Bu görsel zulmü Nuri Bilge Ceylan olsa yapmazdı.

Acaba hani olur da anlamayız mesajı diye mi "Gütmek ya da Güdülmek: Toplum ve düzen eleştirisi" gibisinden bir başlık seçtiniz? Bir benzetme bu kadar düz mü kurulur?

Artık rengine kadrajına bakmıyorum bile. Ağır bir yorum olduysa afedersiniz.

öncelikle başlık: Gütmek ya da Güdülmek / To shepherd or to be shepherded. içerikteki; anlasılmayacagını düşünseydim filmin içine yerleştirirdim aslında, belki izleyecek olan için izleyip izlememesi konusunda içerik hakkında bilgi vermek için yazılmış birşey. bir mantıga, bilgiye sığındığı surece eleştirinin agırlıgı muhim degil..

Uzun uzun yürümeler yokuş inmeler otobüse binen insanlar. Bu güdülme gütme olayını anlatmak için daha yaratıcı olabilirdiniz diye düşünüyorum.

ben hata olarak görüyorum. biz de uzun görüntüler koyalım, ordan yürüsün kadrajdan çıkana kadar çekelim, sanat filmi diyelim diye uzattıkça uzattık. filmimiz yalnızlığı anlatıyordu ve amacımız seyirciye o yalnızlığın bunaltıcılığını vermekti. yine de minör bir anlam taşımadığı sürece görüntülerin uzatılmasından yana değilim. anlatmak isteğinizi tam olarak veremediğinizi düşünüyorum. güdülmenin otobüse binmek değil de daha vurucu örnekleri üzerinden gidebilirdiniz. teknik olarak fazla sorun görmedim.

Bu görsel zulmü Nuri Bilge Ceylan olsa yapmazdı.

Acaba hani olur da anlamayız mesajı diye mi "Gütmek ya da Güdülmek: Toplum ve düzen eleştirisi" gibisinden bir başlık seçtiniz? Bir benzetme bu kadar düz mü kurulur?

Artık rengine kadrajına bakmıyorum bile. Ağır bir yorum olduysa afedersiniz.
abi aynı düz benzetmeyi Charlie Chaplin de yapmış, Modern Times'in daha giriş sahnesinde yürüyen insanları ve hemen arkasından yürüyen koyun sürüsünü gösterir. Ancak şu da var, Charlie'nin bunu anlatması 10-15 sn sürüyo. yani seyirciyi ahmak yerine de koymamak lazım. Otobüs sürüsüne kaval çaldıktan sonra tekrar tekrar otobüs bekleyen adamları göstermenin gereği neydi, son plana geçilip bitirebilirdi...
Saygılar.

şimdi ben filmdeki tüm planların neden kullanıldığını anlatacak değilim..

benim yaptığım filmin eleştrisine katılmaktan cok sinema üzerine kullandıgım tekniği konuşmak isterim, tabi algılanan bir şey varsa.. yani bir eleştiri ve analiz olacaksa bu konu hakkında

bir birikim sahibi olmak gerekir. iletişimin doğru bir dile dayanması için. aksi takdirde seyircinin beğeni yorumundan ötesini geçmiyor..

Herkese teşekkür ederim fikirleri için..

Efendim hiçbirimiz şu türden bir eleştiri isterim deme hakkına sahip değiliz ve olamayız. Kimimiz bir filmi içeriği, teması, varsa mesajı vb açısından ele alır, kimisi sadece planları, kadrajı alır, kimisi de sadece senaryosunu eleştirir. Ben daha en başta bir anlatı olarak yani varoluş nedeni olarak filmi aykırı ve ters buldum ve bunu belirttim. Renk güzel olabilir, manzara güzel seçilmiştir, sizin "kullandığım teknik" dediğiniz şey sizin için çok önemli olabilir vb ama çıkış noktası ve işleyiş açısından beni kızdıracak nitelikteydi ve ilk mesajımın nedeni budur.

Bu konuda intercapiller'in son mesajına cevaben bir şeyler yazmıştım ama sonra tek bir noktanın gereksiz büyümekte olduğunu farkedip henüz sınırlı olan yorumların ağırlıklı olarak olumsuz olmaması nedeniyle vazgeçtim. Bahsettiğiniz "birikim" yaklaşımı yanlış hatta izlenim olarak şu anda durumu daha da olumsuz hale getiriyor.

Yapılan eleştirileri eleştirmek de forumda o kadar çok yapılıyor ki, insanda eleştirme hevesi kalmıyor...
Halbuki eleştiri irdelemektir, daha iyi anlamak için yapılır...Eleştiriyoruz ki daha iyi anlayalım. Siz de eleştirilmesini istemelisiniz ki daha iyi anlatın...Neden mesajı bu kadar gözümüze soktuğunuzu anlatın mesela...Daha iyi anlayalım tercih mi hata mı...

