Forum

Bal Dedesi

16 Gönderi
8 Üyeler
0 Reactions
3,442 Görüntüleme
(@baskopusko)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

 
Gönderildi : 21/12/2012 12:30 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

hacı muyteşem olmuş, çok beğendim kısa filminizi, çok etkili 🙂
hipnoz oldum resmen 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 21/12/2012 12:56 am
(@muhammeta)
Gönderi: 0
 

Çok iyi, tebrikler 😀

"Su Akar, Yatağını Bulur."

 
Gönderildi : 21/12/2012 1:31 am
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

güzel film güzel anlatım. Oyunculuk çok daha iyi olabilirdi. daha yakın çekimler kullanılabilirdi, daha çok gerilim verilebilirdi. Ama güzel bir filmdi tebrik ederim.

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 21/12/2012 3:20 am
(@baskopusko)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Yorumlarınız için tesekkür ederim. Eleştirilen konularla ilgili de gerilim mevzusu hariç hem fikir olduğumu söyleyebilirim:)

 
Gönderildi : 21/12/2012 4:58 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

o sahte olduğu çok belli olan sakalı kullanmaya nasıl karar verdiniz acaba?

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 21/12/2012 11:55 am
(@sade-vatandas)
Gönderi: 0
 

Öncelikle emeğe saygı.

7-8 kişikik bir ekip olarak çalışmışsınız. Ben özellikle son bölümdeki dış çekimleri sevdim. Röportaj espirisi iyi gitmiş.
Senaryoya sanki biraz daha özenilebilirmiş.
Mesela giriş sahnesinde:

- hocam merhaba,
- aleykümselam
- aleykümselam hocam

Hocaya giden adama çok uyan bir karşılaşma/tanışma sahnesi gibi gelmedi bana şahsen.

Kamerada bir iki yerde netlikle oynamışsınız. Hocanın eliyle "5" yaptığı iki üç saniyelik bir geçiş var. O kısım görsel olarak kopuk duruyor gibi.

intercapiller'e katılıyorum
Ne güzel kostümcünüz bile varmış ekipte de, bu sakalı çok mu aradınız?

Tekrar elinize sağlık.

 
Gönderildi : 21/12/2012 2:30 pm
(@paciente)
Gönderi: 0
 

Fikir çok iyi. Keyifle izledim.

 
Gönderildi : 21/12/2012 3:02 pm
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

Sürprizbozan
ben filmde rüyanın işlenişini çok sevdim...c.n çarpmış etkisi yapan "alo" nun, "bal"ın birlikte harmanlaması çok hoştu 🙂 dışardaki seslerin bilinçaltına etkisi çok çarpıcı verilmişti yani...

o sakal meselesine nasıl karar verdiğinizi yazarsanız daha memnun olurum 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 21/12/2012 5:45 pm
(@muhammeta)
Gönderi: 0
 

Öncelikle emeğe saygı.

7-8 kişikik bir ekip olarak çalışmışsınız. Ben özellikle son bölümdeki dış çekimleri sevdim. Röportaj espirisi iyi gitmiş.
Senaryoya sanki biraz daha özenilebilirmiş.
Mesela giriş sahnesinde:

- hocam merhaba,
- aleykümselam
- aleykümselam hocam

Hocaya giden adama çok uyan bir karşılaşma/tanışma sahnesi gibi gelmedi bana şahsen.

Kamerada bir iki yerde netlikle oynamışsınız. Hocanın eliyle "5" yaptığı iki üç saniyelik bir geçiş var. O kısım görsel olarak kopuk duruyor gibi.

intercapiller'e katılıyorum
Ne güzel kostümcünüz bile varmış ekipte de, bu sakalı çok mu aradınız?

Tekrar elinize sağlık.

İlginç. Halbuki benim en sevdiğim diyalog o kısımdı. Hoca efendinin huzuruna şifa bulmaya gelmişsen, selamun aleykum diye giriş yaparsın. Fakat burdaki "merhaba ve sonrasında aleykum selam" diyaloğunu ben ince bir espri olarak anladım. Dini selamlaşma kültürünü bile bilmeyen cahil insanın hocaya koşmasını ve hocanın "aleykum selam" ile ona ayaküstü bir ders vermesini yansıttığını düşünmüştüm. Sakal konusundan ziyade adamın zaten genç olduğu ortada ve skeç tadında bir film çekilmiş. Leyla ile Mecnun'daki Dedenin sakalına lafımız olmadığı gibi, bunada laf edecek durum görmüyorum. Abdsürd komedi sonuçta. İzlettikten sonra, kostümün dekorun pek önemi kalmıyor. Ve film kendini çok rahat izletiyor. Başarılı bir çalışma olarak görülmesinin nedeni de bu. Teknik yada dekor falan değil. Metin güzel. Tekrar başarılar dilerm.

