Forum

Sitenin Ana Sayfası Neden Hiç Değişmiyor?

22 Gönderi
13 Üyeler
0 Reactions
6,137 Görüntüleme
(@adams)
Gönderi: 51
Başlığı açan
 

Arkadaşlar bir süredir dikkat ediyorum üye olduğumdan beri ana sayfadaki kısa filmler hiç güncellenmiyor acaba özel bir nedeni varmı ? Olmasa kısa filmler paylaşalım oraya konması için. Sitenin gelişmesinde katkıda bulunalım 🙂

 
Gönderildi : 22/03/2015 10:45 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Ya şöyle bir şey açıkçası.
Çünkü bu ülke öyle bir ülke ki, bir iş için emek sarfeden insanların yaptığı hiçbir şey gerçekten takdir edilmiyor, takip edilmiyor.
Ya bak misal oraya koyduğumuz kısa filmleri kaç kişi izlemiş. 3 tane oy kullanan var aşağı yukarı bir filmde. Desek ki yüzde 10u oyladı, 30 kişi izlemiş. Kimse ne paylaşmış ne etmiş ne de yorum var. Diyor ki misal burada arkadaşlar, eğitim videosu hazırlayın. Tamam hazırlayalım. Ama izleme sayısına gelince ne bir kişi izler ne biri paylaşır. Bizler her zamanki gibi dünyanın bu açıdan çok gerisindeyiz. Adamın yaptığı bir videoyu 1 saatte binlere ulaşıyor. Burada bir eğitim videosu yapsan burada şunu demişsin çok kötü olmuş derler.

Neyse çok uzatmayalım. Esasında her gün birkaç kısa film izlemeye çalışan en azından haftada üç tane falan buraya koyulacak film bulabilecek kadar sinema aşığı, manyağı bir insanım. Ama koymuyorum. Neden? Çünkü motivasyonum yok. Uğraşmıyorum. Ben sırf bu yüzden kendim ingilizce bilenlere hitap eden bir "arşiv" sitesi açtım. Onunla uğraşırım çünkü orası için motivasyonum daha yüksek. Yeni bir planım var sevdiğim yönetmenlerin "cinematopgraphic breakdown" denilen şeyini gerçekleştireceğim, onu ingilizce yapacağım mesela. Neden. Çünkü Türkçe yapsan 10.000 kişilik bir forumda sinema için çok uğraştıklarını iddia eden insanlardan yalnızca onu izleyecek. Bu forumdan bahsediyorum. Yarısı da bok atacak.

Burnu büyük gelebilir ama 2005'ten beri burdayım. Benimle gelen insan buradan bıktı gitti. Çünkü çoğunluğunuz öğrenmek istemiyor, işin havasını atıyor. Evet bize destek verin, sevin, sayın. Buraya girdiğimde birilerine yardım etme isteğiyle yanıp tutuşayım. Ne bileyim konuştuğumuzu üç kişi konuşmayalım.

Arkamızda bir film fabrikası olduğunu hissedelim. Ne bileyim Fulgura kendini bir Philip Bloom gibi göremiyorsa sorumlusu aslında biraz da sizlersiniz. 🙂 Özeti bu.

Ben hala buradayım bildiğimi vermeye çalışıyorum. Çünkü hayata yaklaşımım bu. Kendi yolumu çizemediğim için mi? Olabilir. Belki iddianız bu olabilir. Ama Fulgura, Homeros böyle değil.
Neyse... Bir dokun bin ah işit.

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:12 am
(@fulgura)
Gönderi: 5141
 

Ukalalık olsun diye ekleyeyim:

Blogumu açarken bunu İngilizce yapmak bir an aklımdan geçti ve öyle yapsaydım sanırım binlerce kişiye ulaşırdı. İnadına vazgeçip memlekete hizmet diye ısrarla Türkçe yapayım dedim. Arada bir hala İngilizce bir post atasım geliyor ama duruyorum. Onca yazıyorum ama tepki 1-2. Boşa konuşuyormuşum gibi bir his var. Sırf denemek için bir ara bir kaç İngilizce post atacağım ve yayacağım. Göreceksiniz başkaları görüp gelince bizimkiler gelecek. Genelde böyle oluyor. 🙂

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:25 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Yap Fulgura yapmadığın hata.
Ben ingilizce bilmediğim zamanlarda bile sözlük falan kullanarak, ne demeye çalışıyor olabilir falan diyerek anlamaya çalışıyordum.
İsteyen bir şekilde öğrenir, olmadı abi bunu anlamadım diye sorar, yardım ederiz.

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:26 am
(@response)
Gönderi: 0
 

Doğru söze ne denir

İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:27 am
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

kayıt olalı 3 sene oluyor, sitem de cevap da değişmedi...ben de çok az yol alabildim sinemaya dair....
sorunun cevabı bence şu Adams: sinema zaten yeterince zaman alan bir uğraşı (7/24) o yüzden insanların ikincil bir sinema uğraşısı olan siteye verecek enerjisi kalmıyor.ancak yine de bu gelenek devam ediyor işte. iyi ki de devam ediyor...düşündüm de siteyi devam ettirenlerin motivasyonu nedir bilemiyorum açıkçası..

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:39 am
(@spidervis)
Gönderi: 1242
Admin
 

Verilen cevaplara yerinde bulup, sizlere hak veriyorum. Hatta eksik bile yazmışsınız. Bu meseleyi iğne olarak kabul edersek, ben çuvaldız kısmına değinmek isterim. Nitekim toplumu ve onun alışkanlıklarını değiştirmekten ziyade hizmet şeklini değiştirmek daha kolay. Belki yüzdeyi biraz yanlış hatırlıyorum, birkaç ay öncesine ait bir ankette internete girmeyi facebook'tan ibaret zannedenlerimizin oranı %70. Buna rağmen halen google'a "fesbuk" yazarak arama yapanlar var. Onlar kendilerini biliyor. Bazısı benim siteme öyle geliyor, ordan görüyorum :} Neyse, diyeceğim o ki, internet kullanmayı bilmeyen bir toplumuz. Haberciliğin ve içerik üretmenin, günübirlik sansasyonel kısa yazı ve listelerden ibaret olduğu bir çağda, faydalı bir şeyler konuşalım ve yapalım diye yola çıkmak başlı başına risk.

Kısaca deyip uzun yazıyorum, mazur görün. Teknik detaylara gireceğim. Ana sayfada wordpress kurulu. Şimdi hızlıca baktım reviewit teması 6.1 sürümü. Güncellenme tarihi 13 Temmuz 2012. O günden bu yana arka plana bakılmamış. www.christianfilmdatabase.com da aynı temayı kullanıyor, oradan esinlenilip seçilmiş olsa gerek, neyse o mühim değil. Bunun yanında forum phpbb. İkisi farklı veritabanı ve aralarında bir köprü de yok. Ben zamanında drupal ile phpbb'yi birleştirmiştim ve ana sayfada yapılan yorum foruma da otomatik düşüyordu. Sonra o da patladı tabii, benden başka makale yazan olmayınca :} Bunun gibi bir entegrasyon olması lazım ama yine yetmez. İçeriği, kullanıcıların gözüne sokmak lazım. Foruma girip anasayfaya bakmayan için birkaç link eklemek zor değil. Filmfabrikası fb sayfasında 20k kişi var. Eklenen film veya içerik orada paylaşıldığında en az 100 tık getirir muhtemelen. İçeği kimin yazacağı asıl mesele. Onun için de eskilerin hevesi kırıldıkça, yeni gelen hevesli arkadaşları yönlendirerek açık kapatılabilir. Başka kullanıcılar haberdar olsun gelsin görsün diye güncel sinema filmlerini yorumlayıp, 2015'in en kötü 8 filmi, arnold sivastanegezer'in en kaslı 15 filmi gibi başlıklar atılabilir. Yeni üyelere teşvik olsun diye ayın çaylağı, haftanın en faydalı üyesi veya michael jackson konulu kısa film yarışması yapılabilir.

Tüm bunların neticesinde tahminen seviyenin düşük olduğu çok üyeli çok mesajlı, bol oy veren bir grup olur. Belki 500 koyun yanında 5 de aslan gelir. Bilgi çekebileceğimiz yeni birilerini kazanırız, buradaki ustalar da daha az yorulur. Bilerek, isim vermiyorum :} Benim gördüğüm kabaca eksikler ve yapılması gerekenler bunlar. Naçizane fikirlerim.

Saygılar.

 
Gönderildi : 23/03/2015 4:06 am
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

Ukalalık olsun diye ekleyeyim:

Blogumu açarken bunu İngilizce yapmak bir an aklımdan geçti ve öyle yapsaydım sanırım binlerce kişiye ulaşırdı. İnadına vazgeçip memlekete hizmet diye ısrarla Türkçe yapayım dedim. Arada bir hala İngilizce bir post atasım geliyor ama duruyorum. Onca yazıyorum ama tepki 1-2. Boşa konuşuyormuşum gibi bir his var. Sırf denemek için bir ara bir kaç İngilizce post atacağım ve yayacağım. Göreceksiniz başkaları görüp gelince bizimkiler gelecek. Genelde böyle oluyor. 🙂

senin blog teknik açıdan ciddi bir şeyler öğrenilebilecek en iyi Türkçe kaynak şu anda Fulgura, ben hem çok fazla kişiyi yönlendiriyorum hem de oradan okudum diyen insanlarla da karşılaşıyorum.
Memlekette çok fazla ilgilenen yok bu işin teknik ve sanatsal kısmıyla, sadece bir kısa filmi, belgeseli vs. izleyip sığ bir yorum yapabilecek kapasitede insanlar "iyi - kötü - anlamadım"
.
mesela film fabrikası facebook sayfası 2011 de kurulmuş, 2014 senesinden şu ana kadar 5 bin üyeden 20 bin üyeye çıkmış, son aşağı yukarı iki aydır 20 binin üstüne çıkmıyor. Sayfada bir karikatür paylaşılıyor 200 kişiye kadar beğeni ve paylaşım oluyor, bir ders videosu, kamera arkası videosu bilgilendirici içerik paylaşılıyor en fazla 10 kişi beğeniyor ya da paylaşıyor. Özellikle kendi you tube sayfama yüklüyorum videoyu ki kaç kişi izliyor acaba izleyip de beğenmiyorlar mı diye, yok izlenmiyor da.

Senin düz yazı şeklindeki dersler video ders olsa biraz daha takipçi artar, ama o da çok fazla değil şu anda 200 kişiyse en fazla 2000 kişi olabilir diye düşünüyorum. Çevremdeki sinemayla ilgilenen dostlarım, arkadaşlarım senin blogdan faydalanıyor ama onu biliyorum. Ben de bir şeyi anlamadığımda ilk senin bloga bakıyorum.

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 23/03/2015 4:55 am
(@fulgura)
Gönderi: 5141
 

Yok, ben özellikle yapım işiyle ilgilenen ve amatör/bağımsız bir kitleye hitap edeceğimi biliyordum. Buna "niche market" derler İngilizce'de yani çok çok özel bir kitle. O nedenle öyle yüksek bir rakam olmayacağını tahmin ediyordum ama biraz daha fazla tepki, tartışma vb olur diye düşünüyordum. Günde 20-30 kişi geliyor ve gelenlerin bazıları arama motoru üzerinden "klaket nedir?" gibi sorgularla geliyorlar. Google üzerinden gelenleri göremiyorum bu arada.

Bloğa girenler çok ilginç aslında; dünyanın her yerinden insan var. En çok elbette Türkiye, sonra ABD, İsviçre, Almanya, İngiltere, Rusya, Fransa, Hollanda, Azerbaycan. Yani, Afrika içi ve Doğu Güney Amerika hariç her yerden adam gelmiş. Bazılarının google translate ile okumaya çalıştıklarını farkettim. Bu gurur verici aslında. Demek ki gelenler içeriği görünce gerek görüp Türkçe'yi çevirtmişler anlamak için. Yani işin ilginç tarafı, benim blog mevcut haliyle dahi biz kadar başkasına hizmet etmiş. Türkçe hazırlamama rağmen yabancı merak edip okumuş gibi. Böyle olunca acaba İngilizce hazırlasaydım da bizimkiler mi google üzerinden çevirterek okusaydı diye sormadan edemedim. Amacım bu değil ki içeriği İngilizce'ye çevirsem bile yanında Türkçe bir şey, bir özet de sunarım sanırım. Ama düşünmüyor da değilim. Az güncellememin nedeni bu tepkisizlik. Benim için umduğum gibi düzenli bir çaba olamadı çünkü kendi kendime konuşuyorum gibi geliyor. Yurtdışından dönünce uzun zamandır hayalini kurduğum kendi oluşumum da suya düşmek üzere. Ortaklarım/arkadaşlarım iş güç derdinde; herkes için ek iş bu. Sinema aşk demek ama aşka zaman yok hayat peşinde koşarken. Fulgura Films adını da başkaları aldı biz debelenirken. Kurumlaşırsak adımız farklı olmak durumunda artık. Gruptuk tek kaldık. Kişisel projelerimiz raflarda bekliyor ki aralarında 20 yıllık geçmişi olan var.

Neyse, konu benim blog değil. FF de aynı durumda. Millet facebook üzerinden dalaşmayı daha çok seviyor. Pek üretici bir toplum değiliz bu konuda ki aslında film/video çekmek hiçbir zaman bu kadar kolay olmadı. Herkes popo cebinde HD kamerayla geziyor bugün, herkes en az iki HD kanala video çekip yükleyebilir ama biraz da olsa yaratıcılıkta heveste artış yok. Ne zaman ülkeye yurtdışından dönsem insanımızı üzerine ölü toprağı serilmiş gibi görüyorum. Yaşamaya mecali yok insanların sanki. Memleket bölünmüş, gergin, karanlık. Aslında bu kadar çelişkinin ve ideolojik bölünmenin olduğu yerde sanat patlamalı ama insanlar korkuyor herhalde. Gençlere bakıyorsun Kurtlar Vadisi çekmeye çalışıyorlar hala.

4 yıl önce bir festivalde organizasyon/eleme görevi yaptım yurtdışında. Onlarca festival/yarışma da izledim, katıldım, takip ettim. Gördüğüm; herkes kendi hayatını çekiyor. Yani çıkış noktası kendi. Aralarında kardeşi otistik olduğu için hayatı onun gözüyle çekmeyi düşünüp kamerayı fırının içine, çamaşır makinasına koyup çalıştıran vardı; "benim kardeşim bunları izliyor bütün gün, onu gözü böyle" demiş adam. Hintli bir kız vardı, bir yerden bir 5D bulmuş, bir şiir arka sesi üstüne arkadaşlarını yemek yerken çekmiş. Beyaz ayarı falan gitmiş 2000lerde, herkes turuncu ama kameayı döndürmüş döndürmüş vb vb Yanıma gelip kur yaptı oy verelim diye. O zaman anlattı; film çekmeyi bilmediğini, görüntünün kötü olduğunu bildiğini söyledi; Avustralya'nın en batısında dünyanın en ücra şehirlerinden biri vardır Perth diye. Oradan 6 gün araba kullanarak çölü geçip gelmiş sırf o filmini salonda izletmek için. 3-4 oy aldı en fazla ama memnundu halinden. Bir çocuk vardı, dedesi Güney Vietnam Genelkurmay Başkanı imiş Vietnam Savaşı döneminde. Savaş biterken komünistler güneyi ele geçirince dede güç bela Kanada'ya kaçmış, bulaşıkçılık yapmış birkaç yıl utana sıkıla. Kimseye de söylememişler ailede bizim dedemiz Genelkurmay Başkanı idi diye. Çocuk bunları, filmini yaparken keşfetmiş. Demek ki kendi hayatını, atalarını bile kazdın mı çıkıyor aslında hikaye. Bu ülkede bunca şey olmuş, herkes bir yerden gelmiş, yine de sanki herkes yok olmak istiyor gibi. Arkada üzerinde adın yazacak bir filmciğin olsun, bak insanlar 100 yıl sonra araştırma yapmak için bizi izleyecekler, bizi tarayacak o zamanın uzmanları bugünü anlamak için, kedi videolarını değil diyorsun ama adam hala duygu sömürüsü üstüne kurulu kamu spotu yapıp sağdan soldan beğeni toplamaya çalışıyor.

Neyse coştuk yine gecenin bu saati. Sağlıcakla...

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 23/03/2015 5:32 am
(@berkincelik)
Gönderi: 165
 

Gerizekalı ergenlerin çektiği vine'lar milyarlarca beğeni ve paylaşım alıp, bizim aylarca uğraştığımız filme 5 beğeni geliyorsa, insan yaptığı işin hakettiği değeri görmediğini hissediyor.

 
Gönderildi : 23/03/2015 7:16 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Herkes aynı dertten muzdaripmiş. 🙂
Bu arada arkadaşlar, intercapiller'in sorusuna da cevap bu, bu motivasyonu işte bu başlığa yazan insanlardan alıyorum ben şahsen.

Burada forumu aktif kullanan arkadaşların hiçbirine lafım yok, yanlış anlamayın. Ben bir yandan kendim öğrenmek, bir yandan da bir kişiye faydam dokunursa ne mutlu mantığıyla yapıyorum. Ama işte inter'in dediği gibi "enerji" belli şeylere yetiyor.

spidervis, güzel söylemişsin. Aslında söylediklerinin çoğunu düşündük ettik.
İşte biraz gönüllülük işi bu forum. Ne reklam geliri var ne bir şey var.
Bu söylediklerinden bazılarını da olsa yapmaya gönüllü insanlar olsa bir kısmı yapılır.

 
Gönderildi : 23/03/2015 12:27 pm
(@sataman)
Gönderi: 0
 

Arkadaşlar,tüm yazdıklarınızı okudum:Hepiniz baktığınız açıdan haklısınız.Fakat lütfen yılmayalım.Ben ve benim gibi yüzlerce kişinin bu siteden gerçekten faydalandığına eminim.Her ortamın eksik veya yanlış yönleri olabilir ama genel olarak baktığımda, bu site türkiyede tek.
Lütfen bizleri bilgilendiren arkadaşlar üzerimizden ellerini çekmesinler.Ben paylaşımların hepsine katılamasamda,hepsini hergün okuyor ve takip ediyorum.Herkese herşey için teşekkürler 🙂

 
Gönderildi : 23/03/2015 2:55 pm
(@desert333)
Gönderi: 698
 

Bu forumla tanışalı beri sinema üzerine hergün daha bir azim ve şevk ile okumalarım artıyor ve en eski mevzularda en yeni cahilliklerimi yerle bir ediyorum sağolsunlar buradaki öğretme telaşındaki insanlar sayesinde. Burada olmaktan mutluyum, sinema denilince mutlu olabilecek insanların sitenin ana sayfasının bana kalırsa hiç deişmemeli bu görüntüsünün ruha hitap ettiği bu klasik halini bir uğraş ile bulmaları ve mutluluklarını arttırmalarını düşünmekteyim.

 
Gönderildi : 23/03/2015 6:00 pm
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

forum zaten bizi sektörün içindeymişiz gibi motive ediyor 🙂 eğer forumla ve forumdan tanıştığım insanlarla bağlantım olmasaydı çoktan hevesim sönerdi bu kadar yıl hiçbi şey yapamadıktan sonra 🙂

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 23/03/2015 6:12 pm
(@lethaldoze)
Gönderi: 318
 

butun yazilanlari okudum. Birseyler paylasip yardimci olanlarin hepsi gercekten ozverili kisiler. Keske bende yarisi kadar bilgili olsam da paylasimda bulunsam. Bu siteden cok sey ogrendim ve ogreniyorum. Burayi bulmadan elime kamerayi alsaydim cekeceklerimin ani videosundan ileri gitmeyecegini bilemeyektim. Insallah insanlar bizim gozumuzden sizi gorur de, motivasyonunuz inancinix hergecen gun artar ve hakettiginiz ilgiyi saygiyi gorursunuz.

“Ben istiyorum ki; film, siz sinema salonunu terk ettikten sonra başlasın.”

Jacques Tati

 
Gönderildi : 23/03/2015 9:44 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: