Beni karamsarligin zirvesine cikaran, kendimden, oyuncu yonetim kabiliyetimden, hikaye anlatim yetenegimden suphe duymami saglayan kisacasi anami aglatan bir film oldu ARKADAS.
Bu foruma ilk koydugum filmime o zamanlar yeni olmam ve filmin 25 dakika olmasi munasebeti ile sadece massaro arkadasim yazmisti yorum. Hatta hegel babadan da azar isitmistik "kiytirik" yorum yazip forumu mesgul ediyorum diye.
Vakti olan birileri bakip bana ve filme dair elestirilerini sunarlarsa sevinirim. Eger ARKADAS ve BULUSMA filmini izleyip bana "Bayram, senin bu hikayelerin ilgimi cekti ve ben senden 100 kat daha iyi anlatirim!" diyen baba yigit varsa da senaryo uzerinde konusup alip yeniden cekmesi icin destek bile olurum.
Saglicakla kalin,
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
İlk yorumu ben yazmak istedim,neden bilmiyorum. 🙂 Öncelikle eline sağlık,emek vermişsin uğraşmışsın illa ki sana büyük katkıları olacağını düşünüyorum.Şimdilik,ne yapsam önüne geçemediğim felaket baş ağrısının etkisinde 2 şey yazacağım kısacık,ama sakın yanlış anlama,salim kafayla uyandığımda genişletip mantıklı yorumlara dönüştürürüm 🙂
1-Oyunculuk berbat.(Oyuncuların kameraya bakmasını engellemelisin acilen!)
2-Güzel bir tripod alsan çok faydasını göreceğinden eminim.
3.Bir de şu anda nedenini tam olarak açıklayamacağım bir "reality show canlandırması" izlenimi bıraktı bende "Arkadaş". - (Belki bir adaptörle sinematik görüntü kalitesine ulaşsan,bu sorun da çözülmüş olur.)
Şimdilik bu kadar.Tekrar uğrarım 😉
Don't talk,just Shoot.
bu platform da oyunculuk ta eksiklik görmek mümkündür bence esas olan konunun iyi olması bence konu güzeldi tabiki dahada güzellerini yapabilirsin, kamera acılarına biraz daha önem vermelisin pardaki konuşma orjinalik taşıyor ama aynı zaman da ağaçları gökyüzünü parkı çekmek biraz belgesel havası vermişti herşeyin azı makbuldür bence çokdaha iyilerinide yaparsın ((anneler ağlamasın)) ''hhkaya''
kardeşim sen düşünceden ibaretsin
geriye kalan et ve kemiksin.
gül düşünürsün gülistan olursun
diken düşünürsün dikenlik olursın.
Hz. MEVLANA
Genel olarak sıkıntının şu olduğunu söyleyebilirim. Diğer mesajında da (sinefilin itirafları) nüvelerini görmüştüm ama şimdi filmi izleyince daha da emin oldum. O "çok iyi hikayeni" anlatmak gibi bir derdin var. Hikaye anlatmaya çalışıyorsun. Film boyunca kesmeler geçişler hep bunu gösteriyor. Hikayeyi kurmaya çabalıyorsun. Oysa derdimiz hikaye anlatmak mı sinema yapmak mı?
Sinemada hikayede anlatılır. İyi oyunculur ve klasik sinematografik anlatımlarla rahatlıkla yapılır bu. Ama bana kalırsa hiçbir zaman tam anlamıyla sinema olmaz.
Reality Show görüntüsünün sebebi bence ışıklandırma. Bu filmde ışıklandırma yok. Allah ne verdiyse çekilmiş, bana mı öyle geldi yoksa.
