Forum

Azap Sabahlar

47 Gönderi
33 Üyeler
0 Reactions
10.6 K Görüntüleme
(@sanitarium)
Gönderi: 239
 

az daha çorbada benim de tuzum da olacaktı.
🙂
kısmet, bi dahakine inşallah.
hayırlı olsun diyeyim buradan

ogni suono diventa realta...

 
Gönderildi : 28/08/2010 4:03 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Bu aralar foruma pek giremiyorum farkındasınızdır, internetsiz alemlerde, uzaklardayım. Filmi tam tatmin edici bir şekilde izleyemedim. Şöyle bir yorumlara göz gezdirdim. Birkaç bir şey söyleyip kaçacağım. Umarım ki daha tatmin edici yorumlar sonra inşallah...

Filmin ilk göz alıcı yanı görseli. Kan efektleri hariç. Ben beğenmedim kan efektini. Ama geri yanı, kameranın etkili kullanımı, renk düzenlemesi hepsi fazlasıyla tatmin edici. Ama bu Eser'in diğer bütün filmlerinde zaten taktir ettiğim bir şeydi.

Eser'in temel sıkıntısı daha önce binlerce defa söylediğim kötü dialog yazımından kaynaklı kötü oyunculuktu. Bu filmde tam etkili bir biçimde filmi izleyememiş olsam da bu sorunun olmadığını gördüm. Ama dediğim gibi tekrar izlemeliyim.

SÜS konusundaki "benzerlik" ise beni mutlu eder. Bunları yapmalıyız. Birbirlerimizin filmlerine gönderme yapmak bir birleşim içinde olduğumuz anlamına gelir. Böyle göndermeleri yapmak her şeyden öte filmleri zenginleştirir. Şimdi Eser bu göndermeyi yapıyorsa filme yeni bir açılım getiriyordur. Ben bu filmi yorumladığımda iki filmi birleştirerek yorumlarım mesela artık. Bunlar zaten ünlü birçok yönetmenin yaptığı bir şey. Referans vermek gibi bir şey. Bir sahneye çok belirgin bir gönderme koyarsak "bu sahneyi şöyle yorumlayın" demektir o, sinema bakışımızı zenginleştirir. Teşekkürlerimi sunarım Esercim. Yeni bir senaryo üzerinde çalışıyorum şu anda, bu filmine bir gönderme yapmak isterim cevap olarak. Daha detaylı yorum biraz sonra.

Herkesin ellerine kollarına sağlık.
Çalışmaya devam.
Eller, kameralar, kurgu aletleri dert görmesin.
Beyinler işlesin...

 
Gönderildi : 31/08/2010 4:27 pm
(@biber)
Gönderi: 0
 

Dikkat: Fena halde spoiler içerir, izlemeden okumayınız

Filmi izlerken kendime sorular sordum. Sonra dedim ki yıllardır takip ediyorum bu siteyi, neden buraya yazmıyorum aklımdakileri? Filmin iyi yönleri yazılmış. Bir çoğuna katılıyorum. Ben de izlerken kendime sorduğum soruları buraya yazıyorum. Bunları birer "hata" olarak adlandırdığım algılanmasın ki haddime değil.

@görkem''in film için yazdıklarını bu yazıya bir önsöz kabul edelim

Bu film daha çok ne anlattığıyla değil "Nasıl" anlatığıyla öne çıkıyor. Acaba film bunu yaparken seyirciden boşlukları doldurma adına çok şey mi bekliyor? Filmin hikayesi anladığım ve kafamda "doldurduğum" kadarıyla şöyle: Evli ve çalışan bir adam, düzenli olarak işine gidiyor. Birgün bir sebepten karısının onu aldatmış olabileceğinden şüpheleniyor. İşten bir gün "Hastayım!" diye izin alıp karısını takip ediyor veya bir dedektif tutuyor (belki de aynı zamanda kiralık katildir bu dedektif). Sonuç: Kadın adamı daha genç veya daha zengin birisiyle aldatıyor. Adam bunu kaldıramıyor ve bir kiralık katil tutuyor. Kiralık katil adamı öldürüyor ve ortaya çıkan pürüzü; cinayeti gören kadını da öldürüyor. Ama bu kadın aslında adamın karısı. Veya belki de bizim adam bunun kocası değildi de "aşkı"ydı. Kadının zengin bir kocası vardı ve kocası ölünce miras bu kadına kalacaktı. Böylece bizim adamla mutlu mesut yaşayacaklardı (belki de hayat sigortası- çifte tazminat). Ya da bizim adam sadece bu kadına saplantılıydı ve sevgilisini-kocasını öldürttü. Sonuç itibariyle kadın hiç bir türlü ölmemeliydi. Bizim adam bunu ıstırabıyla yaşıyor. Bizim adam Kiralık katili öldürüyor ama ona yetmiyor, azap sabahları başlıyor. Ve kendine "sahte" bir kiralık katil tutup onu da öldürünce huzura ereceğini sanıyor ya da kiralık katile hiçbirşey yapamıyor ve " o piç kurusunu nasıl öldürmedim, hayatımın kadınını elimden aldı" diye bunlıma girerek kendisine "sahte" bir kiralık katil tutuyor. Sonunda sahte kiralık katilin gerçekliğine kendini inandırıp , bu kurduğu gerçeklikte "sahte" kiralık katili bu sefer affetmiyor. Huzuru kısa sürüyor veya hiç sürmüyor ve kendi kafasına da sıkarak intihar ediyor.

Olayın nasıl geliştiği önemli mi bilmiyorum. Veya ortada çok yüzeysel karakterler olması bu filme oturmuş mu ondan da emin değilim. ( Bu " emin değilim" ler gerçek anlamıyla "emin değilim" )

Hegel'in film ile igili söylediklerine katılıyorum. Mafyalı kısa film ilk bakışta antipatik geliyor çoğumuza. Sizi bilmem ama (efektin adını hatırlayamadığımdan matrix kurşunu diyeceğim) o silahtan çıkan kurşunu gördüğümüz matrix kurşunu efekti de aynı şekilde. VE uzun süredir "kafaya silah sıkmaca" da aynı şekilde. Bu bir önyargı. Ama kimi filmler 30. saniyede bunların hepsini kullansa da bu durumu yıkabiliyor tabi. Böyle bir durumda acaba kafaya silah sıkma sahneleri 7dk için çok değil mi? 7dkda , 3ü görünen 2si görünmeyen, ölüm çok değil mi. Filmin hemen başında patlayan silah, sonundaki patlamayı daha "olağan" kılmamış mı? Adam filmi başında silahı çıkarsa ama sıkmasa (Yine erkan'ın "abi iyi misin?" cümlesiyle kendine gelse ve aslında silahı hiç çıkarmamış olsa), ya da elini çantaya atsa ama biz hiç silahı görmesek final daha etkileyici, daha şok edici olabilir miydi? Bu kadar boşluk doldurmamızı bekleyen film çanatadaki silah konusunda fazla " göze sokmuş" olmuyor mu? Yine finalde her sabah bin kere ölen bizim adam balıkçıyı kafasından vurduktan çok kısa bir süre sonra çok bilinçli bir halde kendi kafasına sıkmış gibi olmamış mı? Yani ne bir şok, ne bir duraksama: Olmaması daha mı iyi? olsa daha mı iyi olurdu? O sahne Adam balıkçının kafasına sıkınca dramatik bir hal alıyor ve bu adamın kendi kafasına sıkmasıyla bitiyor. Yakalanan bu an sanki çok kısa sürüyor. Yine finaldeki müzik. Böyle insanı parçaları birleştirmek zorunda bırakan bir film bittiğinde müziğin kesilmeyip aynı ritim ve "volume" ile devam etmesi, bir düşünme payını insandan alıyor mu acaba? ekran kararınca kesilse daha mı etkili olurdu? Ya da Erkan'ın ilk dayak yediği sahne sonrasındaki kararma ne kadar işlevsel? Geçiş nasıl yapılabilirdi ben de bilmiyorum. Belki de o kararmada yazardı filmin adı, bilemedim. erkan teklifi aldıktan sonraki geçiş, erkan bir uyuklama yaşıyor, işte orası gibi güzel bir geçiş nasıl olabilirdi? Erkanın adamın yanına ilk oturuşundaki kesmeler, sıçramalı kurgu ne kadar işlevsel? O sahnede biz de aynı adam gibi olayı gerçek sanarken, o kurgu orada bizi kopartıyor mu acaba? Orası için gerekli bir yabancılaştırma mıydı? Orasıyla ilgili kafamdaki aslı soru şu: sıçramalı kurgu hala bir yabancılaştırma etkisi mi yoksa kanıksadık ve böyle bir amaç için artık işlevsiz mi?

görüntü kurgusunda ise pek önemli olmayan ama gözüme batan bikaç şey:


ilk plan bir yakın plan. kamera aktüel, sağa sola aşağı yukarı kendi içinde sallanırken aynı zamanda hareketi takip ediyor. Hemen ardından gelen plan ise bir genel plan ve kamera sabit. İlk planın dinamikliği ve gizemi ikinci planda birden kayboluyor. Nasıl olacaktı ki? diye düşündüm. ilk plan sabit olsaydı, ikinci planda da gizem korunsayı (Adam direk genel planda görünmeseydi) yerine 3. plan olsaydı (orta plan) veya yine adamın kimliğini belli etmeyen gizemli bir yakın plan mı takip etseydi ? Bu iki plan ard arda bi sorun varmış gibi duruyor ama göründüğü üzere sorunu tam anlamıyla çözemedim


Sonraki planlardan bu iki, plan ard arda kurgulandığında Erkanın ikinci kadrajda da görünmesi sanki anlık bir sersemleme yaşatıyor


çok sık karşılaştığım için bunu da sorayım. Yine ard arda kurgulana bu iki planda Erkan orta plandayken adamın yakın planda kalmasının bir işlevselliği var mı


Burda ise bir aks atlaması var.