"Su Akar, Yatağını Bulur."

 
Gönderildi : 22/12/2012 3:09 am
(@baskopusko)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Oyunculuktan renk ısısına, metinden dekora kadar yaptığınız bütün eleştirileri büyük bir keyifle okudum. İsterseniz merak edilen bazı cevaplar için filmin kısa bir hikayesini anlatayım. Üç günde bitti ve son iki günün tamamında sette üç kişiydik. Uğur Öz, Yiğt Baygar ve ben (M.Mert Öncü). Jenerikte ismi yazan diğer arkadaşlar saoğlsunlar kırmadılar ve yarım saat ,1 saat de olsa gereken yerlerde yardım ettiler.

Hocanın 5 yapışı: Her izlediğimde gözüme çok batar:) Bir defa renk olarak diğer sahnelerle uyumsuz ve netlik iyi değil. Tamamen tecrübesizliğimden kaynaklandı. Mazeret olarak setteki tek rts öğrencisi olmam ve konsantrasyonumun sınırlı sayıda konuya odaklanabilmesi gösterilebilir:)

Sakal Mevzusu ve kötü oyunculuk: Düşündüğümüz kırklı yaşlarındaki oyuncu sete gelmeyeceğini set saatinde belirtdi. senaryoda oynamalarla filmi absürtleştirmeyi karar kıldım. Uğur Öz ''çaresiz genc''i oynayacaktı ve başka oyuncumuz yoktu. Elimiz mahkum, ben berbat oyunculuğumla ''çaresiz genc''i oynama kararı aldım, senaryoyu da biraz daha absürtleştirip Uğur'a hocayı oynaması için takma sakal aramaya başladık. Saat 23:30:) İnternetten açık kostümcüleri tek tek aradık ve en sonunda taksimde bir tane bulup sakalı aldık.
Baştaki selamlaşma konusu: Absürtlüğün üzerine kurulan bir taşlamada iki karakterin de kişiliğini iki kısa cümlede ortaya çıkarmak için çok etkili bir diyalogdu. Genç, iki arada bir derede kalmış, kişiliğini otutturamamış ve cahildi. Bunu hocanın odasına girerken ''Merhaba Hocam'' demesiyle ve kulağında unuttuğu küpesiyle göstermeye çalıştım. Hocanın, dediğim dedik, dominant ve öğretici yapısıyla karşısındaki ''Selamün Aleyküm'' demişçesine ''Aleyküm selam'' demesi aslında hoca-öğrenci ilişkilerinde yaşanan bir durum. Gencin tekrar ''Aleyküm Selam'' demesi ise otariteyi kabulleniş ve ortama ayak uydurma çabasıydı. Peki bir selamlaşma yeterli mi? Tabiki değil. Karakterler daha da derinleştirilebilirdi.

Planlar: Kabustan uyanmadan önceki bölüm için yakın planların eksikliği kanayan yaramdır:) Bazı hareketli yakınlar düşünüyordum ama hem oyuncunun ilk günden setten soğuyup kaçmaması ve yarım saatlik kameramanıma güvenemediğimden dolayı çekmedim.

Niye başka bir zamana ertelemedim?
Aslında bu film seti ekenlere karşı dik duruşumuzu göstermek amacıyla ertelenmedi. Üç kişiyle de başarabileceğimizi düşünüyordum. Gelmeyenlerin neler kaybettiğini onlara göstermenin iyi yolu filmi bitirmekti. Kazandığım bir şey oldu. Gencin yakın planda uyanma sahnesinde kameranın telefondan surata olan yolculuğundaki bombeli tilt hareketini tek eliyle tripodun tek ayağı üzerinde yapmaya çalışırken diğer eliyle de netliği cuk diye gencin uyanışına otutturabilen Yiğit Baygar, daha bu sene liseye geçti ve hayatında kamera tutmamıştı. Sadece o sahneyi 2.5 saatte çektik ama setin üçüncü gününde ben o çocuğu kazanmış oldum.

Tüm bunların dışında mazereti olmayan ve tamamen bireysel yetersizliğimden kaynaklanan hatalar ve eksiklikler mevcut. Bakalım, hepsi bir tecrübe, öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bu ay içerisinde çekmeyi planladığım yapılması gereken ufak tefek hazırlıkları kalan bir kısa film projem var. Acaba o nasıl olacak?

 
Gönderildi : 22/12/2012 6:00 am
(@halostendap)
Gönderi: 0
 

her nasıl olursa olsun, ff'de uzun soluklu olmanız dileğiyle 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 22/12/2012 7:12 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Ben biçimsel değerlendireyim, içeriği zaten pek sevdiğim söylenemez.
Biçimsel olarak en dikkatimi çeken şey de kötü ışık kullanımı oldu.
Sanırım elinizde bir ışık kaynağı varmış ve sert ışık dediğimiz ışıklardan ve karakterlerin üzerine dikmişsiniz.
Her yer baya sağlam aydınlanmış (ki bu sinemada kaçınmamız gereken bir şey ama özellikle flash tv, samanyolu, kanal 7 gibi kanallarda izlediğimiz dizi ve televizyon filmleri detaylı ışıklandırmanın maliyeti arttırabileceği ve uğraştıracağı düşüncesiyle ver abi ışığı her yer aydınlansın diye bir yöntem kullanıyorlar bu da yapım kalitesini çok etkiliyor. Yani orada sıkıntı sadece oyuncuların kötü olması ya da metnin kötü olması değil.) ve her şeyden öte arkada sert gölgeler bırakmış ve sert gölgeler de fazlasıyla rahatsız edici.

Neticede ışık kullanımı nasıl olmamalıyı özetleyen bir film izledim.
Zamanla öğrenip daha iyilerini yapmanız dileğiyle.
Başarılar.

 
Gönderildi : 22/12/2012 6:24 pm
(@baskopusko)
Gönderi: 8
Başlığı açan
 

Ben biçimsel değerlendireyim, içeriği zaten pek sevdiğim söylenemez.
Biçimsel olarak en dikkatimi çeken şey de kötü ışık kullanımı oldu.
Sanırım elinizde bir ışık kaynağı varmış ve sert ışık dediğimiz ışıklardan ve karakterlerin üzerine dikmişsiniz.
Her yer baya sağlam aydınlanmış (ki bu sinemada kaçınmamız gereken bir şey ama özellikle flash tv, samanyolu, kanal 7 gibi kanallarda izlediğimiz dizi ve televizyon filmleri detaylı ışıklandırmanın maliyeti arttırabileceği ve uğraştıracağı düşüncesiyle ver abi ışığı her yer aydınlansın diye bir yöntem kullanıyorlar bu da yapım kalitesini çok etkiliyor. Yani orada sıkıntı sadece oyuncuların kötü olması ya da metnin kötü olması değil.) ve her şeyden öte arkada sert gölgeler bırakmış ve sert gölgeler de fazlasıyla rahatsız edici.

Neticede ışık kullanımı nasıl olmamalıyı özetleyen bir film izledim.
Zamanla öğrenip daha iyilerini yapmanız dileğiyle.
Başarılar.

Filmin başından gencin tv karşısında uyanışına kadar olan bölümde duvarlarda oluşan gölgeler, hatta bir yerde hocanın gölgesinin gencin suratını marke edecek kadar çoğalması beni de fazlasıyla rahatsız ediyor. Ancak hocanın televizyondan çıkmasıyla başlayan planlarda tek ışık kaynağını key lighting olarak kullanarak çevrede dinamik gölgeler (pervane, avize, gül vs.) oluşturduğumuzu düşünüyorum. Öyleki 4:20'den sonra hakkını verdiğime inandığım bu tekniğin noir filmlerde sıkça uygulandığını görebiliriz. Tabiki daha profesyonel bir biçimde.
Ayrıca eleştirinizde her yerin aydınlanması ve sert gölgeler arasında bir kavram kargaşası olduğuna inanıyorum. Evet, sinemada her yerin aydınlanması yerine ışıklarla derinlikler oluşturma konusunda hemfikirim. Her yerin aydınlatıldığı çekimler genellikle stüdyoda canlı programlarda anlık görüntüleri farklı açılardan set düzenini sürekli bozmaya gerek kalınmaması için tavana asılan ışıklarla vs. yapılır ve böylece gölgeler oluşmaz. Bu tür ışıklandırılmada kompozisyonda ışıkla oluşturulan derinlikler pek aranmaz, önemli olan zamanlamayı etkilemeyecek bir düzenek içerisinde kurulmalarıdır. Flash TV ve türevleri kanalların dizilerindeki rahatsız edici gölgelerin nedenini her yerin aydınlanması olarak değil de key light ın yanlış konumlandırılması veya fill light ın yeterli oranı sağlayamaması olarak açıklamak daha doğru olabilir.

 
Gönderildi : 22/12/2012 7:46 pm
(@anonymous)
Gönderi: 0
 

Tekrar tekrar izliyor, her seferinde izleyiciye ulastirilmak icin filmin icinde gizlenmis yeni bir mesaj farkediyorum. Subliminal bilinc ve insanlar uzerindeki etkileri basariyla islenmis filmde.
Kisisel fikrim , cok basarili ve eglendirici buldum. Eger Londra da rts laninda tecrube kazanmayi dusunurseniz seve seve size sponsor olurum. Basarilar, Mitchell

 
Gönderildi : 23/12/2012 9:50 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: