#t=314
Buyurun arkadaşlar. Yetişkin Öğrenme Projesi için hazırlanmıştır
hepsini izleyemedim, rahatsız edici buldum...
neden böyle bulduğumu açıklayabilecek olan varsa memnun olurum 🙂
hepsini izleyemedim, rahatsız edici buldum...
neden böyle bulduğumu açıklayabilecek olan varsa memnun olurum 🙂
Valla hocam onu bende açıklayamadım. Cidden birisi açıklasın 😀
3 tane mimiği olan adamın 3 tane adası var, bizimkiler Toki'ye yazılıyo 😀
Bye
oh be 😀
neden rahatsız edici olduğunu açıklıyorum dostlar,
STV filmleri gibi olduğundan. 😀
bir dakika izledim, oyuncu yetersiz, sesler kötü, konuşmaların tonlaması kötü, ortam sesi alınmamış, kadraj hataları var. izleyici hazırlanmadan birisinin gelip direk konuya ben senin cahillğinim diye dalması ise bir senaryo hatasıdır benim gözümde.
eyvallah, açıklamaları tatmin edici buldum 🙂
yalnız bu kadraj hataları kısmını daha da açmanı isterdim 🙂
bence yanında bir adam belirmesinden kaynaklanan klişeden dolayı bir izletme problemi olmasına karşılık ben oyunculukları çok sevdim.
Filmin oldu bittiye geldiği apaçık ortada, zaten ben de aklımdaki şeyleri uygulayamadım. Açıkçası filmi burada paylaşmamın nedeni bilinçli yazılmış yorumlar almak, hem senaryo hem teknik konusunda.
STV filmi benzetmesi garibime gitti ne yalan söyleyeyim, ilginç
Bye
oh be 😀
intercapiller 0,33 saniyedeki kadraj örneğin cahillik denen adamıın yüzünü göremiyoruz ve dediğim gibi bir dakika izledim 😀
ben filmlerin oldu bittiye gelmesini anlamıyorum, oldu bittiye gelecekse daha kısa daha kolay çalışmalar yapılabilir. bir yıldır bu forumdayım, tamamlanmış 3 kısa film senaryom olmasına, yeri gelince karşıma adam akıllı ekipmanlar, oyuncular çıkmasına rağmen hala bir iş çekip koymadım şuraya. içimin gittiği kısa film yarışmalarına şahane fikirlerim olduğunu düşünmeme rağmen el atmadım. neden peki? çünkü hoş olmayacak. bilincindeyim, ben demiyorum ki olmayacaksa çekmeyin ama oldu bittiye de getirmeyin.
en sallama işte bile kişi azıcık şu işi biliyorsa ortam sesi alır.
bilinçli yorum yazılmasına gelirsek bilincim gayet yerindeydi, ben şahsen yazarken (senaryo, hikaye.)alkol alırım sadece.
teknik konusunda izlediğim bir dakika üzerinden gidersek (kusura bakmayın daha fazla izlenebilitesi yoktu.) sinema günümüze geldikçe gittikçe hızlandı, artık daha fazla açı daha fazla cut istiyoruz. eski filmlerde ortalama cut sayısı ile yeni filmlerin arasında oldukça fark var, bi insanı sürekli böylebir açıdan manasız manasız göstermek haliyle iç bayıyor. ortam sesi de alınmamış filmin çekici bir yanı yok baştan kaybediyor. STV dizileri gibi derken didaktik. cahillik kötü bir şey cık cık cık çok ayıp diye bize parmak sallanıyor.
anlatmak istediğimi biraz açarsak tutup uyuşturucu hakkında gençleri bilgilendirmek istiyorsanız uyuşturucuyu kişiselleştirerek ikili diyaloglarla işi yürütmeye çalışırsanız komik olursunuz ne istediğiniz ders ne de film umursanır. ancak requiem for a dream tarzı bir iş çıkarırsanız (umarım izlemişsinizdir, bu filmdeki cut sayısı zaten aşmış gitmektedir (hoş hip hop montajdan da kaynaklı tabi biraz.)) kızlar izledikten sonra salondan salya sümük çıkar, erkeklerde yere bön bön bakarak.
senaryoya gelirsek yine izlediğim bir dakika üzerinden. zorlama diyaloglar en büyük sorun zaten senaryoda. hadi koçum bastır biraz daha öğretici ol izleyiciyi sık diye yeterince uzaklaştırırken bizi filmden diyalogların olağan olmaması ya bu ne ya dedirtiyor.
şu an biraz daha irdeleyebilmek için filmi açtım ve ekran görsellerine bakarak sonuna aldım filmdeki şahsın sonunda okumayı öğrendiğini gördüm. şimdi burada kişinin cahillikle olan çatışması mı ele alınmış? eğer öyle ise neden zorunlu sahne yok? bu çatışmayı göstermek için cahilliği başta kişiselleştirerek ben senin cahilliğinim hoba diye gökten düşmüş gibi gösterip sonra ortadan yok etmek kolaya kaçmak değildirde nedir? cahilliğin cahillikten öte, kişide saklı kalmış gıcıklık gibi gözükmesi var birde. ''okuyamıyorsun dimi huhaha'' tarzı konuşmalar insanı itiyor, tamircide ise tamirciyi yaftalamaya çalışması şeytan gibi gösteriyor. tamirci amcam bu tamir olmaz derken amacı ne olabilir? parça yok diyor adam. yoksa filmin sonunda cahil abimiz nasıl tamir ediyor okuduğu kitaptan mı çıkıyor yedek parça? eskiciden felan bulduysa tamirci neden parasına bakıp aynısını yapmıyor? birde bu çok eski demez mi arkadaş arkada m.ö den kalma televiyon var.
neyse, diyeceğim o ki izleyicinin bir konu hakkında düşünmesini istememiz dışında filmlerde soru işaretleri kalmamalıdır. bu hatadır. ayrıca filmin yarısından çoğu ise neredeyse bir sahneden ve ikili diyalogtan oluşuyor. e artık olmasın bu kadar oldu bittiye getirmek.
ve size bir tavsiye kişinin üzerindeki montu çıkarınca zaman ilerlemiş olmuyor, (ancak kütüphaneci kadında bunu bile yapmamışsınız ya neyse.) kişinin yanına kitapları istifleyince de hepsi okunmuş gibi gözükmüyor. (özellikle kütüphanede.)
bunlar en basitleri bi kaç kitap okuyup biraz film izleyince rahatlıkla görebileceğiniz şeyler. bunlar tamamen benim görüşlerim olup dikkate almak yada almayıp sinemada çığır açarım ben demek size kalmış. rica ederim.
Benim için olumsuz bir eleştiri ama mis gibi. Neden? Çünkü gerçekler. Ben çok güzel oldu demiyorum, hatta Youtube'a koymakla koymamak arasında tereddütte bile kaldım. Forumlarda paylaşmamın sebebi ise benim gözümden kaçan hataları başkasının görmesi ve gelecek projelerimde bunları göz ardı etmemek. Cahilliğinim diye ortaya çıkan karakter, cahilin bilinçaltı bu arada.
Kadrajdır ortam sesidir bu tarz yorumlara pek takılmıyorum açıkçası. Herkesin kendine ait tarzı vardır. Her film aynı teknik düzeyde olamaz