Lafın kısası bilmiyorum farkında mısın ama diline pelesenk olmuş "hikaye, hikayelerim, hikayeler" laflarını bence bir kenara atmalısın. Sinema yapmak istiyorsan, deneme olarak, al eline kamerayı bir ağacı bir sürü farklı açıdan çek mesela. Hoşuna gitmeyecek belki ama tüm bunların yanında hikaye işin kolay kısmı. Bu sadece sana dair bir sorun değil çoğu zaman hepimizin başında olan bir sorun. "Harika bir hikayem var, hikayesi çok güzel, hikaye, hikaye, hikaye..." Her şey senaryo yazmayla başlıyor sanıyoruz ama bence yanılıyoruz işte. Önemli bir unsur olmasına rağmen çok sonra geliyor bir filmde. Hikayen harika olsun ışığın kötü olsun, hiçbir işe yaramaz bence mesela. Tüm bunların sebebi de, son kez söylüyorum, hikaye merkezli düşünmek.
Zaten bir süre sonra sinematografik düşünme kafaya yerleştiğinde senaryoyla birlikte gelişiyor her şey.
Kezzap: Teshisi dogru koyduguna inaniyorum ve benim de zaten kendi icimde cozmem gereken konu bu (hikaye vs. sinematografi). Sinematografi meselesine hikayeye verdigim onemi vermedigim belli zaten. Isik konusunda aslinda bayagi isik kullandik evvelki filme gore ama hem HDV cekilen filmin DV capture edilmesi hem de boyutunun iyice kusa cevrilmesi goruntu kalitesini iyice rezil etti.
hhkaya: Hikayeyi begenmene sevindim. Banktaki sahnenin asli bir restoranda bu ikili yemek yerken cekilecekti ama olmadi. Masanin duzlemine dik bir eksende 360 derece donen bir kamera ile hem konusmalari hem de restorani izleyecektik. Onun yerine filmdeki gibi ne yazik ki agac ve orman cektik 🙂 Ama o anda guzel gelmisti fikir sendromuna yakalandim yani 🙂 Oyunculuk konusunun sucu tamamen bende. Kisa zamanda cekilemeyen sahneler beni de sinirlendirince hem anneme hem basrol oyuncuma stresli laflar soyledim. Setin huzurunu kendi ellerimle bozunca zaten sonrasi toparlanmadi ne yazik ki. Yoksa annem BULUSMA filminde bence cok daha iyi oynamisti keza Mehmet rolundeki Burak Alyanak da.
Gkcn: Oyunculuklar bence de kotu. Tripod kullanmadan el yapimi figrig ile cektik filmi ama figrig yeterince agir olmayinca ve kameraman amator olunca "titrek" bir film ortaya cikti. Tripod'dan fayda gorecegimi ben de dusunuyorum.
Tesekkurler hepinize,
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
Kezzap: Teshisi dogru koyduguna inaniyorum ve benim de zaten kendi icimde cozmem gereken konu bu (hikaye vs. sinematografi). Sinematografi meselesine hikayeye verdigim onemi vermedigim belli zaten. Isik konusunda aslinda bayagi isik kullandik evvelki filme gore ama hem HDV cekilen filmin DV capture edilmesi hem de boyutunun iyice kusa cevrilmesi goruntu kalitesini iyice rezil etti.
Işıkla ilgili söylediğim şey görüntü kalitesiyle alakalı değildi.
Tam da ışıklandırma başarısızlığıyla alakalı.
Mesela Flash Tv canlandırma örnekleri gibi olmuş demiş arkadaş. Orada da ışık kullanılır ama hele bir iç mekan çekimlerindeki ışıklandırmaya bakarsak, sadece çok ışık kullanıldığını, fakat herhangi bir ışıklandırma metodunun kullanılmadığını görürüz. Ben de yakın bir zamanda başlamayı düşünüyorum sana da önerebilirim:
Resim sanatındaki ışıklandırma biçimlerine bakacağım.
Nasıl ışıklandırmalar kullanılmış.
Şu an için sadece Rembrant ışıklandırmasını biliyorum.
