Benim son yıllar izlediğim en başarılı komedi filmlerinden biri Çalgı Çengi. Bunu tekrar belirteyim öncelikle. Daha sonra Görkem'in yorumlarıyla ilgili düşüncelerime geçeyim.
Aslında Görkem söylediklerinde belli oranda haklı. Filmi başarısız sayabileceğimiz kadar olmasa da haklı olduğu şeyler var bana kalırsa. Öncelikle filmi ilk izlediğimde yeterince havasına giremedim ve çok da fazla gülemedim. Fakat sonradan sahneler ve diyaloglar aklıma geldikçe gülüp durdum. Bunun üzerine 2. kez sinemada izledim ve bu kez senaryoyu takip etmeyi bırakıp tamamen diyaloglara güldüm kahkahalarla.
Bunun sebebi gerçekten dramatik yapı konusunda sıkıntılı olması filmin. Zaten sonunun havada kaldığını söylememize bile gerek yok. İnsan o kadar süre izlediği filmden gerçekten sağlam bir final bekliyor. Bunun dışında özellikle Murat Cemcir'in hayal ettiği sahnelerden gerçeğe dönüşlerde bir eksiklik var, çok sakin geçiyor ve aslında çok güldürebilecekken sadece sırıttırıyor. Belki bir efekt ya da sesle geçse tadından yenmezdi.
Belki de düşük bütçeden dolayı az mekanda geçiyor film fakat böyle bir filmde karakterlerimizin başına daha aksiyonlu olaylar gelseydi, daha çok mekan ve heyecan katılsaydı filmin temposu da yükselirdi diye düşünüyorum. Yani muhabbetler o kadar komik ki, ben tekrar tekrar açıp izleyip gülüyorum ama birçok izleyici daha sürükleyici bir hikaye bekler sanırım.
Bir de çok merak ettiğim bir şey var, sevgili Selçuk yanıtlarsa çok mutlu olacağım. Nakliyecilerin şefi olan eleman neden konuşmasını sürekli değiştiriyor? Bazı sahnelerde şiveli konuşurken bazı sahnelerde İstanbul ağzıyla çok düzgün konuşuyor. Bu bilinçli yapılmış bir şey mi, öyleyse neden? Çünkü oyunculuk devamlılığında hata var gibi algıladım sebebini çözemediğim için.
Özetle artısı eksisiyle Türkiye'de yapılmış en iyi komedi filmlerinden biridir benim gözümde. Güncel mizah anlayışını görebileceğimiz çok iyi bir örnek olmuş. Hani nasıl Penguen bitti Uykusuz devrine girdik, sinemada da bu tarz komediler güncel mizah anlayışının son noktası bana kalırsa.
Benim son yıllar izlediğim en başarılı komedi filmlerinden biri Çalgı Çengi. Bunu tekrar belirteyim öncelikle. Daha sonra Görkem'in yorumlarıyla ilgili düşüncelerime geçeyim.
Aslında Görkem söylediklerinde belli oranda haklı. Filmi başarısız sayabileceğimiz kadar olmasa da haklı olduğu şeyler var bana kalırsa. Öncelikle filmi ilk izlediğimde yeterince havasına giremedim ve çok da fazla gülemedim. Fakat sonradan sahneler ve diyaloglar aklıma geldikçe gülüp durdum. Bunun üzerine 2. kez sinemada izledim ve bu kez senaryoyu takip etmeyi bırakıp tamamen diyaloglara güldüm kahkahalarla.
Bunun sebebi gerçekten dramatik yapı konusunda sıkıntılı olması filmin. Zaten sonunun havada kaldığını söylememize bile gerek yok. İnsan o kadar süre izlediği filmden gerçekten sağlam bir final bekliyor. Bunun dışında özellikle Murat Cemcir'in hayal ettiği sahnelerden gerçeğe dönüşlerde bir eksiklik var, çok sakin geçiyor ve aslında çok güldürebilecekken sadece sırıttırıyor. Belki bir efekt ya da sesle geçse tadından yenmezdi.
Belki de düşük bütçeden dolayı az mekanda geçiyor film fakat böyle bir filmde karakterlerimizin başına daha aksiyonlu olaylar gelseydi, daha çok mekan ve heyecan katılsaydı filmin temposu da yükselirdi diye düşünüyorum. Yani muhabbetler o kadar komik ki, ben tekrar tekrar açıp izleyip gülüyorum ama birçok izleyici daha sürükleyici bir hikaye bekler sanırım.
Bir de çok merak ettiğim bir şey var, sevgili Selçuk yanıtlarsa çok mutlu olacağım. Nakliyecilerin şefi olan eleman neden konuşmasını sürekli değiştiriyor? Bazı sahnelerde şiveli konuşurken bazı sahnelerde İstanbul ağzıyla çok düzgün konuşuyor. Bu bilinçli yapılmış bir şey mi, öyleyse neden? Çünkü oyunculuk devamlılığında hata var gibi algıladım sebebini çözemediğim için.
Özetle artısı eksisiyle Türkiye'de yapılmış en iyi komedi filmlerinden biridir benim gözümde. Güncel mizah anlayışını görebileceğimiz çok iyi bir örnek olmuş. Hani nasıl Penguen bitti Uykusuz devrine girdik, sinemada da bu tarz komediler güncel mizah anlayışının son noktası bana kalırsa.
Şinasi filmin başında efendi adam takılıyor istanbul çocuğuymuş gibi kendini zorlayarak düzgün konuşmaya çalışıyor. "yok abi biz doyduk" "bu da tabut gibi ağır şerefsizim" gibi bununla birlikte ölçemeyeceği bir tehlike gördüğü an yine başlıyor efendi ayağına ne vakit sindirebileceğine inandı efelk taslamaya başladı kendini bırakıyor zorlamadan eğmeden bükmeden konuşuyor ne vakit atar oğlana bağlasa şiveli konuşmaya başlıyor kendini bırakıyor çünkü...
Final ile alakalı ise daha finale iki film var. İkincinin de sonu hava kaldı diyeceksiniz de ne yapayım 😀 final üçüncü filmde elimden gelen bir şey yok 😀
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
Uzatacağım diyorsun yani... 🙂
En büyük korkum çok iyi bir filmi üçleme geyiğine kurban etmen.
Ama sana da güvenimiz var Selçuk'um yani, bakalım hayırlısı olsun. 🙂
Dün arkadaşlarla filmi evde tekrardan izledik. Açıkçası sinemada daha çok güldürmüştü. Belki de sadece 2. kez izlediğimden de olabilir bilmiyorum. Ama yani yine de iyi yani kötü demiyorum sadece ilk izlediğimde bayağı bir güldürmüştü bu sefer o kadar yarılmadım açıkçası.
" onclick="window.open(this.href);return false;
Ben bunu tesadüfen gördüm. Görmeyen ve görmek isteyecek arkadaşlar mutlaka vardır.
Cem Yılmaz ile film üzerine yapılmış bir röportaj.
Aydemirse kendi mi yaptı gerçekten acep?
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Ben bunu tesadüfen gördüm. Görmeyen ve görmek isteyecek arkadaşlar mutlaka vardır.
Cem Yılmaz ile film üzerine yapılmış bir röportaj.
Aydemirse kendi mi yaptı gerçekten acep?
Evet, TİM Maslak show centerda Cem Yılmaz'ın yan kulisinde çektik. ( Canon 7D 😀 + vegas )
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
Abi kimin ne dediği, diyeceği, izlenme oranı hiç umrumda değil hatta yönetmeni bile kötülese ki yapmaz sanırım 🙂 bence bu film Türk komedi filmleri kategorisinde kesin ilk 3'tedir.
Hala esprilerini yapıyorum, aklıma geldikçe gülüyorum hele İç Anadolu'lu hangi tanıdığımı görsem ''Dayıoğlu'', ''Deyzoğlu'' ''Gurkan'' diye hitap ediyorum.
NOT : Bütün İncesululara selamlar...
NOT 2 : Selçuk abi bilmiyorum ikinci filmin çekimleri başladı mı bitti mi ama abi n'olur beni figüran yap. Hatta oynatmayı boşver sen beni çağır ben sette çay taşırım 🙂
Behzat Ç.'nin son bölümü gösterdiki biz deyzeoğullarını özlemişiz.2. filmi bekliyoruz biran evvel.
El alemin Hangover'ı (Felekten Bir Gecesi) varsa bizim de, Çalgı Çengimiz var.
Umarım Hangover II'de gördüğümüz, aynı senaryonun, mekan ve espri değiştirilerek sunulmasını;
Çalgı Çengi II'de görmeyiz.
Deccal, gördüm seni sobe.
Facebook'tan takip ediyoruz zaten. Çalgı Çengi 2 geliyor. 🙂
Selçuk; FF üyelerini bir sete davet etsen orada kısa bir workshop yapsan gençler için iyi olmaz mı?
Selçuk; FF üyelerini bir sete davet etsen orada kısa bir workshop yapsan gençler için iyi olmaz mı?
aynen katılıyorum...! ve sabırsızlıkla bekliyorum... hatta arada yönetmenlik koltuğunu bize bırakıp dışarda bi sigara falan iç gel sen, kendine çok yüklenme herkesin yardıma ihtiyacı olabilir 😀
sette hala sandwiçmi yeniyo, yoksa arada menemen yapıp midenize süpriz hazırlıyomusunuz 🙂
Yönetmen olmayı aklınıza koyduğunuz anda zaten birer yönetmensinizdir. Kendi adınıza bir kart bastırın, altına yönetmen olduğunuzu yazın ve bütün arkadaşlarınıza dağıtın. Robert Rodriguez
Selçuk; FF üyelerini bir sete davet etsen orada kısa bir workshop yapsan gençler için iyi olmaz mı?
süper bi fikir :))
dünya cesurlarındır!