Forum

"Amatör uzun m...
 

"Amatör uzun metraj" olur mu?

36 Gönderi
17 Üyeler
1 Reactions
7,884 Görüntüleme
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

Amatör uzay çalışması, amatör roketçilik, amatör uçak yapımcılığı oluyor da uzun metraj filmin amatör olmasının engeli nedir ki? Uzun metrajın derdi amatörlük profesyonellik değil, zaman ve emek açısından denge meselesidir. Bu hafta sonu size 90 dakikalık film çekebilirim (2-3 saat sürer) ama sonuç pek hoş olmayabilir. Amatör ve profesyonel birer kişi değil birer yaklaşım değil mi sonuçta?

benim aklıma başka bir soru gelmişti bu başlığın daha öncesinde.
canon 550d ile mesela amatör/profesyonel uzun metraj film çekilebilir mi?

http://filmfabrikasi.com/forum/viewtopic.php?f=89&t=9297 " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;

bu başlığı da bilen bilir 🙂 o yüzden bu konuya hiç girmemek en iyisi sanırım 🙂
toska o başlığı okudum, çıkan sonuç:

"becerebiliyorsan çek, biz de zevkle izleyelim, ammaa basit olacağını sanmaa" 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 25/05/2012 3:08 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Arkadaşlar... Ortada bir yanlış anlaşılma var.

550d ile, hatta handycam ile bile uzun çekilebilir. Mesele süresi değil ki. Para meselesi de değil.

Ama hiçkimse, kötü olduğunu bile bile bir film çekmez. Ve eğer bazı yetersizlikleriniz var ise daha çok çalışır, uğraşır, kendinizi geliştirirsiniz. İşte eğer henüz insanların beğenisini kazanacağına inanacağınız bir film yapma yetkinliğinde olduğunuza emin değil iseniz, henüz yapacağınız işten maddi manevi bir geri dönüş beklemiyorsanız neden uzun çekesiniz ki? Uzun metraj film, yoğun çalışma gerektiren, zor, yorucu, çok fazla malzeme içeren bir şey. Eğer yeterince hâkim değil iseniz olaya neden birsürü şeyi (zaman, para, emek, insanların çabası) bu uğurda heba edesiniz? Ortaya kötü birşey çıkacağı belli ise neden insan o işi yapar? Kİmsenin yemeyeceği bir yemeği nedne yapar insan?

Ha... Bazı arkadaşlar gibi seviyenizin farkında değilsinizdir, kendinizi iyi sanıyorsunuzdur, gazı yer bu işe girişirsiniz. Ortaya çıkan şey ancak egonuzu tatmin eder. "BEnim uzun metrajım var" der orada burada hava basarsınız.

Unutmayalım ki bir üreticinin kalitesini ve önemini, kimi hedef aldığı belirler. Sinemanın "s"sinden anlamayan, hayatında doğru dürüst film izlememiş, sinemanın (ve genel olarak sanatın) konu edindiği birçok şey üzerine zerre düşünmemiş ya da örnek görmemiş kişilere hitap ediyor olursunuz bu durumda. Günümüz için de böyle insan çok çok azdır zaten. Açlıktan ölmek üzere olan birine yemek pişiriyor gibisinizdir yani.

BU durumda, fazla şey heba etmeden tecrübe kazanma amacı ile kısa çekmek daha beklenir bir tavırdır ki hemen herkes böyle yapıyor.

BU anlamda, çekilmiş bir uzun metraja ben hiçbir zaman "denemek için yapmışlar, amatör bir iş bu galiba!" diye yaklaşamam. Bildiğin "kötü" derim. Bu kadar. "Bu adam sinemacı değil" derim. Hasan Karacadağ gibi mesela. Bildiğiniz Dabbe mesela. Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biridir. Ve gayert amatör bir görünümü vardır. Ama buna "amatör uzun metraj" demem. Bİldiğin kötü film derim...

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 25/05/2012 11:32 am
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

Arkadaşlar... Ortada bir yanlış anlaşılma var.

550d ile, hatta handycam ile bile uzun çekilebilir. Mesele süresi değil ki. Para meselesi de değil.

Ama hiçkimse, kötü olduğunu bile bile bir film çekmez. Ve eğer bazı yetersizlikleriniz var ise daha çok çalışır, uğraşır, kendinizi geliştirirsiniz. İşte eğer henüz insanların beğenisini kazanacağına inanacağınız bir film yapma yetkinliğinde olduğunuza emin değil iseniz, henüz yapacağınız işten maddi manevi bir geri dönüş beklemiyorsanız neden uzun çekesiniz ki? Uzun metraj film, yoğun çalışma gerektiren, zor, yorucu, çok fazla malzeme içeren bir şey. Eğer yeterince hâkim değil iseniz olaya neden birsürü şeyi (zaman, para, emek, insanların çabası) bu uğurda heba edesiniz? Ortaya kötü birşey çıkacağı belli ise neden insan o işi yapar? Kİmsenin yemeyeceği bir yemeği nedne yapar insan?

Ha... Bazı arkadaşlar gibi seviyenizin farkında değilsinizdir, kendinizi iyi sanıyorsunuzdur, gazı yer bu işe girişirsiniz. Ortaya çıkan şey ancak egonuzu tatmin eder. "BEnim uzun metrajım var" der orada burada hava basarsınız.

Unutmayalım ki bir üreticinin kalitesini ve önemini, kimi hedef aldığı belirler. Sinemanın "s"sinden anlamayan, hayatında doğru dürüst film izlememiş, sinemanın (ve genel olarak sanatın) konu edindiği birçok şey üzerine zerre düşünmemiş ya da örnek görmemiş kişilere hitap ediyor olursunuz bu durumda. Günümüz için de böyle insan çok çok azdır zaten. Açlıktan ölmek üzere olan birine yemek pişiriyor gibisinizdir yani.

BU durumda, fazla şey heba etmeden tecrübe kazanma amacı ile kısa çekmek daha beklenir bir tavırdır ki hemen herkes böyle yapıyor.

BU anlamda, çekilmiş bir uzun metraja ben hiçbir zaman "denemek için yapmışlar, amatör bir iş bu galiba!" diye yaklaşamam. Bildiğin "kötü" derim. Bu kadar. "Bu adam sinemacı değil" derim. Hasan Karacadağ gibi mesela. Bildiğiniz Dabbe mesela. Hayatımda izlediğim en kötü filmlerden biridir. Ve gayert amatör bir görünümü vardır. Ama buna "amatör uzun metraj" demem. Bİldiğin kötü film derim...

evet ama kısa filmin doğası bir başka.
bu durumda uzun film için senaryo düşünmek, kısa filmle zaman kaybetmekten evla duruyor,
kısa ile uzun birbirinden çok farklı...ve uğraştığın şeyin şeklini alıyorsun bir müddet sonra.
demek istediğim hep uzunla uğraşmak ilk başlarda kötü film yapmana sebeb olsa da vazgeçmeyip uğraşmaya devam ettiğinde kendini geliştirebilirsin gibime geliyor.
yani kısa düşünmek değil uzun düşünmemiz lazım, ha arada aklına kısa gelir, çekersin o zaman ama uzun çekme hayaliyle bu işe girenlerin kısayla hiç vakit kaybetmemeleri gerekiyor gibi geliyor bana.
bu arada tecrübe kazanmak için deneme çekimleri vs. yapabilir emmi bu süreçte.

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 25/05/2012 11:50 am
(@response)
Gönderi: 0
 

Ben de yukarıda bahsi geçen "Kötü uzun metraj film" sahiplerinden biriyim. Bulunduğum yer küçük bir ilçe, etrafımda benden başka bu işe ilgi duyan, bilgi sahibi olan (benim kadar bile!) kimse yok. Bir ilköğretim okulu öğretmeni olarak düşüncemiz, neden bir ilk olarak, bir ilköğretim okulundan uzun metraj film yapılmasın oldu. Giresun'da bir lisenin bu işi yaptığını duyunca harekete geçtim. kamera mı? Panasonic NVGS 500, harici ses, ışık hiçbiri yok. Giriştik. Ne mi oldu, belki kötü diye nitelendirebileceğimiz bir film çıktı ortaya, ama kenimca mesaj veren, yer yer düşündüren, öğrencilerimin öz güvenini arttıran, öğretmen arkadaşlarımın, müdürün, müdür yardımcısının, belde belediye başkanımızın,veli ve esnafımızın belki de hayatlarında bir daha yaşayamayacakları bir deneyime ve anıya sahip olmasını sağlamış olduk. Ulusal medya'da yer bulduk, belki çok kişi izlemedi film, izleyenler de belki beğenmedi ama biz kendi kazanımlarımızla mutlu olduk. Hava filan da atmadık ama elimizden gelenin en iyisini (şartlar ve bilgilmiz dahilinde) yapmaya çalıştık, hafife almadık. Bir çok beğenen ve takdir eden de oldu. İşin maddi boyutuna gelirsek, ilçemiz ilk kez bir galaya ev sahipliği yaptı, İstanbul'da Bağcılar Kültür Merkezi'nde bir gala yaptık, beldesinden uzakta olan yaklaşık 200-250 kişi filmi izledi, en azından 74 dakikalığına hasret giderdi. Filmin sonuna kadar salonu terk eden olmadı, şahsım adına da bir sinema salonunda, her kes tenefüste dinlenirken, öğle arasında sohbet ederken çalışarak hafta sonlarımı ve yarım yamalak bilgim ile basit bir efekt-montaj için saatlerimi harcayarak 6 ayda çektiğim filmimi izleme keyfim işin en güzel kısmıydı. İstanbul'a gittiğimizde bu film sayesinde kurulan ilişkiler ile gaziosmanpaşa belediye başkanı ile buluştuk ve öğle yemeği yedik. Miniaturk, boğaz v.b yerleri gezdik -ki köyünden daha çıkmamış çocuklar için ne ifade ettiğini söylememe gerek yok sanırım- Fox TV 'de ve Medya TV'de canlı yayına katıldık, 10000 tl'si Gaziosmanpaşa belediyesinden olmak üzere yaklaşık 19000tl okulumuza yardım elde ettik. Biz filmi 100tl'ye mal etmiştik. Şimdi bütün bu yazdıklarımı okuduysanız eğer (biraz uzu oldu sanırım o yüzden) Bizim yarım yamalak bilgilerimiz ile, çok kötü bir uzun metraj film çektiğimiz için bizi suçlayacak, "arkadaş ben anlamam buna kötü film der geçerim" derseniz -yine de- saygı duyarım. Ancak bu görüşünüz öğrencilerimin 1 hafta boyunca İstanbul'da yaşadıkları, gördükleri, bir ilköğretim okulu için hayal etmesnin bile zor olduğu bir meblağı okulumuza kazandırmış olduklarımız, ne olursa olsun Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmamızın bize vediği zevki ve gururu biraz olsun eksiltemez. Son olarak herkes istediğini, istediği şekilde yapar, kötü olanı izlemezsin, kimse izlemez elenir gider... Bu konuda doluyum, kimseyi kırma niyetinde değilim yanlış anlaşılmak istemem. Ben bir garip belde ilköğetim okulu öğretmeni, sinema ve kısa film aşığıyım... Herkese hayırlı günler diliyorum...

İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 25/05/2012 1:05 pm
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

Ben de yukarıda bahsi geçen "Kötü uzun metraj film" sahiplerinden biriyim. Bulunduğum yer küçük bir ilçe, etrafımda benden başka bu işe ilgi duyan, bilgi sahibi olan (benim kadar bile!) kimse yok. Bir ilköğretim okulu öğretmeni olarak düşüncemiz, neden bir ilk olarak, bir ilköğretim okulundan uzun metraj film yapılmasın oldu. Giresun'da bir lisenin bu işi yaptığını duyunca harekete geçtim. kamera mı? Panasonic NVGS 500, harici ses, ışık hiçbiri yok. Giriştik. Ne mi oldu, belki kötü diye nitelendirebileceğimiz bir film çıktı ortaya, ama kenimca mesaj veren, yer yer düşündüren, öğrencilerimin öz güvenini arttıran, öğretmen arkadaşlarımın, müdürün, müdür yardımcısının, belde belediye başkanımızın,veli ve esnafımızın belki de hayatlarında bir daha yaşayamayacakları bir deneyime ve anıya sahip olmasını sağlamış olduk. Ulusal medya'da yer bulduk, belki çok kişi izlemedi film, izleyenler de belki beğenmedi ama biz kendi kazanımlarımızla mutlu olduk. Hava filan da atmadık ama elimizden gelenin en iyisini (şartlar ve bilgilmiz dahilinde) yapmaya çalıştık, hafife almadık. Bir çok beğenen ve takdir eden de oldu. İşin maddi boyutuna gelirsek, ilçemiz ilk kez bir galaya ev sahipliği yaptı, İstanbul'da Bağcılar Kültür Merkezi'nde bir gala yaptık, beldesinden uzakta olan yaklaşık 200-250 kişi filmi izledi, en azından 74 dakikalığına hasret giderdi. Filmin sonuna kadar salonu terk eden olmadı, şahsım adına da bir sinema salonunda, her kes tenefüste dinlenirken, öğle arasında sohbet ederken çalışarak hafta sonlarımı ve yarım yamalak bilgim ile basit bir efekt-montaj için saatlerimi harcayarak 6 ayda çektiğim filmimi izleme keyfim işin en güzel kısmıydı. İstanbul'a gittiğimizde bu film sayesinde kurulan ilişkiler ile gaziosmanpaşa belediye başkanı ile buluştuk ve öğle yemeği yedik. Miniaturk, boğaz v.b yerleri gezdik -ki köyünden daha çıkmamış çocuklar için ne ifade ettiğini söylememe gerek yok sanırım- Fox TV 'de ve Medya TV'de canlı yayına katıldık, 10000 tl'si Gaziosmanpaşa belediyesinden olmak üzere yaklaşık 19000tl okulumuza yardım elde ettik. Biz filmi 100tl'ye mal etmiştik. Şimdi bütün bu yazdıklarımı okuduysanız eğer (biraz uzu oldu sanırım o yüzden) Bizim yarım yamalak bilgilerimiz ile, çok kötü bir uzun metraj film çektiğimiz için bizi suçlayacak, "arkadaş ben anlamam buna kötü film der geçerim" derseniz -yine de- saygı duyarım. Ancak bu görüşünüz öğrencilerimin 1 hafta boyunca İstanbul'da yaşadıkları, gördükleri, bir ilköğretim okulu için hayal etmesnin bile zor olduğu bir meblağı okulumuza kazandırmış olduklarımız, ne olursa olsun Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmamızın bize vediği zevki ve gururu biraz olsun eksiltemez. Son olarak herkes istediğini, istediği şekilde yapar, kötü olanı izlemezsin, kimse izlemez elenir gider... Bu konuda doluyum, kimseyi kırma niyetinde değilim yanlış anlaşılmak istemem. Ben bir garip belde ilköğetim okulu öğretmeni, sinema ve kısa film aşığıyım... Herkese hayırlı günler diliyorum...
çok duygulandım hocam, gözlerim doldu, emeğinize gönlünüze sağlık olsun, daha güzellerini çekmeniz temennisiyle 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 25/05/2012 1:33 pm
(@zampano)
Gönderi: 266
 

Buradaki arkadaşların sinema konusunda teoride ve pratikte benden daha bilgili, donanımlı kişiler olduğundan kuşkum yok.
550D ile uzun metraj çekilmez, amatör uzun metraj olmaz, deniyor.
Ben amatör bile değilim. DSLR makinelerle kısa film çekilebildiğini ilk kez 2011 yılında duydum, ben de heves edip aldım. Birkaç ay öncesine kadar klaket ne işe yarar, steadicam nedir, H4N, followfocus, mattebox vs. varlıklarından bile bihaberdim. Çok iyi bir sinema izleyicisi olduğumu da söyleyemem. Kamerayı bile hayatımda iki kez elime almıştım, o da arkadaşın isteğiyle bir paneli çekmiştim. Sadece düğmesine basmıştım o kadar.
Senaryo tekniğini de, kurguyu da bilmiyordum. Adobe Premier'i ilk kez geçen yaz bilgisayarıma kurdum. İlk senaryomu geçen aralık ayında yazdım. Neyse uzatmayayım, birkaç ay öncesine kadar sinema konusunda bu denli cahil bir adamdım işte.
Aralık 2011'den sonra yukarıda söz ettiğim, adını ve işlevlerini bilmediğim teçhizatları, öğretmen maaşımla birer birer topladım. Hayatında kamera önüne ve arkasına geçmemiş insanlarla 100 dakikalık bir uzun metraj film çektik.
Aslında uzun metraja niyetim ve cesaretim de yoktu. Yarım saatlik bir film niyetiyle başladım, ama böyle oldu. Anlamadan 550D ile uzun metraj çektim yani.
Bu şartlarda yapılan film, büyük bir ihtimalle kötüdür diye düşünmek normal. Bu hafta sonu filmin kurgusu da bitiyor. Eleştirilerinizi merakla bekleyeceğim.

 
Gönderildi : 25/05/2012 2:35 pm
(@response)
Gönderi: 0
 

çok duygulandım hocam, gözlerim doldu, emeğinize gönlünüze sağlık olsun, daha güzellerini çekmeniz temennisiyle 🙂

Teşekkürler, önemli olan dünyaya artı bi'şeyler katmaksa biz bunu başardık diye düşünüyorum, daha önceleri düşünülemeyecek (bulunduğum bölge için konuşuyorum) bir şeyi gerçekleştirdik. Daha iyisi tabii ki yapılacak, hatta bundan sonra yapılan her film bizimkinden çok daha güzel olacak, biz de bu yolu açmada katkıda bulunduysak mutlu olacağız. Tecrübe, yapılan yanlışların toplamıdır. Filmimizde sayılamayacak kadar yanlış ve eksik var ama biz bunu farklı görüyoruz, onlar tecrübelerimize kattığımız şeyler. Bundan sonra daha üzelini yapacağız. Oscar mı? Osıkar biraz 🙂

İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 25/05/2012 2:40 pm
(@oguzhansirin)
Gönderi: 88
 

Sanırım bu konunun çıkış nedeni İç Savaş 2015 : )

 
Gönderildi : 25/05/2012 4:36 pm
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

Sanırım bu konunun çıkış nedeni İç Savaş 2015 : )
konu İç Savaş 2015 ile başladı içimizde verdiğimiz savaşlarla devam etti.
Cürrette deha vardır diyen bir adam vardı, cürret edelim, yaratıcı zekamızı kullanalım, bilgiyle tecrübeyle çalışmayla çabayla devam edelim inşallah 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 25/05/2012 6:53 pm
(@verbal_kint)
Gönderi: 612
 

"amatörü uzun metraj" olur diyenlerden olduğumuz için, bir kaç aydır tasarladığımız yeni atölyeyi artık kesinleştirip açmaya karar verdik.
tanıtım gibi olacak lakin ekte göreceğiniz linkte öğrencilere 10 kısa film çektirip bunların bir uzun film halinde gösterimi amaçlanmakta. Daha önce yapılan "paris:i love you" filminde olduğu gibi...

http://sinematek.org/yaz-okulu/istanbul/10-yonetmen-1-film.html " onclick="window.open(this.href);return false;

dolayısıyla uzun metrajın kıstası "sinema" filmi olması. Keza sette çalışan profesyoneller iş tanımlarını "sinema var mart ayında", "dizi bitecek, sinemaya başlayacağız çatalca'da" gibi yaparlar.
Amatör uzun metraj olur, amatör sinema filmi olmaz.

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/05/2012 3:36 am
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

"amatörü uzun metraj" olur diyenlerden olduğumuz için, bir kaç aydır tasarladığımız yeni atölyeyi artık kesinleştirip açmaya karar verdik.
tanıtım gibi olacak lakin ekte göreceğiniz linkte öğrencilere 10 kısa film çektirip bunların bir uzun film halinde gösterimi amaçlanmakta. Daha önce yapılan "paris:i love you" filminde olduğu gibi...

http://sinematek.org/yaz-okulu/istanbul/10-yonetmen-1-film.html " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;

dolayısıyla uzun metrajın kıstası "sinema" filmi olması. Keza sette çalışan profesyoneller iş tanımlarını "sinema var mart ayında", "dizi bitecek, sinemaya başlayacağız çatalca'da" gibi yaparlar.
Amatör uzun metraj olur, amatör sinema filmi olmaz.

Kolay gelsin, umarım çok güzel bir iş çıkar ortaya, bu tarz çalışmalar çoğalır 🙂
bir de uzaktan eğitim tarzı işlere kalkışmanızı da arzu ederdim zira ben karamandayım...

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 28/05/2012 11:32 am
(@kemalettin)
Gönderi: 109
 

Ben de yukarıda bahsi geçen "Kötü uzun metraj film" sahiplerinden biriyim. Bulunduğum yer küçük bir ilçe, etrafımda benden başka bu işe ilgi duyan, bilgi sahibi olan (benim kadar bile!) kimse yok. Bir ilköğretim okulu öğretmeni olarak düşüncemiz, neden bir ilk olarak, bir ilköğretim okulundan uzun metraj film yapılmasın oldu. Giresun'da bir lisenin bu işi yaptığını duyunca harekete geçtim. kamera mı? Panasonic NVGS 500, harici ses, ışık hiçbiri yok. Giriştik. Ne mi oldu, belki kötü diye nitelendirebileceğimiz bir film çıktı ortaya, ama kenimca mesaj veren, yer yer düşündüren, öğrencilerimin öz güvenini arttıran, öğretmen arkadaşlarımın, müdürün, müdür yardımcısının, belde belediye başkanımızın,veli ve esnafımızın belki de hayatlarında bir daha yaşayamayacakları bir deneyime ve anıya sahip olmasını sağlamış olduk. Ulusal medya'da yer bulduk, belki çok kişi izlemedi film, izleyenler de belki beğenmedi ama biz kendi kazanımlarımızla mutlu olduk. Hava filan da atmadık ama elimizden gelenin en iyisini (şartlar ve bilgilmiz dahilinde) yapmaya çalıştık, hafife almadık. Bir çok beğenen ve takdir eden de oldu. İşin maddi boyutuna gelirsek, ilçemiz ilk kez bir galaya ev sahipliği yaptı, İstanbul'da Bağcılar Kültür Merkezi'nde bir gala yaptık, beldesinden uzakta olan yaklaşık 200-250 kişi filmi izledi, en azından 74 dakikalığına hasret giderdi. Filmin sonuna kadar salonu terk eden olmadı, şahsım adına da bir sinema salonunda, her kes tenefüste dinlenirken, öğle arasında sohbet ederken çalışarak hafta sonlarımı ve yarım yamalak bilgim ile basit bir efekt-montaj için saatlerimi harcayarak 6 ayda çektiğim filmimi izleme keyfim işin en güzel kısmıydı. İstanbul'a gittiğimizde bu film sayesinde kurulan ilişkiler ile gaziosmanpaşa belediye başkanı ile buluştuk ve öğle yemeği yedik. Miniaturk, boğaz v.b yerleri gezdik -ki köyünden daha çıkmamış çocuklar için ne ifade ettiğini söylememe gerek yok sanırım- Fox TV 'de ve Medya TV'de canlı yayına katıldık, 10000 tl'si Gaziosmanpaşa belediyesinden olmak üzere yaklaşık 19000tl okulumuza yardım elde ettik. Biz filmi 100tl'ye mal etmiştik. Şimdi bütün bu yazdıklarımı okuduysanız eğer (biraz uzu oldu sanırım o yüzden) Bizim yarım yamalak bilgilerimiz ile, çok kötü bir uzun metraj film çektiğimiz için bizi suçlayacak, "arkadaş ben anlamam buna kötü film der geçerim" derseniz -yine de- saygı duyarım. Ancak bu görüşünüz öğrencilerimin 1 hafta boyunca İstanbul'da yaşadıkları, gördükleri, bir ilköğretim okulu için hayal etmesnin bile zor olduğu bir meblağı okulumuza kazandırmış olduklarımız, ne olursa olsun Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmamızın bize vediği zevki ve gururu biraz olsun eksiltemez. Son olarak herkes istediğini, istediği şekilde yapar, kötü olanı izlemezsin, kimse izlemez elenir gider... Bu konuda doluyum, kimseyi kırma niyetinde değilim yanlış anlaşılmak istemem. Ben bir garip belde ilköğetim okulu öğretmeni, sinema ve kısa film aşığıyım... Herkese hayırlı günler diliyorum...

ibret alinacak bir basari ornegi. sizi tum kalbimle kutluyorum.
Bu basari oykunuzun de "bahanelerle harekete gecmek istemeyen" veya "harekete gecirilmesine kostek olan" herkese duyurulmasini diliyorum

 
Gönderildi : 28/05/2012 4:14 pm
(@verbal_kint)
Gönderi: 612
 

"amatörü uzun metraj" olur diyenlerden olduğumuz için, bir kaç aydır tasarladığımız yeni atölyeyi artık kesinleştirip açmaya karar verdik.
tanıtım gibi olacak lakin ekte göreceğiniz linkte öğrencilere 10 kısa film çektirip bunların bir uzun film halinde gösterimi amaçlanmakta. Daha önce yapılan "paris:i love you" filminde olduğu gibi...

http://sinematek.org/yaz-okulu/istanbul/10-yonetmen-1-film.html " onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;" onclick="window.open(this.href);return false;

dolayısıyla uzun metrajın kıstası "sinema" filmi olması. Keza sette çalışan profesyoneller iş tanımlarını "sinema var mart ayında", "dizi bitecek, sinemaya başlayacağız çatalca'da" gibi yaparlar.
Amatör uzun metraj olur, amatör sinema filmi olmaz.

Kolay gelsin, umarım çok güzel bir iş çıkar ortaya, bu tarz çalışmalar çoğalır 🙂
bir de uzaktan eğitim tarzı işlere kalkışmanızı da arzu ederdim zira ben karamandayım...

uzaktan eğitim, evet biraz geniş bir konu.
üniversitelerin var uzaktan eğitimi aslında onlarla belki bir çözüm olabilir.
bu anlamda derslere katılamayan, hasta arkadaşlara skype ile bağlanma şansı veriyoruz zaten 🙂 online ders dinleyebiliyorlar dernekte. anında soru sorup, sınıftaki kargaşaya katılabiliyorlar ama sonuçta derneğin asıl amacı pratik düzeyde bir çok şeyi düzenlemek.
bakalım, belki sıra ona da gelir.

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/05/2012 5:27 pm
(@response)
Gönderi: 0
 

ibret alinacak bir basari ornegi. sizi tum kalbimle kutluyorum.
Bu basari oykunuzun de "bahanelerle harekete gecmek istemeyen" veya "harekete gecirilmesine kostek olan" herkese duyurulmasini diliyorum

Çok teşekkürler...

İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 31/05/2012 4:36 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Ben de yukarıda bahsi geçen "Kötü uzun metraj film" sahiplerinden biriyim. Bulunduğum yer küçük bir ilçe, etrafımda benden başka bu işe ilgi duyan, bilgi sahibi olan (benim kadar bile!) kimse yok. Bir ilköğretim okulu öğretmeni olarak düşüncemiz, neden bir ilk olarak, bir ilköğretim okulundan uzun metraj film yapılmasın oldu. Giresun'da bir lisenin bu işi yaptığını duyunca harekete geçtim. kamera mı? Panasonic NVGS 500, harici ses, ışık hiçbiri yok. Giriştik. Ne mi oldu, belki kötü diye nitelendirebileceğimiz bir film çıktı ortaya, ama kenimca mesaj veren, yer yer düşündüren, öğrencilerimin öz güvenini arttıran, öğretmen arkadaşlarımın, müdürün, müdür yardımcısının, belde belediye başkanımızın,veli ve esnafımızın belki de hayatlarında bir daha yaşayamayacakları bir deneyime ve anıya sahip olmasını sağlamış olduk. Ulusal medya'da yer bulduk, belki çok kişi izlemedi film, izleyenler de belki beğenmedi ama biz kendi kazanımlarımızla mutlu olduk. Hava filan da atmadık ama elimizden gelenin en iyisini (şartlar ve bilgilmiz dahilinde) yapmaya çalıştık, hafife almadık. Bir çok beğenen ve takdir eden de oldu. İşin maddi boyutuna gelirsek, ilçemiz ilk kez bir galaya ev sahipliği yaptı, İstanbul'da Bağcılar Kültür Merkezi'nde bir gala yaptık, beldesinden uzakta olan yaklaşık 200-250 kişi filmi izledi, en azından 74 dakikalığına hasret giderdi. Filmin sonuna kadar salonu terk eden olmadı, şahsım adına da bir sinema salonunda, her kes tenefüste dinlenirken, öğle arasında sohbet ederken çalışarak hafta sonlarımı ve yarım yamalak bilgim ile basit bir efekt-montaj için saatlerimi harcayarak 6 ayda çektiğim filmimi izleme keyfim işin en güzel kısmıydı. İstanbul'a gittiğimizde bu film sayesinde kurulan ilişkiler ile gaziosmanpaşa belediye başkanı ile buluştuk ve öğle yemeği yedik. Miniaturk, boğaz v.b yerleri gezdik -ki köyünden daha çıkmamış çocuklar için ne ifade ettiğini söylememe gerek yok sanırım- Fox TV 'de ve Medya TV'de canlı yayına katıldık, 10000 tl'si Gaziosmanpaşa belediyesinden olmak üzere yaklaşık 19000tl okulumuza yardım elde ettik. Biz filmi 100tl'ye mal etmiştik. Şimdi bütün bu yazdıklarımı okuduysanız eğer (biraz uzu oldu sanırım o yüzden) Bizim yarım yamalak bilgilerimiz ile, çok kötü bir uzun metraj film çektiğimiz için bizi suçlayacak, "arkadaş ben anlamam buna kötü film der geçerim" derseniz -yine de- saygı duyarım. Ancak bu görüşünüz öğrencilerimin 1 hafta boyunca İstanbul'da yaşadıkları, gördükleri, bir ilköğretim okulu için hayal etmesnin bile zor olduğu bir meblağı okulumuza kazandırmış olduklarımız, ne olursa olsun Türkiye'de bir ilki gerçekleştirmiş olmamızın bize vediği zevki ve gururu biraz olsun eksiltemez. Son olarak herkes istediğini, istediği şekilde yapar, kötü olanı izlemezsin, kimse izlemez elenir gider... Bu konuda doluyum, kimseyi kırma niyetinde değilim yanlış anlaşılmak istemem. Ben bir garip belde ilköğetim okulu öğretmeni, sinema ve kısa film aşığıyım... Herkese hayırlı günler diliyorum...

Burada durum bambaşka... Siz filminizi neden yaptınız? Neden kısa değil de uzun metraj yaptınız? Sizin durumunuz hepten farklı. Kimse sizi yanlış da anlamaz zaten, rahat olasın hocam...

Siz sinemacı olduğunuzu iddia etmiyorsunuz... Siz sinemayı, bir dert için kullanmış durumdasınız.. Bu bir hata mı? Yanlış mı? Hayır... Bizim burada (bu forumda) verdiğimiz mücadele sinemacı olmak, olmamak, iyi film, kötü film, özen, estetik vs. Dertler başka... Sen afişinde "bu bir response filmi" yazmamışsındır eminim.

Şimdi nerden nereye... Evet, ben sizin filminizi dvd markette görsem, alıp izlesem "kötü" diyip geçebilirim. Bİlmem ki o filmin yapımındaki, çekimindeki, yazımındaki dertleri, motivasyonları? Bu saygısızlık değildir tabii ki sen zaten bunu iddia etmiyorsun hocam ama takdir edersin ki bunu izleyen bilmeyebilir. Bİlmez ve filmi sevmemişse sevmemiştir, nokta. Belirtmeye çalışıtğım gibi burası bir sinema forumu. Ve sohbetlerimiz genelde sinema üzerine. Zaten sizinki bu durumda, kötü de olsa, zor şartlarda çekiliyor da olsa, amatör de olsa, "sinema adına" yapılmış birşey değil. Dilencilikle apartman yaptıran adamla kan bağışı için para toplayan kurumun yaptığı iş aynıdır temelde. Ama kimse bunları aynı şeyler olarak düşünmez. Sen ve dostların, sinemayı bir amaç için kullanmışsınız, buna da sonuna kadar hakkınız var. Saygı da görürsünüz, sevgi de, övgü de. Ama filminizin saygı görmesinin nedeni sinematografisi değildir. Nİyetidir, motivasyonudur. Ve amacınız da budur zaten. Ben bir yazar olarak, amacınız için sinemayı kullanmanızı takdir ederim. Ama sinema yazarı olarak filminizi övemem. Kötü diyip geçmememin nedeni amaçlarınızdır. Kadrajlarınız değil.

Bu durumda sen elinde red, peşinde 20 kişilik çalışmaya hazır ekip, zibil gibi ışık, 10 mmden -300mmye lens, her tripod, şaryo, jimmy, stabilizör bilmemne bulunan ama tüm bunlara rağmen ortaya berbat bir iş çıkaran ve işin daha da kötüsü ders verdiğini söyleyen, her fırsatında kendini usta sinemacı olarak sunan, orda burada ahkam kesen adamla nasıl aynı kefeye alınırsın ki? Kimse olaya böyle bakmaz. Sen, ekibin ve filmin bu sohbetten muafsınız. Ve senin gibi üyeler tabii ki. Amatör uzun metraj değil sizinki. Çünkü siz adı geçen "amatör" sınıfına girmiyorsunuz. Amacınız profesyonel olmak değil ise size amatör, iyi olmak değil ise (en azından o işi yapma motivasyonu olarak yani) kötü denemez...

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 31/05/2012 5:28 pm
Sayfa 2 / 3
Paylaş: