katkısı nerelerde, ne düzeyde oldu, bilemiyoruz ama anlaşılan çok fazla çatışmamışlar ve uyum içinde bitirmişler filmi. Duyduğum kadarıyla, film, Kristal Klaket'e katılmış. Ödül alma/almama, başka bir tartışma konusu tabii ama bana kalırsa bu filmin yeri BankAsya sponsorluğundaki, İ.B.B. Kültür A.Ş katkılarıyla düzenlenen bir yarışma değil, daha bağımsız bir oluşum olmalı.

Yahu arkadaşlar bırakın yok "kamera hareketleri şöyle olsaymış, renkler şöyle seçilseymiş" filmi beğendim ama yine de bi iki yapıcı eleştiri yapayım durumlarını... Aramızda kaçımız ölüm döşeğindeki bir akrabasını filmine malzeme etmeyi aklına getirebilir ya da en önemlisi buna cesaret edebilir.
Açıkçası ben çok sövdüm kendime filmi izlerken. Bence buradaki herkes de bir oturup düşünmeli "ben napıyorum" diye (sinema anlayışı bu tarz olsun olmasın)...

buak, sen çok farklı düşünüyorsun abicim, her ortaya çıkarttığın film bi köşesinden mutlaka "işte budur" dedirtiyor. Bu filmi de çok sevdim ve çevremdeki insanlara da fırsatını buldukça izlettireceğim. Ayrıca ailene de çok büyük saygı duydum böyle bir şeye hem izin verip hem de projede yer aldıkları için. Tebrikler.

filmin "etik değer" sorgulaması doktora tezi konusu olmakla beraber benim için negatif. ama filmsel olarak incelenmeli, en azından bu forumda yapılan bir film için ben böyle değerlendiririm. ama kezzap'ın sölediklerine de bu minvalde katılmamak haksızlık olur.