Efendim hiçbirimiz şu türden bir eleştiri isterim deme hakkına sahip değiliz ve olamayız. Kimimiz bir filmi içeriği, teması, varsa mesajı vb açısından ele alır, kimisi sadece planları, kadrajı alır, kimisi de sadece senaryosunu eleştirir. Ben daha en başta bir anlatı olarak yani varoluş nedeni olarak filmi aykırı ve ters buldum ve bunu belirttim. Renk güzel olabilir, manzara güzel seçilmiştir, sizin "kullandığım teknik" dediğiniz şey sizin için çok önemli olabilir vb ama çıkış noktası ve işleyiş açısından beni kızdıracak nitelikteydi ve ilk mesajımın nedeni budur.

Bu konuda intercapiller'in son mesajına cevaben bir şeyler yazmıştım ama sonra tek bir noktanın gereksiz büyümekte olduğunu farkedip henüz sınırlı olan yorumların ağırlıklı olarak olumsuz olmaması nedeniyle vazgeçtim. Bahsettiğiniz "birikim" yaklaşımı yanlış hatta izlenim olarak şu anda durumu daha da olumsuz hale getiriyor.

şimdi buraya film yüklemenin nedeni kendi adıma yeni bir üye olarak bu işe gönül vermiş insanların (mesleki ya da hobi) bakış acılarına başvurmak, analizlerini eleştirine kulak vermek..
tabi bu gonül vermişlik sadece film izleme merekı değil anlatabiliyormuyum..
bu durum da ''uzun plan koyalım sanat olsun'' geyik kafasında bir yorumla karsılasınca cokta bilgelik içeren yorumlar olmadıgını düşünüyorum. onun dışında şu türden bir şey bekliyorum diye bir şey olamaz zaten, amaca uygun nitelikte yazı oldugu sürece, begenisinin zerre onemi yok.. benim bahsettiğim birikim, forum birikiminden ve burdaki işleyişten ziyade sinema birikimiydi..

neyse siz eleştirinizi yaptınız ben kulak verim size ve diğer düşüncelerini esirgemeyip yazanlara..

Yapılan eleştirileri eleştirmek de forumda o kadar çok yapılıyor ki, insanda eleştirme hevesi kalmıyor...
Halbuki eleştiri irdelemektir, daha iyi anlamak için yapılır...Eleştiriyoruz ki daha iyi anlayalım. Siz de eleştirilmesini istemelisiniz ki daha iyi anlatın...Neden mesajı bu kadar gözümüze soktuğunuzu anlatın mesela...Daha iyi anlayalım tercih mi hata mı...

aslında amaç bu zaten.. filmin adı içeriğini ele versin istedim evet. onun dışında içerikte göze soktugumu düşündüğüm bir durum oluşmadı eger metrobüs sahnesinin uzun oldugunu düşünüyorsanız ben doğru bir matematik kuramamışım demektir, olabilir.. kendimce hesabını vererek kurgulamaya çalıştım..

Bir de şu husus var: Sanatçının olayları farklı bir açıdan ele alması durumu. Metrobüslerin kalabalık olduğu her koşulda, ya bir yaşlı amca, ya bir yaşlı teyze, "Yahu bu ne, hayvan istifler gibi insan mı taşınır?" cümlesine benzer cümleler sarfediyorlar. Dolayısıyla, toplum tarafından sıkça tekrarlanan ve düşünülen bir şeyi, üzerine çokça düşünmeden, başka açılardan bakmadan, yeniden topluma sunmak ne derece kabul görür bilemiyorum. Oysa, herkesin aynı açıdan baktığı bir şeye çok farklı bir açıdan bakılırsa, ortaya çok daha vurucu ve düşündürücü bir film çıkabilir. Tabii ki şahsi görüşümdür, görüşlerinize saygı duyarım.

Bir de şu husus var: Sanatçının olayları farklı bir açıdan ele alması durumu. Metrobüslerin kalabalık olduğu her koşulda, ya bir yaşlı amca, ya bir yaşlı teyze, "Yahu bu ne, hayvan istifler gibi insan mı taşınır?" cümlesine benzer cümleler sarfediyorlar. Dolayısıyla, toplum tarafından sıkça tekrarlanan ve düşünülen bir şeyi, üzerine çokça düşünmeden, başka açılardan bakmadan, yeniden topluma sunmak ne derece kabul görür bilemiyorum. Oysa, herkesin aynı açıdan baktığı bir şeye çok farklı bir açıdan bakılırsa, ortaya çok daha vurucu ve düşündürücü bir film çıkabilir. Tabii ki şahsi görüşümdür, görüşlerinize saygı duyarım.

teşekkür ederim, fikirleriniz için.

0:54 - 1:14 arası karakterden çok kediye odaklandım 😀

Bu görsel zulmü Nuri Bilge Ceylan olsa yapmazdı.

Bayadır foruma girmiyordum. Bir heyecanla girdim ve hayatımdan 7 dakika heba oldu.

Saygılar