Örnek mi:
Bir alanda ciddi olarak yoğunlaşan ve resmin bir kısmını ise tamamiyle karanlıkta bırakan bir ışıklandırma türü.
Resim ve ışık gibi bir kitap varsa mesela alıp okumak lazım.
Ben de bunu planlıyorum.
Kezzap: Teshisi dogru koyduguna inaniyorum ve benim de zaten kendi icimde cozmem gereken konu bu (hikaye vs. sinematografi). Sinematografi meselesine hikayeye verdigim onemi vermedigim belli zaten. Isik konusunda aslinda bayagi isik kullandik evvelki filme gore ama hem HDV cekilen filmin DV capture edilmesi hem de boyutunun iyice kusa cevrilmesi goruntu kalitesini iyice rezil etti.
Işıkla ilgili söylediğim şey görüntü kalitesiyle alakalı değildi.
Tam da ışıklandırma başarısızlığıyla alakalı.
Mesela Flash Tv canlandırma örnekleri gibi olmuş demiş arkadaş. Orada da ışık kullanılır ama hele bir iç mekan çekimlerindeki ışıklandırmaya bakarsak, sadece çok ışık kullanıldığını, fakat herhangi bir ışıklandırma metodunun kullanılmadığını görürüz. Ben de yakın bir zamanda başlamayı düşünüyorum sana da önerebilirim:
Resim sanatındaki ışıklandırma biçimlerine bakacağım.
Nasıl ışıklandırmalar kullanılmış.
Şu an için sadece Rembrant ışıklandırmasını biliyorum.
Örnek mi:
Bir alanda ciddi olarak yoğunlaşan ve resmin bir kısmını ise tamamiyle karanlıkta bırakan bir ışıklandırma türü.
Resim ve ışık gibi bir kitap varsa mesela alıp okumak lazım.
Ben de bunu planlıyorum.
Bu ışıklandırma konusunda engin bilgilerimiz yoksa denemek şart.Yani üşenmicez gerekirse 1 gün fazladan çekicez ama ışık olana kadar deneyeceğiz.Denerken de daha önce gördüğümüz görüntülere benzetmek doğru sonuca yaklaştırıyor bence.
Diğer taraftan ışık konusunda tercrübeli biri varsa, ışığın bir çok tepkisini ve kullanımını neredeyse ezbere bilir.Bu sefer de ondan ne isteyeceğimizi bilmek mühim.Böylece en temiz sonucu alabiliriz.
Gerçek Kesit en sık takip ettiğim dizi 🙂 Işıkları tavana verip olayı hallediyorlar zamandan kazanmak için.Bu da bir yöntem tabi 🙄
Açıkcası ilk başka filmin konusunu okuyarak bu film bir uzun olur diyebilirim benim açımdan, güzel işlenirse de oturaklı bir film çıkacaktır yan hikayeleri ile.
Ama tabi kafamdakinden ayrı bir film çıkmış ortaya.Önceki yazılanlara ben de katılıyorum.Gerçek Kesit, Sır Kapısı, 5.Boyut, Gönül Gözü gibi dizilerin fanlarıdan biri olarak:) dialog içersinde "bilgilendirici mesaj" vermek, monologlar, uzun uzuna ince detayları göstermek veya ana konudan sapıp filmin işleyişini bozmak genelde o tür yapımlarda oluyor.
Oyunculuklar filmin izlenirliliğine en büyük baltayı vuruyor ama ondan gönce görüntü kurgusu olarak izlenmez hale getiren ana unsurlar var.Aynı plan üstüne kesmeler, özensiz kamera hareketleri.Belki öncesinde biraz daha çalışılsaydı dedirtiyor filmi izledikten sonra.Daha sonraki çalışmaların için şimdiden başarılar dilerim, umarım yeni filmlerini şuank filmlerine gelen eleştirileri baz alarak çalışırsın.
*our AC-130 in the air
İçerik kötüyse filmin kalıcılığı az olur ama biçim kötüyse fimin ne anlatığını anlamak zorlaşır. Yani hikaye daha önemlidir diyenler tersten bakıyolar konuya bence. Önce biçime önem verilmelidirki hikaye ve filmin anlatmak istediği ana fikir daha iyi anlaşılabilsin.
Kısaca filmin ilk önce ne anlattığı değil nasıl anlatığı önemlidir. İyi anlatırsa iyi anlaşılır, anlattığı da iyiyse kalıcı olur.
Benim "Ben" dediğim bedenim mi, yoksa ben mi?
şimdi biçimden bahsederken süpper hikaye rezalet görüntülerden de bahsetmiyoruz.
mesela tabutta röveşata,ağır roman gibi filmler bence teknik açıdan problemlidir ama izlenmeyecek kadar da değil tabii..hikayesini,oyunculuğu çok severim misal.
Baris: "Aynı plan üstüne kesmeler, özensiz kamera hareketleri.Belki öncesinde biraz daha çalışılsaydı dedirtiyor." Haklisin, haklisin ve bir daha haklisin. Ozellikle bank sahnesinde karsi acidan senden kiraladigim kamera ile cekim yapmistik ayni plan ustune kesmeleri onlemek icin ama salak gibi kasedi aktarmadan sana verdim. Kaset PAL kamera ile cekilince de benim NTSC kamera okumadi. Vakit darligindan da PAL HV30 arayamadim ve bank sahnesi oyle sevimsiz birsey oldu. Cektigimiz goruntuleri bir ekranda izlememe essekligini bir daha yapmamaya soz verdim. Kadraja mikrofonun tuylu kilifi giriyor, kameraman giriyor camdaki yansimadan, mikrofon giriyor vs. Bunlarin ozru yok. El yapimi -bisiklet jantindan figrig- aslinda biraz daha agir olsa imis daha iyi sonuc verebilirmis ama paraya kiyip $300 civari bir paraya tripod almayi da dusunmuyor degilim.
Kezzap: Bayagi bir sohbet donmus hikaye mi sinematografi mi diye, etkilendim.Ama Firat'in dedigi su laf onemli: Sinemanin varliginin temel sebebi kameradir. Bu baglamda ARKADAS filminin kameraya emek verdigi soylenemez, Allah carpar cunku. Bu dusunceler dogrultusunda kendimi sorgulamam gerekiyor.
iLAN: "filmin ilk önce ne anlattığı değil nasıl anlatığı önemlidir. İyi anlatırsa iyi anlaşılır, anlattığı da iyiyse kalıcı olur." Katilmaya meyilliyim. Ama daha dusunmem lazim kendi icimde 🙂
ercane'ye ve fikirlerini yazan digerlerine de tesekkur ederim.
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
Filmi yeni izledim, genel anlamda geleen yorumların üzerine çıkmayacağım.
Ama dediğim gibi izlediğimizi taklit ederek bile güzel görünen bir şeyler çıkartabiliriz.
Filmin içinde daha önce herhangi bir filmde görebileceğimiz durumlar var mesela, sahneyi nasıl yapsak demek yerine önce o kafadakilerle eşleştirirsek çok zorlanmayız, tabi mekan ve teknik farklılıklar da çözmesi bize kalan kısmı.
Bir de sahnelerin süreleri mesela bazıları çok uzun bazıları çok kısa geldi bana.Ve genel olarak durağan kamera hareketleri olmasını beklediğim bir film..
Örneğin kahvaltı hazırlama planı genel planda bir resim yap adam takılsın (mekana bağlı)
Ya da cut cut çok yakın detaylarla geçsin mesela, daha güzel duracağına eminim.
Kahvaltı sahnesi, yine bence tek planda akabilir, benim algım bunun ötesine zorlama gibi bakıyor, başkası farklı bir çözüm söyleyecektir tabi.
genel olarak sizinde gördüğünüz gibi.
kolay gelsin.