Bunlar filmi izlerken filmin bana düşündürttükleri. Sonuç olarak filmi beğendim. Bu kadar yazmamın sebebi ise gerçekten filmin ciddiye alınarak ve düşünelerek hazırlandığının fark edilir olması.

 
Gönderildi : 02/09/2010 4:04 am
(@eserdem)
Gönderi: 703
Başlığı açan
 

@biber oldukça detaylı aktarmışsın fikirlerini, öncelikle çok teşekkür ederim. ancak aynı şekilde söylediklerine detaylı cevaplar verirsem işin büyüsü kaçacaktır 🙂 özet olarak filmde gördüğün şeylerin yönetmenin tercihleri olduğunu belirtebilirim. yani, film "en etkili" benim yaptığım şekilde olurdu demiyorum; sadece yönetmenin tercihi bu şekildeydi. elbette daha farklı anlatımlar çıkabilirdi, ancak benim kafamda böyle birşey vardı ve ben bunu resmetmeye çalıştım. ayrıca lineer, pasif bir anlatım yerine hikayedeki bazı boşlukların izleyici tarafından doldurulmasını istedim.

cehalet mutluluktur

 
Gönderildi : 10/09/2010 3:39 pm
(@eserdem)
Gönderi: 703
Başlığı açan
 

Filmin kamera arkası görüntüleri de ilk sayfaya eklenmiştir (spoiler içerir).

cehalet mutluluktur

 
Gönderildi : 10/09/2010 3:42 pm
(@sena_rist)
Gönderi: 45
 

İlk izlediğimde birşey anlamadım açıkcası , ardından bir kez daha izlediğimde gayet başarılı buldum . İki arkadaşında oyunculukları fevklade ..

Başarılar diliyorum gerçekten elinize sağlık .

 
Gönderildi : 11/09/2010 3:03 am
(@ercane)
Gönderi: 714
 

Azap Sabahlar Ankarada finalist ! tebrikler 🙂

http://www.filmfestankara.org.tr/tr/duyurular/goster/37 " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 24/01/2011 8:18 pm
(@hasancingiz)
Gönderi: 144
 

e ne zaman göreceğiz filmi

 
Gönderildi : 25/01/2011 5:39 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
 

Tebrikler eser 🙂

 
Gönderildi : 02/02/2011 8:01 pm
(@enjeksiyon)
Gönderi: 1450
 

Başlıkta hiç mesajım olmamasından çok utandım 🙂 Esercim eline sağlık tebrikler finalist de olmuşsun. Ben senin iyi bir yönetmen olduğuna inanıyorum. Bu yüzden filminde oynadım. Fakat ondan sonra da hiç bir filmde oynamadım ama 😀

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 03/02/2011 1:23 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Filmi Ankara Film Festivali'nde bir kere daha perdede izledim.
Erkan'ın oyunculuğu gerçekten iyiymiş.
İzlediğim seansta filmlerin çoğunun kötü olmasından dolayı değil, gerçekten iyi bir film.
Görsel ve atmosfer olarak çok çok iyi.
Sorunum yalnızca senaryoyla o kadar.

İzlediğim seansta sadece "Uşak Hesabı" ismindeki bir filmi daha iyi buldum.
Eser'in yarışmada şansı var bence. Ödül alırsa sahnede ben alıyorum değil mi ödülü eser, hehehe 🙂

First of all, I want to thank... 🙂

 
Gönderildi : 23/03/2011 1:53 am
(@verbal_kint)
Gönderi: 612
 

Kurmaca dalında ''Bisiklet'' filmi de çok iyi bir film.İyi bir çekişme olacak gibi 😀
bana bisiklet ve berf demeyin abi.
zaten o ikisinin olduğu festivalde diğerlerinin hiç şansı yok.
net ikisi de birinci ve ikinciliği paylaşırlar.
geçmiş olsun.

http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 26/03/2011 7:35 am
(@zuuaa)
Gönderi: 0
 

Kurmaca dalında ''Bisiklet'' filmi de çok iyi bir film.İyi bir çekişme olacak gibi 😀
bana bisiklet ve berf demeyin abi.
zaten o ikisinin olduğu festivalde diğerlerinin hiç şansı yok.
net ikisi de birinci ve ikinciliği paylaşırlar.
geçmiş olsun.

+1

adam bu sene festivallerden eli boş dönmedi

3 2 1 Akııyoorrrr!

 
Gönderildi : 26/03/2011 12:11 pm
(@gbafilm)
Gönderi: 36
 

Filmin yönetmeni Serhat Karaaslan bencede kesinlikle eli boş dönmeyecektir.Bisiklet filmi ilk 3'e giremezse kazanan filmleri merakla izleyeceğim.

 
Gönderildi : 27/03/2011 1:29 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Törenden geldim şu an. Bisiklet aldı en iyi film ödülünü.

 
Gönderildi : 28/03/2011 12:43 am
Sayfa 3 / 4
Paylaş: